Yıl 2005... Şubat ayının sonları. Cin’in değişik bolgelerinden on kişi İstanbul’a gelir. Bunların ortak ozelikleri yeni Musluman olmalarıdır. Umre icin İstanbul uzerinden Arabistan’a gideceklerdir. Kimi yirmi gun once, kimi bir ay, kimi iki ay once Musluman olmuştur. Ne yeterince İslÂmî bilgileri, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri vardır. Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Cince’yi, hem Arapca’yı iyi bilen, hem de İslÂmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı. Turkistan’daki Cin zulmunden kacıp İstanbul’a yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Cinliye rehber olur. Bundan sonra hÂdiseyi bu kardeşimizden dinleyelim:
“Yeni Musluman olmuş bu on Cinli ile birlikte yola cıktık. Kısa zamanda aramızda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni Mu’min olmuş bu insanlar, buyuk bir heyecan yaşıyorlardı. Hicbirinin İslÂmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacakları sûreleri bile bilmiyorlardı. Namazlarda sadece “Elhamdulillah, Allahu Ekber” diyebiliyorlardı. Once Mekke’ye gittik. KÂbe’de onların hÂli gorulmeye değerdi. Yeni doğmuş cocuklar gibiydiler. Kah ağlıyor kah guluyorlardı.
İsimlerini değiştirmiştik: Muhammed(Can Cing), Hasan(Cun Fang) gibi her biri yeni ismi ile cağrılıyordu. On Cinli kardeşimizden biri olan Muhammed’te bir farklılık vardı. Bu durum dikkatimi cekmişti. Her namazını gozleri yaşlı olarak bitiriyordu. Bir gun Muhammed sordu:
- İcki nedir, İckiye dinimiz nasıl bakar?
- Rabbimiz ickiyi kesin olarak yasaklamıştır, icilmesi, yapılması, taşınması, satılması yasaktır.
Kaldığmız otele gelmiştik. Muhammed bir telefon edeceğini soyledi ve ona memleketine telefon etme imkÂnı sağladık. Cin’deki kardeşini arıyordu. Kardeşine aynen şoyle diyordu:
- İcki fabrikamızı kapat, Allah’ımız oyle emretmiş. Bize bu emre uymak duşer.
Kardeşi bunu yapamayacağını, bircok bağlantısının olduğunu, durup dururken kapatırlarsa, yuz binlerce dolar zarar edeceklerini, hic olmazsa kendisine biraz zaman vermesini soyler. Fakat Muhammed kararlıdır:
-Allah emretmiş, bize uymak duşer. Fabrikayı hemen kapat, ben gelince borcları hallederim.
Mekke’deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine’ye gittik. Medine’de bir sabah namazı. Efendimizin “Burası cennet bahcesidir” buyurduğu yerde sabah namazının farzını kılıyoruz. Muhammed benim yanımda. Diğer Cinli kardeşlerimizle aynı saftayız. Muhammed secdeye varıyor ancak bir daha kalkmıyor. Biz namazı bitirdiğimiz halde o hÂl secdede. Zannettim ki Muhammed secdede kendinden gecti. Ancak uzun sure beklememize rağmen kalkmayınca merak ettim. Seslendim. Cevap vermedi. Tekrar seslendim yine tepki yok. Tedirgin oldum. Elimi uzattım, omzuna dokundum ve hafifce cekeyim dedim ki, sağ tarafının uzerine yuvarlanıverdi. Hemen ambulans cağırdık, hastaneye goturduler. Biz de arkasından gittik. Hastanedeki ilk muayenede coktan vefat ettiğini soylediler. Muhammed’i hastanenin morguna kaldırdılar. Cinli kardeşlerimle birlikte hastanenin onunde ne yapacağmızı bilemez bir hÂlde uzuntu icinde bulunuyorduk. O sırada bir araba ile makam mevki sahibi biri olduğu anlaşılan bir zat geldi. Herkes onu hurmetle karşıladı, sonradan oğrendik ki bu zat Medine’nin ileri gelen yoneticilerinden biri imiş. Hastane yetkililerine sordu:
- Bugun burada olen bir Cinli var mı?
- Evet, dediler.
Biz de meraklanıp,
-Biz O Cinli’nin arkadaşıyız. Neden sordunuz?” diye sorunca şu acıklamada bulundu:
-Dun gece Efendimiz ruyamda bana gorundu ve buyurdular ki,
‘Yarın burada bir Cinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin’
Bir anda her şey değişti. Muhammed’i morgdan aldılar, bir devlet yetkilisi defnedilir gibi defnedildi.”
__________________
Yarın Burada Bir Cinli Kardeşim Vefat Edecek
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Yarın Burada Bir Cinli Kardeşim Vefat Edecek
-
12-09-2019, 20:58:15