Bir Cuma gunu Resûlullah (sav) ayakta hutbe okurlarken bir adam Mescid'e girip:

- Ey Allah'ın Resulu! kuraklık ve kıtlıktan mallar helak oldu, yollar kesildi sefere cıkılmaz oldu. Allah'a du et de bize yağmur versin, der.
Resûlullah (sav) elle*rini kaldırdı sonra buyurur:
(AllÂhumme eğisnÂ, AllÂhumme eğisnÂ, Al-lÂhumme eğisnÂ). "Allah'ım bize yağmur ver, Allah'ım bize yağmur ver, Allah'ım bize yağmur ver."
Gokte ne bir bulut ve ne de bir bulut parcası vardı. Birden dağın arkasından kalkan şeklinde bir bulut cıkar. Goğu ortaladığı zaman yayılır. Sonra yağmur yağmaya başlar. Bir hafta yağmurdan guneşi gorulmez.
Sonra ertesi cuma, aynı adam gelir.
Resûlullah (sav) ayakta hutbe okuyordu.
Adam :
-Ey Allah'ın Resulu! yağmur felÂketinden mallar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a du et de yağmuru bizden kessin, der.
Bunun uze*rine Resûlullah (sav) ellerini kaldırdı, sonra şoyle buyurur:
(AllÂhummehavÂleyn ve l aleynÂ. AllÂhumme ale'lÂkÂmi ve'zzirÂbi ve butûni'l-evdiyeti vemenÂbiti'ş-şeceri). "Allah'ım! Uzerimize değil, cevremize yağdır. Allah'ım! Tepelere, dağ*lara, vadilerin yataklarına ve ağacların diplerine yağdır”
Hemen yağmur kesilir. Ortalığı guneş kaplar.
__________________