Bu bolumde de yine koyun ve kecilerin iyi korunmamaları, iyi bakılmamaları, iyi beslenmemeleri durumunda hep fırsat kollayan can ve mal kaybına neden olan hastalıklardan soz edeceğiz.
Yine bu hastalıklardan insanlara zarar verenlerin olduğunu da anlatacağız.
Bir şeyi tekrarlamak ta fayda var. En onemlisi bu hastalıklar daha cıkmadan gerekli onlemleri alarak onune gecmek.
Aşı ve temizliği hic ama hic ihmal etmemek.
Dikkatlice okuyup, bu hastalıkları iyice tanımalıyız ki zararların onune gecelim.
BRUSELLOSİS ( Brusella, (Koyun Ve Kecilerin Bulaşıcı Yavru Atma Hastalığı, Duşuk, Bırakma, Sıkıt, Mal Hastalığı)
Koyun ve kecilerde yavru atımına sebep olan Brusella mikroplarının meydana getirdiği bulaşıcı bir hastalıktır. Brusella mikropları hayvanlarda hastalık yaptıktan sonra meme ve ureme organlarına yerleşir.
Brusella, hastalıklı hayvanların ciğ sutlerini icen ve bu sutlerden yapılan krema, tereyağı, kaymak, taze peynir yiyen insanlara da bulaşır. İnsanlarda Malta humması veya Akdeniz humması, dalgalı humma isimlerini alırlar. Brusella mikropları atık yavru, yavru zarı, vajen akıntısı, sut, idrar ve ceşitli vucut akıntıları ile yem ve sulara bulaşır.
Koyun ve keciler hastalığı daha cok brusella mikropları ile bulaşık yem ve sulardan alırlar. Hastalık tum evcil ve yabani hayvan turlerinde gorulur.
Brusella mikrobunu alan gebe hayvanların durumları normaldir. Herhangi bir bozukluk gorulmez. Sonra bir gun yavrusunu atar. Bu durum coğunlukla gebeliğin ucuncu ve dorduncu aylarında ortaya cıkar. Bazen yavru atmadan sonra, yavru zarları iceride kalabilir. Hayvandan bir akıntı gelmeye başlar.
Surude ard arda yavru atmalar goruluyorsa brusella aklımıza gelmelidir. Hastalık başlarsa surudeki gebe hayvanlardan yarısına yakını yavru atabilir. Bazen yarıyı bile gecer. Bir koyundan yavru alamamak, sut alamamak buyuk bir kayıp. Oyle ise hastalığın yayılmasını en kısa zamanda onlemek gerek.
Hastalığın yayılması nasıl onlenir?
İlk iş tecrittir. Yani yavru atan hasta hayvanları ayırmaktır. Yavru atanlar, ağıldan uzak bir yere alınır. En az 3-4 hafta sağlamlardan ayrı tutulur. Sonra ağılın ve cevrenin temizliği gelir. Atık yapan koyun-kecilerin yavrusu, yavru zarı, akıntısı, idrarı, gubresi neyi varsa guzelce toplanır. Ya yakılır ya da derin cukurlara konularak uzerine sonmemiş kirec dokulur.
Ardından dezenfeksiyon gelir.
Ağılda ve cevrede tum temizlik işlemleri yapılır. Her yer tertemiz olduktan sonra, mikrop oldurucu ilaclarla dezenfekte edilir. Ağıl 10-15 gun boş bırakılır, sonra bir kez daha dezenfekte edilir.
Hastalığın kesin teşhisi , atık yavrunun ve yavru zarlarının laboratuvarda muayenesi ile olur. Atık yapan hayvanlardan alınan kanın muayenesi ile de kesin teşhis yapılabilir.
Hastalığa yakalanmış hayvanlar tedavi edilmezler. O bakımdan, hastalık cıkmadan once koruyucu olarak aşı yaptırılmalıdır.
Brusella hastalığının aşısı vardır. Dişi kuzularla, oğlaklara 3-5 aylık iken Brusella aşısı yaptırılmalıdır. Aşılanan hayvanlar hastalığa karşı 4-5 yıl korunmuş olurlar.
Hastalıkla mucadelede hayvanlara aşı yaptırmak yetmez. Bunun yanında ağılın ve cevrenin temiz tutulması her şeyden once gelir, temizlik asla ihmal edilmemelidir. Birde suruye hayvan katarken dikkatli olmalı ve muayeneden gecirilmelidir. Hastalık taşıyan koclar ve bunların sperması asla kullanılmamalıdır.
Brusella hastalığı insanlara da bulaşır , hastalıklı hayvanların ciğ sutlerini icen veya bu mikroplu sutlerden yapılan taze peynir, krema ve tereyağı gibi gıdaların yenilmesi ile insanlara gecer. İnsanlarda dalgalı ateş, terleme, halsizlik, uykusuzluk, iştahsızlık, baş ve eklem ağrıları gorulur.
