Yaşlı adam, eşinin kabrini ziyaret etmek icin gittiği kabristanda, bir inilti duyarak yavaşladı. Sağa sola bakınarak kulak kesildi.
Ortalıkta kimseler yoktu ama, o sesi işittiğinden emindi. Once hızlı adımlarla kacmak istedi. Fakat sanki buyulenmiş gibiydi. Korkudan olsa gerek ki, gucu zaten cok azalan ayakları tutulmuş, vucudu uyuşmuştu. Diz boyu otla cevrili mezarlar arasında, guclukle ilerleyip o tarafa yoneldi. İnlemeyi bir kez daha duyunca, daha fazla yanaşmayıp yere oturdu. Tuylerini diken diken eden ses, birkac metre ilerden geliyordu.
Yaşlı adam, bazı velî zatların, kabirdeki insanlarla konuştuğunu duymuş, bunları da herkese anlatmıştı. Belki laf olsun diye:
*Neden boyle inleyip duruyorsun? dedi. Bir derdin mi var?
-Derinlerden gelen bir erkek sesi:
* Buyuk bir azap cekiyorum!. dedi. Her kemiğim tek tek kırılmış sanki.
Yaşlı adam, t iliklerine kadar urperdi. Acaba kendisi de, evliya mıydı? Her ne olursa olsun, bu cevabı kesinlikle beklemiyordu. Guc bela toparlanıp:
- Ne zamandır bu haldesiniz? diye sordu. Yani ne zaman oldunuz?
* Vallahi bilmiyorum!. dedi mezarda yatan. Sanki dun yaşıyordum, hatta eğleniyordum. Arkadaşlarla birlikte biraz icki icmiştik, daha sonra ayrıldık. Bu arada, sanki yuksek bir yerden duştum. Her halde olmuşum ki, şimdi bu mezardayım. Ustelik de buyuk bir azap cekiyorum.
- İckinin haram olduğunu ve kabir azabına yol actığını bilmiyor muydun? diye sordu dışardaki. Allah bilir, başka buyuk gunahlar da işledin.
* Keşke ellerim kırılsaydı!. dedi, adam. Keşke kırılsaydı da, o buyuk gunahları işlemeseydim. Keşke dudaklarım yapışsaydı da, icki denilen zehri icmeseydim. Ne yazık ki her turlu işi yaptım, kumardan tut t hırsızlığa kadar. Şimdi oyle pişmanım ki hic bilemezsin. Burada bu şekilde, bir saniyecik bile kalmaktansa, omur boyu ac kalmaya razıydım. Ağzıma icki değil, gerekirse bir yudum su bile koymazdım. Başımı da babam gibi secdeden kaldırmazdım.
- Demek baban dindar biriydi, dedi dışardaki. Neden onun yolundan gitmedin ki?
* Namaz kılmak biraz guc geldi, dedi adam. Oruc tutmak da oyle. Gunde beş kez seccadeye yatmayı, uzun yaz gunlerinde, ac ve susuz kalmayı istemedim. Acıkcası, havam bozulur diye korktum. Oysa şimdi bu karanlık cukurda yatıyorum. Tertemiz bir havaya, yemeğe ve suya hasret şekilde. Ustelik de dayanılmaz acılar icindeyim.
Yaşlı adam, biraz duşunceliydi. Acaba bu olu icin bir fatiha okusa, ya da dualar etse, faydası olur muydu? Bu konuda acıkcası cok umitsizdi. Bir insan, kullarına verdiği sayısız nimetlerle merhametini ispatlayan ve kendisini en cok "Rahim" ve "Rahman" isimleriyle tanıtan Allah'ın azabına uğramışsa, Âciz bir kul, o kişiye nasıl yardım ederdi?
Sessizce yerinden kalkıp ilerleyince, henuz yeni acılmış bir mezar gordu. Sahibini bekleyen bu cukurun yanında, birkac tane icki şişesi vardı. Bir tek de ayakkabı.
Hemen o yana koştu. Boş mezarın icinde, ustu başı icki kokan bir adam yatıyordu. Ceketi de yuzune dolanmıştı.
Yaşlı adam, once mezara inmeyi duşundu. Fakat ağrıyan beliyle bu işi yapamazdı. Uzunca bir dal koparıp tekrar yanaştı ve bunu cekete taktırıp, sırt ustu yatan sarhoşun yuzunu actı. Mezardaki adam, ondan fazla korkmuştu.
Yaşlı olan, bir anda rahatlayıp:
* Demek konuşan sendin? diye tebessum etti. Seni olu sanmıştım.
Mezardaki, derin derin nefes aldıktan sonra:
- Ben de oyle zannetmiştim!. diye sevindi. Gecen akşam buralarda icmiştik. Kafayı bulduğumda, bu cukura duşup kaldım her halde.
Sarhoşun vucudu perişan bir haldeydi. Sırt ustu duştuğunde, uc beş tane kaburgası kırılmış, bir kez bile calışmayan beyni sarsılmış, butun gece o mezarda yatıp kalmıştı.
Yaşlı adam, hemen bir ambulans cağırdı. Sarhoş, mezardan kurtulup sedyeye alınırken, başını ona doğru guclukle cevirerek:
* Sağ olasın amca!. diye teşekkur etti. İyileşir iyileşmez sana haber veririm. Bol mezeli bir cilingir sofrası duzenleyip, yeniden doğduğum gunu kutlarız.
Cuneyt Suavi - Zafer dergisi
__________________
Mezardaki Sohbet
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Mezardaki Sohbet
-
12-09-2019, 23:04:55