Tiyatrolar
Skecler
Oyunlar
İstiklal
İstiklal Tiyatro
İstiklal tiyatrosu
İstiklal skeci
İstiklal oyunu
Cocuk oyunları
Cocuk skecleri
Cocuk tiyatroları
İSTİKLAL
İstiklal|Tiyatro Tarihi ve Skecler
(Perde)
KİŞİLER
ADALI HUSEYİN (30 yaşında) - İHTİYAR KoYLU (70 yaşında) - KAZA KAYMAKAMI (40 yaşında) - HAPİSHANE MUDURU (60 yaşında) - SAVCI (35 yaşında) - ADLİYE MUFETTİŞİ (45 yaşında) - BİR ECNEBİ SUBAY (30 yaşında) TERCUMAN (50 yaşında) - İKİ JANDARMA
SAHNE
(Akdeniz kıyılarında bir kaza merkezinin hapishanesinde mudur odası Sağda ve solda iki kapı Bir koşede bir yazıhane, telefon, birkac sandalye Vakit gece Hapishane muduru yazıhanenin başında uyukluyor Bir koşede bir hasır sandalye ustunde ak sakallı bir ihtiyar koylu, başını elleri arasına almış, dalgın dalgın duşunuyor Dışarıda kopeklerin uluduğu işitilir Sonra bir araba sesi)
BİR JANDARMA (Kapıdan girerek mudure) Mudur bey, Kaymakam, beyle Savcı bey geldi Yanlarında bir de yabancı var
MUDUR (Yerinden fırlayıp ustunu başını duzelterek) yursunlar buyursunlar
(Kapıya doğru koşar) (Savcı, Kaymakam ve Adliye Mufettişi sahneye girerler) KAYMAKAM (Muduru Mufettiş'e takdim eder) Hapishane Muduru Arif efendi (Mufettişi gostererek) adliye Mufettişi beyefendi Gece yarısından sonra kasabaya teşrif ettiler
MUDUR Sefa geldiniz beyefendi Gece yansından sonra teşrif ettiğinize nazaran hic uyumamış olacaksınız
MUFETTİŞ Evet efendim oyle oldu Kasabanın bir heyecanlı gecesine rastgeldik
KAYMAKAM (Muduru suzerek) Siz de pek uyumuşa benzemiyorsunuz
MUDUR (Gulumseyerek) İyi keşfettiniz Kaymakam bey Bendeniz de uyumadım On beş seneden beri kasaba hapishane muduruyum İlk defa idam cezasına tesaduf ediyorum (İcini cekerek) Duğunler gibi bu işler icin de az cok hazırlık lâzım geliyor Gecerken belki gormuşsunuzdur Cami meydanında darağacım kuruyorlar Ara sıra cıkıp nezaret ediyorum
SAVCI (Gulerek Mufettiş'e) Mesleğine pek uymaz amma hapishane mudurumuz şairdir Eski tarzda gazeller yazar Boyle bir vakanın kendisini ne kadar muteessir edeceğini tahmin buyurursunuz
MUDUR Muteessir olmamak elde değil Maamafih bendeniz o kadar yufka yurekli bir insan değilim Bilhassa vazife başında Yani bendenizi oyle zayıf, iradesiz, aciz, korkak bir insan olarak tanımamanızı rica ederim Mufettiş bey
MUFETTİŞ (Gulumseyerek) Ne munasebet efendim İdam, cezaların en ağırıdır Bu cirkin olum en taş yureklileri bile muteessir eder Fakat ne yaparsınız ki zarurî Umumun selâmet ve emniyeti icin ara sıra bu careye başvurmak lâzım geliyor
KAYMAKAM Maalesef oyle Mufettiş bey Meselâ biraz sonra asılacak adam memleketin en uslanmaz bir capkınıydı Butun kasaba halkı ondan yaka silkerdi Bircok kimseler onun asılmasını bir bayram addediyorlar
MUDUR Hakikaten oyle Mufettiş bey Adalı Huseyin denen bu adam iki gunde bir vukuat cıkarır, buraya gelirdi Birkac gun yahut birkac ay yattıktan sonra hapishaneden cıkarken dilim donduğu kadar, nasihat ederim Sozlerim bir kulağından girer, bir kulağından cıkardı "Pekâlâ Mudur bey, pekâlâ Uslu otururuz amma insanlık halidir Sen yine ihtiyaten benim odayı hazır tut" derdi Hasılı Adalı burasını otele cevirmişti
KAYMAKAM Ona nasihat eden sade Mudur bey değildi Ben de senelerce bu capkınla uğraştım Hattâ, bu başına gelecek şeyi evvelden kendisine haber verdim; "Adalı! Sen bu gidişle galiba darağacında can vereceksin" dedim
SAVCI Ne yapalım, kendi duşen ağlamaz
MUFETTİŞ (Kaymakama) Benim, meseleden haberim yok Bir kadın meselesi demiştiniz değil mi efendim?
