Alemlere Rahmet Geliyor - Kutlu Doğum Tiyatro
Kutlu doğum etkinlikleri calışmalarına alternatif bir etkinlik calışması
Kutlu Doğum Tiyatro
1.SAHNE
(Arka fonda akşam ezanı okunmaktadır.Ezanın bitimiyle birlikte sahne aydınlanır.Ayşe bir kenarda seccadesinin uzerinde namazının son rekatını kılmaktadır.Diğer tarafta,annesi bir koltuğun uzerinde elindeki Kuran-ı Kerimi dudaklarını kıpırtadarak sessizce okumaktadır.Namazını bitiren Ayşe seccadesini toplayarak bir kenara koyar ve annesinin yanına gelir,dizlerinin dibine oturur.)
(Kuran okumasını bitiren anne sadakallahulazim diyerek Kuranı oper ve yandaki masanın uzerine koyar ve kızına doner.)
Anne: Allah kabul etsin kızım
Ayşe: Amin anneciğim Allah Razı olsun
Anne: Kızım biliyorsun bu akşam Mevlid Kandili.Arkadaşlarınla ne yapacağınıza karar verdiniz mi?
Ayşe: Evet anneciğim İnşallah yatsı namazını kıldıktan sonra Haticelerin evinde toplanıp Kuran okuyacağız
Sonra Peygamberimiz(sav)e yuzlerce salatu selam getirip, Onun hakkında arkadaşlarımızla sohbet edeceğiz
Anne: Cok guzel kızım Allah gecenizi mubarek eylesin, Sevgili Peygamberimiz(sav) i sizin ve bizim hakkımızda şefaatci eylesin İnşallah
Ayşe: Amin
(Ayşe ayağa kalkar ve cantasından bir kitap cıkararak annesinin yanına gelir tekrar yanına oturur Annesi merakla kızına sorar)
Anne: Ne kitabı o kızım?
Ayşe: Bu bir şiir kitabı anneciğim İcinde Peygamberimiz hakkında cok guzel şiirler var Bugun okulda bir oğretmenimizin elinde gordum Kendisinden musaade isteyerek kitabı biraz inceledim İcinde o kadar guzel şiirler vardı ki anneciğim, kitaptan başımı kaldıramadım Oğretmenim kitaba ilgimi gorunce okumam icin bana verdi Ben de duşundum ki bu akşam arkadaşlarımızla yapacağımız sohbette bu kitaptan istifade edebiliriz
Anne: Cok guzel duşunmuşsun kızım Peki Ayşe o kitaptan benim icin bir şiir okur musun?
Ayşe: Elbette anneciğim Hatta bir iki tanesini ezberledim bile Sana onlardan birini okuyayım
(Ayşe kitabı annesine verir, oturduğu yerden ayağa kalkar, yuzu salona donuk bir şekilde şiiri okumaya başlar, aynı anda fon muziği calar-sultanım-)
Derdimendim y Rasûlallah, dev ol derdime,
Destgir ol, y Habiballah, bu asî mucrime!
Sen şefÂat kÂnı varken, yalvarayım ben kime?
Ben Rasûl-i KibriyÂnın, bulbul-u nÂlÂnıyım
Mucrimim gerci, cemÂl-i Mustaf hayrÂnıyım
Bûy-i vaslındır, muattar eyleyen sunbulleri,
Nur cemÂlinden eserdir, bağ-ı aşkın gulleri,
Gul cemÂlindir Habîbim, mesteden bulbulleri,
Ben Rasûl-i KibriyÂnın, bulbul-u nÂlÂnıyım
Mucrimim gerci, cemÂl-i Mustaf hayrÂnıyım
CÂnını cÂnÂne kurban eyliyor pervÂneler,
Bezm-i vaslın neşesinden, gaşyolur mestÂneler,
Aşıkın gozyaşlarından, doldu hep peymÂneler,
Ben Rasûl-i KibriyÂnın, bulbul-u nÂlÂnıyım
Mucrimim gerci, cemÂl-i Mustaf hayrÂnıyım
Ermek istersen, O şÃ‚hın himmet-u imdÂdına,
CÂnu dilden Âşık ol sen; İsm-i zÂt evrÂdına,
Ses verir (Ulvî

Ben Rasûl-i KibriyÂnın, bulbul-u nÂlÂnıyım
Mucrimim gerci, cemÂl-i Mustaf hayrÂnıyım
(Şiir bittikten sonra sahne kararır ve arka fonda Salat-ı Ummiye-Itri Tekbir- calmaya başlar) Kutlu Doğum Tiyatro
2. SAHNE
(Fon muziği yavaşca kesilir Ayşe annesinin dizine başını yaslamış bir vaziyettedir Annesi elinde bir mendille gozlerini silmektedir Ayşe başını kaldırarak annesine sorar)
Ayşe: Anneciğim sana bir şey sorabilir miyim?
