Bir gun Bağdat’a Allah’a inanmayan felsefecilerden bir grup gelir. Gurubun reisi olan felsefeci, oradakilere; bazı sorularının olduğunu ve Bağdat’ın en buyuk alimi ile karşılaşmak istediğini belirtir. Orada bulunan cemaat, felsefecileri İmamı Azam hazretlerine gotururler. İmamı Azam hazretleri ise o esnada, talebelerine bir kerpicle teyemmumun nasıl yapılacağını gosteriyordu. Gelen felsefeciler İmamın kendisine uc soru sormak istediklerini belirtince, İmamı Azam hazretleri onlara;
– Sorunuz nedir? der.
Felsefecilerin reisi onceden hazırlayıp bir cok kimsenin cevap veremediği sorusunu sorar:
– Ey İmam! Birinci sorumuz; Allah var dersiniz, ama gorunmez. Haydi gosterin de inanalım. İkincisi; Şeytanın ateşten yaratıldığını soylersiniz, sonra da ateşle ona azÂb edilecek dersiniz, hic ateş ateşi yakar mı? Ucuncu sorumuz ise; işittiğime gore hayrın ve şerrin Allah’tan olduğunu soylermişsiniz. Madem ki, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu iddia edersiniz o halde insanları yaptıklarından dolayı nicin suclarsınız? Bırakın da insanlar istediğini yaşasın.” der.
Bunun uzerine İmamı Azam hazretleri elindeki kuru kerpici adamın başına vurur ve felsefecinin başı yarılır. Ateist felsefeci derhal zamanın mahkemesine başvurup, İmamı Azam hazretlerinden şikayetci olur. Bunun uzerine İmamı Azam hazretleri mahkemeye cağırılır.
Kadı efendi(Hakim) felsefeciye sorar:
- Soyleyin bakalım meseleniz nedir? der.
Felsefeci;
- Ey Kadı efendi! Ben bu İmama uc soru sordum o ise soruma cevap vereceği yerde, başıma kerpic vurarak, başımı yardı. der.
Kadı;
- Ey imam! Sizin gibi bir alime bu yaptığınız yakışıyor mu? der.
İmamı Azam;
- Muhterem Kadı efendi, ben aslında o bir kerpicle bu filozofun uc sorusunun cevabını verdim. der.
Kadı bu işin acıklamasını İmamı Azam’dan ister. İmam olayı şu şekilde anlatmaya başlar:
– Muhterem Kadı efendi, bu felsefeci bana; ” Allahu Tealayı goster de inanayım” dedi. Ben de elimdeki kerpici onun başına vurarak onun sorusunun cevabını vermiş oldum. “Bu nasıl oldu” dersiniz? Bu adama sorar mısınız, kerpici kendisine vurduğum an da hissettiği acıyı bize gosterebilir mi? Kadı Felsefeciye;
– Evet, acınızı bize gosterebilir misiniz? der.
- Muhterem Kadı efendi, canım yandı ama bunu size nasıl gosterebilirim?” der.
İmamı Azam hazretleri;
– Ey felsefeci! Sen kendi başının ağrısını bize gosteremezken biz Allah’ı sana nasıl gosterelim?” der.
Kadı tekrar sorar:
– Peki obur sorusu ne idi? der.
İmamı Azam:
– Bu felsefeci bana, “şeytan ateşten yaratıldı dersiniz ama, hic ateş ateşi nasıl yakar mı?” dedi. “Ben de buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. HÂlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Allah dilerse ateşe ateşle azap etmeye gucu yeter. Ona canının yanıp yanmadığını sorabilir misiniz? der.
Kadı felsefeciye tekrar sorar:
– Canınız yandı mı? der. Felsefeci:
– Elbette. der.
Bunun uzerine İmamı Azam:
– Yine bana; “Ey İmam! Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğunu iddia edersiniz fakat, insanları yaptıklarından dolayı nicin suclarsınız? Bırakın da insanlar istediğini yapsın.” dedi. O halde muhterem Kadı efendi! Ona tekrar sorar mısınız, madem ki bu felsefeci insanların iradesinin olmadığına inanıyor, o halde yaptığım bu işten dolayı beni nicin size şikayet etti?” der.
Felsefeci, bu guzel cevaplar karşısında mağlup olup, soyleyecek soz bulamaz ve yanlış inancına tovbe edip Musluman olur.


__________________