Canakkale Savaşı İle İlgili Tiyatro Metini




SİLAHINI VERMEYEN ŞEHİT

ANLATICI : Canakkale Savaşından yıllar sonra anıtlar yapmak uzere yollar acılmaktadır.Şimdi Kanlı Sırt Kitabesinin olduğu yerde kazı yapılırken elinde tufeği ile bir şehide rastlandı.Şehit askerimiz elindeki silahı sımsıkı muhafaza etmektedir.

( Ortada cuvallardan bir siper yapılmıştır.Askerler siper kazmakta,yolu olcmektedir.3 asker ve ustteğmen sahnededir.Askerler bir yandan da sohbet etmekte,ustteğmen yakınlarında oturmaktadır..)

1.ASKER: Cok değil bundan 50 sene once buralarda ne fırtınalar kopuyordu.Babalarımız,amcaları mız dedelerimiz Canakkale'yi duşmana dar ettiler.

II.ASKER : 250.000 cana mal oldu bu. Dile kolay 250.000 gencBenim amcam da Canakkale gazisiydi.

Neler anlatırdı neler!Uykusuz,yorgun geceler,aylarca olumun nefesini ensesinde hissettiğ mucadeleler.Cok
zorluklar cekmişler.

III.ASKER: Ustte yok,başta yokYarı tok aylarca cenk etmek kolay mı?

II.ASKER: Dunyanın en cetin mucadelelerinden biri olmuş.Amcamın yanında siperde tum arkadaşları şehit olmuş.O birkac kucuk yarayla kurtarmış.Cok zor savaşmışOradan da Kurtuluş Savaşına katılmış,.bir-

cok cephede savaşmış.Ama hic şikayet etmedi,yıllarca suren zorlu savaşlardanBir daha olsa bugun yine giderim,vatana her şeyim feda olsun derdi hep.

1.ASKER:Nerdeyse bahar geldi,şu soğuğa bak.İcim uşudu valla.Yaman oluyor şu Canakkale'nin ayazı da ruzgÂrı da..

USTTEĞMENoğru soylersin asker..Canakkalenin soğuğu ve ayazı meşhurdur.Baharda bile dayanılmaz olur bazenAma Canakkale Savaşları 1915 Mart'ından 1916 Ocak sonlarına kadar surdu. Kış ayazını da yedi Canakkale de savaşan kahramanlar Uzerlerindeki incecik elbiseleriyle hem duşmanla hem soğukla boğuştular.Doğru soylersiniz cok cetin savaşlar oldu bizim bulunduğumuz şu yerlerde de..Aşağıdaki muzede havada birbirini vuran kurşunları gormediniz mi?Nasıl cetin savaşlar olduğunu varın siz duşunun.

III.ASKER:Haklısınız komutanım.Biz de gelmiş bahar ayında soğuktan şikayet ediyoruz.Atalarımızın yaptığının yanında askerlik mi yapıyoruz biz?

USTTEĞMEN: Oyle demeyin..Kendinize haksızlık edersiniz.Şu anda savaş cıksa can-ı gonulden katılma-yacak mısınız?

ASKERLER (Hep bir ağızdan): Seve seve komutanım

USTTEĞMEN :Bakın siz de o yuce kahramanlar icin calışıyor,onlara lÂyık anıtlar yapmak icin uğraşıyor- sunuz.Kazma kurek gunlerdir calışıyoruz.Ama ne yapsak az onlar icin.Şu metreyi getirin de şurayı olcup işaretleyelim. ( I.Asker,emredersiniz deyip metreyi getirir.Yan tarafta ustteğmenle I.. asker olcum yapmakta işaret koymaktadır.Diğer iki asker de kazma kurek calışmaya devam etmektedir.İceriye Canak kale Gazisi Halil Emmi girer.)

HALİL EMMİ: Selamun aleykum komutan.Kolay gelsin

USTTEĞMEN : Aleykumselam amca, hoşgeldin

HALİL EMMİ: Ben Canakkale Gazisi Halil...İntepe koyundenim.Duydum ki şehitlerimize anıtlar yapılı yormuş.Duydum geldim hemen.Belki bir yardımım dokunur.

