Ramazan Ayını GormekEskiden Ramazanın birinci gununun tahakkukuna cok ehemmiyet verilirdi. Bunun icin de ayı gozle secilmeyecek derecede bir hilal halinde iken mutlaka gormek şarttır. Her ne kadar takvimlerde yazılı ise de astronomik hesaplarla tÂyini cihetini atalarımız hatalı bulmuşlardır.Bu Ramazan ayının ru'yet meselesiyle Istanbul Kadılığı meşgul olurdu. Ramazan olmayı melhuz olan akşam Istanbul Kadısı ile maiyetindeki memurlar ŞeyhulislÂm dairesinde toplanırlardı. O akşam icin Kadı'nın, dairesinde dÂvetli ricale ve buyuk rutbeli ilmiye memurlarına mukemmel bir ziyafet cekmesi mutaddır.(gelenektir) Istanbul'da gucluk cekmeden hilÂlin gorulmesi mumkun olan yerler Bayezid yangın kulesi, Suleymaniye, Fatih, Cerrahpaşa, Sultan Selim ve Edirnekapısı Camii minareleridir. Gonderilen memurlar, cami hizmetkarlarıyla daha başka meraklılardır. Ramazan ayını gorenler orada bulunan heyete arzolununca fetva emininin emriyle iki kişi iceri alınır ve bunun icin de bir dÂva tasviri ile dÂvacı ve dÂvalı taraflar da teşekkul eder. Biri diğerinden Şabanın son gununde yeni ay gorununce odeme taahhudunde bulunduğu vaktiyle aldığı teşbihin bedelinden kalan yuz kuruş borcunu ister. Kadı da "Bunun isbatı icin şahit gosterin" der. Ramazan ayını gorenler huzura alınır, bunlar:“Bu akşam ezandan uc dakika sonra minareden mubarek bilali re'ye'l-avn gorduk. Bu gece Ramazan gecesi olduğuna şehadet ederiz” derler. Şahitlerin sorgusuna cok itina edilir. Hatt hilÂlin vaziyetini iyice sorarlar.Bu muhakeme esnasında Fetvahane'nin buyuk kapısı usulen kapanır. Muhakeme bitip de ilÂmı (karar) hazır oluncaya kadar Ramazanın subûtu hakkında harice hicbir şey sızdırılmaz. Hatt hilÂlin gorulduğu haberine intizar eden Suleymaniye Camii baş mahyacısı da kapıda alıkonurdu.Alınan mahkeme ilÂmı sicil defterine kaydolunur ve ŞeyhulislÂmlık makamına diğer bir şer'î ilÂm Kadı Efendi tarafından muhurlendikten sonra kapının acılmasına musade edilir. Mahyacıbaşı da elinde tahta kutu icinde duran kandiliyle dairenin binek taşından Suleymaniye Camii minaresinde intizarda olan kandil-cilere işaret verir, bundan da diğer minareler gorerek kandilleri yakarlar ve Ramazan bu suretle ve mahalle aralarında cocukların peşine takıldığı davullarla bekciler tarafından ertesi gun Ramazan olacağı halka ilan edilir.Hususî Ramazan Imamları ve Teravih NamazlarıBuyuk konak ve sarayların hemen umûmunda teravih namazları Âyinler ve ilÂhilerle ed olunur. Bu Âdet o kadar kokleşmiştir ki her daireye her yıl gelmeleri ve getirilmeleri mutad olan eski imamlarından başka bilhassa Ramazan icin Kur'an-ı Kerim'i guzel okuyan imamlar ve musikîde behredÂr olan beş altı da muezzin secilip alınırdı.Teravih icin her akşam konakların geniş divanhÂne-lerine uşaklar, halılar ve seccÂdeler sererler ve beşizli şamdanları munasip yerlere korlar.ŞehzÂdeler ve sultanlar saraylarında ve bazı buyuk dairelerinde haremle selamlık arasını ayırmak icin kafesler cekilir. Bunun arkasına harem mensupları icin seccadeler serilir. Muezzinler yatsı vakti gelince cifte ezan okurlar. Misafirler de ağır ağır kollarını sıvayarak abdest almaya başlarlar. Muezzinler de arka safta cemaatin hazırlanmalarını beklerler.Bazı buyuk konaklarda bulunan muezzinler gece de orada kalırlar. Ev sahipleri namazdan sonra bunlara guzel fasıllar okuttururlar. Sahurdan sonra ve sabah namazından once Imam Efendi mukabele okur.Bundan yarım asır once bir ecnebiyi mukellef bir iftara dÂvet ederler. Ecnebî oruc bozanların fazla fazla yiyip icmelerine hayretler eder. Acaba bunların hangisi catlayacak diye merakla ve tecessusle bakmaktan kendisini alamaz. Derken bulunduğu yerde iki muezzin cift ezan okur. Herkes