İcimden bir şeyler kopup gidiyor. Nereye ve nasıl; kim bilir?.. Uzayıp giden yol cizgileri boyunca duşmek istiyorum yollara; alıp başımı gitmek sadece Sen’in olduğun yerlere. Ta ki ben kalmasın bende, Sen’den gayrısı silinsin icimde.
Bitsin bu ayrılık.
Yollar ceker beni. Uzaklar alır aklımı başımdan. Ufuk cizgisine bir takıldı mı, başka hic bir şey gormez olur bu fani gozlerim. Surekli “gel” diyen sesini duyarım Sevgili’nin. “Gel, gel de bana kavuş…” Yola duşmeden once bir sessizlik duşer dilime. Siyah tulunu orter, uzar gecelerim. Mektuplar yazarım ucu yanık. Mektuplar yazarım; yazarım, yazarım silerim… Zuleyha’yı daha bir anlarım. Yakub’a bir kez daha yanarım. Koklarım havayı… Havada, yol kokusu…
Gozlerimi kapatırım. Karanlığın icinden ejderhaları yenip gelirse sozlerin ve sozlerinden bir nur… Bu nurla cizerim kalbime resmini hasretinin. LÂkin anlarım o an, Sen ozlenemezsin. O kadar yakıcı ki Senin ozlemin…
Dort elif miktarınca uzatır ah’ları, Sana seslenirim… Ses dediysek sesle değil, suzulen yaşlarıyla gozlerimin… Ne yana donsem Sensin… Ne yana donsem Sen doğu ve batının hÂkimisin…
Beni Sana getiren yollara duşmek isterim. GunahkÂr ayaklarımın bunca duşup duşup kalktığı yollardan sonra, isterim ki bir garip Arnavut kaldırımı getirsin beni Sana. Her sokağı denize acılan bir şehirde beni bekleyesin. Her odası mihrabına acılan koşklerde, beni bulasın. “Ey kulum, hoş geldin” diyesin.Sana kavuşmak isterim. Vuslat ne zaman? Bilirim ben Sana her kavuşmak isteyişimde boyle, Sen de bana kavuşmak istersin. Boynum bukuk, icimde utanclar ve boş amel defterim… Bilmiyorum “ey en guzel isimler kendinin olan”, ne yuzle Sana gelirim… Ama yureğimdesin işte; istemeseydin, isteyemezdim…
“Uzatma dunya surgunumu” diyen şairin ellerinden yeni koparılmış bir kır ciceği duşer ellerime. Şekerciye gulumseyen bir cocuk gibi gulumsemekten kızarır yuzlerim.
Şu uzerime duşen gokler, yakınlığıdır merhametinin. Şefkatindir, alnımın ateşini alan ruzgÂr. Bir damar atar ki icimde “Biz buradayız” dersin! Mat olmadan şeytana, kıymetini bil bu atan damarın, ki şah’tır o ey nefsim… Kır kalemini, kuşan kılıcını ki O’nun yolunda koşan atların kişneme seslerini duyana kadar koş… Kesilsin nefesin… Kesilsin nefs’in…
”Ey sevgili, en sevgili! Uzatma dunya surgunumu benim…”
Deniz Sarac
Semerkand Aile Dergisi , 2008 Ağustos sayısı
__________________
Surgunum
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
-
12-09-2019, 21:45:10