
Eğitimci-yazar-televizyon programcısı
1941’de Trabzon’un Of ilcesine bağlı Erenkoy’de doğdu. İlkoğrenimini Of’ta, Oğretmen Okulunu Trabzon’da, yuksek oğrenimini Samsun’da tamamladı.
1962’de, oğretmenliğinin daha ikinci yılında, kendi koyu, Erenkoy’de gercekleştirdiği eğitim devrimi o zaman Trabzon’da ve basında geniş yankı uyandırdı. Koye atandığı zaman okulda 2’si kız, toplam 52 oğrenci vardı. Okul dışında ise okullaşmamış 210 cocuk. O zaman bu cocukların coğu ya nufusa kayıtlı değildi, ya da yaşlarından cok kucuk yazılmışlardı. Şefik Asan yeni yururluğe giren 1961 Anayasası’nın ilkoğretimi, eskiye gore daha zorunlu kılan yaptırım gucunu de kullanarak, okul dışında bulunan 130’u kız, 80’i erkek olmak uzere 210 cocuğu okula aldı. Aradan gecen 45 yıl sonra bugun hÂl “Baba Beni Okula Gonder” kampanyalarının yapıldığı ulkemizde o zaman bu olay, Trabzon basınında ve eğitim cevrelerinde bir devrim diye nitelendirildi.
Koy oğretmenliği sırasındaki ikinci buyuk atılımı, bir dağ koyu olan (o zamanki adı Dağeteği idi) Erenkoy’e yol getirmekti. O tarihte Of ilcesinde sadece iki koye (onlar da merkez koyleriydi) yol gidiyordu. Erenkoy’u Of-Caykara şosesine bağlayacak yol tamamıyla dik kayalıkları delerek gececekti. O koyluyu birleştirdi, Almanya’da olan koylu işcilere mektuplar yazarak para desteği aldı ve hukumetten de makine yardımı temin ederek 1964’te işe başladı ve iki yıl icinde yolu koye ulaştırdı. O zaman, Of ilcesinde, boyle bir yerden yol gecirmeyi ancak Ruslar başarır (cunku işgal sırasında Rusların bolgede yaptığı yolların benzerini hÂl yapılamamıştı) diyerek olabileceğine inanmayanlar, bittiğinde bunu mucize diye karşıladılar. Milliyet Gazetesi’nin Trabzon muhabiri Omer Guner bunu boyle yorumlayarak gazeteye haber yapmıştı.
Şefik Asan’ın, Trabzon’da oğretmenken, 1972’de yonetimini genel merkez atamasıyla ele aldığı Halkevi ile başlattığı buyuk kultur atılımı altı ay icinde Trabzon’a hareket getirdi. Universitedeki gencleri de orgutleyerek, altı ay icinde ilde Halkevi tiyatrosunu kurdu, on kadar halk dansları grubu oluşturdu. Muzik grupları organize etti. Halkevi’nin yayın organı olarak yayına soktuğu DEYİŞ gazetesi 5000 adet basılıp butun koylere gonderildi. Cok değil, altı ay sonra, 1972 yılı Haziran ayında, Trabzon Kapalı Spor Salonu’nda gercekleştirilen muzik ve halk oyunları şoleni Trabzon’un kulturel cehresini değiştiren hareketin mutlu bir gostergesi oldu. Bu kultur hareketi kısa zamanda cevreye yayılarak 8 ilcede daha halkevi acıldı. Şefik Asan bir yıl sonra Halkevi başkanlığını Temel Aydınoğlu’na devrederek, 9 halkevinden oluşturduğu il koordinasyon kurulu başkanlığına gecti. 1973 Nisan ayında Ankara’da toplanan Halkevleri Kurultayı’nda, statukocu eski askerlerin genel merkez yonetimine karşı muhalefet eden tek grup, onun başkanlığındaki Karadeniz ekibiydi.
İstanbul’a taşındığı 1974 sonunda, 35 şubenin bağlı bulunduğu İstanbul Halkevleri İl Koordinasyon Kurulu’nun once genel sekreterliğine, ardından başkanlığına getirildi. 1975’de Ankara’da toplanan Halkevleri Kurultayı’nın divan başkanı oydu. 1977’deki kurultayda da genel yonetim kurulu uyeliği ve 1.Bolge temsilciliğine secildi. 1975-80 arası, onun yonetimindeki İstanbul halkevlerinden Pendik ve Bakırkoy şubeleri, katıldıkları uluslararası yarışmalarda Turkiye’yi başarı ile temsil ederek, birincilikler kazandılar.
1976 yılında İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın ve Buyukelci Mahmut Dikerdem’in onculuğuyle kurulan ve ulkenin en seckin entelektuellerini icine alarak faaliyete gecen Turkiye Barış Derneği yonetimi, Halkevlerindeki başarılarını fark ederek onu uye olmaya davet etti. 1978 ve 1980 genel kurullarında iki kez Barış Derneği yonetim kuruluna secildi. Bu gorevi 12 Eylul 1980’de tum demokratik kuruluşlarla birlikte Barış Derneği’nin de kapatılmasıyla sona erdi.
Şefik Asan 12 Mart 1971 Askeri mudahalesinden sonra, bir grup Trabzonlu aydınla tutuklanarak Ankara’ya goturuldu. O zaman basında adı -biraz da ironi katılarak- ‘Titrek Hamsi Hucresi’ olarak konulan ve aralarında Zulfu Livaneli, Ataol Behramoğlu’nun da bulunduğu 68 kişilik grup bir ay sonra serbest bırakılıp, daha sonra beraat etti. Ama 12 Eylul 1980 ihtilalinden sonra başlatılan Turkiye Barış Derneği Davası oyle kısa surmedi. Butun dunyayı ayağa kaldıran ve Askeri Cunta’ya zor anlar yaşatan Barış Davası uzun yargılamaların sonunda ulkenin en seckin aydınlarının mahkûmiyetiyle sonuclandı. Şefik Asan sekiz yıl hukum giyenler arasındaydı. Dava iki kez Askeri Yargıtay’a gidip gelerek sonunda beraatla sonuclandı, ama herkes yattığıyla kaldı.
Şefik Asan’ın yazı hayatı 1968 yılında Varlık Dergisi’nde cıkan bir makalesiyle başladı. 1972’de Yeni Ortam Gazetesi’nde “Depolama Diplomalama” başlığı altındaki eğitim sistemini eleştiren incelemesi bir hafta sureyle tefrika edildi. Aynı yıl başkanı bulunduğu Trabzon Halkevi’nin yayın organı DEYİŞ gazetesini, yalnız başına yayımlayarak iki yıl yaşattı. 1992-93 yıllarında Karadeniz Vakfı Genel Sekreteri iken VİYA dergisini yonetti. Aynı yıllarda, Milliyet Gazetesi’nde konuk yazar olarak koşe yazıları yazdı. Ceşitli edebiyat dergilerinde oykuleri yayımlandı.
İlk romanı KACIŞ Gendaş Kultur tarafından yayımlandı. İkinci romanı ŞİMDİ YAŞAMAK VARDI Heyamola Yayınları arasında cıktı. BARIŞ KULTURU adlı kitabı 2007 Dunya Barış Yılı kutlamalarından once yayımlanmak uzere hazırlandı.
Şefik Asan 2006 Ekim ayından beri Teknoloji Televizyonu’nda haftada bir yayımlanan KİTAP DUNYASI adlı programın yapımcılığını ve sunuculuğunu yurutuyor.
__________________