USTTEĞMEN : Sağol emmi. Sen yapacağını yapmışşsın bu vatana..Artık sen dinlen.Onu da biz gencler halledelim izninle..

HALİL EMMİ : Olur mu komutan ?Daha elim kolum tutuyor Allah'a şukur..Her Turk'un olene kadar vatana hizmeti devam eder. (Duygulanır.Duraklar.İc gecirir.)Cok arkadaşım,cok komutanım yanımda şehit oldu.Aha şu aşağıda Edincikli Ahmetle Yozgatlı İsmail ,tam yanımda şehit oldular.Kurşun beni sıyırıp gecti(İyice duygulanır.) Ne yiğitti ikisi de..Onlar icin yapılacak anıtlarda izin ver de benim de emeğim bulunsun.(ağlamaklıdır.)

USTTEĞMEN :Tamam emmi,az bir soluklan,dinlen,sakinleşOtur şu sandalyeye de dinlen..Bakarız birazdan.

(Halil Emmi oturur.Ustteğmen,elini Halil Emmi'nin omuzuna koyar,o da duygulanmıştır.II.askerin kureği bir şeye takılır,yanındaki askerle konuşmaya başlar

II.ASKER: Kureğim sert bir şeye takıldı.Gel bir bak hele!(Kureğini cuvalların arasında gezdirir,kurek takıl
makta,calışmamaktadır.)

III.ASKER:Taşa,kayaya takılmıştır.Oynat kureği calışır o. (II. Asker oynatmaya devam etmekte,başarama-
maktadır.)

II.ASKER:Olmuyor..Alllah Allah! Bir şey var buradaKureğime takılıp duruyor.Gel şurayı kaz- mayla az eşeliyelim.(III.Asker,kazmayla eşeler,vurur gibi yapar.)

III.ASKERoğru soylersin bir şey var burada.Elimizle eşeliyelim hele..(Ellleriyle toprağı kazar gibi

yaparlar.)

II.ASKER: İşte gorunuyor,az kaldı cıkacak.Ha gayret!Aman Alllahım!Bu bir şehit!Elinde silahı da var.

Demek kazma kureğimiz silahına takılıyordu.(Komutana seslenir) Komutanım,komutanım!Topraktan bir şehit cıktı,.Elinde de silahı var.(Ustteğmen,I .Asker ve Halil Emmi gelirler..Şehide doğru bakarlar.)

USTTEĞMEN : Hayret,hic bozulmamışYandan sedyeyi al gel hemen.

II.ASKER : Emredersiniz.(Sedyeyi almak uzere cıkar.).

USTTEĞMEN : (Şehide bakar.)Sanki dun gomulmuş gibi.

I.ASKER: Şehidi ne yapacağız komutanım.(Halil Emmi de şehide bakmaktadır.)

USTTEĞMEN : Az aşağıdaki şehitliğe goturup gomelim.(Tutarlar,alıp yerdeki sedyeye koyarlar.Acıklı bir fon muziği calar)

HALİL EMMİ: Canakkale Savaşları Son kale Canakkale. Neler gordum neler Denizden dev gemileriyle,karadan makinelileriyle,gokten tayyareleriyle geldiler,olum kusuyorlardı.Mehmetciklerimiz işte boyle ellerinde,vatan uğruna (bayrağı cıkarır) bu bayrak uğruna tufekleriyle kahramanca şehit oldular.

USTTEĞMEN Askerlere donerek) Silahını alın da tekrar gomelim.(III.Asker tufeği almaya calışır.Sert-

ce cekse de almayı başaramaz.3 asker birlikte denerler,yine de almayı başaramazlar.)

I.ASKER : Komutanım,silahını vermiyor.(Yine tufeğe asılırlar,ama alamazlar.Şaşkındırlar.)

HALİL EMMİ : Belli ki bu şehit de Allah'ın huzuruna gorev başında gitmek istedi komutanım.Mehmetcik

komutanının her emrini dinler.Ona soyle de silahını teslim etsin.

