Cenab-ı Hak insana hidayet ve dalalet olmak uzere iki yol gostermiştir.
İnsanlar bizzat kendi iradelerini kullanarak imana talip olmadıkca, Cenab-ı Hak kimsenin kalbine imanı zorla koymaz. Allah’ın insana imanı nasip etmesi, yine insanın bu hususta gostereceği gayrete bağlıdır.
Nitekim İmam-ı Sadeddin Teftazani, imanı, “Kulun irade-i cuz’iyesini (cuz’i iradesini) sarfettikten sonra, onun kalbine Cenab-ı Hak tarafından ilka edilen konulan bir nurdur” diye tarif ederek bu hakikate işaret etmiştir.

İman gibi, kufur de boyledir. Kul kendi iradesini kullanarak kufur ve dalalet yolunda gider, hal ve hareketleriyle bunu acıkca gosterirse, Cenab-ı Hak ona iman nurunu nasip etmez, gitmekte olduğu kufur yolunda bırakır.

İşte Hz. Nuh’un hanımının ve oğlunun; Hz. Lut’un hanımının, Peygamber Efendimizin amcası Ebû Talib’in iman etmeyişlerinin sebeplerini bu bilgiler ışığında değerlendirmek gerekir. Bunlar bir peygamber hanımı, peygamber oğlu, peygamber amcası olmakla birlikte, kendi iradelerini yerinde kullanamamışlardır. İnatlarında ısrar ederek peygamberlerin davetlerine kulak tıkamışlardır. Boylece de iman nimetinden mahrum kalmışlardır.

Demek ki, bir insanın gercek kurtuluşa ve saadete erebilmesi, bizzat kendi iradesini iyiye kullanarak hidayet yolunu tercih etmesine bağlıdır. Aksi takdirde peygamber oğlu olsa dahi bunun kendisine hicbir faydası olamaz.

Diğer taraftan, Hz. Nuh (a.s.) kendi vazifesinin sadece tebliğ etmek olduğunu biliyordu. Netice ise Allah’a aitti. Bunun icin gerek babalık, gerekse peygamberlik şefkatiyle son ana kadar oğlu Kenan’ı imana ve Hakka davet etmekten geri durmadı. Belki imana gelir duşuncesiyle son anda ona şoyle seslendi:
“Ey oğulcağızım! Gel bizimle gemiye bin ve imana gel. Kafirlerle beraber olma! İşte goruyorsun sular yukselmeye başladı.” Fakat butun telkinlere rağmen, Kenan inadında ısrar etti. Babasını dinlemedi. Kendi gucuyle kurtulacağını sanıyordu. Şoyle dedi: “Hayır, binmem! Senin gemine bineceğime bir dağa iltica ederim. O dağ beni boğulmaktan kurtarır” dedi.

Hz. Nuh, oğlunun kafir olarak olmesine razı olamıyordu. Oğluna son sozleri şu oldu: “Oğlum! Bugun iman ve itaatlarıyla Allah’ın rahmet ve merhametine mazhar olanlardan başkası icin kurtuluş yoktur. İnat etmenin manası yok. Bak, işte sular etrafımızı sardı bile.”

Hz. Nuh daha sozlerini bitirmeden oğlu ile kendisinin arasına buyukce bir dalga girdi ve Kenan’ı alıp goturdu. Boylece nefis ve şeytana uyarak, inat ve inancsızlığının cezasını peşin olarak bu dunyada da gormuş oldu.

__________________