Hastalıktan korunmak icin sut urunleri hazırlanmadan once , sutler iyice kaynatılır veya pastorize edilerek mikroplar oldurulur. Kaynatılmış veya pastorize sutlerden yapılan sut urunleri hastalık kaynağı oluşturmaz.
İnsanı Brusella'dan koruma caresi hayvanlarda hastalığın mucadelesi ile mumkundur. Hastalığa yakalanan kişiler hemen bir hekime baş vurmalıdır.
Koyunlarda kitle halinde yavru atma gorulduğunde, Tarım ve Koyişleri Bakanlığına bağlı İl ve İlce Mudurluklerine muracaat edilmelidir.
Gerekli onlemleri alarak, insanları ve hayvanları bu hastalığın zararlılarından korumayı gorev bilmeliyiz.
MASTİTİS (Sut Kesen Hastalığı)
Koyunların mastitise yakalanmasında bir cok faktor rol oynar. Sağım hijyeni, barınak temizliği, meraların durumu gibi cevresel faktorler onemlidir. Mastitis oluşmasına Stafilokok, Streptokok vs. gibi mikroorganizmalar sebep olmaktadır.
Koyun ve kecilerde Mycoplasma agalactiae adını verdiğimiz mikroorganizma halk arasında sut kesen hastalığı da denen mastitislere sebep olur. Salgın bir hastalıktır. Dikkat edilmezse ve hastalar ayrılmazsa suruye yayılabilir.
Hastalığın belirtileri ve yayılması
Sut Kesen hastalığı, koyun ve kecilerde sutun kesilmesi, goz korneasının iltihaplanması, perde inmesi, eklem yangısı, topallıkla karakterize olan bulaşıcı bir hastalıktır. Mikroorganizma hasta hayvanların sutu ve gozyaşı ile dışarı cıkar ve surudeki diğer hayvanlara bulaşır.

Resim 70: Mastitis
Memedeki belirtiler
Hastalık beden ısısının hafif yukselmesi ile başlar, bulaşma suresi 1-2 hafta kadardır. Meme, goz ve eklemlerde yerleşirler. Meme şişer, sertleşir ve sut salgısı azalır. Memeden, once pıhtı iceren iltihaplı, daha sonra ise su gibi bir akıntı gelir. Meme dokusu sertleşir ve korelir.
Gozdeki belirtiler
Hastalığın ilerlediği durumlarda erkek ve dişi hayvanların gozlerinde hastalık belirtileri şekillenir. Gozler kızarmış, iltihaplı akıntı oluşmuştur. Korneada ulserleşme ve sonucta korluk oluşur. Hayvan kaşıntıdan dolayı gozlerini etrafa surer ve boylece hem yaralanmasına ve hem de mikrobun etrafa yayılmasına neden olur.
Bacaklardaki belirtiler
Enfeksiyonun ilerlemesi ile ayak ve bacak eklemlerinde de bozukluklara rastlanır. Eklemler şişmiş, odemli ve eklem sıvısı bulanıktır. Eklemler zamanla acılarak icindeki eksudat dışarı cıkar. Acılan yaraya dışarıdan da mikrop girebilir ve iltihaplı eklem yangısına donuşur. Hayvan ayağını basamaz, topallar. Hayvanlar cok zayıflar, genel durum iyice kotuleşir ve tedavi zorlaşır.
Hastalık tedavi edilmezse
Eğer zamanında tedaviye başlanmazsa memelerin korelmesi, gozde korluk, eklemlerde iltihaplanma ve şişme gorulebilir. Olum oranı oldukca duşuktur. Hasta hayvanlar ayrılmadığı surece surudeki diğer hayvanlara hastalık yayılır. Hastalığın hafif seyrettiği durumlarda kendiliğinden iyileşme gorulebilir.
Tedavi
Hasta hayvanlar ayrılır, tozsuz ve temiz bir yere alınır. Veteriner Hekimin verdiği receteye gore hastalık memede ise meme icine geniş etkili antibiyotikler, gozde ise terramisinli goz pomatları kullanılır. Eklem yangılarının tedavisinde geniş etkili antibiyotiklerden yararlanılır. Tedavinin başarılı olabilmesi icin erken teşhis ve tedaviye erken başlanılması şarttır.
Korunma ve oneriler
1- Hasta hayvan suruden ayrılarak, ayrı bir yerde muhafaza edilmeli, sık sık sağılarak meme boşaltılmalıdır. Meme sertleşmiş ise ılık kompreslerle, yumuşatıcı kremlerle meme boşaltılmaya calışılmalıdır. Daha sonra Veteriner Hekimin tavsiye ettiği ilaclar kullanılmalıdır.Teda vi esnasında hayvanın sutu tuketime sunulmamalıdır.
2- Mastitisli memeleri emen kuzular da hastalanacağından, mastitisli koyunların yavrularını ayırıp suni olarak beslemelidir.