USTTEĞMEN: (Sert bir ses tonuyla) Asker ! Ben Ustteğmen İsmail BAŞOL! Gorev bitti ! Silahını teslim et. (Şehidin parmakları acılır.Ustteğmen,silahı alır.Halil Emmi elindeki bayrağı şehidin ustune orter ve seyircilere donerek,bayrağı tutup şu şiiiri okur

HALİL EMMİ

Kartal gibi duruşun
Şanıma şan katıyor.
Dalga dalga vuruşun
Canıma can katıyor
Ey zaferin hur susu,
Seninle guzel gokler.
Şehidimin ortusu,
Seninle coşar yurekler..
Seni gokte buldukca,
Artar şerefim,şanım.
Bu diyarlar durdukca
Yoluna kurban canım..
Gulmenin en guzeli
Sana bakarak gulmek;
Olmenin en guzeli
Sana sarılıp olmek Canakkale Savaşı İle İlgili Tiyatro Metinleri

Canakkale'nin Son Kahramanları


I. PERDE

( Başta sunucu sahneye cıkar. Piyesin konusu hakkında bilgi verir.)
Sunucu- 1953 yılında, Dumlupınar adlı denizaltıyla Akdenizde yaptıkları tatbikattan donerken Canakkale Boğazından gectikleri sırada İsvec Bandıralı "Naboland" adlı şilebin carpmasıyla 81 denizci askerimiz şehit oldu. Onlar Canakkalenin son kahramanlarıdır. Hem onların hikayesi hem de Canakkaledeki kahraman şehitlerimizin hikayesini anlatacağız. Oyunda gecen isimler gercek tir. Denizaltı batmadan onceki son dakikaları goreceğiz, şimdi sessiz olalım, kahraman askerlerimiz Seyit Onbaşıların, 57. Alayların, Mustafa Kemallerin diyarı Canakkaleden geciyor.

(Perde acılır. Sahne denizaltıyı anımsatacak şekilde duzenlenmiştir. 6 asker sahnededir. Başlarında komutanları vardır.)

