Hicri- kamerî aylardan olan ve dini duyguların yoğunluk kazandığı, merhamet, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma hislerinin doruk noktaya ulaştığı, hayır ve iyiliklerin arttığı bir zaman dilimi olan; İslam alemince de “uc aylar” diye isimlendirilen: “Recep, Şaban ve Ramazan” ayları hakkında, Enes b. Malik (R.a.)’dan rivayete gore Hz.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

“Recep Allah TeÂlÂ’nın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ummetimin ayıdır,” buyurmuşlardır.

Hadisi şerifte Recep ayı icin “Allah TeÂlÂ’nın ayı” denilmesi, bu ayın şerefine işarettir. Aslında butun aylar, butun yıllar, butun zamanlar, butun mekanlar, butun varlıklar, butun insanlar, cumle eşya, her şey Allah TeÂlÂ’nındır. Ama her şey Allah TeÂlÂ’nın iken, “Recep Allah TeÂlÂ’nın ayıdır”demekten maksat ne?…. Bundan maksat; “Recep ayında Allah TeÂl Hazretleri, kulları cok afv-u mağfiret ediyor; kulları cok affettiği, tevbe eden kullarını bağışladığı bir aydır,” demek oluyor.

Allah Teala’nın kullarına lutfunun cokluğu, kereminin bolluğu ve pek cok gunahkarı bağışlaması sebebiyle bu geceye Regaib Gecesi” adı verilmiştir.Bu gecenin bu değeri nereden kazandığı hususunda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; Hz.Amine validemizin boyle bir gecede Resulullah (s.a.v)’e hamile olduğunu anladığıdır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Regaib gecesinin icinde bulunduğu Recep ayında cok dua eder, namaz kılar, oruc tutar, iyiliklerin her ceşidini yapar, sadaka vermeye ozen gosterirdi.

Resulullah (s.a.v)’in Receb’in ilk perşembe gununu orucla gecirdiği ve cuma gecesinde, bu kandil gecesine mahsus olmak uzere on iki rekÂt namaz kıldığı kabul edilir. RegÂib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle ceşitli ibÂdetlerle gecirmek, genel olarak alimler arasında kabul gormuştur.

Enes İbni MÂlik (Radıyallahu Anh)’ın rivayet ettiği bir hÂdisi şerifte RasûlullÂh (sav) Efendimiz şoyle buyurmuştur:

Her kim Receb’in ilk Perşembesini oruclu gecirir, sonra Cumagecesi olan o gece akşamla yatsı arasında, on iki rekat kılar, her rekatta, bir fatiha, uc Kadir Sûresi on iki kere de İhlÂs Sûresi okuyup, her iki rekatta bir selam verirse, namazını bitirince,

“Ey Allah’ım! Nebiyy-i Ummî olan Muhammed’e ve a’line salÂt eyle’ diye yetmiş kere bana salÂt okur, sonra secdeye kapanarak, secdesinde;

‘Allah-u Te’Âl butun noksan sıfatlardan son derece munezzehtir, mukaddestir. Meleklerin ve ruhun (Cebrail’in), Rabbi’dir’ diye yetmiş kere tesbihte bulunur, başını kaldırdıktan sonra (iki secde arasında otururken) yetmiş kere:

‘Ey Rabbim! Bağışla ve acı! (Benim gunahlarımla ilgili) bildiklerin (e ceza vermek)den gec Şuphesiz ki, en ulu ve yuce olan Sensin ancak Sen’ der.

Sonra ikinci secdeye vararak birinci secdeye vararak birinci secdede soylemiş olduğunun benzerini tekrar eder de bitiminde AllÂh-u Te’ÂlÂ’dan muradını isterse, dileği muhakkak yerine getirilir”.

Alıntı: www.ilimsaati.com


__________________