Anne: Tabi ki evladım
Ayşe: Din Kulturu dersinde oğretmenimiz, Yuce Allahın Kuran-ı Kerimde peygamberimizin alemlere rahmet olarak gonderildiğini belirten ayeti okuyarak bunun ne anlama geldiğini araştırmamızı istemişti Bana biraz bundan bahseder misin?
Anne: Elbette kızım Sana bildiğim kadarıyla Onun nicin alemlere rahmet olarak gonderildiğini anlatmaya calışayım Oncelikle bilmelisin ki ayet-i kerimede gecen alemler ifadesi cok ama cok onemlidir Bu ifade Onun gonderilişinin sadece insanlar icin değil butun canlılar, hayvanlar, bitkiler, hatta cansızlar icin yani butun mevcudat/varlık alemi icin bir rahmet olduğuna işarettir
Sevgili kızım;
O gelmeden once butun dunya karanlıklar icindeydi Adı cahiliyye olan kapkaranlık bir donem Buradaki cehalet ilmin karşılığı olan cehalet değildi Kuran-ı Kerimin ifadesiyle; iman ve inancın zıddı olan kufrun yani inkarın adı olan cehalet Yani karanlık yani zulum
(Sahne kararır Fonda muzik calmaya başlar-Cağrı- Anne ve Ayşe sahneden cekilirler Sahneye karaltılar icinde insanlar doluşurlar Gurultuler icerisinde sağa sola koşuşturup dururlar Anne bir koşeden anlatmaya devam eder )
Peygamberimiz AleyhisselÂm İslÂm Dinini insanlara bildirmek vazifesiyle gelmezden once, insanlık Âlemi iki buyuk devletin tesiri altında yaşıyordu Bunlar Peygamberimizin memleketi olan Arabistan Yarımadasına komşu bulunan Bizans ve İran Devletleri idi
İnsanların inandıkları, yolunda gittikleri dinler arasında Hıristiyanlık, Musevîlik mecusîlik ve putperestlik hukum suruyordu Fakat Bizanslıların, Romalıların inandıkları din olan Hıristiyanlık, İncil'in eski devirlerden beri değiştirilip aslından uzaklaşılmasıyla İsa AleyhisselÂmın getirdiği dinle buyuk olcude ilgisini kesmişti
(Konuşma durur Arada Lat, Menat, Uzza, Hubel, Ey goklerdeki babamız, Ey Zerduşt bizi koru, Tanrımız Yehova bize yardım et sozleri ve inleme sesleri duyulur )
(Sesler kesilir Koşuşturma ve konuşma devam eder)
Ustelik Roma medeniyetinin putperestliği, kotu ahlÂkı, her turlu perişanlığı da dinî inanclara karıştırılmış, iş cığırından cıkmıştı Papazların şahsî duşuncelerine gore, din hukumleri cıkarttıkları, para ile Cennet sattıkları, gunahkÂrları afvetme gibi hayÂllere daldıkları Hıristiyanlığın bir de uclu ilÂh sapıklığına bulaşmasıyla da hak dinle uzaktan yakından hic ilgisi kalmamıştı
Yahudilerin sahip cıktığı Musevîlik ise, yine bu milletin kendi sapıklıklarını din icine sokmalarıyla, Musa AleyhisselÂmın getirdiği şeriattan uzaklaşmıştı Yahudiler, kendi peygamberlerinden sonra yeni bir şeriatla gelen İsa AleyhisselÂma duşmanlık yapmakla da hak yoldan tamamiyle mahrum olmuşlardı
İranlılar da, Mecusîlik adı verilen ateşperestlik yani ateşe tapma gibi sapık bir dinin icindeydiler
(Konuşma durur Bir kişi koşarak ortaya icinde ateş yanan bir kap getirir ve yere bırakır İnsanlar bu ateşin etrafında secdeye kapanır kalkarlar, anlaşılmaz sesler cıkarırlar Kap daha sonra sahneden cıkarılır Koşuşturma ve konuşma devam eder )