KAYMAKAM Evet bir kadın meselesi Yolsuz bir kadın icin memleketin en kahraman, en temiz bir delikanlısına kıydı
SAVCI Kanaatimce kimsenin olumu bu serserininki derecesinde haklı olamaz
MUFETTİŞ (Koşedeki duşunen ihtiyarı gorerek) Bu adam kim?
HAPİSHANE MUDURU oldurulen bicarenin babası
MUFETTİŞ Burada ne arıyor?
KAYMAKAM Dun ayaklarıma kapandı "izin verin oğlumu oldurenin nasıl olduğunu gozumle goreyim" diye yalvardı
MUFETTİŞ (İhtiyara doğru yuruyerek merhametle) Baba keşke sen gidip yatsan Bak ihtiyarsın Oturduğun yerde uyukluyorsun Hasta olacaksın
KoYLU (Yavaş yavaş yerinden kalkar) Ben mi uyukluyorum bey? Aylardan beri bir gece gozume uyku girdi mi sanıyorsun? Cocuğum gozumun onunden gidiyor mu ki gozlerim kapansın
MUFETTİŞ Hakkın var baba Allah sana sabır versin Demek istediğim şu ki, senin beklemene luzum yok İntikamın alınacağından emin değil misin? Oğlunun katili biraz sonra cezasını cekecek
KoYLU "Onun ipini bana cektirin" diye yalvardım, razı olmadılar Bari gozumle goreyim olum kolay mı imiş (Goğsune yumrukla vurup icini cekerek ve ağlayarak) Ah, bey benim oğlumu goreydin sen de yanardın ya Ne filiz gibi delikanlıydı! İki elim koynumda kaldı Yazık değil mi bu yaşta bana?
KAYMAKAM (Mufettişe) Bu adamın hali hakikaten yurekler acısıdır Dediği gibi oğlundan başka kimsesi de yoktu Şimdi boyle surunecek vaziyete duştu
MUFETTİŞ Vah bicare vah
KAYMAKAM (Saate bakarak) Vakit geliyor galiba Mudur bey
MUDUR (Asabiyetinden sakallarını cekerek) Ah şu gece bir gecse Şu iş bir hayırlısıyla olup bitse (Dışarıda kopek ulumalarıyla karışık birkac otomobil kornası Bir otomobilin sokakta durduğu işitilir)
KAYMAKAM Garip şey Kasabamızda otomobil yok Bu saatte kim gelmiş olabilir?
MUFETTİŞ Şunu bir anlayım bakalım Mudur bey
MUDUR Hay hay efendim
(Mudur soldaki kapıya giderken kapı acılır, jandarma girer)
JANDARMA (Kaymakama) Efendim bir ecnebi subayı ile tercumanı geldi Sizi istiyorlar Evinize uğramışlar Burada olduğunuzu soylemişler
KAYMAKAM Bir ecnebi subayı mı? Şaşılacak şey
(Kapıda formalı bir ecnebi subayı gorunur Goğsunde buyuk bir kordon var Arkasında orta yaşlı bir tercuman) j:
JANDARMA (Tercumana Kaymakamı gostererek) Kaymakam bey bu beyefendidir
KAYMAKAM Buyurun efendim Beni mi istedinizKimsiniz?
