Kuran’da anlatılan İslam’a karşı delil getirme cabasında olan mezhepci İslamcılar “Allah’a ve resulune itaat edin” şeklindeki ayetleri gosterip; Kuran’da “Allah’a ve resulune uymamız soyleniyor. Kuran’a uymak Allah’a uymaktır, hadislere uymak Peygamber’e uymaktır” demektedirler. Soz konusu ayetlerde Peygamberimiz hep “resul” kelimesi ile anlatılmaktadır. Kuran’da gecen “resul” kelimesinin tam karşılığı “elci” kelimesidir. (“Peygamber” Farsca kokenli bir kelimedir ve Kuran’da gecmez. Kuran cevirilerinde elci manasına gelen Arapca “resul” kelimesi “resul” veya “Peygamber” diye de cevrilir.) Bu kelime hem “Allah’ın elcisi”, hem de “herhangi bir elci” manasında kullanılır. “Resul” diye gecen kelimeyi “elci” diye cevirmek tam doğru bir ceviri olmaktadır. Nitekim bircok ceviri de boyledir:
Kim Allah’a ve elcisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.
24-Nur Suresi 52
Allah’a ve elcisine itaat edin ki merhamet olunasınız.
3-Ali Imran Suresi 132
“ELCİ” KELİMESİNİN KULLANILMASI HER ŞEYİ ACIKLIYOR
Belli bir yaşın uzerindeki kişilerin coğu “resul” kelimesinin manasını ve kullanılış tarzını bilirler, fakat genc neslin “resul” kelimesinin manasını bilememesi ihtimaline karşı yukarıdaki acıklamayı yaptık. (Kuran cevirilerinin yeni neslin anlayabileceği tarza adapte olması, Osmanlıca ve az anlaşılan kelimelerden arındırılması gerektiği ayrı bir yazı konusu olduğu icin bu konulara burada değinmeyeceğiz.) Yukarıdaki ayetlerde “resul” kelimesinin “elci” manasında olduğunu iyice anlamak, ayetin manasını da tam kavramayı sağlar.
Biz Peygamberimiz Hz. Muhammed’e niye uyarız? Cunku o, Allah’ın elcisidir. Yani Allah’ın mesajını alıp da getiren kişidir. Elcinin mesajı, Allah’ın gonderdiği mesajdır. O mesaja uyulunca hem Allah’a, hem de o mesajı getiren elciye uyulmuş olur. Aynı zamanda mesajın kendisine (Kuran’a) uyulduğunu soylersek, bu da doğru olur. Hz. Muhammed’e “elci” denmesinin sebebi, kendisinin olmayan mesajı taşımasıdır. Yani Allah, “resul” (elci) kelimesiyle; Hz. Muhammed’in, kendisinin olmayan mesajı taşıyan kişi olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlara, elciyi devreden cıkartıp Allah’a varmanız mumkun değildir, dersini vermektedir. İtaat edilmesi emredilen kişi olan elci, kendisi namına değil, gondericisi (Allah) namına konuşmaktadır. Bu yuzden “Ona (elciye) itaat, gonderene (Allah’a) itaattir” mantığı, Kuran’ın bu ayetleriyle verilmektedir. Allah’ın elci yollaması, bizle irtibat kurmak icin sectiği yegane yoldur. Elci mesajı insanlara ileteceği, O’na davet edeceği icin elciye itaat onu gonderene (Allah’a) itaat olacaktır.
Elciye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.
