Cok eski zamanlardan birinde kotu bir Âdet varmış. Yaşlılar artık iyice ihtiyarlayıp iş yapamaz duruma geldiklerinde ormana goturulur, orada yırtıcı hayvanlara bırakılırmış. Boylece zaten az olan yiyeceklerin, calışan genclere yetmesi sağlanmaya calışılırmış .İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan kimse yaşlı anne babasını evde gizleyemez, herkes komşusu gorup ihbar edecek diye korkarmış.

İşte bir gun yaşlılardan birini, oğlu ormana goturup bırakmak istemiş. Kış mevsimiymiş. İhtiyar, oğul ve kucuk torun beraberce ormana gitmişler. İhtiyarı bırakmış donuyorlarmış ki, kucuk torun oyuncak kızağını dedesinin yanında unuttuğunu fark etmiş. Babasına donup almalarını soylemiş. Babası umursamayınca da:

– Kızağımı almalıyım, yoksa sen yaşlandığında seni neyle ormana goturup bırakacağım, demiş.

Oğul o an anlamış ki, ihtiyar babasının kaderi, yaşlandığında kendi kaderi de olacak. Donup babasının ellerini cozmuş. Alıp eve geri getirmiş. Samanlıkta saklayıp her gun ona gizlice yemek vermeye başlamış.

Bir sure sonra koyde hayvanlar arasında bir hastalık yayılmış. Hayvanlar birbiri arkasından oluyormuş. İhtiyar oğluna şoyle demiş:

– Hastaları iyilerden ayır. Onlara şu şu otlardan ilac hazırla. Sağlıklılara da şoyle şoyle yap.

Oğlan ihtiyar babasının dediklerini yapmış. Gercekten de onun hayvanları arasında olum azalmış. Coğu kurtulmuş.

Bayram geldiğinde her sene olduğu gibi, o sene de koy halkı kurbanlar kesmeye başlamış. İhtiyar oğluna şu oğudu vermiş:

– Koyde hayvan cok azaldı. Senin de fazla hayvanın yok. Bu sene kurban kesme.

Gercekten de bir iki ay icinde butun koy, tarlalarda calıştırılacak hayvan sıkıntısı cekmeye başlamış. Ama ihtiyarın oğudunu dinleyen gencin hayvanı varmış.

İlkbahara doğru koyde artık ekmek yapacak tahıl bile kalmamış. Ama asıl sorun, tohumluk olarak kullanılabilecek kadar bile tahıl olmamasıymış. Tarlaya ne serpeceklerini, gelecek senenin mahsulunu nasıl hazırlayacaklarını bilemiyorlarmış. İhtiyar bu konuda da oğluna oğut vermiş:

– Yavrum, ahırın catısı samanla doldurulmuştur. Onları cıkar, yeniden dov. Oradan tohumluk buğday cıkarabilirsin.

Oğlan, ihtiyar babasının dediği gibi yapmış. Koyde tohumluğu olan tek aile onlar olmuş. Butun koy halkı bu gencin buyucu olduğunu duşunmeye başlamış. Oyle ya, herkesin işi kotu giderken, bu evde garip bir şekilde kotuluklere bir care bulunuyormuş.

Evi gozlemeye başlamışlar.

Sonunda da gercek anlaşılmış, ihtiyar babanın hÂl yaşadığı ortaya cıkmış.

Koyluler genci krala şikÂyet etmiş. Kral once yasalarını hice sayan gence kızmış. Ama olup bitenleri dinledikten sonra iyi ve yerinde bir oğudun cok şeyi değiştirebileceğini kabul edip, ihtiyarlarla ilgili yeni bir kanun cıkarmış. Bundan boyle cocuklar, anne ve babalarına yaşlılıklarında bakacaklar. Onların gonlunu hoş tutacaklar. Cunku onların hayat deneyimlerinden her zaman icin oğrenebilecekleri şeyler var...

Asım Yıldırım
Merhaba Yenigun Hikayeleri

__________________