Nuh (a.s) asma kokleri dikmiş, geniş bir uzum bahcesi meydana getirmek istiyordu. Fakat diktiği kokler bir turlu yeşermek bilmiyordu. Nûh (a.s), "Acaba neden yeşermiyor?" diyerek tasalanıp dururken bir gun kendisine yaşlı bir ihtiyar kıyafetine burunerek lÂnetlik şeytan cıkageldi ve "Ey Allah elcisi!" dedi. "Eğer bağının yeşererek uzum vermesini istiyorsan izin ver de butun asma koklerinin diplerine şu yedi hayvanı keserek kanlarını akıtayım."

Bağının yeşerip de cil cil uzumler vereceğini duyan Nûh Peygamber, "bildiğiniz gibi yapın" diyerek şeytana izin verdi. Şeytan da şu yedi hayvanı kesti:

Arslanı
Ayıyı
Kaplanı
Cakalı
Kopeği
Horozu
Tilkiyi

İşte bunların kanlarını asmaların koklerine bir bir doktukten sonra, bağ yeşerdi ve uzum verdi. Boylece şeytanın ileri surduğu iddiası yerine gelmiş oluyordu. Daha once tek renkte olan uzumler adı gecen hayvanların kanlarıyla sulandıktan sonra tam yedi renge burunmuşlerdir.

İşte o yuzdendir ki icki kullanan kimsede şu yedi karakteri gormekteyiz. Her icki icen kimse sarhoşken; kendini aslan gibi cesur, ayı gibi kuvvetli, kaplan gibi ofkeli (kukremiş), cakal gibi konuşkan (uluyan) kopek gibi kavgacı (hırlayıcı), tikli gibi kurnaz ve intikamcı, horoz gibi otucu hisseder.
Hayatul Kulub

__________________