Komutan- Veysel Onbaşı!
Asker 1- Emredin komutanım!
Komutan- Denizaltının seyri hakkında bilgi ver.
Asker 1- (cevik bir şekilde) Durum normal komutanım. Normal seyrimizde ilerliyoruz. Şu an denizin 47 metre altındayız. Yalnız deniz yuzeyi sisli, goruş mesafesi cok az. Denizaltımız Dumlupınar ile birazdan Canakkale Boğazına gireceğiz.
Komutan- Tamam asker. (komutan uzaklara bakar) Demek 250 bin askerimizin kahramanca şehit olduğu Canakkaleden geciyoruz. Dedelerimizden, (bilgi yelpazesi) babalarımızdan hep gururlanarak hikayelerini dinlediğimiz o eşsiz kahramanların sahneye cıktığı yerden geciyoruz. (askerlere doner) Birazdan yedi duvele canla başla karşı koyduğuz Canakkaleden gececeğiz arkadaşlar.
Asker 1- (Heyecanlı) Komutanım, komutanım Canakkale Boğazına girdik. Solumuzda Gelibolu yarım adası, sağımızda Kumkale var.
Komutan- Tamam asker. Arkadaşlar dikkatli olun boğazı sis kaplamış.
Askerler- (hep bir ağızdan) Emredersiniz komutanım.
Asker 4- Komutanım Canakkale Savaşları burada mı olmuş?
Komutan- Evet. Bu boğazda ve bu topraklarda olmuş. Dunyanın her tarafından sayısız millet Canakkaleyi işgal etmek icin gelmiş. Ne diyor Mehmet Akif:
Eski Dunya, Yeni Dunya butun akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralyayla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hangi tauna da zuldur bu rezil istila...
Asker 2- Komutanım şimdi 1953teyiz, Canakkale Savaşı olalı yaklaşık 38 yıl olmuş. O zamanda şimdiki gibi guclu bir ordumuz varmıymış?
Komutan- Ne yazık ki o zaman elimizdeki ne silah ne de mermi yeterliymiş; ama Mehmetciğin vatan aşkı sayesinde o donemin super guclerini yenmişiz.
Asker 3- İngilizlerin zırlı gemileri boğazı gecmek istemiş.
Komutan- Mehmetcik azmetmiş de o celikten zırhlıları bu boğazdan gecirmemiş.
Asker 1- Şimdi biz denizaltımızla bu boğazdan ozgurce geciyorsak Canakkale şehitlerinin sayesinde geciyoruz.
Asker 2- Ne guzel soyledi Veysel Onbaşı. Hay yaşa!
Asker 3-
Ovun ey Canakkale, cihan durdukca ovun!
Omrunde gostermedin bin duşmana bir gun.
Sen bir buyuk milletin savaşa girdiği gun,
Başına yuz milletin birden uşuştuğu yersin!
Komutan- Bu topraklar Canakkale Savaşında nice kahramanlar doğurdu. Ezineli Yahya Cavuşlar.
Asker 2- Seyit Onbaşılar
Asker 5- 57. Alaylar
Komutan- Mustafa Kemaller
Asker 4- Şimdi binlerce isimsiz kahraman Conkbayırıda, Arıburnunda, Kanlısırtta yatıyor.
Asker 1- Komutanım şimdi boğazın en dar yeri Kilitbahirden geciyoruz.
Komutan- Evet arkadaşlar burası Seyit Onbaşının tarih yazdığı yerdir. O kahraman asker burada İngilizlerin batmaz denilen zıhlısı “Oceanı batırmıştır. Şimdi o zırhlı boğazın derin sularında yatıyor.
Asker 3- Komutanım o zırhlılar hala bu derinliklerde mi? (merakla)
Komutan- Evet.
Asker 3- Peki onları gorebilir miyiz?
Komutan- Şu anki derinliğimiz uygun o batan zırhlıları belki gorebiliriz.
Asker 4- Hadi arkadaşlar iyice bakalım belki goruruz. (heyecanla)
Asker 2- Tarihin yazıldığı Canakkalede boğazın bu derinliklerini belki de hic kimse gormemiştir.
Asker 5- Evet!
Asker 4- Gorebiliyor musunuz? (sesini kısarak)
Asker 3- Yok, goremeyiz herhalde denizin dibinde goruş mesafesi fazla değil.
Asker 2- Gordum! (coşkuyla)
Komutan- Hani!
Asker 2- Gordum, işte işte! Bak!
Komutan- Evet evet! Kocaman bir zırhlı bu.
Asker 5- Canakkalenin yiğit askerleri bu koca zırhlıları nasıl batırmış! (Sesinin kısarak)
Asker 1- Bir tane de burada var bakın! (coşkulu)
Asker 3- Bir tanede burada! Denizin altı gemi kaynıyor! (coşkulu)
Asker 2- O, dunyanın her tarafından toplanıp getirilmiş Hintlisi, Yeni Zenlendalısı, Avustralyalısı, boşuna yenilgiyi kabullenip cekip gitmemiş.
Asker 4- (Durgunlaşırlar, asker şapkasını yavaşca eline alır, boşluğa bakar, sesizce, duşunceli) Aman Allahım bu ne buyuk asker, nasıl savaşmışta bu zırhlıları batırmış. Hem de elindeki o imkansızlıklarla
Asker 3- -Ne kahraman soyumuz var. Vay be!
Asker 5- Peki Seyit Onbaşının batırdığı gemi hangisi?
Komutan- Buralarda bir yerdedir?
Asker 1- Komutanım adı neydi o zırhlının?
Komutan- Ocean zırhlısı.
Asker 4- Şurada bir tane daha var. O mu acaba? Yanından geciyoruz bakın.
Asker 2- Bakın uzerinde bir yazı var. (Heyecanlı) Ney o? (duşunerek) Okuyamıyorum.
Asker 4- Ocean (heceleyerek) O zırhlı. O zırhlı! (coşkulu) Okudum.
Asker 2- Hani?
Asker 4- İşte! Ocean zırhlısı. (heceleyerek)
Asker 1- Boğazın soğuk sularında nasıl da yatıyor.
Komutan- Evet doğru soyluyorsun asker bu gemi Seyit Onbaşının batırdığı zırhlı.
Asker 1- Hey Koca Seyit hey! (coşkulu) Bu ne yiğitliktir.
Hepsi donar. (şiirsel bir hava yaratırlar.)
Asker 3-
Namus dedi Koca Seyit,
Yanakları al al oldu!
Asker 2-
Daldı gitti uzaklara,
Kirpikleri nemle doldu!
Asker 1-
Gullem dedi Koca Seyit,
Topu yorgun soluyordu.
Asker 5-
Kudurmuş gibi duşmanlar,
Boğaz zırhlı doluyordu!
Asker 4-
Kaldırdı 276 kiloluk mermiyi,
Catırdadı omuzu, kemiği
Komutan-
Vatan borcu bu kacmak olur mu?
Yolladı gulleyi Mehmetcik durur mu?
Hep beraber-
Vurdum dedi Koca Seyit
Lahavleyi cektim vurdum!
Yenildi kacıyor duşman.
Kurtuldu benim oz YURDUM
(başlar one eğilir, donulur, perde kapanır) Canakkale Savaşı İle İlgili Tiyatro Metinleri