kalkıp abdest alır, namaza başlarlar. Yatarlar, kalkarlar, sayısını da kacırır. Ecnebî bunu bir nevi hazım jimnastiği zanneder "Cok yiyorlar amma eritmesini de biliyorlar" der.Iftara GitmekButun memurlar, maiyetindeki memurları, kalem Âmirleri, yanındaki kÂtipleri, tuccar ve sanaf yazıcı, kalfa ve cırak gibi mustahdemlerini, velhasıl herkes haline gore hısım, akrabasını, ahbap ve komşularını mutlaka iftara dÂvet ederler, bu ikramlar icin aşcısı olanlar bir cırak ilÂve eder. Kadın aşcı kullananlar da erkek aşcı tedarik eder. Ucretleri de Ramazanda iki misli olarak verilirdi.Ramazanlarda şehzadeler dairelerine, sultan saraylarına ve gecmiş sultan ve kadıefendiler yalılarına munasebetleri olan her sınıf halk, bazı hocaefendiler, şeyhler ve medrese talebeleri ve fakir dervişler iftira gider, derecelerine gore, hediye ve para alırlar ve muhim memuriyetlerde olanlarda da nazır ve vezirler konaklarına iftara gitmeyi Âdeta resmî bir memuriyet sayarlardı.Cok eski asırlarda Ramazanın on beşinden sonra tÂyin olunan bir gecede butun devlet nazırları ve ricali ve buyuk retbeli memurlar takım takım BabıÂliye iftara giderlerdi. Bu, kadim teşrifata girmişti de. Sonra bu SadrÂzamların konaklarına cevrildi. Ramazanın yirmi birinci akşam da Padişah SadrÂzam’a iftariye kahvaltısı ile yemek yollar, BabıÂli iftarından bir gece sonra da ŞeyhulislÂm konağına gidilirdi.Usulen iftara gidecekler top atışına 5-10 dakika kala gelirdi. Bir defa gidilmeleri mutad olan yorlarda ne kadar misafir gideceği belli olmadığından ve bunlardan haric her Ramazan akşamı 3-5 sofralık fakir de geldiğinden butun bu gayri melhûz misafirler icin her daire ile mutaddan 5-10 kat fazla yemek bulundurmak mecburiyetinde idiler.OburlarMeşhur oburlardan Baba Yaver yeme ve icme hususunda unutulacak insanlardan değildir. Bir ramazan gecesi muhim bir yerde iftarda bakın neler yemiş ve icmiş:-Uc turlu orta kÂse corba.-On kişilik bir sofraya getirilen pastırmalı yumurtanın ucte ikisi.-Sırt sırta verilmiş iki hindinin keza ucte ikisi.-Bir kayık sahan emir dolma.-Bir sahan kuşbaşı kebap.-Bir mertebÂnî tabak sakız muhallebesi.-Bir okka kucuk bir tepsi baklava.-Kefendi, uzumlu, fıstıklı, havuclu, biberli bir ufak lenger Buhara pilÂvı.-Kaymaklı bir hayli kayısı kompostosu.Nihayet dudakları morarıyor, gık diyemeyecek bir hale geliyor. Oturduğu yerden kalkmayarak uyuklamaya başlıyor. O esnada ev sahibi galiba patlayacak vehmiyle Baba Yaver'i yavaşca durterek:-Baba, baba; sana karbonat vereyim mi diye uyarınca:-Onları istemem evlÂd. Biraz kızarmış ekmekle bir dilim kaşar peyniri getirsinler. Yediklerimi hazmettirir, diyor.Ramazan Icin Soylenen SozlerBir zat Ramazanda hic evine gelmez. Boyuna davetsiz iftarlara gidermiş. Bir akşam evine birisi gelerek "Bu akşam efendiyi filan yerde iftara davet ediyorlar buyursunlar" deyince karısı:-Ramazan nerede ise bitecek efendiyi goren yok. Siz gorebilirseniz lutfen ona soyleyin bir gece de kendi evine iftara buyursun demiş...Bir kalem mirinin maiyetinde bulunanlar: "Bizim şefe bir akşam habersiz iftara gidelim" diye karar vermişler. Topa beş dakika kala evine varmışlar. Adamcağız şaşırmış buyurun demiş. Ama belli etmemiş. Doğru karısına koşmuş. "Hanım hal-i keyfiyet boyle" demiş. Hanım:-A efendim sen uzulme. Top patlayınca: Adetimiz boyledir evvela namaz kılarız der, birinci rekatta Yasin suresini okursun. Ikincisinde de Fetih suresini oku. Yalnız kapıyı aralık bırak pilavın yağını koyunca sesinden anlar namazı bitirir misafirleri buyurun edersin demiş. Filhakika evciment kadının dediği gibi yapılmış ve davetsiz misafirler yemeğe geldiklerinde kendilerini doyuracak yemeği gorunce hayret etmişler.
__________________