Veda Hutbesi Hz. Peygamber (S.A.V.)'ın 114 bini bulan hacıya hitaben irad ettiği hutbe'dir. Hz. Peygamber (S.A.V.) bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyeceğini bildirip vefatının yaklaştığını ima ettiği, sonraki gelen gunler de O'nun (S.A.V) bu sozlerini doğruladığı icin bu hacca Veda Haccı, bu hac esnasında irad ettiği hutbeye de Veda Hutbe'si adı verildi.
Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe imiş gibi kabul edilmekteyse de, gercekte bu hutbe, Arafat'ta, Mina'da ve bir gun sonra yine Mina'da olmak uzere arefe gunu ile bayramın 1. ve 2. gunlerinde parca parca irad edilmiştir. Değişik yer ve zamanda irad buyurulduğu icin de hutbe, bircok kişi tarafından birbirinden farklı şekillerde rivayet edilmiş; kişinin ya da gurubun duyduğunu başkaları işitmediğinden, hutbenin tamamının bir araya toplanmasında bu farklı rivayetlerden yararlanılmış ve daha sonraki yıllarda bu uc aynı yer ve zamanda buyurulan hutbe tek bir hutbe olarak bir araya getirilmiştir. Hz. Peygamber (S.A.V.)'ın bu son haccından bir yıl once nazil olan Tevbe suresinde 9/28;
"Ey iman edenler! Muşrikler ancak bir pisliktir. Onun icin bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar..." yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lutfundan zengin edecektir. Şuphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir." muşriklerin pis olduğu ve bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmamaları emredildiği icin, Veda Haccı'nda Mekke'de sadece muslumanlar vardı, hutbeyi de yalnızca muslumanlar dinlemişti. (Muşriklerin bu hutbeye yalan katmaları da onlenmiş oldu.). Zaten Mekke'nin fethinden sonra muşriklerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştı. Hz. Peygamber (S.A.V.) Mekke'den kendisiyle birlikte yola cıkan 100 bin civarındaki ashabıyla Mekke'ye haccetmek icin geldiklerinde bir yıl onceki ikaz sebebiyle Mekke'de muşrik kalmamıştı, coğunluk musluman olurken Mekke'yi terkedenler de vardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) haccın butun erkanını bizzat kendisi yaparak Muslumanlara oğretmiş, İslam'ın Hac konusundaki emirleri de boylece tamamlanmıştı. İslam'ın tamamlandığını bildiren bazı ayetler de bu Veda Haccı'nda nazil oldu.
Cahiliye doneminde dışarıdan gelen hacılar Arafat'ta vakfeye dururken, Kureyş eşrafı diğer insanlardan ustun olduklarını belli edercesine Arafat yerine Muzdelife'de vakfeye dururlardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) cahiliye doneminin bu sınıf ustunluğune dayalı adetini ortadan kaldırdı ve butun hacılar gibi Arafat'ta vakfeye durdu. Hz. Peygamber (S.A.V.)'a orada bu dinin tamamlandığı şu ayet-i Kerimeyle mujdelendi :
"Ey Mu'minler, şu kufreden muşrikler bugun dininizi sondurmekten umitlerini kesmişlerdir. Artık bundan boyle onlardan korkmayınız; ancak benden korkunuz. Bugun sizin dininizi kemale erdirdim, uzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak muslumanlığı beğenip sectim ve ondan razı oldum" (Maide 3)
Dinin kemale erdirilmesine butun muslumanlar sevinirken yalnızca Hz. Ebu Bekir ile Hz. Omer, bunun Hz. Peygamber (S.A.V.)'ın vefatının yaklaştığına delalet ettiğini anlamışlar ve gozlerinden yaşlar akmıştı. Gercekten de bundan sonra Hz. Peygamber (S.A.V.) 82 gun yaşamış ve vefat etmiştir.
Arafat'ta yuzbinin uzerindeki hacıya hitaben Hz. Peygamber (S.A.V.) sesinin butun hacılar tarafından işitilmesi icin belli mesafelerde gur sesli sahabilerden bazılarını gorevlendirdi. Hz. Peygamber (S.A.V.)'in sozlerini tekrar eden bu sahabiler hutbenin butun hacılar tarafından duyulmasını sağlıyorlardı. Devesi Kusva'nın sırtında olduğu halde Hz. Peygamber (S.A.V.) şu hutbeyi irad etti:
Ey insanlar!
