Demirci toprağını nurlandıran “Balzat Hacı Baba”, keramet ehli, mubarek bir zattı.

Şoyle ki;

O devirde genc bir kadın, tek başına evinden cıkmış, karşı koye gidiyordu. Akşam uzeri tenha bir mevkiye gelmişti ki, edepsiz bir adam onu gorup, musallat olmak istedi. Kadıncağız buyuk bir korkuya kapıldı.

Caresizdi. Kalbinden sessizce;


- “YÂ Rabbî!” diye yalvardı.
“Beni bu adamın şerrinden ancak sen kurtarabilirsin. Balzat Hacı Baba hurmetine bana yardım et!”

O esnada adam iyice yaklaşmış, tam kadını tutmak uzereydi ki, aniden koca bir “Yılan” peydah olup feci şekilde soktu o ahlÂksızı. Henuz kadına eli değmemişti ki, cansız yere yıkıldı.

Buldu cezasını
Kadıncağız kurtulmuştu.

Ancak korkusundan yolunu şaşırdı bu defa.
Bilemedi ne yone gideceğini. Vakit ilerlemiş, iyice karanlık bastırmıştı. Gozlerini kapayıp, kalbinden,
- YÂ Rabbî! O zatın hurmetine beni koyume ulaştır! diye yalvardı.
Gozlerini actığında, bir at gordu az ilerde. Bu buyuk veli de yanındaydı. Kadıncağıza;
- Bacım, buna bin. O seni koyune ulaştırır! buyurup kayboldu gozden.
Kadın o ata binip, koyune ulaştı.
Bir “Fatiha” okuyup, gonderdi bu zatın ruhuna.
***
Bir gun de nasihat isteyen bazı genclere;
- Muminleri incitmekten cok sakının! buyurdu.
- Kalp kırmak cok mu gunahtır? dediler.
- Elbette, buyurdu. KÂbe-i şerifi hem de yetmiş defa yıkmaktan daha buyuk gunahtır.


Mumin, Allahın dostudur

- Hikmeti ne efendim?

- Cunku Allahu teala, mumin kuluna “Dostum” diyor. “Evliyam” diyor.
Sen ise onu kırıyorsun. Bu hal, mumine yakışır mı?

Ve ekledi:

- Allahu teala, “Yere goğe sığmam. Mumin kulumun kalbine sığarım” buyuruyor.
Sen nasıl o kalbi zedelersin? Olur mu boyle şey?
Gencler bu defa;
- Başarılı olmak neye bağlıdır? diye sordular.
- İslamiyete tam uymaya bağlıdır, buyurdu.
- Efendim, gayri muslimler de başarılı oluyor, dediler.
Buyurdu ki:
- Biz, dunyadaki başarıdan değil, oldukten sonra işe yarayan başarıdan bahsediyoruz.

__________________