(Subay ve Tercuman selâm verirler)
KAYMAKAM (Sandalye gostererek) Buyurun efendim
(Subay işaretle reddeder)
TERCUMAN Kaymakam bey zatıâlinizsiniz değil mi?
KAYMAKAM Evet
TERCUMAN (Bozuk bir telâffuzla) Devlethanenizde aradıksa burada olduğunuzu soylediler (Subayı gostererek) Binbaşı efendi kumandan "Galo" Hazretlerinin baş yaverleridir Kendisini kumandan Galo Hazretleri sureti mahsusada gondermişlerdir
KAYMAKAM Kumandanın arzulan nedir?
TERCUMAN Efendim burada Adalı Huseyin isminde bir delikanlı idama mahkûm edilmiş Sanırım ki birkac saat sonra hukum infaz edilecekmiş Malûmu âliniz bu cocuk "Terma" Adası ahalisindendir "Terma" Adası beş sene evvel Turkiye Devletinden ayrıldı ise bu delikanlı da Turkiye'ye gelip yerleşmiştir Ancak kendisinin "Terma" Adasından kaydı silinmemiştir Yani şunu demek isterim ki bu delikanlı bugun Turkiye tabiiyetinde değildir Hattâ buyuk kardeşi "Resul Efendi" Terma'da belediye reisidir Devlete cok buyuk hizmeti vardır Resul efendi yeni hukumeti metbuasına muracaat etmiş, Turkiye Devletinin kapitulâsyonlar mucibince bu Adalı Huseyin'i muhakeme ve idam etmeye hakkı olmadığını soylemiştir Sozu uzatmayalım Neticede talebi haklı gorulmuş Adalı Huseyin'in yaver efendi vasıtasıyla salimen kumandana teslim edilmesi istenilmesine karar verilmiştir Bereket tam zamanında yetiştik
(Kaymakam, Sava, Mufettiş, Hapishane Muduru hayretle birbirlerine bakarlar aralarında konuşurlar)
KAYMAKAM Tercuman efendi İzahatınız bize biraz karışık geldi Kanunlarımızın idama mahkûm ettiği bir adamı size teslim etmemizi mi istiyorsunuz?
TERCUMAN Evet Kaymakam Bey
KAYMAKAM Devlet mahkemesinin idama mahkûm ettiği bir mucrimi kimsenin kimseye teslim etmeye hakkı yoktur Bunu kumandan Galo Hazretleri de pek iyi bilirler TERCUMAN (Yaverle konuştuktan sonra kustah bir tavırla) Yaver efendi buyuruyorlar ki General Galo Hazretleri lâzım gelen hakkı ve kuvveti kendilerinde bulmasa idiler boyle bir işe teşebbus etmezlerdi (Soğuk bir sukût)
TERCUMAN (Sinsi ve kustah) Kaymakam bey bendeniz Turkiye'de buyumuşum Turkleri severim İstemem ki onlara bir zarar gelsin Onun icin musaade ederseniz hakikati daha acık soyleyeyim General Galo Hazretleri bu akşam Vali Paşaya bir nota vermişler, Adalı Huseyin sağ salim teslim edilmezse maalesef kuvvete muracaat edileceğini beyan etmişlerdir Gece olmasa idi de şu yokuşun başına cıksa idik bir zırhlı ile iki torpitonun kasabaya toplarını cevirip durduğunu gorurdunuz Bu fevkalâde nazik bir meselei siyasiyedir anlıyorsunuz? (Adliye mufettişi kendi kendine soylenerek dolaşır)Ne rezalet Ne tahammul edilmez rezalet yarabbi!
KAYMAKAM Peki Vali Paşa ne cevap verdi?
