Aşûre gunu olan Muharrem'in onunda bir fakir gelip musluman tanıdığı bir zenginden aşûre icin şoyle bir ricada bulunur:

- Muhterem efendim! Bugun malûmunuz aşûre gunudur. Evde coluk cocuğu bir aşûre kaynatmak geldi gonlumuzden. Fakat fakirlik var. Allah rızası icin biraz yardımda bulun der.
Musluman zengin:

- Olur der, fakat şimdi işim var. Oğle namazını daha kılmadım. Namazdan sonra der.
Fakir adam namazdan sonra gider.

- Şimdi işim var, ikindiden sonra der.
Fakir adam ikindiden sonra gider. Bu sefer sozum ona zengin musluman:

- Be adam sen ne anlamaz adammışsın, diyerek bir de paylar fakiri.

Fakir, boynunu bukerek dukkÂndan cıkıp giderken gayrimuslimlerden para vermeyen adamın bir komşusu cağırır:

Ne istedin komşudan da vermedi? diye sorar.

Garip:

- Biz Muslumanların bugun aşûre gunudur. Biraz yardım istedim. Aşûre icin, vermedi. Ustelik de payladı der.
Gayrimuslim, o garip, fakir Muslumana:

-Coluk cocuğa aşûre pişirmen icin ne kadar para lazım? Dedi. Yoksul bicÂre garip:

-Beş on lira olsa bu işimi gorur der.

Gayrimuslim, fakir Muslumana cıkarıp lazım olanı verir, gonlunu eder. Fakir adam du ede ede gider.
- Allah sana hidayet vere! Diyerek sevincle evine gider. Coluk cocuğuna aşûre yapıp yedirir.

O gece ruyasında cimri sozde Musluman, bir koşk gorur ki aklı başından gider. Elinde olmadan hayran hayran sorar:
-Bu koşk kimdir? der.
- Bu koşk senindi. Fakat kacırdın elinden bu guzelim koşku, derler.
Sorar:
-Nicin kacırdım?
- Dun sana gelen o garibin gonlunu yapsaydın, o fakire bir aşûrelik sadaka verseydin, bu koşk senin olacaktı. Bu koşk o garibin gonlunu yapana verildi, bunu da komşun gayrimuslim kazandı derler.

Bizim hazırcı, peşinci Musluman sabaha koşa koşa gider dukkÂna. Bekler komşusunun gelmesini. Komşusu gelir. Hemen:
- Dun kac para verdin o fakire? der.
Gayrimuslim sorar:
-Ne yapacaksın?
- İki mislini sana vereceğim der.
Gayrimuslim:
-Senin gorduğun ruyayı ben de gordum. Ben Musluman oldum komşu, der.
Hazırcı, peşinci Musluman:
- Eyvah! der. Fakat zaman gecmiş ola.
__________________