Bir padişahın aklı olmuş, şehveti diri bir kolesi vardı. Padişahın ince hizmetlerini bırakır, kotu duşuncelere dalar, fakat yaptığını iyi sanırdı! Padişah nafakasını azaltın... soylenir dırlanırsa adını kullar arasından silin dedi. Kolenin aklı azdı, hırsı cok... nafakasını az gorunce kızdı, serkeşleşti.
Aklı olsaydı kendi kendinin etrafında doner dolaşır, duşunur taşınır da sucunu gorur, kendisini affettirirdi. Eşekliği yuzunden bir ayağı bağlanmış eşek serkeşliğe kalkıştı mı iki ayağı da boynuna bağlanır! Eşek, bana bir bağ kafidir derse aldırış etme! Cunku bu iki bağ, o bayağı hayvanın hareketi yuzunden bağlanmıştır!
Hadiste gelmiştir: Ulu Allah, halkı uc ceşit yarattı. Bir boluğu, tamamı ile akıldan, bilgiden ve comertlikten ibaret... bunlar meleklerdir, secdeden başka bir iş bilmezler! Yaradılışlarında hırs ve heva yoktur... mutlak nurdur onlar, Allah aşkıyla dirilmişlerdir. Bir boluğu ise bilgisizliktir... hayvan gibi ot otlamakla semirirler.
Onlar, ahırdan, ottan başka bir şey gormezler... kotulukten de gafildirler, yucelikten, iyilikten de! Ucuncu bolukse Ademoğullarıdır, insanlardır. Bunları yarı yaradılışları bakımından melektirler, yarı yaradılışları bakımından eşek! Eşek olan yarıları, aşağılığa meyleder, obur yarıları da akla meyleder!
İlk iki boluk savaştan, cekişten anlamaz, istirahat ve huzur icindedir. Fakat bu boluk, yani insan ikisine de aykırıdır ve azap icindedir. Bu insanda sınanma yonunden boluklere ayrılmıştır... hepsi insan şeklindedir ama uc kısımdır: Bir kısmı, mutlak varlık olan Allah’ya dalmış, kendini kaybetmiş olanlardır... bunlar İsa gibi meleklere katılmışlardır.
Surette insandır bunlar, fakat hakikatte cebrail... kızgınlıktan heva ve hevesten, dedikodudan kurtulmuşlardır. Riyazattan da kurtulmuşlardır, zahitlikten ve savaştan da... sanki onlar, insanoğlundan doğmamışlardır! İkinci kısmı eşeklere katılmış olanlardır. Bunlar kızgınlığın ta kendisi olmuşlar, tepeden tırnağa kadar şehvet kesilmişlerdir.
Bunlardaki cebrail’lik meleklik sıfatı gitmiştir... cunku o ev dardı, o sıfat da buyuk, sığamadı, gecip gitti! Canı olmayan adam olur... canında bu sıfat bulunmayan kişi de eşek olur. Cunku bu sıfatta olmayan can bayağıdır, aşağıdır... bu sozu sofi soylemiştir, doğrudur! O hayvanlardan da fazla can cekişir... alemde ince işlere girişir!
Onun orup dokuduğu hile ve şeytanlık, başka bir hayvandan zuhur edemez! Altın sırmalı elbiseler dokur, denizin dibinden inciler cıkarır... Hendese bilgilerinin en ince noktalarını bilir, yahut nucum, tıp ve felsefe bilgilerini elde eder! Cunku onun, ancak bu dunya ile alakası vardır... yedinci kat goğe cıkmaya yolu yoktur.
Butun bu bilgiler, ahır yapısına yarar... ahır da okuzle devenin varlığına destektir! Hayvanların birkac gun yaşamalarına yarayan bu bilgilerin adını, şu ahmaklar remizler, ince şeyler kodular. Allah yolunun, Allah durağının bilgisini ancak gonul sahibi, yahut da gonul sahibinin gonlu bilir! İşte Allah bu terkiple latif bir hayvan olan insanı yarattı, onu bilgilere eş etti.