4-Nisa Suresi 80
İnsanlar, Allah’ın mesajı Kuran’ı, Hz. Muhammed’in (elcinin) ağzından duydular. Kuran her insana ayrı ayrı vahiy edilmedi ki! Peygamberimiz’in getirdiği mesaja uymayan bircok insan “Bu insan sozudur” veya “Biz bir insana mı uyacağız” şeklinde Peygamberimiz’e karşı cıkmışlardır. Oysa Allah “Allah’a ve elcisine itaat edin” ayetleriyle; Hz. Muhammed’e, elciliği yuzunden, o mesajın gercek sahibi Allah olması yuzunden uyulacağını gostermektedir. Yani Allah, “Allah ve elcisine itaat edin” ayetleriyle, gercek anlamda uyulanın bir tek Allah olduğunu gostermektedir, bu da 4-Nisa Suresi 80. ayette bir daha anlaşılmaktadır. Yoksa, Allah Kuran ile hukumler koydu, Peygamber hadislerle ilave hukumler getirdi, Allah ve elciye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri acıklamak, dinimizi, Allah ve Peygamber ortak yapımına cevirmek olur. Mezhepci bir din anlayışını benimseyenlerin bu hatasını, bircok eserde gorebiliriz: “Peygamberimiz dinimizde hukum koyucudur. Haram ve helali tespit eder” [Ali Osman Kockuzu, Rivayet İlimlerinde Haberi Vahitlerin İtikat ve Teşri Yonlerinden Değeri, s. 108]. Oysa Kuran’da Allah dışında hukum koyucu aranmaması soylenir:
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hukum koyucu mu arayayım?
6-Enam Suresi 114
“MUHAMMED” İSMİNİN KURAN’DA KULLANILIŞ TARZI
Diğer bir ilginc nokta da Kuran’da, Peygamberimiz’in ismi olan “Muhammed”in gectiği 4 ayetten 3’unde de “Muhammed’in elci olduğu”nun vurgulanmasıdır:
Muhammed yalnızca bir elcidir.
3-Ali İmran Suresi 144
Muhammed Allah’ın elcisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.
33-Ahzab Suresi 40
Muhammed Allah’ın elcisidir.
49-Fetih Suresi 29
Kuran’da “Muhammed” isminin gecip elciliğin vurgulanmadığı tek ayette ise “Muhammed’e indirilene inanılması” yani Kuran’a inanılması gerektiği soylenir:
İman edip, salih işler yapanlar ve Muhammed’e indirilene -ki, O Rableri’nden bir gercektir- iman edenlerin kotuluklerini ortup bağışlamış, durumlarını duzeltmiştir.
47-Muhammed Suresi 2
Peygamberimiz’in Muhammed ile aynı koke sahip “Ahmed” ismiyle (veya sıfatıyla) gectiği tek ayette ise “Ahmed’in elciliği” vurgulanır:
Hani Meryem oğlu İsa da “Ey İsrailoğulları, ben sizin icin Allah’ın elcisiyim. Benden onceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonraki ismi Ahmed (ovulmuş, oven) olan bir elcinin de mujdeleyicisiyim” demişti.
61-Saff Suresi 6
Daha evvel gorduğumuz gibi Kuran’da hicbir yerde “Allah’a ve Muhammed’e itaat edin” diye bir ifade bulunmaz. Kuran’da surekli “Allah’a ve elcisine itaat edin” şeklinde bir ifadenin gecmesi; Hz. Muhammed’e, ancak elcilik vazifesinden dolayı itaat edilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. “Muhammed” isminin gectiği tum ayetlerde (biri haric) elciliğinin vurgulanması, tek istisna ayette ise “Muhammed’e indirilene (Kuran’a) uyulması gerektiği”nin soylenmesi, tum yanlış anlamalara kapıları kapatmıştır.
PEYGAMBER SADECE KURAN’LA EVRENSEL HUKUMLER GETİRİRDİ
Peygamber sadece Kuran’la evrensel hukumler getirirdi. Peygamber’e Kuran ayetleri gelmediğinde ise Peygamber’in bir şeyler uydurmasını istediler. Oysa bunun mumkun olmadığı, Peygamber’in sadece vahye uyduğu, aşağıdaki ayetlerden anlaşılır:
De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutuyorum.
21-Enbiya Suresi 45
Onlara bir ayet getirmediğin zaman, “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki: “Ben sadece Rabbim’den bana vahiy edilene uyuyorum. Bu, Rabbiniz’den olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum icin doğruya iletilme ve rahmettir.”