TERCUMAN Vali Paşa mabeyinden yetişme bir ferasetli paşadır Amiral, Galo Hazretlerinin notalarıyla beraber size şu tezkereyi gonderdi
(Yavere işaret eder Yaver buyuk bir zarf cıkartıp Kaymakama verir)
TERCUMAN Buyurunuz beyefendi
(Kaymakam buyuk bir heyecan icinde zarfı yırtar Kâğıtları cıkarır Mufettiş, Savcı ve Hapishane Muduru de ona yaklaşırlar, sessizce okurlar Sonra heyecan ve nefretle birbirlerine bakarlar)
KAYMAKAM Ne dediniz?
SAVCI Kepazelik
MUFETTİŞ Namussuzluk Devlette iki paralık haysiyet bırakmadılar
SAVCI Ne bedbaht insanlarmışız yarabbi!
KAYMAKAM Şimdi ne yapacağız beyefendiler İsabet ki yalnız değilim
SAVCI Evet, seri bir karar vermek lâzım
MUFETTİŞ (Buyuk bir umitsizlik icinde acı acı gulumseyerek) Karar verilmiş gitmiş Elinizi yuzunuze kapayıp Adalı'yı bunlara teslim etmekten başka yapılacak ne iş var? KAYMAKAM (Ellerini oğuşturarak) Ben namussuzluğu nasıl yapacağım?
MUFETTİŞ (Deli gibi) Sana ne oluyor azizim? Ecnebi kapitulâsyonu kabul eden bir devlet her turlu --------liği ezelden kabul etmiş, sineye cekmiş bir devlet demektir Vali Paşa, mabeyin usulu, lâkırdıyı ağzında gevelemekle beraber Adalı'nın teslimini hemen acıktan acığa emrediyor (İhtiyar koylu bu muhavereye kulak kabartmıştır Fakat pek anlayamamıştır)
İstiklal Tiyatro
İHTİYAR (Yavaş yavaş kaymakama yaklaşır) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası icin bana da anlatın
KAYMAKAM (Hiddetle) Ne olacak baba Oğlunun katili ecnebî tebaasıymış Duşman gemileri ustumuze toplarını cevirmişler Adalı'yı istiyorlar Sağ salim onu teslim edecekmişiz
İHTİYAR (Evvelâ vurulmuş gibi sendeler, sonra derin ve saf bir bakışla Kaymakam ve arkadaşlarına) Etmeyin efendiler Benim gibi dertli bir ihtiyarla eğlenmek gunahtır Sizin gibi efendilere yakışmaz
KAYMAKAM Ne eğlenmesi baba Bizde eğlenecek hal var mı?
İHTİYAR (Kaşlarım catarak ağır ağır) Eğleniyorsunuz Koca devlet, koca Turk Devleti; mahkemesinin kararını bozdurur mu? Mahkûmunu eliyle duşmana teslim eder mi? Bunu benim ihtiyar kafama sokamazsınız
MUFETTİŞ (Derin bir teessur icinde) Sus baba sus Bu sozlerinle bizleri, memleketin munevver denen adamlarını yerin dibine sokuyorsun
KAYMAKAM (ihtiyarın omuzunu, yanaklarım okşayarak) Bunun sebeplerini sana anlatmak, senin saf, mubarek başına sokmak kabil değil babacığım Fakat bu iş boyle Bizim de senin kadar yureğimiz yanıyor Utancımızdan yere geciyoruz Fakat boyle itaat edeceğiz, Adalı'yı teslime mecburuz
İHTİYAR (Teessuru gittikce korkunc bir hiddete donerek bağırmaya başlar) Kabul etmem Ben adalet isterim Kanıma kan isterim Bu milletin namusu var Siz onu teslim etseniz bile ben parcalarım Bakmayın ihtiyarlığıma, ben de genc oldum, bu milletin namusu icin ben de kanımı doktum (Ecnebi zabitine hucum edecek gibi) Sen kim oluyorsun? (Jandarma İhtiyarı kolundan yakalar)
KAYMAKAM Baba aklının ermediği işe karışma Canımızın sıkıntısı zaten kendimize yetiyor
İHTİYAR Bey sen buranın kaymakamısın Buyuğiimuzsun Yarın ahrette iki elim yakanda olsun eğer
KAYMAKAM (Hiddetle bağırarak) Sus dedik baba Şimdi seni dışarıya attırırım (Tercumana) Yaver efendiye soyleyin Mazur gorsunler Bu adam cocuğunun acısıyla ne yaptığını bilmeyen bir zavallı babadır
TERCUMAN Malûm efendim, malûm Yaver efendi deanlamıştır Ziyam yok
KAYMAKAM (Mufettiş ve Savcıya) Adalı'yı veriyoruz değil mi?
