ZEKATI, TİCARET MALINDAN VERMEK DOĞRU MUDUR?




Zekat konusundaki onemli bir mesele de, zekatın ticaret mallarından verilmesidir...



Bugun sosyal hayat icinde pek cok kişi zekatını ticaret mallarının mislinden vermektedir.



Ebû Hanife’ye gore;


tuccar malının zekatını fakirlerin daha fazla yararına olacak paralarla verir.



İmam Muhammed’e gore ise;


tuccar malının kıymetini yaşadığı beldede en cok tedavulde dolaşan para ile belirler. Cunku bu hem daha kolay, hem de fakirlerin menfaatleri acısından daha munasiptir. Zira fakir, zekat parasıyla ihtiyacı olanları parayla alabilir.



Ticaret yapanların yıllık kazanclarının yuzde iki bucuğunu tedavuldeki parayla vermeleri gerekir.



Gunumuzde bazı kimselerin zekatını verirken, satılmayan, piyasası olmayan, değeri duşuk mallardan zekat verdiklerine şahit olmaktayız.


Oysa fakirin o anki ihtiyacı, zekat veren tuccarın sattığı ayakkabı, pantolon, gomlek, gıda gibi şeyler olmayabilir.



Cağımızda takas ve mubadele usulu olmadığı icin, mal değil, para fakirlerin ihtiyaclarını karşılamaktadır.



Tuccarlar da ticaret malları uzerinden mal değil, para kazanmaktadırlar. Bu nedenle tuccar, sattığı malı zekat olarak vermek yerine, kazandığının kırkta birini tespit etmeli ve nakit olarak fakirlere vermelidir.



Ayrıca KÂbil gibi, malın en kotusunden değil; HÂbil gibi en iyisinden vermeliyiz.



Bize zekat verme ibadetini farz kılan Allah’a hamdolsun...



Bu konudaya ŞÃ‚fiî mezhebinin yaklaşımını da vermek istiyoruz; zira avÂmın ekserisi bu iki mezheb arasındaki fetvaları karıştırmaktadırlar.


Ticarî malların zekatı, mal olarak mı yoksa o malın bedeli olan para olarak mı verileceği hususunda
uc goruş vardır.



Birinci goruş;


ticarî mallarının zekatını paradan (altın veya gumuşten) vermek farzdır.



Bu durumda ticaret mallarının bir kısmını zekat olarak vermek yeterli olmaz. Cunku ticarî mallarının bizzat kandileri zekata tÂbi mallar değildir. Onlara zekat duşmesinin nedeni; onlarla ticaret yapılmasından, onlar uzerinden para kazanılmasından dolayıdır.



Mal hangi paraya gore değerlendirilmişse, zekat da o para ile verilmelidir.



Bu goruş, Şafiî mezhebinin en yaygın olan goruşudur.



Cok da isabetlidir.



Cunku tuccar, ticaret malları karşılığında ne kazanıyorsa, zekatını da ondan vermelidir.


Zengin tuccarın kazanmaya calıştığı ve ihtiyac duyduğu para, fakirlerin de ihtiyacıdır.



İkinci goruş;


zekatın farz olmasının sebebi mal olduğu icin; zekat da maldan verilir.



Fakat ozellikle gunumuz acısından soylemek gerekirse, mal her ihtiyacı karşılamamaktadır.

Sadece o mala ihtiyacı olanların işine yaramaktadır. Fakir bir kişiye zekat olarak eşya verildiğinde o kişi, o malı satıp para kazanamaz.


Sozun burasında şu ibret tablosuna da dikkat cekelim..



Kendisine Ramazan ayında zekat olarak birkac teneke zeytinyağı yada diğer gıdalar gelen bazı fakirlerin ihtiyacından fazla olan kumanyaları pazarlarda sattıklarına şahit olunmaktadır.



Bu da, hazin bir goruntudur.



Ozellikle zengin tuccarların da gormesini ve ibret almasını dileriz.



Şafiîlerin bu konudaki ucuncu ve son goruşu de; tuccar isterse maldan isterse malın değeri uzerinden zekat verir.



Cunku zekat, hem mala, hem de paraya bağlanır.


Burada iki noktaya temas edelim; zekatın mal yada para olarak verilmesinde fakirlerin menfaati gozetilmelidir.



Bazı durumlarda fakirlerin ihtiyacı mal da olabilir.


Zekat mal olarak verilecekse, zekat verilecek kişinin ihtiyaclarının tespit edilerek zekat verilmesi gerekir.



Zenginler, cimrilik yapmak ve para vermemek icin dukkanındaki kıymeti duşuk, kusurlu ve piyasası olmadığı icin satılmamış mallardan zekat vermeye kalkmamalıdırlar.



Bu ucuncu goruşe gore, ticaret mallarının zekatı para olarak da verilebilir.



Hanefî mezhebinin goruşu de, yukarıda acıkladığımız gibi, tuccar malının kıymetini tedavuldeki para ile vermelidir.


Uc ana başlıkta tafsilini verdiğimiz goruşler ise, Şafiîlere aittir.



Allah’ın her şeyin en doğrusunu bildiğini belirtmekle beraber, tuccarın zekatını verirken fakirlerin menfaatlerini gozeterek vermeleri gerektiğini ifade edelim; bu da ozellikle gunumuzde malın kıymetinin para olarak verilmesidir.



Zira mubadele aracı paradır.



Allah hepimizi doğruya muvaffak kılsın…
(Amin)



Rica:


Lutfen kaynak gostermeden ‘kopyala-yapıştır’ yapmayalım!


(Yusuf Semmak)


__________________