Sozumu iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha buluşamayacağım. Ey insanlar; bu gunleriniz nasıl mukaddes bir gun ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz nasıl mukaddes bir şehir ise; canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da oyle mukaddestir, her turlu saldırıdan emindir.
Ashabım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugunku her hal ve hareketinizden sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski dalaletlere donup birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenlerden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.
Ey ashabım!
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine vesin. Faizin her ceşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermek gerekir. Ne zulmediniz ve ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu cirkin adet'in her turlusu ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalip oğlu (amcam)Abbas'ın faizidir.
Ashabım!
Cahiliyet doneminde gudulen kan davaları da tamamen ortadan kaldırılmıştır. İlk kaldırdığım kan davası da Abdulmuttalib'in torunu (yeğenim) Rebia'nın kan davasıdır.
Ey insanlar!
Bugun şeytan şu topraklarınızda yeniden nufuz ve saltanat gucunu kaybetmiştir. Fakat bu kaldırdığım şeyler haricinde kucuk gorduğunuz işlerde de ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan sakınınız.
Ey insanlar!
Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Ve onların namuslarını ve ismetlerini Allah adına soz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar uzerindeki hakkınız; aile şerefinizi korumalar ve evlerinizi sizin hoşlanmadığınız hic kimseye acmamaları, ciğnetmemeleridir. Eğer onlar razı olmadığınız herhangi bir kimseyi evinize alrlarsa onları hafif bir şekilde dovebilir, azarlayabilirsiniz. Kadınların da sizin uzerinizdeki hakları; orfe gore her turlu giyim ve yiyeceklerini temin etmenizdir.
Ey mu'minler!
Size bir emanet bırakıyorum ki siz ona sımsıkı sarıldıkca yolunuzu hicbir zaman şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'andır.
Ey mu'minler!
Sozumu iyi dinleyiniz ve muhafaza ediniz. Musluman muslumanın kardeşidir ve butun Muslumanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavuz, başkasına helal değildir. Ancak gonul hoşluğuyla verilen başka. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de uzerinizde hakkı vardır.
Ey insanlar!
Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Varis icin vasiyete gerek yoktur. Cocuk kimin doşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zinakar icin mahrumiyet cezası vardır. Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına uymaya kalkan nankor, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve butun Muslumanların duşmanlığına uğrasın. Cenab-ı Hak bu insanların ne tevbelerini ne de şehadetlerini kabul eder.
Resulullah (S.A.V.) sozlerinin burasında dinleyenlere sordu:
Ey insanlar!
-Yarın beni sizden soracaklar. Ne dersiniz?
Ashab-ı Kiram cevap verdi:
-Allah'ın risaletini tebliğ ettin; gorevini yerine getirdin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun diye şehadet ederiz.
Resulullah (S.A.V.) şehadet parmağını goğe kaldırarak uc kez:
-Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol! (buyurarak Arafat'taki hutbesini bitirdi.)
Resulullah (S.A.V.) guneş batıncaya kadar vakfede durdu. Tam buradan inmeye karar vereceği bir anda yukarıda zikredilen Maide suresinin 3.Ayeti nazil oldu. Daha sonra devesine binen Resulullah (S.A.V.) yavaş adımlarla Arafat'tan inerek Muzdelife'ye geldi. Burada bir ezan ve iki kamet ile akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kıldı. Ve istirahate cekildi. Sabah olunca cemaatle birlikte sabah namazını kıldı ve ortalık iyice ağardıktan sonra Muzdelife'den Cemretu'l Akabe mevkiine geldi. Şeytan taşlamadan sonra Mina'ya gecen Resulullah (S.A.V.) burada da Veda Hutbesinin diğer bolumunu irad etti. Allah'a ham u senadan sonra devamla :
Ey insanlar!
Sizi Allah'ın kitabına bağlayan peygamberinizin (s.a.v) sozlerini iyi dinleyiniz, ona itaat ediniz. Hac ibadetinizin butun hareketlerini benden gorduğunuz gibi ifa ediniz. Oyle sanıyorum ki, ben bu seneden sonra bir daha haccedemem.
Resulullah (S.A.V.) bundan sonra halka sorulu cevaplı surdurduğu hutbesini :
Ey insanlar!