II. PERDE

Asker 1 - Komutanım hala Canakkale Boğazı’ndayız. Şimdi denizin yuzeyine cıkıyoruz.
Komutan - Acele etmeyin.
Asker 1 - Emredersiniz komutanım!
Asker 2 - Denizin yuzeyi sisli. Goruş mesafesi yaklaşık 10 metre.
Komutan - Dikkatli olun. Boğazdan gecen gemiler var.
Asker 1 - Şu an deniz (bilgi yelpazesi) yuzeyindeyiz ve ilerliyoruz.
Komutan - Tamam asker, İstanbul’a kac saatimiz kaldı.
Asker 1 - Yaklaşık 9 saat komutanım. (duşunur gibi yaparak)
Komutan - Anlaşıldı.
Asker 3 - Ali, daha once Canakkale’deki Şehitlikleri gezmiş miydin?
Asker 4 - Yok be Mehmet, ne gezer!
Asker 3 - Aslında herkesin gezip gormesi lazım, kahraman atalarımızın yattığı yerleri.
Asker 4 - Oyle, cok haklısın.
Asker 1 - Cok sis var. Bir şey gozukmuyor. (gozunu kısarak.) Gemi, gemi, gemi geliyor. Aman Allah’ım tam karşımızda bir gemi!
Asker 2 - Bize carpacak!
Komutan - Hemen dumeni cevir! Hemen dumeni cevir!
Asker 2 - Yapamıyorum. Donmuyor. Carpıyoruz!….
(carpma gurultusu duyulur, askerler yere yatarlar, duman cıkar. İniltiler olur. Bir sure sonra teker teker kalkarlar. Birbirlerine yardım ederler.)
Komutan - Ne oldu bir şeyiniz var mı? (diğer askerlere sorar.)
Asker 4 - Yok komutanım.
Komutan - Asker, hemen denizaltının diğer bolumlerine git, kurtulan askerleri, sayısını ve geminin durumunu araştır.
Asker 5 - Emredersiniz komutanım!
Komutan - Buyuk bir gemiye carptık arkadaşlar. Cok fazla gurultu cıktı. Sanırım denizaltıda buyuk hasar var.
Asker 3 - Murat, bir şeyin var mı?
Asker 2 - Yok, biraz omuzum yanıyor. Neydi o ses oyle, neye carptık biz?
Asker 3 - Herhalde bir şilepti.
Asker 5 - (nefes nefese) Komutanım, denizaltının buyuk bir bolumu hasar gormuş. Sadece bu bolum ve yan taraf sağlam. Carpmanın şiddeti ile dibe batmışız. Yan taraftaki bolumlerde 16 asker var. Bizimle beraber 22 asker ediyor. (uzuntulu) Komutanım, kaza anında geri kalan 59 askerimiz şehit olmuş.
Komutan - Cok acı, Allah rahmet eylesin. (etrafına bakar) Goruluyor ki bu cok buyuk bir kaza arkadaşlar.
Asker 3 - Denizaltı su sızdırıyor. (etrafına bakınır)
Komutan- Hemen kurtulma yollarına bakacağız. Kaza Canakkale Boğazı’nın iki yakasından da duyulmuştur. Bize yardıma geleceklerdir. Hemen telsizle iletişim kurmaya calışın.
Asker 2 - Emredersiniz komutanım! (telsizin başına gider uğraşır) Dikkat, dikkat. Burası Dumlupınar Denizaltısı, sisimizi duyuyor musunuz? (baskılı) Sesimizi duyuyor musunuz? Dumlupınar Denizaltısı’ndan konuşuyorum. Sesimi duyuyor musunuz? Komutanım telsiz tam calışmıyor, iletişim kuramıyorum. Carpmanın şiddetiyle bozulmuş. Sesimiz karşı tarafa gitmiyor.
Komutan - Muhabere şamandıramız ne durumda bir de onu denelim.
Asker 1 - Hemen bakıyorum komutanım.
Komutan - Buyuk ihtimalle muhabere şamandırası ile iletişim kurabiliriz.
Asker 1 - Şamandıra yuzeye ulaştı.
Asker 5 - Komutanım şimdi ne yapacağız?
Komutan - Hemen yardımımıza geleceklerdir. (boşluğa bakarak konuşur, donar.) Şimdi bize ulaşmalarını bekleyeceğiz arkadaşlar.
(Perde kısa sureli kapanır, tekrar acılır, oyuncuların yeri değişmiştir)

