DERDİME CÂRE
Şa'bÂn-ı Velî, bir sene kendine Âit bir odada halvete girerek, gunlerce dışarı cıkmadı. İcerde nefsini terbiye etmek, yuksek dereceler katetmek icin uğraştı. O sıralarda hac mevsimiydi. Kastamonulu bir kimse, hac vazifesini yapmak icin KÂbe-i muazzamaya gitmişti. Orada hastalandı. Kendisine yardım edecek bir yakını yoktu. BerÂber geldiği kimseler, Mekke’den ayrılıp memleketlerinin yolunu tuttuğu hÂlde, bu kimse iyileşip yola cıkamamıştı. Memleket hasretiyle yanıp yakıldığı ve gozyaşlarıyla ağladığı bir gun, yanına bir zÂt geldi. “Ey hacı efendi! Ağlamanızın sebebi nedir?” diye sordu. O da durumunu anlatınca, dedi ki: “KÂbe’nin Hanefî mihrÂbı yakınında beş vakit namazını kılıp, kaybolan bir zÂt vardır. Oraya git, kim olduğunu araştır. Bulduğun zaman ellerine yapış ve sıkıntını anlat. O kendisini gizlerse de, sen ısrarla; “Derdime cÂre!..” de. O hacı; “Peki” diyerek, Hanefî mihrÂbına gitti. Namaz arasında dikkatle gelenleri kontrol ediyordu. Bir ara kendi memleketinden tanıdığı Şa'bÂn-ı Velî hazretlerini de orada gordu. Namazdan sonra yanına varırım, diyerek, namazını olduğu yerde tamamladı. Fakat namazdan sonra ne kadar aradıysa da Şa'bÂn-ı Velî’yi goremedi. Bana bildirilen herhÂlde budur diyerek, sonraki namaz vaktini bekledi. Ezanlar okunduğu sırada, yine aynı yerde Şa'bÂn-ı Velî’yi gorunce, yanına sokuldu ve ellerine sarılıp optu. Sonra bir nefeste derdini anlattı ve; “Beni memleketime goturmek Allahu teÂlÂnın izniyle sizce mumkundur. Derdime cÂre...” diye yalvardı. Şa'bÂn-ı Velî; “Mumkundur. Fakat sırrımızı acığa cıkarmanızdan korkarız.” buyurdu. Hacı da sır saklayacağını bildirince, Şa'bÂn-ı Velî, namazdan sonra kimsenin bulunmadığı yerde goruşerek; gozlerini yummasını ve acmamasını soyledi. O zÂt sonunda; Allahu teÂlÂnın izniyle kendini evinin onunde buldu. Hacı, Şa'bÂn-ı Velî’nin kerÂmeti ile, kısa zamanda cok uzun yolu kat ederek memleketine gelmişti.
__________________
Derdİme CÂre
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
-
13-09-2019, 01:06:13