7-Araf Suresi 203
Allah, bircok ayette Kuran’ı indirdiğini, Kuran’ı vahyettiğini soyler. Aşağıdaki ayette goreceğiniz gibi Peygamber’in resulluk (elcilik) vazifesinin temeli Kuran’ın tebliğ edilmesidir. Eğer Peygamberimiz bunu yapmasaydı, elcilik vazifesini yapmamış olacaktı. Elcinin vazifesi Allah’ın indirdiğini tebliğ etmek ise, elciye itaat de Allah’ın indirdiğine itaat olacaktır.
Ey elci! Rabbin’den sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elciliğini tebliğ etmemiş olursun.
5-Maide Suresi 67
De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam icin bana bu Kuran vahyedildi.”
6-Enam Suresi 19
HZ. İBRAHİM’İN HADİSLERİ NEREDE?
Kashif Ahmed Shehzada, Allah’a ve elciye itaatten kastın; Allah’ın elcisiyle gonderdiği mesaj olan Kuran’a uymak olduğunu soyler ve Kuran’da aktarıldığı gibi Peygamberimiz’in bizim icin ornek olduğunu, fakat Peygamberimiz’e dair bilgiler icin de tek gecerli ve yeterli kaynağın Kuran olduğunu soyler. Shehzada, Mumtehine Suresi 4. ayeti ornek gostererek şoyle der: “Aşağıdaki ayet, Hz. İbrahim’in orneğini geleneklerin ve ona atfedilen sozlerin arasından sececeğimizi mi soyluyor? Hayır, bu ayet oyle soylemiyor. Ayette anlatılmak istenen Hz. İbrahim’in davranışının ve tavrının, Kuran’da acıklanan şeklinin inananlar icin ornek olduğu ve inananların onun orneğinde olduğu gibi hareket etmeleri gerektiğiydi.” (Kashif Ahmed Shehzada, Dinin Kaynağı Olarak Kuran Yeter Mi?).
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size guzel bir ornek vardır.
60-Mumtehine Suresi 4
Eğer Peygamberimiz’i ornek almaktan kastın, hadislere ve Peygamber’in kavminin geleneklerine uymak olduğu soylenirse; o zaman İbrahim Peygamber’i ornek almamızı soyleyen ayete gore, İbrahim Peygamber’in kavminin geleneklerini oğrenmemiz ve İbrahim Peygamber’in hadislerini de bulmamız gerekmektedir. Oysa durum Shehzada’nin dediği gibidir. Peygamberimiz’in de, İbrahim Peygamber’in de davranış şekilleri Kuran’da anlatılır ve ornek almamız istenen bu davranışlardır.
Peygamber’in vahiy olan Kuran dışında Allah’a karşı bir şeyler uydurması icin cabalar daha Peygamber hayattayken başlamıştır. Peygamberimiz hayattayken buna engel olmuştur, fakat Peygamber’in vefatından sonra, hele bir de dort halife donemi de gecince, Peygamber’in doneminde başlayan vahiy dışında uydurmalar oluşturma cabaları ne yazık ki gorduğumuz kotu sonucları doğurmuştur.
Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman icin seni fitneye duşureceklerdi.
17-İsra Suresi 73
KURAN AYETLERİNDE ANLATILANLARA UYMAK ELCİYE UYMAKTIR
Kuran Allah’ın kitabıdır, fakat insanlar onu Hz. Muhammed’in (elcinin) sozu olarak, onun ağzından duydular. Kuran’ın aşağıdaki ayetlerinde gecen ifade tarzları, bu mantığı daha iyi kavramamızı sağlamaktadırlar:
Allah ve elcisinden kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz muşriklere bir ultimatomdur bu.
9-Tevbe Suresi 1
Bir de Allah ve elcisinden insanlara Buyuk Hac Gunu bir duyuru var.
