İran- Irak Savaşı’nda kaybettiği kocasının biriktirmiş olduğu imkanları da coktan tuketmiş, bir gun ac, bir gun tok yaşar hale gelmişlerdi. Kendi neyse de geride kalan uc cocuk yokluk bilmiyor, acıkınca feryadı basıyorlardı.
Kerkuk’un sokaklarında ise sefalet kol geziyordu. Kim kime yardım edecek, destek olacaktı?..
Bir yanı yıkılmaya yuz tutmuş evceğizinin camından yola doğru umitsizce bakark
en bir taksinin durduğunu,icinden bir yolcunun da indiğini gormuştu. Demek ki taksi şoforunde az cok para olacaktı.
Cunku muşteri indirmişti. Butun cesaretini ve umidini toplayarak yola koştu. Yaklaşıp direksiyonun başında arabasını hareket ettirmek uzere olan şofore seslendi:
– Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Uc cocuğumla uc gundur ac beklemekteyim. Bu gidişle namusumun lekelenmesinden korkmaya başladım. Allah rızası icin yardımda bulunun. Ben aclıktan olmeye razıyım. Fakat cocuklarımın cığlıklarına tahammul edemiyorum…
Beklemedik bir anda gelen bu Allah rızası icin yardım talebi zaten kıkanaat gecinen şoforu şaşırtmıştı. Duşunmeye başladı.
Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına. Ancak bu parayı aylardır biriktiriyordu. Cunku taksinin dort lastiği de eskimişti. Onları değiştirmek icin cırpınıyordu. Zaten akşamları eve gelince hanım devamlı ikaz etmekten geri kalmıyordu:
– Ne zaman değiştireceksin bu lastikleri? Birazcık gec kalsanaklıma kotu şeyler geliyor. Acaba bir kaza mı yaptı kabak lastiklerle? diye korku icinde bekliyorum.
O an icin nefsi ve şeytani birlik olup vesvese vermeye başladılar:
– Sen zaten zor gecinen kimsenin. Yardım edecek durumda değilsin. Bas gaza, git yoluna.
Fakat imanı ve vicdanı da sesleniyorlardı:
– Para dediğin şey boyle gun icin lazım olur. Belli olmaz Allah’ın rızasını nerede olduğu. Biriktirdiğin parayı bu muhtac hanıma vermelisin. Tam yeridir!
Nihayet nefsini ve şeytanını yenmiş, cebindeki parayı tumuyle uzatarak:
– Al bacım, sen namusunla yaşa. Bu para bir muddet idare eder. Sonrasına da Allah başka sebepler yaratır demiş, minnet etmemek icin de hemen gaza basıp oradan uzaklaşırken, kadının:
– Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah da senin ihtiyacını karşılasın… duasını duymuş, gun boyunca kulaklarında cınlayan bu duaya hep (amin) deyip durmuştu. Akşam eve gelince beklediği soruya yine muhatap oldu:
– HÂl değiştirmemissin arabanınlastiklerini?
Adam, hicbir şey hissettirmeden:
– Bir lastikciyle anlaştım. Yeni lastikler gelince hemen değiştirecek… diyerek geciştirdi.
Bu geciştirme işi birkac gun devam ettiği icin bir akşam yine eve gelirken iyice sıkılmış, bu defa ne diyeceğim diye duşunurken hic beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı.
Hanım bu defa kendisine adres yazılı bir kağıt uzatmış, sonra da şoyle demişti:
– Bugun lastikci geldi, şu adresi verdi. Yarın bana gelsin lastiklerini değiştireceğim, deyip gitti. Al bu adresi, dedi.
Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı. Cunku boyle bir lastikci ile konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi.
İlk işi kÂğıttaki adrese gitmek oldu. Garipliğe bakın ki tamirciyi hayatında hic gormemiş, buraya hic gelmemişti.
Elindeki kÂğıdı uzatınca bir şaşkınlık iki tarafta da yaşandı. Adam:
– Sen o musun, deyip boynuna sarıldı, başladı hıckıra hıckıra ağlamaya. Sonra da şoyle devam etti:
– Tam uc gundur Resulullah Aleyhisselam ruyama giriyor ve bana, “şu adresteki şoforun lastiklerini değiştir, ucret olarak da benim şefaatime nail ol” buyuruyor. Allah icin soyle. Sen ne turlu bir iyilik ettin, nasıl bir hayır dua aldın ki, Resulullah Aleyhisselam uc gundur beni ikaz ediyor, senin lastiğini değiştirmem icin beni vazifelendiriyor?ALINTI#
__________________
Savaşın korkunc karanlığı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Savaşın korkunc karanlığı
-
12-09-2019, 21:35:37