BİR Peygamber icin en buyuk mutluluk, davetini insanlara ulaştırabilmek ve arzu ettiği toplumun yetiştiğini gorebilmektir.

Hz. Musa hayatı boyunca, inananlarıyla beraber surgun yemiş, hicret uzerine hicret yaşamıştır. Hz. İsa baskı altında yaşadığı yılların sonrasında en yakınlarından, cemaatinden birinin jurnallemesi uzerine yakalanmaya calışılmış, ama ALLAH tarafından carmıha gerilmeden goğe kaldırılmıştır.

Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) ise Mekke'de yaşadığı zor yıllardan sonra Medine'de zaferini percinlemiş ve inen son ayeti tebliğ ettikten sonra mutevazı odasında Rabb'ine gitmiştir. Bu, cok az peygambere nasip olan bir nimetti. Cunku tarih boyunca, yeryuzune gonderilen bazı peygamberler sadece birkac kişiye ulaşabilmiş, bazısı ise iman eden bir tek insan bile bulamadan vefat etmiş ve Rabb'ine boylesine gitmiştir.

* * *

İki gun sonra "Mevlit Kandili"ni kutlayacağız. Rahmet onderi Sevgili Peygamberimizin doğum gununun, zaman ilerledikce Kuran'ın daha iyi anlaşıldığına, Hz. Peygamber'in daha doğru tanındığına inanıyorum. Bircok onyargılı insanın bile Hz. Peygamber'in hayatını okuduğunda etkilendiğini biliyorum. Cunku hayatı bu kadar acık bir şekilde onumuzde olan hicbir peygamber yoktu.

Biz bu acıdan cok şanslıyız. Kuran'ı Kerim hicbir harfine dokunulmadan apacık duruyor. Peygamberimizin hayatı işte, sahih hadislerle bilhassa onu gorenler tarafından kayıt altına alınmış ve bize kadar ulaşmıştır.

Rabb'ine ibadet eden, bazen gozyaşı doken, bazen gulumseyen, acıkınca yemek yiyen, uykusu gelince elini yastık yapıp bulduğu uygun zemin sert bile olsa hemencecik oraya uzanan, cemaatin onunde değil coğu kez arkasında yuruyen, ben Mekke'de kuru ekmek yemiş bir kadının oğluyum diyen, Medine halkını doyurmadan sofraya oturmayan, "Ya Rabbi beni affet, merhamet edenlerin en merhametlisisin" dualarıyla gun boyu dudakları aralanan, yerde gorduğu bir taşı kendisi alıp kenara koyan, hicbir sahabisinin aleyhinde dedikodu dinlemeyen, "Ben sizin gibi ALLAH'ın kuluyum, ama ne var ki Peygamberim ve benden sonra Peygamber inmeyecektir" diyen bir Peygamber.

İnsan Peygamber, eş Peygamber, baba Peygamber, dede Peygamber, kul Peygamber, oğul Peygamber. Kendi zamanında ve sonrasında insanı ilahlaştırma gayretlerini daha en başta engellemiş bir Peygamber. Kızı Zeynep'in kocası Ebul As Musluman olmadan evvel Bedir'de esir olduğunda esirlerin salıverilmesi icin gereken "savaş tazminatı" gelmeden damadına ozel statu istemeyen Peygamber. Benim damadım ile diğer esirler aynıdır diyecek kadar adil olan Peygamber.

"Peygamberler miras bırakmazlar, onların bıraktıkları mallar halkındır" diyerek arkasında tek kuruş mal bırakmayan Peygamber. Liderliği, guc ve kudreti, etrafını zengin etmek icin değil, onur ve hakkaniyetli bir yaşam icin kullanan Peygamber.

Oğlu İbrahim'in vefat ettiğinde guneş tutulmuştu. Medine halkı, "Peygamber'in yasına gokler de ortak oluyor. Guneşin bugun tutulma anı İbrahim icin gozyaşıdır" dediklerinde halkı mescide toplayan ve "Guneş ve ay(tutulmaları) birer fiziki olaydır. Kimsenin olmesi veya doğması icin tutulmazlar" diyecek kadar fırsatcılığa ve fırsatcılara musaade etmeyen Peygamber.

Derin bir tefekkure dalmış mahzun duran Hz. Esma'ya, "Sana sıkıldığın zaman okuyacağın bir dua oğreteyim mi?" diye soran ve gonul darlığında "ALLAHu ALLAHu Rabbi la uşriku bihi şey'a-Rabb'im ALLAH'tır, ALLAH. Ben ondan başkasına tanrı diye tapmam" (Ebru Davud Vitr, 29; İbn Mace Dua, 17) duasını oku derken bile ALLAH'ın birliğine vurgu yapan Peygamber.

* * *

Sevgili Peygamberim! Gonullerin tabibi, huzunleri gideren. Rabbimizi tanıtan, diğer peygamberlerin mirasına sahip cıkan, cehennemi tanıtınca rengi değişen, cenneti tanıtınca yuzu rahatlayan, ummetinin ahiretteki sıkıntısını anlatınca sesi titreyen, ben sırat koprusunun iki ucunda "Ya Rabbi, ummetimi ummetimi, inananlarını bağışla isterim, onlara merhamet et" diye soyleyeceğim diyen, kızı Fatıma'ya (RA) bile "Kızım kendine dikkat et. Namazını ihmal etme. Yarın mahşerde baban senin icin bir şey yapamayabilir" diyen Peygamberim.

Dunyamıza hoş geldin. Rahmet getirdin. Şefkat getirdin. Anlayış, tolerans, barış ve saygı getirdin. Dunya seninle guzel, ahiret seninle cennet olacak, cennet seninle anlam bulacak.

NOT: 8 Mart Pazar gecesi Mevlit Kandili'dir. O gece saat 20.15'ten itibaren Star TV'de canlı yayında dolu dolu bir programımız olacak. Kandil Ozel programımızda o geceyle ilgili butun merak ettiklerinizin cevabını bulabileceksiniz.

SORALIM OĞRENELİM
Soru:
Şeytanın babası ve annesi var mı? Biri bana bunu sordu, cevap veremedim. Bilgi verir misiniz?

Cevap:
Şeytan-iblis, ALLAH tarafından ateşten yaratıldı. Anası ve babası yoktur. Cinlerin de ilk atasıdır. İblisin adı "Azazil"dir. ALLAH tarafından kovulmadan once goklerde ve yerde ALLAH'a secde etmediği bir yer kalmamıştır denir. Kehf 50. ayette soyunun olduğu ifade edilir.


Soru:
Herhangi bir araziye, sahibinin izni olmadan olu gomulse durum ne olur? Koyumuzde boyle bir problem var.

Cevap:
Rızası olmadıkca başkasına ait bir araziye cenaze gomulemez. Hatta arazi sahibi dilerse cenazeyi oradan cıkarma hakkına sahiptir. Tabii arazi sahibinin boyle bir hakkı olmakla beraber boyle bir şeye tevessul etmesi uygun olmaz. Anlaşması doğru olandır.

__________________