O boluğe “hayvanlar gibi” dedi... cunku uyanıklığın uykuyla ne munasebeti var? Hayvani ruhta ancak uyku bulunur... bu ceşit insanlarda aksine duygular vardır. Fakat uyanıklık gelmedi de hayvani uyku kalmadı mı duygusunun aksi ve aykırı olduğunu levhten okur anlar! Uykuya dalan kişinin uyandığı zaman, ruyada gorduklerinin aksini gormesi gibi! Hulasa o aşağılık kişi, aşağılık alemdendir ... onu bırak, “ Ben batanları sevmem, de!”
cunku hayvani ruha sahip olan kişinin, huylarını değiştirmeye, nefsiyle savaşa girişmeye, aşağılıktan kurtulmaya istidadı vardı ama o istidadı fevt etti! Halbuki hayvanda istidat yoktur... hayvanlıktaki ozru apacıktır! İnsandan yol gosteren bu istidat gitti mi ne yerse yesin eşek beynidir!
Aklı arttıran bir ilac olan beladur yese afyon kesilir... kalp illeti ve akılsızlığı artar! Gece gunduz savaşta, cekiştedir bunlar... sonu yani insanlığı, onuyle yani hayvanlığıyla savaşır durur.
Bu, Mecnun’la devesine benzer... o, ileriye gitmeye savaşır, bu geriye gitmeye! Mecnun’un sevdası, onde bulunan Leyla’ya kavuşmak, devenin sevdası ardına donup yavrusuna ulaşmak! Mecnun, bir an bile kendisinden gecti mi deve, hemencecik geri doner, geriye giderdi.
Mecnun, tamamı ile aşkla, sevda ile dolu olduğundan kendisinden gecmemesine imkan yoktu. Kendisini gozetleyen akıldı... fakat aklını, Leyla’nın sevdası kapmıştı! Deveye gelince o, cevikti, fırsat gozleyip durmaktaydı... yularını gevşek hissetti mi, anlardı ki Mecnun daldı gitti... hemen geriye yuz tutar, yavrusunun bulunduğu tarafa doğru gitmeye başlardı.
Mecnun kendisine gelir, evvelce bulundukları yerden fersahlarca geriye gittiğini anlardı. Uc gun boyle yol aldılar... Mecnun, adeta yıllarca tereddut icinde kaldı. Nihayet dedi ki: A deve, ikimizde aşığız ama birbirimize aykırıyız... arkadaşlığa layık değiliz! Senin sevgin de bana uygun değil, yuların da senden ayrılmak gerek!
Bu iki arkadaş da, birbirinin yolunu vurmada...tenden aşağı inip ayrılmayan can, yol azıtır gider! Senin canın da arşın ayrılığı ile yoksulluğa duşmuş... teninse diken aşkıyla deveye donmuş! Can, yucelere kanatlar acmada...ten, tırnaklarıyla yere sarılmada! Ey vatan aşkıyla olmuş deve, sen benimle oldukca canım, Leyla’dan uzak kaldı gitti!
Adeta Musa kavminin yıllarca colde kalışı gibi bende seninle bu hallere duştum... omrum geldi gecti! Bu yol, vuslata erişmek icin iki adımdan ibaret... halbuki ben, senin hilenle tam altmış yıldır, bu iki adımlık yolda kalakaldım!
Yol yakın... fakat ben pek gec kaldım. Bu binicilikten adamakıllı usandım artık! Bu sozleri soyleyip kendisini deveden fırlattı attı, niceye bir dertten yanıp yakılacağım, yandım artık, dedi! Ona o geniş ova daracık bir hale geldi... kendisini bir taşlığa atıverdi! Hem de oyle bir attı ki o yiğidin bedeni ezildi...
Kendisini yere oyle bir fırlattı ki kazara ayağı da kırıldı! Ayağını bağladı, top olurum de dedi, onun cevganının onune duşer, yuvarlanarak giderim! İşte guzel sozlu hakim, tenden inmeyen atlıya bu yuzden lanet etmiştir.
Allah aşkı, hic Leyla’nın aşkından az değersiz olur mu? Ona top olmak elbette daha doğru, daha yerinde! Top ol da doğruluk yanına yat, aşk cevganiyle yuvarlanarak git! Cunku bu yolculuk, binekten indikten sonra Allah cekişiyle olur... halbuki onceki gidişimiz, deveyle idi!
Bu ceşit gidiş, gidişlerden apayrıdır... bu gidiş cinlerin gidişiyle de olmaz, insanların calışmasıyla da! Bu cekilip gitme, alelade cekilip gitme değildir... bunu, Ahmed’in lutfu meydana getirdi vesselam!
Mesnevi'den Hikayeler
Alıntı
__________________
Ahmağa Verilecek Cevap Susmaktır
Dini Bilgiler0 Mesaj
●43 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Ahmağa Verilecek Cevap Susmaktır
-
13-09-2019, 00:22:01