MUFETTİŞ (Omuz silker) Başka care var mı? ^
SAVCI Ne zillet yarabbi ne zillet
MUDUR Bu gidişle bakalım daha neler goreceğiz
KAYMAKAM (Mudure) Adalı uyanık mı?
MUDUR Uyandırmıştık
KAYMAKAM Bu sabah asılacağını biliyor muydu?
MUDUR Maalesef biliyordu Adalı'ya fena halde diş bileyen uc kişi munasebetsizlik ettiler Gece pencerenin onunde: "Adalı Allah bugunleri bize gosterdi Yarın sabah asıldığını seyre geleceğiz" diye bağırdılar
KAYMAKAM Hakikaten can sıkacak bir munasebetsizlik! Ne yaptı? Korktu mu?
MUDUR Elbette korkmuştur olum bu Fakat yine de şirretliği elden bırakmadı Pencereden dehşetli kufurler etti Duvardan tırnaklarıyla parcalan sokerek kafalarına yağdırdı Demin jandarmalar kelepcesini vuruncaya kadar akla karayı sectiler Zavallılardan birinin bir dişi kırılmış, birinin diz kapağı berelenmiş, birinin kulağını dişleriyle koparıyormuş
KAYMAKAM Hakikaten misli gorulmemiş bir şerir Yazık ki elimizden kurtuluyor (Bu muhavere esnasında ihtiyarın heybesinden bir bıcak cıkardığı gizlice cebine soktuğu gorulur)
KAYMAKAM Haydi Mudur bey Emir ver de getirsinler
MUDUR Başustune Kaymakam bey (Mudur cıkar)
KAYMAKAM (Sessizce ve sakin duran ihtiyara) Baba ne yapalım kader boyle imiş Haydi artık git
İHTİYAR (Sinsi bir mazlumlukla) Bir ziyanım dokunuyor mu ki bey
KAYMAKAM Hayır ama belki heyecanlanırsın Bağırıp cağırmaya kalkarsın
İHTİYAR Yok bey Bağırıp cağırmayacağım
KAYMAKAM Soz veriyor musun?
İHTİYAR Veriyorum bey,
(Adalı'nın dışardan bağırdığı işitilir) Ulan ellerim zincirli diye mi beni itiyorsun? Benim olum senin gibi sekiz hergelenin hakkından gelir
KAYMAKAM - Hâlâ edepsizliğinde devam ediyor (Adalı iki jandarmanın arasında girer Elleri kelepcelidir)
ADALI (Sac baş karmakarışık, kustah bir tavırla Kaymakama) Hayrola Boyle erken erken ne zahmet? Sizi leş kargaları sizi Ulan hayırlı bir iş var deseler bu vakit yatağınızdan kalkar mısınız ya Herifci oğulları gidi Bunlar da seyre mi geldi?
KAYMAKAM Terbiyesizlik etme Adalı
ADALI (Dişlerini gıcırdatarak kinle) Şu ellerimdeki demir olmasa bana bu cevabı vermezdin ya Dua et ulan Hepiniz gozunuz aydın artık
KAYMAKAM Adalı bu lâkırdıların sırası değil Sus da beni dinle Biraz sonra asılacaktın Fakat şeytan sana yardım etti Kurtuluyorsun Şimdi seni serbest bırakacağız
ADALI Ulan utanmadan bir de benimle alay mı ediyorsunuz be?