Ayların yerini değiştirerek geri bırakmak inkarda aşırı gitmektir. Kafirler boyle yapmakla doğru yoldan saptılar. Allah'ın haram haram kıldığı ayların sayısını uygun yapmak icin, bir yıl haram ayını helal, diğer yıl onu haram sayarlar. Boylece Allah'ın haram kıldığını helal kabul ederler. Zaman Allah'ın gokleri ve yeri yarattığı gibi aynı duruma dondu. Allah'ın katında aylar on ikidir. Bunların dordu mukaddes (haram) aylardır ki ucu arka arkaya gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem, dorduncusu de Cemaziyelahir ile Şaban'ın arasındaki Recep'tir. Ey mu'minler! Bu ay hangi aydır?
-Allah ve Resulu daha iyi bilir.
-Zilhicce ayı değil midir?
-Evet, Zilhicce'dir.
Bu icinde bulunduğumuz belde hangi beldedir?
-Allah ve Resulu daha iyi bilir.
-Mekke şehri değilmidir?
-Evet Mekke'dir.
-Bugun hangi gundur?
-Allah ve Resulu daha iyi bilir.
-Yevmunahr'dır. (kurban kesme gunu) değilmidir.?
-Evet yevmunahr'dır.
Bu diyalogdan sonra Resulullah (S.A.V.) sahabelere donerek
Şu halde iyi bilinizki; bu şehrinizde, bu beldenizde, bu gununuzun mukaddes(haram) olduğu gibi birbirinize kanlarınızı dokmek, mallarınızı haksız yere almak, namuslarınızı kirletmek de haramdır, her turlu saldırıdan masumdur. Muhakkak ki siz Rabbinize kavuşacaksınız, o zaman butun bu işlerden sorulacaksınız.
Ey insanlar!
Aklınızı başınıza alında benden sonra birbirinizin boynunu vuracak şekilde dalalete, vahşete duşerek cahiliye devrine donmeyin.
Ey insanlar!
Bu nasihatlerime kulak verip bunları burada hazır bulunanlarınız bulunmayanlara tebliğ etsin. Olabilir ki, kendisine tebliğ edilen kimse burada bulunup işiten bir kısım kimseden daha iyi anlayıp bellemiş olur.Ardından Resulullah (S.A.V.) iki kez:
-Tebliğ ettim mi? buyurdu.
Sahabiler:
-Evet ettin, deyince Resulullah (S.A.V.) ;
Şahit ol Ya Rab! dedi ve tekrar hatırlattı:
Burada bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin.
Resulullah (S.A.V.) Mina'daki bu hutbesinden sonra kurban kesim yerine gelerek onceden hazırlanan develeri kurban etti. Bir kısmını da Hz. Ali (K.V) kestikten sonra her deveden birer parca et alınarak pişirilip yenildi. Daha sonra traş olan Resulullah (S.A.V.) ihramdan cıktı ve Kabe'yi tavaf etti. Oğle namazını da orada kıldıktan sonra Zemzem suyunun yanına gitti ve kendisine sunulan bir bardak suyu ictikten sonra tekrar Mina'ya dondu. Resulullah (S.A.V.) Mina'da gecirdiği teşrik gunlerinde şeytan taşlama gorevini yerine getirmiş, bu arada cevresinde bulunan insanlara hutbeler irad buyurmuştu.
"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gorduğun zaman Rabbini overek tesbih et. O'ndan mağfiret dile, cunku O tevbeleri cok kabul edendir." (en-Nasr, 110/1-3) mealindeki Nasr suresinin nazil olduğunu duyan muslumanlara, hem yeni nazil olan bu sureyi okumuş hem de kendilerine nasihat ettiği hutbelerinden birini irad buyurmuştur. Bu hutbesinde de yine muslumanların mal, can, namus emniyetinden bahseden Resulullah (S.A.V.) insan haklarının temelini oluşturan bu uc hakkı tekrar tekrar ummetine hatırlatmıştı. Değişik yer ve zamanlarda irad edilen bu hutbeler, tek bir şekilde butunleştirilmiştir. (2)
Hutbedeki onemli ve anlaşılması zor cumlelerden biri:
"Vah size! Benden sonra donup birbirinizin boyunlarını vuran kafirler olmayın." Dedi. (3)
__________________
Veda Hutbesi & şerhi [GS TEAM]
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Veda Hutbesi & şerhi [GS TEAM]
-
12-09-2019, 21:32:20