Bir gun yaşlı bir mecûsî İbrahim (a.s)'ın kapısın calarak ona misafir geldiğini soyledi. İbrahim (a.s) de, "Sen ateşe tapıyorsun, dininden donmedikce ben seni nasıl olur da misafirliğe kabul ederim" diye cıkıştı.

Mecûsi misafir de uzgun uzgun cekip gitti. Ardından Allah (c.c.), "Ey İbrahim!" dedi. "O mecûsîyi dininden donmeden niye misafirliğe kabul etmedin? Bir gece misafir etseydin sana ne zararı dokunabilirdi? O kÂfir olduğu halde biz onu tam yetmiş yıl suladık doyurduk."

İbrahim (a.s) ters bir iş yapmanın verdiği acıyla o gece zor sabahladı. Şaka soker sokmez de hemen yola koyularak yaşlı mecûsîyi aramaya başladı, nihayet bir yerde buldu. Yakasına yapışarak ille de seni evimde bu akşam misafir edeceğim diye and verdi. Akşamki İbrahim'le sabahki İbrahim'i değişmiş goren mecûsî dayanamayıp, "Ben sana şaşıyorum, ey İbrahim!" dedi. "Dun beni evinden kovdun, bugun ise evine davet ediyorsun? Bunun hikmeti ne ola?"

Allah katından gelen vahyi bir bir dile getiren İbrahim (a.s)ın sozleri bittikten sonra mecûsî, "Demek ki, ben kÂfir olduğum halde Rabbinin bana karşı davranışı bu kadar iyi ha!" diyerek elini İbrahim (a.s)'e uzattı ve "Allah'tan başka ilÂh yoktur, sen de O'nun kulu ve elcisisin" dedikten sonra gozlerinden akıttığı sevgi gozyaşları icinde imana geldi.
__________________