KAYMAKAM (Jandarmaya) Cozun ellerini (Jandarma yurur Adalı'nın bileklerindeki kelepceyi cıkarmaya başlarlar Adalı hayretten taş kesilir)
ADALI (Şaşkın şaşkın etrafına bakarak) Bu ne iş bu Bu ne iş bu? (Kelepce cozulmuştur Fakat Adalı o kadar şaşırmıştır ki, hâlâ yerinden kımıldamıyor Ellerini kaldırır; hareket ettirir, yuzune yaklaştırır) Ulan ruya mı goruyoruz Sahi be? Demek ben asılmayacağım Kaymakam beni aldatmıyorsun ya
KAYMAKAM Serbestsin
ADALI (Derin bir nefes alarak) Hay Allah razı olsun be Terbiyesizlik ettik ama kusura bakma (Bir cocuk sevinci icinde) Yaşamak tatlı şey be yahu Bari ben de bir daha uslu oturayım (Kaymakama) Eksik olmayın (Biraz durduktan sonra) Allah devlete millete zeval vermesin
KAYMAKAM Bizim devlete dua etme Senin kendi devletine dua et
ADALI Kimmiş benim devletim?
KAYMAKAM Senin memleketin neresi?
ADALI "Terma" adası
KAYMAKAM "Terma" adasını Turklerden alan devlete dua et Bize kalsa işin fenadır Onlar seni kurtardı (Subayla Tercumanı gosterir)
ADALI Anlayamıyorum, anlayamıyorum
TERCUMAN (Bir adım ilerler, nutuk soyler gibi tane tane) Adalı Kaymakam beyin soyledikleri doğrudur Kardeşin Resul efendi General Galo Hazretlerine muracaat etti Turklerin seni asmaya hakkı olmadığını soyledi General Galo Hazretleri de lâzım gelen teşebbusleri yaptı, hattâ bir zırhlı ile iki torpido buraya senin icin gelmiştir Şimdi seni otomobilimize alıp gotureceğiz Dort beş saat sonra Terma'da ailenin icinde olacaksın Yaver efendiye teşekkur et derdim Fakat sanırım onun lisanım daha bilmezsin Bundan sonra oğreneceksin Şimdi ona yalnız "Yaşasın General Galo" de,
elini sık
ADALI (Buyuk bir gurur ve istihfaf ile Tercumanı suzerek) Sen kimsin?
TERCUMAN Ben General Galo Hazretlerinin tercumanıyım
ADALI Anlaşıldı Anlaşıldı Sen ister bu efendiye, ister General Galo dediğin adama benim tarafımdan şu sozleri soyle Ben aşağılık bir serseriyim Herkesin bildiğini ne
saklayayım Binbir turlu marifetim, pisliğim vardır Bu yetmiyormuş gibi bir kardeşimin kanma da el bulaştırdım İstemezdim ama oldu Ne yapayım Kader Talih Fakat benim butun ahlâksızlıklarıma, pisliklerime karşı bir tek iyi tarafım vardır Benim memleketimin, devletimin işine yabancıların, dost olsun, duşman olsun, ecnebinin burnunu, parmağını sokmasına tahammul edemem Benim devletim, benim kanunum beni olmeye mahkûm ediyor Haksız yere bile olsa benim devletimdir, benim milletimin kanunudur (Heyecanı artmış, sesi tıkanarak) Unutma amma Allah aşkına unutma Soylediğimi General Galo'ya bir bir tekrar et De ki bu kulhanbeyinin tahsili, terbiyesi yok Adamakıllı lâkırdı etmesini bilmiyor, (biraz sukût) bir tek lugat biliyor: "İstiklâl" Ben yalnız bu lugatin mânasını biliyorum İstiklâl (Derin bir nefretle) General Galo memleketime, milletime zırhlıların toplarım cevirecek Bizim hukumetimizle kanunumuzla cocuk oyuncağı gibi oynayacak (Elini goğsune vurarak) Ben bunu kabul edeceğim, Terma'daki namussuz kardeşimin yanına gidip canımı kurtaracağım General Galo'ya, onun devletine "Yaşasın" diye bağıracağım Beni bu ekmekten yiyecek kadar mı aşağılık sanıyor, General Galo, Terma'daki kardeşlerim? (Mudur