Aşağıda okuyacağınız hikÂyeyi bizlere buyuk Allah dostlarından Sufyanı Sevrî anlatmaktadır:
Bir hac mevsiminde hac borcunu yerine getirmek uzere yola cıkmıştım. KÂbe'ye vardığımda bir hacı adayı cok dikkatimi cekti. Hacı adayı ziyaret edilmesi gereken yerleri her ziyaret edişinde devamlı olarak Peygamber'e salÂtu selÂm getiriyordu. KÂbe'yi tavaf ederken, Arafat'ta vakfeye dururken... daima salÂvat cumlelerini okuduğunu duyuyordum. Halbuki ziyaret edilen her makam ve mevkide okunması gereken hususi dualar vardı. Bu hacı adayı neden bu duaları okumuyordu? Bilmiyor olamazdı. Muhakkak ki boyuna salÂvat getirmesinin bir hikmeti vardı.
Merakımı iyice kamcılayan bu nokta beni adamdan bu hususu sorarak hikmetini oğrenmeye şevketti. Adam, "Bunun haklı bir hikÂyesi vardır" diyerek anlatmaya koyuldu:
Ben Horasanlıyım. Bu yıl hac borcumu yerine getirmek istedim. Yola babamla birlikte cıktık. Kûfe'ye vardığımızda babam hastalanarak vefat etti. Yuzunu orttum. Bir daha gormek icin actığımda ne goreyim ki. Hayret! Babamın yuzu eşek sûretine burunmuştu. Bu durum karşısında buyuk bir telÂşa kapılmış, tarife sığmaz bir tasaya duşmuştum. Cenazesini kaldırmak icin gelen halka ne diyecektim? Bu eşek sûretine burunen yuzu gorunce iclerinden onlar ne gibi duşunceler gecirecekti?
Bu telÂş ve uzuntu icinde bocalayıp dururken ne kadar yorulmuşum anlayım ki, bir ara uykuya dalmışım. Bir ruya gordum. Ruyada etrafa nur sacan gayet guzel bir adam cıkageldi. Beni uyandırarak, "Nedir, bu derece uzuntuye dalışın?" diye sesleniyordu. Ben de, "Ben uzulmeyeyim de, kim uzulsun. Baksanıza babamın haline" diye karşılık verdim.
Sonra adam babamın yanına sokularak yuzunu actı ve nurlu ellerini şoyle bir yuzune surdu. Baktım ki babamın yuzu eşek sûretinden cıkmış, ayın ondordu gibi pırıl pırıl ışık sacıyordu. Artık butun gam ve keder yerini tarif edilmez bir sevince terketmişti. Basbayağı sevinc gozyaşları dokuyordum. Bir ara kendimi toplayarak bu nur sacan adamın kim olduğunu sorunca, "Muhammed Mustafa (s.a.v.)" cevabını aldım. Hemen opmek icin ayaklarına kapandım. Ondan sonra da, "Ey Allah'ın elcisi!" dedim. "Allah hakkı icin babamın başına gelen bu hadisenin ic yuzunu bana anlatır mısınız?
Hz. Peygamber (s.a.v.) "Elbette anlatırım" diyerek şunları dile getirdi:
"Babanız sağlığında faiz yiyordu. Biliyorsunuz ki yuce Allah (c.c.) faiz yiyenleri ya bu dunyada, ya da obur dunyada eşek sûretine burundurur. Baban ise daha bu dunyada o sûreti aldı. Bu yine de onun icin iyi bir başlangıc sayılır. Cunku yine bu durumdan kurtulmak şerefine erişmiş oldu. Sebebi de, babanızın olmeden once butun omru boyunca her gece, daha yatağa girmeden, bana yuz defa salÂtu selÂm getirmesidir. Melek bana gelerek babanızın bu durumunu haber verince hemen Allah'tan şefaat etme yetkimi istedim ve buraya gelerek babanızı duzelttim. Durum bundan ibarettir. Durum bundan ibarettir. Gonlunuz ferah olsun." İşte benim salÂvat cumlelerini dilimden duşurmeyişimin sebebi budur.
Bunun uzerine ben de Sufyan Sevri olarak sevgili Peygamberimize daha sık sık salÂvat getirmeye başladım.
Yuce Allah (c.c.) cumlemizi Hz. Peygamber'e bol bol salÂtu selÂm getiren kullarından eylesin, Âmin.
__________________
Merkep Suretinde İken Nurlaşan Yuz
Dini Bilgiler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Merkep Suretinde İken Nurlaşan Yuz
-
13-09-2019, 00:40:37