ON YARGI

İmam-ı A'zam Hazretlerini sevmeyenlerden bir kişi birgun îmamın yanına gelerek şoyle dedi:

Cenneti umit etmiyorum, Cehennemden ve Allah'tan korkmuyorum, olu eti yerim, ruku ve secdesiz namaz kılarım. Hakka buğzeder, fitneyi sever, rahmetten kacarım. Yahudi ve Hıristiyanları tasdik ederim, gormeden şahitlik yaparım, diyen bir kimse hakkında ne dersiniz? Dedi.

Hazreti İmam;

Senin bu hususta bir bilgin var mı? Diye sorunca adam:

Ben bir şey bilmiyorum, dedi. Daha sonra İmam-ı A'zam Hazretleri talebelerine donerek «siz ne dersiniz bu kişi hakkında,» dedi.

Onlar:

Bu sayılanlar kufur alameti olduğundan bu hal o adamın kotuluğune delalet eder, dediler.

Ebu Hanife Hazretleri gulumseyerek bu sayılanların manalarını şoyle acıkladı:

Bu adam Allah'ın hakîkî dostlarındandır, dedikten sonra soruyu soran adama denerek; ben sana bunun mahiyetini anlatayım, sen de dilini tut, ayrıca luzumsuz şeylerle de uğraşma! Dedi. Adam bundan boyle kendisini alakadar etmeyen şeylerden uzak duracağına dair soz verdikten sonra İmam-ı A'zam Hazretleri anlatmaya başladı:

Cenneti umit etmiyor, Cennetin Rabbını umit ediyor. Cehennemden değil Cehennemin Rabbından korkuyor. Rabbının lutfuyla muamele edeceğine inandığından korku duymuyor. Olu etinden muradı ise balık etidir. Gormediği birşey hakkında şahitlik yapması ile Allah'a imanıdır. Hakka buğzediyor ki bundan kastı olumdur. Allah'a daha fazla ibadet edebilmek icin olumu istemiyor. Fitneyi severim demesinden kastı ise; evlatlarıdır. Cunku Kur'an-ı Kerim'de «mal ve evlat fitne» olarak zikredilmektedir. Yahudi ve hıristiyanların biribirleri hakkında soylediklerini de tasdik ederim demek istiyor.

Bu acıklamayı sonuna kadar dinleyen soruyu soran şahıs, ayağa kalkarak İmam-ı A'zam Hazretlerinin gozlerinden optu ve:

İnanıyorum ki, sen doğru yoldasın, ya imam! Dedi.
__________________