III. PERDE

Asker 1 - Alo, alo! Sesimizi duyan yok mu? (ses duyulur) Komutanım bir ses var galiba.
Komutan - Ver bakıyım. Alo, alo! Sesimizi duyan var mı? Ben Astsubay Selami. Dumlupınar Denizaltısı’ndan sesleniyorum.
Gumruk Motoru Carkcısı – Alo! Orada mısınız? Dumlupınar Denizaltı’sı, alo! Sesimi duyuyor musunuz?
Komutan - Evet, duyuyoruz. Buradayız. Ben denizaltının komutanı Astsubay Selami! Siz kimsiniz?
Gumruk Motoru Carkcısı – Ben, gumruk motoru gemisinin carkcısı Selim Yoluduz. Kazayı duyduk, sizi kurtarmaya calışıyoruz. Durumunuz nedir?
Komutan - Cok sayıda askerimiz şehit oldu. Burada benimle birlikte 22 kişilik murettebatız.
Gumruk Motoru Carkcısı – Şu anda Nara Burnu acıklarındasınız, tahminen 90 metre derinliktesiniz.
Komutan - Denizaltımız 15 derece sancak yonunde yatık durumda bekliyor.
Gumruk Motoru Carkcısı - Tamam, gemimiz hemen gerekli yerlere haber verdi, sizi kurtarmak icin Kurtaran adlı denizaltı yola cıktı. Endişelenmeyin.
Komutan - Endişelenmiyoruz. Bizi kurtaracağınızdan eminiz. Vatan gorevi icin denizaltıda bulunuyoruz.
Gumruk Motoru Carkcısı - İşte gercek bir Turk askeri…
Komutan - Nasıl ki Canakkale Savaşı’nda atalarımız kalbinde en ufak bir korku duymadan olume atladıysa biz de şimdi o cesaretteyiz. Bu denizaltıda bulunmak bizim icin bir onurdur.
Gumruk Motroru Carkcısı - Oksijeninizi fazla harcamayın. Yuksek sesle konuşmayın, fazla zamanımız yok. Şimdilik kapatıyorum.
Komutan - Tamam sizi bekliyoruz… (askerlere doner) Arkadaşlar, cesaretinizi, kahramanlığınızı gozlerinizde goruyorum. Hepiniz birer Seyit Onbaşı, birer Ezineli Yahya Cavuş gibi bakıyorsunuz. Size de bu yakışır. (sesini kısar) Şimdi oksijenin bitmemesi icin yuksek sesle konuşmayalım.
(donarlar, boşluğa bakarlar, perde kapanır, daha sonra perde kapalıyken iki kişi perdenin onunde karşılıklı konuşur)
Gorevli 1- Son durum nedir Sadık Bey?
Gorevli 2- Efendim bildiğiniz gibi Kurtaran Denizaltısı calışıyor. Fakat akıntı boğazın bu yerinde cok kuvvetli. Denizin dibinde uc yonlu bir akıntı var.
Gorevli 1- Zamanımız hızla daralıyor.
Gorevli 2- Denizaltı batalı tam 53 saat gecti.
Gorevli 1- (yere bakarak, uzuntulu) Gece gunduz calışmamız da yavaş yavaş boşa cıkıyor.
Gorevli 2- 90 metre derindeler. Denizaltı suyun dibinde yatık olarak duruyor bu yuzden kurtarma canı kaportaya tutturulamıyor.
Gorevli 1- Başka yol yok mu?
Gorevli 2- Ne yazık ki yapılacak her şeyi yaptık. Butun yontemleri denedik. Şu an yaşadığımız dunyanın teknolojisi buna izin vermiyor.
Gorevli 1- Oksijenleri tukenmek uzere. Telefondaki sesleri nasıl da mağrur ve gururluymuş. (bakışları donar) Onlar Canakkale’nin Son Kahramanları...
Gorevli 2- Efendim son kez bir bağlantı kurmalıyız. Muhabere şamandırası kopmak uzere.
Gorevli 1- Kotu haberi onlara vermek cok zor ama deneyeceğim. Hemen gidip konuşalım.

