
Babasının memuriyeti sırasında 1942 yılında Malatya’da doğdu. Capa İlkokulu’nu, İstanbul Erkek Lisesi’ni ve 1966’da ODTU İdari İlimler Fakultesini bitirdi. 1972 yılında Avrupa Konseyi sınavını kazanarak Strazburg’taki uluslararası kuruluş, Avrupa Konseyi’nde goreve başladı ve 18 yıl (1972 -1989) uluslararası yoneticilik gorevinde bulundu. Turgut Ozal Cumhurbaşkanı olunca kendisini Turkiye’ye cağırması uzerine 1989 Aralığında ulkeye donerek Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak goreve başladı. Aynı zamanda Ozal’ın Ozel Kalem Mudurluğu gorevini de ustlendi. 1991 genel secimlerinde İstanbul Milletvekili secildi. Daha sonra burokrasinin değişik kademelerinde ust duzey gorevlerde bulunan Engin Guner, siyasi hatıralarını “Ozal’lı yıllarım” adlı kitapta topladı. Guner, halen Liberal Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak siyasi hayatını surdurmektedir.
HAKKINDA YAZILANLAR
Engin Guner:Ozallı yılları ozledik
Unal Bolat
Turkiye 24 Mart 2001
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’in “ikinci Ozal” olduğu şeklindeki soylentileri ben de duyuyorum. Keşke olsa. Cumhuriyetin ikinci kuşağıdır Ozal. Cocukluğundan beri ulkedeki butun siyasal ve ekonomik olayların icinde bulunmuş, gorevleri sırasında da butun sorunlara teşhisini koymuş, cozum yollarını onermiş ve planını hazırlayıp gelmiştir.
Sayın Derviş, iyi bir kimse. Beyefendi bir kimse. Batı’da IMF’de calışmış. Dunya Bankası’nda calışmış. Bu konuları iyi bilen kimse. Ama Derviş’in gelişi bizim LDP olarak tezimizi doğrulamıştır. Biz diyorduk ki, hukumet ekonominin “E”sini bilmiyor. Derviş, bunu ispat eden bir tarzda geldi. Boyle dışardan gorduğu şekliyle gelip birtakım şeyleri duzeltmesi mumkun olabilir ama icerden de bir direncle karşılaşması muhtemeldir. Bu bakımdan başarı şansını da cok parlak gormuyorum. Butun bunlara rağmen kendisine bir avans vermek gerekir. Başarılı olmasını temenni ediyoruz. Bircok şeyden bunalıp bırakabilir ihtimalini de goz ardı etmiyorum.
Peki neden geldi?
Şimdi tabii emekliliği yaklaşmış. Aynı şeyleri ben yaşadım. Ben de onun gibi yurt dışında Avrupa Konseyi’ndeydim. O benden daha ileri mevkilere falan gelmiş, başkan yardımcısı olmuş. Ama aşağı yukarı aynı şeyler vardı. Rahmetli Cumhurbaşkanı Ozal beni cağırdığında emekliliğimi feda edip geldim. O da aynı duygularla geldi. Zaten yurt dışında yaşayan butun Turklerin ozlemi ulkesine donmektir. Biraz da denk geldi yani. Nasıl olsa emekli olacak. Emekli ikramiyesini almış. Belli bir maaşı var. Bu arada bir Turk hukumetinde ekonomiden sorumlu bakanlık yapmak da buyuk bir şereftir. Ekonomiyi duzluğe cıkarma iddiasıyla gelip bir de başarılı olduğunu duşunurseniz bu bir insan icin buyuk şereftir. Derviş bu iyi duygularla geldi. İnşallah başarılı olur. Ama durum fevkalade zor. Bunu gormemiz lazım. Bugunku gunumuzu her gecen gun arayacağız. Allah yardımcımız olsun.
