Bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve icindekilerden sadece iki adam kucuk ve ıssız bir adaya yuzmeyi başarırlar. Ne yapacaklarını bilemeyen bu iki kazazede Allah’a yalvarmaktan başka carelerinin olmadığına karar verirler. Fakat kimin duasının daha guclu olduğunu anlamak icin adayı ikiye bolmeye karar verirler ve adada karşılıklı olarak yaşamaya başlarlar.

İlk diledikleri şey yiyecektir. Ertesi sabah, birinci adam kendi tarafında dalları meyve dolu bir ağac bulur ve ağacın meyvelerinden yer. Diğer adamın alanı ise hala coraktır!

Bir hafta sonra, birinci adam yalnız olduğu icin kendisine bir eş diler. Ertesi gun bir kadın yuzerek birinci adamın tarafına gelir. Diğer tarafta yine hicbir şey yoktur!

Hemen sonra birinci adam bir ev, giysiler ve daha fazla yiyecek diler. Sihirli bir değnek değmişcesine tum istedikleri kendisine verilir. Fakat ikinci adam hala hicbir şeye sahip olamamıştır!

En sonunda birinci adam bir gemi diler boylece karısıyla birlikte adayı terk edebilecektir. Sabahleyin kendi tarafına demirlenmiş bir gemi bulur. Birinci adam karısıyla birlikte gemiye biner ve ikinci adamı adada bırakmaya karar verir. Onun hic bir dileği gercekleşmediği icin Allah’ın nimetlerine layık biri olmadığını duşunur.

Gemi kalkmak uzereyken birinci adam cennetten yankılanan bir ses duyar, “Neden a
rkadaşını adada bırakıyorsun?”

“Bana gonderilen nimetler sadece bana aittir cunku onlar icin ben dua ettim,” diye cevap verir birinci adam. “Onun duaları kabul edilmedi o yuzden o hicbir şeyi hak etmiyor.”

“Yanılıyorsun!” diye azarlar ses birinci adamı. “Onun sadece tek bir dileği vardı ve kabul ettim. Eğer etmeseydim sen gonderdiğim nimetlerin hic birine sahip olamazdın.”

“Allah’ım ne olur soyle bana” dedi birinci adam, “Ne diledi de ona minnettar olmam gerekiyor?”

“Senin tum dileklerinin gercek olmasını diledi.”

Hepimizin bilmesi gerekir ki; Bize gonderilen nimetler sadece bizim dualarımızın sonucunda değil bizim icin dua edenler sayesinde de gercekleşir.

Alıntı

__________________