IV. PERDE

(Sahnenin kıyısında elinde sazla bir cocuk, diğer kıyısında anne-baba oturur. Onlar rolleri başlayana kadar kafaları onde kımıldamadan bekler.)

Gorevli 1- Alo, alo Selami Astsubay sesimi duyuyor musunuz?
Komutan - Alo, evet duyuyoruz.
Gorevli 1- Durumunuz nedir?
Komutan - Oksijenimiz kalmadı nefes almakta zorlanıyoruz.
Gorevli 1- Cok calışıyoruz ama bir turlu olmuyor. Size boşa umut vermek istemiyoruz. Sizler bizim kahramanlarımızsınız.
Komutan -(duşunceli) Anladım.
Gorevli 1- Yuksek sesle konuşabilirsiniz.
Komutan - (biraz durur) Tamam, anladım.
Asker 1 - (askerler birbirine bakar) Oksijeni harcayabilirsiniz diyor.
Gorevli 1 - Bağlantı kopmak uzere, soyleyeceğiniz bir şey var mıydı?
Komutan - (biraz durur, bakışları kararlı) (bilgi yelpazesi) Ailelerimize selam soyluyoruz. (sert ve yuksek sesle) “Vatan sağolsun”…
Gorevli 1 - Olume bu kadar yakınken bile vatan sağolsun diyebilen tek asker Turk askeridir. Vatan size minnettardır.
Komutan - (askerlere doner) Arkadaşlar yuksek sesle konuşabilirsiniz dendi, bunun anlamını biliyorsunuz değil mi?
Askerler- (yuksek sesle) Biliyoruz komutanım.
Komutan - 253 bin Canakkale şehidinin yanına gidiyoruz.
Askerler - (hep bir ağızdan) Vatan sağolsun.
(oğrenci sazla Canakkale Turkusu’nu calmaya başlar)
Asker 4 - (dinler gibi yaparak) Komutanım sanki Canakkale Turkusu’nu duyar gibiyim, kulağıma oyle geliyor.
Asker 3 - Oğlum cok guzel calardı, ben de soylerdim.
Komutan - O halde arkadaşlar biz de soyleyelim.
Asker 5 - Nasıl atalarımız Canakkale’de siperlerde soylemiş bu turkuyu.
Komutan- Hadi bakalım…
(Canakkale Turkusu’nu soylerler. Turkuden sonra hepsi yere duşer, Aşık Veysel’in turkusu fondan verilir. )
Gazeteci Cocuk – (Aşık Veysel’in turkusu fonda akarken sahneye girer) Yazıyor, yazıyor Canakkale’nin Son Kahramanları’nı yazıyor! Nasıl son nefeslerinde “vatan sağolsun” dediklerini yazıyor!
Anne-Baba - (anne) Mehmetciğim Canakkale’de şehit oldu. Son sozu “vatan sağolsun” muş. ( baba) Ben Canakkale’de Mustafa Kemal’le birlikte savaştım. Bir kolumu kaybettim, şehit olamadım ama Mehmetim şehit oldu. Yaşa Mehmetciğim! (şiiri okur)

Şehit oğlum kefenine burundu,
253 bin yiğit gozlerine gorundu,
18 Mart gunu Canakkale duğundu,
Vatan sağolsun deyip kukredi oğul…

(Perde Kapanır)

SON