Hz.Suleymanın haberdarı olan Hudhud kuşu ona bir gun şoyle haber getirir:
- Ben bugun şu ana kadar hicbirimizin varlığından haberimiz olmadığı Sebe'yi gordum onun kralicesini gordum. Buyuuk mulkleri, geniş topraklar var. Ancak bunlar bu kadar dunyalığa rağmen Allah'ı bırakıp guneşe secde ediyorlar. Ne yaptıklarının farkında değiller.
Hz.Suleyman bu durumdan rahatsız olur. Hemen o kraliceye ve kendi gibi Allah'a ortak koşan yoneticilerine bir mektup yazarak, hak yola, islama cağrıyor, yoksa ordularını sevk edeceğine değiniyor ve herşeyden once ulkesine davet ediyordu. Kralice ulkesini akıllıca yonetiyor, acele kararların altına imza atmıyordu. Her şeyi ile mukemmeldi, sadece aklı ona Allah'ı bilmek ve sadece Allah'a ibadet etmek konusunda ihanet etmişti. Mektubu okuyunca ofkeye kapılmadı. Kendi başına bir karar almadı. Vezirlerine bu mektubu okuttu.
Bu mektup oyle sıradan bir mektup değildi. Zamanın en buyuk kralından ve insanları Allah'a davet eden bir peygamberden gelmekteydi. Vezirler, guclerinden, askerlerinden, teknojilerinin ustunluğunden bahsetmeyue başladılar. Ancak bu konuda Kralice ikna olmayıp diğer yok olan krallıkları hatırlatıp, ulkenin ve halkının sonu olabileceğinide belirterek:
- Ben suleyman'a cok kıymetli hediyeler gondereceğim. Eğer bu hediyeleri kabul ederse, o gercekten bir kraldır ve bu takdirde durmayın hemen ona savaş acın. Yok eğer hediyeleri kabul etmezse, bu takdirde o bir peygamberdir, o zaman hemen ona tabi olun!
Kralice, denemek icinHz.Suleyman' hediyeler gonderir. ancak Hz.Suleyman hediyelerine rağbet etmez, yuz cevirir.
- Beni dunya malı ile etkilyeceğinizi mi sanıyorsunuz? Mallarınız da, şirkiniz da sizin olsun. Bana Allah tarfından verilen cok daha hayırlıdır. Durum ciddidir. Mesele davet ve itaat meselesidir, alışveriş meselesi değil.
Hz.Suleyman daha sonra orduları ile uzerlerine soyler. Heyet gelip durumu kralicelerine anlatırlar. Analtılanları dinleyen Kralice ve halkı Hz.suleyman'a itaat ederler ve Hz.Suleyman'ı ziyaret etmek uzere Kralice yola koyulur.
Hz.Suleymanonalrın itaat etmiş oldukalrına cok sevinir ve Allah'a hamd u senalar eder. Kraliceye Allah'ın mucizelerinden birini gostermek isterki bu mucize ile Kralice Allah'ın guc ve kuvvetine, Hz.Suleyman'a vermiş olduğu nimetlere daha fazla delalet etsin. Bunun icin, kralicenin kuvvetli ve emin ellere teslim ettiği tahtını, o gelmeden once getirmek istedi. Bu isteği yerine geldi ve mucize gercekleşmiş oldu. Bu arada tahtın bazı detayda kalan ozelliklerininde değişmesin emretti, emri yerine getirildi.
Hz.Suleyman insanlardan ve cinlerden olan ustalara camdan buyuk bir saray yapmalarını emretti, onlarda yaptılar, altından su akıttılar. Durumu bilmeyen herkes her tarafın su olduğunu sanırdı. Oysa su ile nehrin arasında cam vardı. Kralice Belkis onu gorduğunde, hic kuşkusuz onu su zannedip, eteklerini sıyıracaktı. İşte o zaman da hatası ortaya cıkacak, bakışının kusurlu olduğu ve dış gorunuşun kendisini aldattığını idrak edecekti. Bu yontem bin delil getirmekten daha tesirliydi.
Evet, oyle de oldu. Belkis, onca aklı ve zekasına rağmen beklenen hataya duştu. Salonun doşemesinin cam değil akan bir su olduğunu sanarak eteklerini topladı ve oylece suya adım atmak istedi. Bu arada Hz.Suleyman kendisini hemen uyardı:
- Bu, puruzsuz bir camdır sadece...
O anda kralicenin gozundeki perde kalktı ve dış gorunuşe alkdama hususundaki cehaletini anladı. Guneşe ibadet atmekle hata yaptığını idrak etti ve:
- Suleyman'la beraber alemlerin rabbi olan Allah'a teslim oldum, dedi.
__________________
Sele Kralicesi: Belkıs
Dini Bilgiler0 Mesaj
●41 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Sele Kralicesi: Belkıs
-
12-09-2019, 21:41:30