Araplar icerisinde İbrahim AleyhisselÂmın şeriatı uzerine devam eden, Allahu TeÂlÂ'nın birliğine iman eden "Hanifler" de vardı Ancak bunlar adetleri belli olacak kadar az bir sayıdaydılar
Arapların bir coğu ise putlara tapıyorlardı Dağdan getirdiği odun parcasını yontarak tanrı ediniyor, kendi eliyle yoğurup şekil verdiği helvayı put yaptıktan sonra acıkınca yiyordu Kabe 360 kadar putla doldurulmuştu İnsanlar Allahı bırakıp bu putlara tapınıyorlar, onlardan yardım istiyorlardı
(Konuşma durur Sahneye heykel şekli verilmiş bir karton getirilir, insanlar heykele doğru eğilerek, oper gibi yaparak etrafında donerler Ellerini yanlara acarak secdeye kapanır kalkarlar Anlaşılmaz seslerle Lat , Menat, Uzza,Hubel bize yardım et, bizi koru şeklinde yalvarır gibi sesler cıkarırlar Sesler kesilir Heykelin etrafında donmeler ve secdeler surerken konuşma devam eder )
Yaratılış gayesi Allah'ı bilip tanımak ve O'na layıkı vechiyle kul olmak olan insanoğlu, tarihin bazı donemlerinde Peygamberlerin ustun gayretleri ve rehberliği sayesinde tevhid akidesine bağlı kalmış, bazan da zulum ve haksızlığa dalarak dalalete duşmuştur Bu gibi durumlarda Cenab-ı Hak Peygamberlerle insanların yardımına yetişmiştir İşte milÂdî 7 asırda da dunyanın her tarafı zulumler, karanlıklar ve sapıklıklar icindeydi Oyle ki, insan ya vahşi, zalim, merhametsiz ve kaba bir mahluk, yahut esir, mazlum ve mağdur bir varlıktı Dunyanın her tarafında kotulukler, ahlaksızlıklar zulumler insanlığı inim inim inletiyordu
O zamanın Arabistanında her şey aslî huviyetinden uzaklaştırılmış, icki korkunc bir alışkanlık haline gelmiş, yalancılık ve dolandırıcılık alabildiğine yayılmış, faiz alıp vermek servetleri somurme noktasına varmış, kabalık ve zulum, ahlaksızlıklar, yol kesmeler, adam oldurmeler, mazlumlara, fakirlere eziyetler tahammul edilemiyecek bir seviyeye ulaşmıştı Butun insanî değerler ters yuz edilmiş, fazîletler ayıp; ayıp ve kusurlar ise birer fazîlet gibi itibar gormeye başlamıştı Canavarlık alkışlanıyor ve insanlık horlanıyordu Kurtlar coban olmuş calım cakıyor; koyunlar bu merhametsiz cobanların elinde inim inim inliyordu Fuhuş, zina, ahlÂksızlık oyle yaygınlaşmıştı ki, coğu kimse babasını bilmiyor ve tanımıyordu Haseb ve nesep butun butun kuruyup gitmişti İcki ve kumar hic de ayıp sayılan şeyler değildi İhtikÂr normal bir hÂdise gibi değerlendiriliyor, ceşit ceşit kandırmacalarla insanlığın kanını emmek marifet ve akıllılık sayılıyordu
Hele bir zulum vardı ki İnsanın kanını donduracak dehşette oyle bir canavarlık vardı ki Allahım Bu ne korkunc, bu ne anlatılmaz bir zulumdu Kutlu Doğum Tiyatro
3.SAHNE
(Konuşma ve muzik durur Sahne bir anda boşalır Bir erkek ve kucağında cocuk olan bir kadın sahnede belirirler Sahne aydınlanır)
Erkek: Kadın! Sana ver diyorum o cocuğu
(Erkek bir taraftan cocuğu cekmeye calışır Kadın cocuğa sımsıkı sarılmıştır )
Kadın: Hayır, hayır Asla!
Erkek: Sana ver diyorum! İnsanlar arasında itibarım kalmadı Şerefim beş paralık oldu
Kadın: Hayır Bu canavarlığı yapamazsın Ne yaptı bu cocuk sana? Neden onun canına kıymak istiyorsun?Neden?