Paranoyalardan kurtulalım
Halk arasında surekli ulkemiz uzerinde başka ulkelerin emelleri, planları falan olduğundan soz edilir. Sanıyoruz ki butun dunya oturmuş, “Ya şu Turkiye’yi nasıl parcalarız. Nasıl zayıflatırız diye duşunuyor?” Yok boyle birşey. Bunlar paranoya soylemlerdir. Ulkelerin ne dostları vardır ne duşmanları. Ulkeler dostlarını ve duşmanlarını kendi politikalarıyla oluştururlar. Bu paranoyalardan kurtulmamız lazım. ABD bugun iyi bir muttefiktir. Ama kara kaşımız kara gozumuz icin değil. Bolgede guclu bir Turkiye onun da işine geldiği icin boyle. Bu kotu bir şey de değil. ABD’nin bize yardımcı olmak istemesi guzeldir. Ondan istifade etmesini bilmeliyiz. Hatta yapılması gereken belki de bugun Amerika ile serbest ticaret anlaşması yapmak ve ihracatımızı ABD’ye yonlendirmek ve boylece ekonomik krizden cıkmaktır. Bu da bir cozum yoludur.
LDP’yi herkes beğeniyor. Ama herkes kadrosunu merak ediyor. Haklılar ama şunu bilmek gerekiyor. Kadro derken milletin aklına gelen daha cok tanınmış isimdir. Hatta tanınmış siyasi bir kimliğe sahip isimler. Oysa biz o isimlere pek sıcak bakmıyoruz. Cunku onlar siyaseten yıpranmıştır. Onun icin bu arkadaşların bize katkısı olacağı kanaatinde değiliz. Bizim arkadaşlarımız isim olarak boyle tanınmamış ama hepsi genc ve dinamik, bankacı, finanscı, iş adamı yeniliğe acık isimler. LDP genc dinamik ve yeniliğe acık uzman kadrolarla dolmaktadır.
Avrupalı gozuyle Turkiye
Avrupa cok yıpranmış. İki dunya harbi de orada yaşandı. Evet bugun ileri ekonomik seviyedeler. Ama kendi kendini kısıtlayan hareketlerde bulunuyorlar. Etrafını bir gumruk duvarıyla oruyorlar. Ayrıca Avrupa yaşlı bir nufusa sahip. Avrupa dar goruşludur. Miyoptur. Olaylara Amerikalı kadar uzak goruşlu davranmaz. Turkiye’ye karşı tutumu bunu cok acık bicimde ortaya koyuyor. Cok şoven davranabiliyor. İnternetten takip ediyorum. Avrupa’daki halk Avrupalının dışında başka ulke istemiyor. Diyorlar ki, “Turkler bizim dostumuz ama Avrupalı değil. AB bir Hıristiyan klubudur. Turkleri AB’ye alırsak İran’ı da Irak’ı da Suriye’yi de almamız lazım. Bu da olmaz. Ben de onlara cevap yazdım. Dedim ki, “Cok teşekkur ediyorum. Fikrinizi samimi olarak acıkladınız.” Cunku Avrupalı yetkililer her fırsatta bunun soz konusu olmadığını tekrarlıyorlar. Ama halk duygularını daha samimi soyluyor. Bir de Avrupa konusunda soyleyeceğim şudur. Ankara hukumetleri bu gerceğin farkında olmalarına rağmen AB’yi ic politikada malzeme olarak kullanıyorlar. Oysa Turkiye AB’ye girmezse dunyanın sonu gelmez. Hatta Avrupa’da olup AB’ye girmeyen ulkeler var. Onemli olan muasır medeniyet seviyesine gelmektir.
IMF elbet teminat ister
Bunu hukumet de soyluyor IMF de soyluyor. Ulkede ikinci yarı yıla kadar buyuk bir kaos gorunuyor. 25 milyar dolar dış yardım gerekiyor. ABD, IMF icinde de cok etkilidir, Dunya Bankası icinde de. Bize bu yardımı yapmak istiyorlar ama karşılığında teminat istiyorlar. Bir banka nasıl kredi verirken bir suru guvence istiyor, IMF de banka gibidir. O bakımdan diyorlar ki, “Ozelleştirmeyi yapın şu kadar verelim. Bankaları duzenleyin şu kadar verelim” Bunları yapabilmek ise hukumete duşuyor. Umutsuz olmamak gerekiyor tabii ki.
Kriz, LDP farkını ortaya cıkarttı
Bence Turkiye’nin bu krizden tek bir kazancı olabilir. Bu gunler, bilebilenler icin fırsat anlamına da gelir. Milletimiz bu mevcut Ankara partileriyle bu işlerin olmayacağını gormuş oldu. Bunu gormesi bu krizin Turk milletine en buyuk armağanıdır. Bunu milletimiz anladı. LDP’ye olan teveccuhten bunu goruyoruz.
__________________