Insanoglunun rızkını temin etme pesinde en az bugunku kadar kostugu devirlerden birinde, bir adamcagizin yolu gurbete dusmus. Dugununun hemen sonrasinda geldigi diyar-i gurbette gece dememis, gunduz dememis, calismis.
Geride biraktigi taze gelinin hayali cigerini yakadursun, bu ev parasi, su arsa parasi, oburu mal-melal icin derken, adamcagiz tam on sekiz sene kalmis gurbet elde. O devrin parasiylada uc bin akce biriktirmis. Cumle ihtiyaclari karsilayip, ufaktan bi is kurmaya da yeter bu para diye dusunerek, memleketine gidecek kervanin yolunu gozlemeye baslamis.
Nihayet vakit gelmis, parasini koynuna saklayip, aldigi hediyeleri devesine yuklemis, bin bir hayalle kervana katilmis, dusmus yollara
Uc-bes gun gittikten sonra, kervanin konakladigi bir kasabada mesgale olur, hasretini dindirir diye carsiyi dolasmaya cikmis. Insan varacagi yere yaklastikca yollar uzamaya baslar ya... Zaman gecsin diye saga-sola bakinip dolanirken, biraz oteden gelen bir ses dikkatini cekmis:
- 1000 akceye bir sooz, 1000 akceye bir soooz...
Yanlis mi duydum, diye bir daha kulak vermis, hayir... Kendisinin canini disine takip alti senede kazandigi paraya tek bir sozu satiyorlar! Ne garip adamlar var su dunyada, demis kendi kendine, kim bir soze 1000 akce verir ki?...
Once ustunde durmamis adam. Lakin kervana dogru yola koyuldugu sirada bir merak atesi dusmus icine, kafasi karismis.
Acaba nasil bir soz bu? 1000 akce istediklerine gore kim bilir ne kadar kiymetlidir!... Bosveeer, soz degilmi hepsi hepsi? Alti sene calistim, dile kolay alti sene o para icin ben... Musterisi olmasa bu adam da bu isi yapmaz ki canim... Evi yapip is kurmaya 2000 akce de yeter, topragi biraz az aliveririm. Acaba bu soz ne ki?
Boyle kendi kendine soylene soylene soz satan adamin yanina kadar gelmis. 1000 akceyi uzatip, soyle demis, o sozu ben aliyorum. 1000 akceye bir soz satan adam yaklasmis bizimkinin kulagina, kimselerin duyamayacagi bir sesle fisildamis:
- Kaderde ne varsa o olur...
Sozu duyunca rengi atmis, benzi ucmus garibin, ben bunu zaten biliyordum da diyememis. Neyse... Hayal kirikligina ragmen aldigi sozu bir mucevher gibi 2000 akcesinin yanina koymus, kervana dogru yuruyeme koyulmus. Adamcagiz tam carsidan cikacakken, birinin daha soyle bagirdigini isitivermis:
- 1000 akceye bir soooz, 1000 akceye bir soooz...
Kendine kizmayi birakip, bu kasabaya, bu carsiya, bu adamlara soylenmeye baslamis. Baslamis ama merak bu kez umitlerin bohcasina sarilarak dusmus yuregine. Kaybetmenin acisi kazanma arzusuyla birlesince akil terk eder sahibini. Bizimkinin akli da, bu sebeple olsa gerek, terk etmis onu.
Belki bu defa bu paraya degecek bir sozdur. 1000 akcem gitti zaten. Oturdugumuz evde fena degil aslinda. Koy yerinde bin akce neyimize yetmiyor. Derken, uzatmis parayi, soyle bakalim efendi, demis, neymis bu kadar degerli soz?
Parayi alan adam, kimsenin dinleyip dinlemedigini kolacan ettikten sonra sozunu soylemis:
- Beyim, gonul neyi severse guzel odur...
Eski zaman hikayelerine asina iseniz, kalan 1000 akcenin de bir baska soze verildigini tahmin etmekte gucluk cekmeyeceksiniz. Uzatmayalim, bizimkinin son 1000 akcesini de koynundan pir diye ucuran son soz de soyleymis:
- Her seyin bir vakti vardir, hic bir sey aceleye gelmez...
On sekiz senede kazandigini uc soze veren adamcagiz, memlekete dondugumde kime ne soylerim, diye dusunceli dusunceli yururken, bir kuyunun basinda toplanmis kalabalik dikkatini cekmis. Biraz daha yaklasinca, kalabaligin arasindaki tellalin sozlerini duymus:
- Ey ahali, duyduk duymadik demeyin! Bugune kadar bu kuyuya girip sag cikan olmadi, bunu basarabilene padisahimiz agirliginca altin verecektir!
Kalabaliktan, o kuyunun halkin tek su kaynagi oldugunu, kuyudaki canavarin suyu kesip, asagi inmeye cesaret edebilenleri oldurdugunu ogrenmis ki, o anda aklina satin aldigi ilk soz gelmis. „Kaderde ne varsa o olur!“
- Ben o kuyuya girerim, diye haykirmis kalabaligi yararken.
Beline bir ip baglayip asagiya salmislar adamcagizi. Asagi indiginde, belindeki ipi cozup basini kaldirmis ki ne gorsun? Yerlerde insan kemikleri, karsida dev bir ejderha, ejderhanin saginda guzeller guzeli bir hatun, solunda cirkin mi cirkin bir kurbaga. Garibimin korkmasina bile zaman tanimadan haykirmis ejderha:
- Insanoglu, insanoglu! Soyle bakalim, kadin mi daha guzel, kurbaga mi?
Adamcagiz korkudan titreyerek tam kadin guzel diyecekmis ki, birden satin aldigi ikinci soz gelmis aklina. Kekeleyerek:
- Gonul neyi severse guzel odur, deyivermis.
Bu cevaptan cok memnun kalan ejderhanin kahkahalari kuyunun basindakilere kadar geldiginde, bizimki ejderhadan kimseyi oldurmeyeceginin, suyu birakacaginin sozunu coktan almis bile. Meger kurbaganin gozune asik olan ejderha, kadinin guzelligini duymaya tahammul edemedigi icin insanlarin canina kast etmekte, sulara el koymaktaymis.
Padisahtan agirliginca altini alan adam, gule-oynaya evinin yolunu tutmus. Keyifle muhabbetle dere-tepe duz olmus, memleketine vasil olmus. Nice bin hayalle evine varmis. Kapiyi calmadan evvel pencereden iceriye soyle bir goz atmis ki, ne gorsun! Karisi bir civanla goz goze, diz dize oturuyor sedirin basinda.
O anda felegi sasmis adamcagizin. Ben bunca sene bunun icinmi sefil-perisan oldum, deyip cekmis hancerini, dalmis kapidan iceriye. Fakat Hakk’in hikmeti, o anda satin aldigi ucuncu soz gelmis hatirina: „Her seyin bir vakti vardir, hic bir sey aceleye gelmez!“ Duraklamis, hanceri kinina sokup:
- Hayirdir hanim, demis, kim bu delikanli?
Kadincagiz senelerdir yollarini bekledigi kocasina donmus:
- Hani sen giderken... demeye kalmadan, delikanli babasinin ellerine coktan sarilmis bile
__________________
Uc Soz
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
-
12-09-2019, 23:56:18