Erkek: Ondan kurtulmalıyım İnsanlar benimle yine kız cocuğun mu oldu? diyerek alay ediyorlar Buna tahammul edemem Ver ver diyorum Yoksa seni de oldururum
Kadın: Sen nasıl bir insansın? Hangi insan evladına boyle bir kotuluk yapar? Allahtan hic mi korkmazsın? Nolur yapma Nolur Nolur
(Erkek cocuğu ceker alır Ve sahneden cıkar Kadın feryat ederek yere kapanır ve ağlamaya başlar)
Kadın: Allahım Allahım Ey Yuceler yucesi Rabbim Nolur yardım et Yardımını gonder Ey Rabbim Bizi bu zulumden kurtar Allahım Kurtar Allahım Kurtar Allahım
(Sahne kararır Fondan muzik sesi gelir-Cağrı- Anne yeniden konuşmaya başlar)
Butun bir beşeriyet canı dudağında ve herkesin umudu gelecek son kurtarıcıda İnsanlık, icinde bulunduğu bu zulumattan kurtulmak, kendilerini karanlıklardan aydınlığa cıkaracak, geleceği asırlar oncesinden mujdelenmiş O Kutlu nebinin gelmesini buyuk bir umutla bekliyorlardı O ki Hz Kuranın tebliğcisi, hakkı batıldan ayıracak Nur-u Furkanın habercisi, insanlığa, kaybettiği insanlığını yeniden oğretecek muallimdi O kainatı yoktan var eden Allahu Azimuş-Şanın Kutlu Elcisi, Alemlere Rahmet Olarak gonderdiği sevgili Habibiydi O, Hz İbrahimin duası, Hz İsanın muştusu olan iki cihan serveri Hz Muhammed Mustafa(sav)di
(Konuşma ve muzik durur Sahne aydınlanır) Kutlu Doğum Tiyatro
4. SAHNE
(Fon Muziği calar-Itri Tekbir-Oyuncular birer birer sahneye cıkmaya başlarlar Her biri sahnedeki yerini alırken sozlerini soylerler)
1 oyuncu: Goz seni gormeli, ağız seni soylemeli
Hafıza seni anmak odevinde mi
2 oyuncu: Butun deniz kıyılarında seni beklemeli
Sen eskimoların ısınması, sevgililer mahşeri
3 oyuncu: Aklım yeni bir akıldır ciceklerden
Mantığım mantığın ustunde yeni
İcimde Nuh'un en yeni tufanı
Dunyaya ayak basıyorum yeniden
4 oyuncu: Goz seni gormeli ağız seni soylemeli
Butun deniz kıyılarında seni beklemeli
5 oyuncu: Yuzlerce yıl geciyor belki bir bulut geciyor
Ben yeni doğmus bir cocuk gibi
Herkesin konuştuğu dilden mahrum
Ama yepyeni bir dil konuşmanın sevinci
6 oyuncu: Butun deniz kıyılarında seni anmalı
Sen buzulların erimesi, eskimoların ısınması
(Butun oyuncular bir dizleri ustunde yere comelirler Başları onlerine eğiktir Sırası gelen oyuncu başını goğe cevirerek ve ellerini kaldırarak sırayla sozlerini soyler Sozlerini soyledikten sonra başları ve elleri aynı vaziyette beklemeye devam eder )
1 oyuncu: Gel ey Şah-ı Rusul! Gel ki şafaklar tutuşsun!
2 oyuncu: Gel ey Kutlu Nebi ! Gel ki nurunla karanlıklar boğulsun!
3 oyuncu: Gel ey Mazlumların Sığınağı ! Gel ki zulum artık yok olsun!
4 oyuncu: Gel ey Asırlardır Beklenilen! Gel ki guneş artık doğsun!
5 oyuncu: Gel ey Alemlere Rahmet Olan! Gel ki dunya rahmetinle dolsun!
6 oyuncu: Gel ey bir ismi Mustafa olan, Gel ey bir ismi Ahmed!
Butun oyuncular hep birlikte: Allhumme salli ala Muhammed!
(Sahne kararır Fonda muzik calmaya başlar-Taleal Bedru- İnsanlar ellerinde mumlarla sahneye doğru koşmaya başlarlar Sahnede sağa sola koşarlarken O geliyor O geliyor Mujdeler olsun Mujdeler olsun! O geliyor Allahım sana şukurler olsun! Rabbimiz sana hamdolsun! O geliyor O geliyor Mujdeler olsun Mujdeler olsun! O geliyor diyerek koşuşturmaya devam ederler Sonra sahnenin ortasında toplanarak ve elleri havada, hep bir ağızdan Alemlere Rahmet geliyor derler.. Muziğin sesi yukselir Perde kapanır )
Alıntı