[IMG]http://img190.**************/img190/5937/resqx.jpg[/IMG]


Bir kasabada acgozlu, mal mulk hırsıyla dunyaya adeta yapışmış bir adam yaşar. Servetine servet kattıkca daha cok ister. Aslında hayli zengindir ama hic doymaz.
Bu adamın buyukce ciftliği; uşaklar, yardımcılar, hizmetcileri vardır.

Birgun en yakın komşusu vefat eder. Daha komşusunun toprağı soğumadan onun da butun ciftliğini arazilerini satın alır. Ama gozu yine doymaz. Hep daha cok mulk, toprak ister. Birgun gazeteleri okurken şoyle bir ilÂn gorur: "100 Dolar ode, yuruyebildiğin kadar toprak senin olsun!"

Gozleri fal taşı gibi acılır adamın, "Yanlış okudum galiba?" der. İlÂnı tekrar tekrar okur.
Hemen ilÂn sahibini bulup heyecanla sorar:
"Gazeteye verdiğiniz ilÂn doğru mu?"
"Evet!" der adam.
"Yani 100 Dolar odersem, yuruyebildiğim kadar toprak benim mi olacak?"
"Evet ama bir Şartım var.
Sabah yurumeye başlayacak ve akşam guneş batmadan burada olacaksın. Guneş battıktan sonra gelirsen kaybedersin!"
"Tamam!" der adam.
Ertesi gun sabah erkenden gelir ve toprak sahibinin gosterdiği noktadan yurumeye başlar. Daha cok toprak sahibi olmak icin koşar adım yurur. Saatlerce yurur; ırmaklar, ormanlar; verimli araziler gecer. Hepsine iştahla bakar ve

"Burası torunlarıma, burası bana, burası oğluma, burası yeğenime..." diye kafasında boluşturur. Uzun zaman yurur. Arasıra guneşe bakar, donuş mesafesini ayarlamak icin. Guneş batmadan donme şartı olmasa hayatının sonuna kadar yuruyecektir.

Nihayet bir noktada karar kılar. Geldiği yere kazık cakar, işaret koyar ve geri donmeye ka-(Terbiyeden-Yoksunum)-rar verir. Fakat vakit gittikce daralmaktadır. Guneş batmaya yuz tutmuştur. Bizimki koşmaya başlar. Ciğerlerini patlatırcasına koşar. Kan ter icindedir; dili bir karış dışarı cıkmış, adım atacak hali kalmamıştır.

Nihayet guneş son tepenin arkasına inmek uzereyken adam son bir gayretle yetişir. Yuzustu toprak sahibinin ayakları dibine duşer. Ağzından incecik bir kan sızmaktadır. Toprak sahibi adamı ters cevirir, kontrol eder; olmuştur!
Toprak sahibi gozlerini ufka diker ve yanında duran yardımcısına der ki:

"EvlÂdım! İşte bir insana yattığı yer kadar toprak yeter!" Fazlasının peşinde koşmaya gerek yok..
__________________