3- Tedavisi uza***** ekonomik olarak değerini aşan durumlarda koyunlar kasaba sevk edilmelidir.
4- Ağıl ve ahırların zemini kuru, havalandırılabilir olmalı ve zemin akıntı icin eğimli olmalıdır.
5- Koyun ve keciler, ineklerle birlikte tutulmamalı ve inekleri sağan şahıs tarafından sağılmamalıdırlar.
6- Sağımcıların tırnakları kesilmiş, elleri her sağımdan once iyice sabunlanmış olmalı, sağım kapları temiz ve yıkanmış olmalıdır.
7- Koyun ve keciler sut kesen hastalığına karşı aşılanmalıdır.
ENTERO-TOKSEMİ HASTALIĞI
Bu hastalığa halk arasında ceşitli bolgelerde değişik isimler verilir. Bohca hastalığı, başak hastalığı, anız hastalığı gibi. Her yaştaki koyun ve kuzularda birdenbire hicbir belirti gostermeden ani olumlere neden olur. Hastalık besi durumu iyi olan koyunlarda daha cok gorulur.
Hastalık nasıl bulaşır?
Bu hastalığın etkeni bir mikroptur. Bu mikrop meralarda ve hayvanların sindirim sisteminde daima bulunur. Hastalığın meydana gelmesinde mevsim ve gıda değişiklikleri kesif tane yemle beslenmeler buyuk rol oynar. Kuru yemden meraya veya meradan kuru yeme gecişler hastalığın cıkması icin başlıca nedenlerdir.
Hasta olan hayvanlar herhangi bir belirti gostermeksizin ani olarak olurler. Genel olarak yetiştiriciler, hayvanlarını ağılda olu olarak bulurlar. Besi durumu iyi, akşam sağlam olan hayvanlar, sabahleyin olu olarak bulunurlar. Hastalık belirtilerini gormek nadiren mumkundur. Bu belirtiler hayvanda genel bir halsizlik ve dengesizlik, guclukle yerinden kalkma, yerde bir tarafı uzerinde yatma ve sinirsel belirtiler gosterir. Yem yemeyi bırakır, dişlerini gıcırdatır, etrafında doner, bazen de ishal gorulebilir.
Olen hayvanlara otopsi yapıldığında bağırsakların gazla ve işkembenin yemle dolu olması, karın boşluğunda bol bir sıvının bulunması, kalpte kanamalar, kalp kesesinde berrak ve hava temasında pıhtılaşan bir sıvının bulunması, bobreklerin şiş ve yumuşak bir kıvamda, genel bir bağırsak yangısının gorulmesi hastalığı hatırlatan en onemli bulgulardır.
Hastalığın kısa surmesi, olumlerin ani oluşu, mevsim ve yem değişiklikleri, gıda rejimindeki duzensizlikler bu hastalıktan şuphelendirir. Hastalığın kesin tanımı icin ince bağırsaklar iceriği ile ayrı bir kapta, ayrıca karaciğer, bobrek taze olarak laboratuvara gonderilmelidir.
Nasıl tedavi edilir?
Hastalığın pratikte etkili bir tedavi şekli yoktur.
Korunmada şu hususlar dikkate alınmalıdır:
1- Yem değişiklikleri birdenbire değil, alıştırılarak yapılmalıdır.
2- Tane yemler verilirken yeterli miktarda kaba yemde verilmelidir.
3- Hayvanlara kuflu ve bozuk gıdalar verilmemelidir.
4- Koruyucu amacla hayvanlar aşılanmalıdır.
5- Hayvanlardaki mide ve bağırsak parazitleriyle mucadele edilmelidir.
6- Hastalık cıktığında yem veya meralar değiştirilmelidir.
7- Kuzular ahır besisine alındığında yemlerine yeterli miktarda antibiyotik ilave edilmelidir.
ENFEKSİYOZ NEKROTİK HEPATİTİS
Enfeksiyoz nekrotik hepatitis hastalığı, halk arasında Kara Hastalık, Kara Bohca isimleriyle bilinir. Koyunlarda bazen de sığırlarda ani olumlere sebep olur.
Genellikle 2 ila 4 yaşlar arasındaki iyi beslenmiş koyunlar hastalığa karşı daha duyarlıdır. Kuzu ve 1 yaşlı koyunlar fazla duyarlı olmamakla beraber 6 aylık kuzularda dahi bu hastalığa rastlanmıştır. Hastalığa surulerde yakalanma oranı %5 ila %50 arasındadır. Hastalık koyunlarda oldurucu bir seyir takip eder. Bilhassa karaciğer parazitlerinin fazla bulunduğu yerlerde dikkati ceker. Karaciğer parazitlerinin gelişmesine uygun olarak mevsimsel bir seyir takip eder. Bu itibarla daha cok yaz ve sonbahar aylarında gorulur.
__________________