Tiyatro, ceşitli tiyatro gosterilerinin izleyici onunde oynandığı yere denir. Tiyatro sozcuğu Yunanca’da “seyirlik yeri” anlamına gelen teatron’dan turetilmiş, dilimize İtalyanca’daki teatro sozcuğunden gecmiştir. Tiyatro, hayatta gelip gecmiş veya olabilecek yada tumuyle imgesel olayların belli yerlerde, yetenekli kişilerce (artistlerce) seyirciler onunde canlandırılması sanatıdır. İcinde bu sanatın gosterildiği yapıya tiyatro, burada temsil edilmek uzere hazırlanmış yazıya da tiyatro yapıtı (piyes) denir. Gunumuzde modern bir tiyatro binası başlıca uc bolumden oluşur. İzleyicilerin oturarak oyunu izlediği oditoryum, oyunun sergilendiği sahne, sahnenin iki kenarında ve arkasında ceşitli dekor ve gereclerin bulunduğu sahne arkası yada kulis.

Tiyatro yapıtları Anadolu’nun Eski Cağ’da gelişmiş buyuk kentlerinde (Side, Aspendos, Efes, Bergama vb.) ve Ege uygarlığının geliştiği ulkelerde, ustleri acık olarak (acık hava tiyatrosu), ozellikle dağların ve tepelerin yamaclarında, eteklerinde kuruludur. Seyircilerin oturacakları yerler, basamaklar ve yarım daireler oluşturacak bicimde yukselirdi (anfiteatro). Yarım dairenin ortasında ve en alt sıranın onunde orkestra, gerisinde oyuncuların soyunma odaları ile depolar vardı.

Tarih boyunca toplumların değişimine paralel olarak tiyatro ceşitli evrimler gecirmiştir. Mesela Romalılar ayrı bicimde taştan, buyuk tiyatrolar yaptılar. Roma tiyatrosunda basamaklı sıralara duvarlar destek oldu. Sahnenin de değişik bir gorunuşu vardı. Yerler sınıflara gore ayrılmıştı.
Ortacağ Avrupa’sında dinsel konularla ilgili temsiller kiliselerde verildi. Daha sonra tiyatro kiliseler dışında da gelişti. Temsiller kent meydanlarına kurulan salaş sahnelerde verilmeye başlandı.

Ronesans sonlarında tiyatro buyuk onem kazandı. Opera turunun doğuşu da bu cağda olmuştur. XVIII. Yuzyılda birer sanat anıtı olan opera binaları yapıldı. Tiyatro uluslar arası bir sanat kolu haline geldi; tiyatro icin okullar acıldı. XX. Yuzyılda tiyatro yapıları ve temsiller her yonuyle buyuk gelişmeler gosterdi.

Tiyatro sanatı hareket ve sozle bir oykuyu canlandırma sanatıdır. Sahnelenen oyunun izleyici uzerinde guclu bir etki oluşturması icin dekor ve kostumun yanı sıra ceşitli ışıklandırma ve ses aygıtlarından da yararlanılır. Bir yada daha cok oyuncunun tanrılarla ilgili oykuleri canlandırdıkları dinsel torenlerden doğan bu sanatın ortaya cıkış tarihi tam olarak bilinmemektedir. Gene de tiyatro oyunları bir cok eski toplulukta ilkel bicimde de olsa sahneleniyordu.

Tiyatro sanatı Eski Yunan’da altın cağını yaşadı. Acı cekme ve olum gibi acıklı konuları işleyen ve mutsuz bir sonla biten trajedi ile yaşamın gulunc yanlarını ortaya koyan komedi turlerini Yunanlılar ortaya cıkardı. Klasik tiyatro olarak bilinen Eski Yunan oyunları, tıpkı daha yeni sayılan yazarların bir yuzyıl oncesine kadar yazdıkları oyunlar gibi koşuk biciminde yazılıyordu. Bugun yazılan oyunların hemen hemen tumu ise duz yazıyla kaleme alınmıştır. Tiyatro terimleri:
Perde: Olayların gelişmesine gore oluşturulan bolumler.
Sahne: Olayların gectiği, oyunun oynandığı yer.
Dekor: Tiyatroda sahneyi eserin konusuna gore doşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın genel adı.
Kostum: Oyuncuların giydikleri kıyafet, giysi.
Jest: Oyuncuların her turlu el, kol ve vucut hareketleri.
Mimik: Oyuncuların kaş, goz ve yuz hareketleri.
Rol: Oyuncuların sahnedeki gorevleri.
Suflor: Oyuncuların unuttukları sozleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişi.
Kulis: Sahne arkası.