Mufettiş ve Savcıyı gostererek) Benim asıl kardeşlerim bunlar! Et tırnaktan ayrılır mı? Onlarla aram acık olabilir Hangi ailede kavga yoktur Onlar bana yolsuzluklarım icin kızgındır haklan var (Muhabbet ve sitemle Turklere bakarak ve gostererek) Ben de onlara kızgınım Nasıl oldu da beni size, duşmana teslime razı oldular? Nasıl oldu da yabancının işimize karışmasına bu okumuş, yazmış adamlar rıza gosterdiler (Turkler başlarını eğerler) Amma bizim dargınlığımız kardeş dargınlığıdır Islak tulbent kuruyuncaya kadar gecer (Kaymakamın elindeki kâğıdı alarak) Kaymakam bey Bu benim af kâğıdım mı? Ver onu bana O herkesten evvel benim hakkım Ellerim iki dakika serbest kaldı Bakın onların goreceği işe (Kâğıtları parca parca yırtar, bir kibritle yakar, oturur) Kullerinin bile bu toprakta kalmasını istemem General Galo Hazretlerine benden selâm soyle, bizim işimize karışmasın Ondan beklediğimiz insanlığın, iyiliğin en buyuğu budur Şimdi artık ellerimin işi bitti (Jandarmaya) Arkadaş demiri yine yerine tek (Jandarma tereddut eder)
ADALI (Gulerek masum bir tavırla) Kaymakam bey Emret şuna Beni kızdıracak yine kavga cıkaracağım kufredeceğim Gozunle goruyorsun ya! Her zaman kabahat bende değil beni kışkırtıyorlar Damarıma basıyorlar (Jandarmaya) Yahu bu zincirlerin benim bileklerime takılmasını bu devletin kanunu emretmedi mi? Ayıp sana be (Jandarma kelepceyi takar Adalı dindar bir hurmetle gozlerini kapayarak kelepceyi oper, gozlerini suzer) Benim memleketimin, milletimin zincirleri Galo'nun gonderdiği hurriyetten cok tatlıdır Benim biricik Turkiyem yaşasın (Ecnebilere) Haydi efendiler Siz yolunuza (Kaymakama) Biz de yolumuza Vasiyetim masiyetim yok, haydi gidelim şu işi bitirelim
İHTİYAR (Kaymakama) Bey, sana ses cıkarmayacağım diye soz verdim Lâkin yureğim yanarak yalvaracağım Bırak beni Adalı'ya iki cift lâkırdı soyleyeyim (Adalı ya yanaşır, cebindeki bıcağı cıkarıp gosterir) Adalı seni duşmana bıraksaydılar ben ne olursa olsun kendi elimle bıcaklayacaktım (Biraz durur) Adalı, beni bir evlâttan mahrum ettin Lâkin yaptığın iş butun kinimi sondurdu Gel kabul et olen oğlumun yerine seni bağrıma basayım Seni kendime evlât edeyim Ben de eski askerim Zaten bizde eski asker olmayan hangi ihtiyar var ki Ben de senin gibi "îstiklâl"in mânasını bilirim Benim gibi bir ihtiyar icin "İstiklâl"in mânasını bu kadar iyi anlamış bir delikanlıdan iyi evlât olur mu? Ah benim cocuğum oz evlâdım (Adalı'yi alnından, gozlerinden oper) Aramızda devletin buyuk adamları var Ben cahil bir adamım Pek aklım ermez ama onlar seni yine bu gunluk daracağına gonderecek yere odana gotururler, gorduklerini hukumete yazarlarsa belki affedilirsin Ben kanımı helâl ettim O zaman oğlum olursun, benim gozlerimi sen kapatırsın Yok olmazsa ne diyelim, memleketine kanununa karşı boynumuz kıldan ince O zaman da ben senin gozlerini elimle yumarım İki cocuğum vardı, Allah ikisini de aldı diye ağlarım
(İhtiyar Adalı mn boynunda hıckıra hıckıra ağlarken perde iner)
Reşat Nuri GUNTEKİN
İstiklal Tiyatro
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- İstiklal Tiyatro
-
13-09-2019, 01:06:56