Hatıralarını dinlediğimiz eğitim gonullulerinin yaşadıklarına ve karşılaştıklarına baktıkca, haklarında goklerde “vudd” vazedilenler (sevgi hukmu verilenler) icin, onları dikkatle inceleyen muşahitlerin gonullerinde muhabbet ve ÂşinÂlık duygularının cimlendirildiği de fark ediliyor. İşte uc misal…
Doğan Coşkun Bey diyor ki:
Başkurdistan’a gideli henuz bir ay olmuştu. Universiteye gidip geliyoruz. Yeni yeni dili ve cevreyi oğreniyoruz. Bir gun universiteye gittiğimde dekanımın Firdevs Hanım’ın sekreteri beni cağırdı. Baktım elinde bir zarf: “Sana mektup gelmiş Turkiye’den.” dedi. Aldım ustunde sadece ismim yazılıydı, bir de bizim biraderin ismi; yani gonderenin. Başka bir şey yazılmamıştı. Daha sonra biradere sordum, “Abi, adresini bilmiyordum, o şekilde attım.” demişti. O mektup bana nasıl ulaştı hÂl cozemedim.
Osman Zafer Celik Bey ise şoyle diyor:
1996 Eylul ayında Necip Bey ve Eba Muslum beylerle beraber Ufa’ya geldik. Ertesi gun hemen derse girmeye başladık. Okulun sosyoloğu Roza Apay (Abla) vardı. Bizi her goruşunde gozleri dolar, selam verir, bir şeyler soylemek ister, ama kelimeler boğazında duğumlenir soyleyemezdi. Bir gun akşam etudunde Necip Bey’le sınıfları gezerken koridorda karşılaştık ve cesaretini toplayıp, Başkurtca, “Cocuklarım, ben sizleri cok seviyorum, sizler benim evlatlarımsınız. Size ve devletinize, bu zor gunlerimizde bize yardım ettiğinizden dolayı cok teşekkur ederim. Size gonulden teşekkur ederiz.” dedi. Necip Bey ve ben de ağlamamak icin kendimizi zor tutuyorduk. Ben ağlamamak icin dudağımı o kadar ısırdım ki dudağım kanadı, yara oldu. Hey gidi gunler!
Sedat Tozluk Bey ise şunları anlatıyor:
Bizim bir Lale Apayımız (Ablamız) vardı. Her meselede yanımızda. Ne kadar da şefkatliydi bize. Cok seviyordu bizi. En son insanın icini rahatlatan sesini, eşinin vefatından dolayı duymak nasip oldu. Talat Abi’yi kaybetmiştik. Enderun beyefendisi bir yapısı vardı, Talat abinin. Lale Apay da tam ona gore bir eşti. Aile de zaten hoş bir yapıya sahipti.
Neftekamsk’ın ustunden kara bulutların dağılmadığı zamanlardı. Yurt muduriyetinde oturmuş duşunuyordum. Dalmış gitmiştim. Problemler art arda inmişti Neftekamska’nın ustune sanki. Tam bu esnada Lale Apay girdi iceri. Sessizce yanıma oturdu. Neftekamsk hakkında medyada cıkan yalan haberleri okumuş, dinlemiş. “Neden, dedi, Sedat? Niye?” Birden o sessiz kadın kalktı ayağa. Hem ağlayarak, hem de bir şey yapamamanın verdiği ızdırapla iki buklum; “Siz, dedi, bizim cocuklarımızı eğitmeye, onlara ilim, bilim ve ahlak vermeye geldiniz. Sizin bir başka gaye ve hedefiniz yok. Bunlar nasıl insanlar? Ne yapmaya calışıyorlar? Ben, size şahitlik edeceğim. Hem burada, hem otede inşaallah. Şimdi de gideceğim Neftekamsk icin imza toplayıp dilekce yazacağım. Gorecek onlar.” dedi ve cıktı.
Evet gonullere sevgi atılınca en ağır şartlarda bile kendisini işte boyle gosterir.
Ben şoke olmuştum. Ağlıyordu. Izdıraplıydı Lale Apay. Yalan haberler canını cok sıkmıştı Lale Apayımızın. Benim huzunlu yuklerim kalkmıştı uzerimden. Hafiflemiştim nedense. Lale Apayımız tabii bir şey yapamadı ama, onun o hali icimize su serpmişti. Bir şey yapamasa da ızdırabı yeterdi…
Eğitim gonullulerimizin bu cektikleri hicbir zaman boşa gitmeyecektir. Gunu gelince, inşaallah ızdırap ciceklerinin nasıl meyveler vereceğini goreceğiz…
Abdullah Aymaz
__________________
Hakkınızda sevgi hukmu verilmişse
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hakkınızda sevgi hukmu verilmişse
-
13-09-2019, 01:03:24