Delik KovaBir zamanlar efendisinin evine her gun nehirden su taşıyan bir kole vardı. Kole boynunda taşıdığı bir sopanın iki ucuna birer kova asar, bu kovaları nehirden aldığı su ile doldurur ve eve getirirdi.

Ancak kovalardan birisi birkac yerinden delinmiş eski bir kovaydı. Dolayısıyla, nehirde ağzına kadar doldurulan suyun ancak yarısını tutabilirdi eve kadar. Diğeri ise yep yeni ve sağlam bir kovaydı. Suyu hic sızdırmadan taşırdı. Tam iki yıl bu boylece devam etti. Sucu kole nehirde iki tam kova dolduruyor, efendisinin evine geldiğinde ise geriye sadece bir bucuk kova su kalıyordu.

Deliksiz kova bu başarısıyla gurur duyuyor ve ?Ben işimi tam goruyorum? diyerek boburleniyordu. Zavallı delik kova kusurundan dolayı utanıyor ve kendisinden beklenenin sadece yarısını yapabildiği icin hep uzuluyordu. İki yıl boyunca deliğinden su sızdırmayı icine sindiremediği icin, bir gun dile gelip nehir kenarında sucuya şoyle dedi:

- Ey sucu insan! Kendimden utanıyorum ve senden ozur dilemek istiyorum.

- Niye ki? diye sordu sucu.

- Neden utanıyorsun?

- İki yıl boyunca, yan tarafımdaki catlaklar yuzunden sular akıp gitti ve yukumun sadece yarısını efendinin evine goturebildim. Benim kusurum nedeniyle sen de gayretlerinin karşılığını tam alamıyorsun.

Sucu eski delik kovaya acıdı ve şefkatli bir sesle şoyle dedi:

- Efendinin evine donerken, yol kenarındaki ciceklere bir dikkat et istersen.

Gercekten de, tepeye cıkarken, delik kova yol kenarındaki enfes yaban ciceklerini gordu ve bu onu birazcık neşelendirdi. Ama yolun sonunda yine kederlendi, cunku yukunun yarısını yine catlaklardan akıtmıştı. Bu başarısızlığından oturu sucudan yine ozur diledi. Sucu kovaya şoyle dedi:

- Yolun sadece senin tarafında cicekler actığını, diğer tarafında hic cicek olmadığını farketmedin mi? Bu neden boyle biliyor musun? Ben senin delik olduğunu baştan beri biliyordum ve bundan faydalanmak istedim. Senin tarafındaki yol kenarına cicek tohumları ektim. Ve her gun dereden donerken onları sen suladın. İki yıl boyunca bu guzel ciceklerle efendimin masasını susleyebildiysem, bu senin sayende oldu. Senin sayende, efendimin odası boylesine guzelleşti..

__________________