9-Tevbe Suresi 3
Gorulduğu gibi, Allah’ın kendisinden ve elcisinden ultimatom olduğunu, duyuru olduğunu soyledikleri aynı zamanda Kuran ayetleridir. Aynı mantığı Kuran’ın başka yerlerinde de gorebiliriz. Orneğin; 4-Nisa Suresi 13. ayete kadar miras ile ilgili hukumler anlatılır, 13. ve 14. ayet ise şoyledir:
13- Bunlar Allah’ın sınırlandır. Kim Allah’a ve elcisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte buyuk kurtuluş ve mutluluk budur.
14- Kim Allah’a ve elcisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa, onu da icinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun icin alcaltıcı bir azap vardır.
4-Nisa Suresi 13,14
Allah 13. ayete kadar hukumlerini anlatırken, 13. ve 14. ayetlerde bunlara uymak; Allah’a ve elcisine uymak olarak gosterilmektedir. Ne yazık ki Kuran’ı iyice araştırmadan, iyice duşunmeden, ayetleri sırf kendi fikirlerini doğru cıkartmak icin cekiştirenler, bu ayetleri gormezlikten gelmiş ve ileri surdukleri fikirlerle dini, Allah ve Peygamber ortak yapımı bir şirkete; Peygamber’i, Allah’ın hukumlerine hukum katan, Allah’ın hukumlerini gerektiğinde nesh eden (silen) bir şahsa donuşturmuşlerdir. İcine duştukleri bu celişkiyi fark eden bazı mezhepciler acmazlarını kapamak icin daha da vahim bir iddiaya kalkışmışlardır. Bu iddiaya gore Peygamber’in mevcut hadis kitaplarındaki hadisleri de vahiy neticesidir. Daha onceki bolumlerden hadislerin Kuran’la, mantıkla, kendi aralarında, bilimle, insafla celiştiklerini gorenler bu iddianın korkuncluğunu anlarlar. Bu iddia ile Peygamber’e atılan iftiralar, Allah’a iftiralar atmaya donuşturulmuş olur. Yine bundan onceki bolumlerde gorduğumuz gibi Peygamber bir tek Kuran’ı yazdırmıştır. Madem Kuran dışında uyulması gereken kaynaklar, vahiyler vardı; o zaman Peygamber onları neden yazdırmadı? Aşağıdaki ayete gore Peygamber’in uyduğu vahiy Kuran’dır. Din duşmanlarının değişmesini istedikleri de Kuran’dır. Kuran dışında dini kaynaklar olsa Peygamber de onlara uyardı, din duşmanlarıysa onların da değişmesini isterlerdi:
Onlara ayetlerimiz apacık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: “Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.” De ki: “Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mumkun değildir. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. Eğer Rabbim’e isyan edersem buyuk gunun azabından korkarım.”
10-Yunus Suresi 15
PEYGAMBERİN DE HATALARI OLABİLİR
Peygamber Allah’ın vahyi olan Kuran’a uyar. Gundelik hayatta Peygamber’in bazı hatalar yapması bile mumkundur. Kuran’da Peygamber’in hatalarının belirtilmesi, Peygamber’in Kuran dışındaki her sozunu, her hareketini vahiy olarak gostermeye calışan iddiayı yalanlar.
... İnsanlardan cekinerek Allah’ın acığa vuracağı şeyi icinde saklıyordun. Oysa Allah kendisinden cekinmene daha cok layıktı.
33-Ahzab Suresi 37
Allah seni affetsin, doğru soyleyenler sana acıkca belli oluncaya ve yalancıları da oğreninceye kadar niye onlara beklemeden izin verdin?
9-Tevbe Suresi 43
1- Surat astı ve yuz cevirdi
2- Kendisine o kor geldi diye
3- Nereden biliyorsun belki o temizlenip arınacak
4- Veya oğut alacaktı da, bu oğut kendisine fayda verecekti.
5- O kendisini her turlu ihtiyacın ustunde gorene gelince
6-Ki sen ona yoneliyorsun
7- Sana ne onun arınmasından
8- Ama koşarak sana gelen var ya
9- Odur ici titreyerek korkan
10- Sen ona aldırmıyorsun
11- Hayır, cunku o bir oğuttur…
80-Abese Suresi 1-11
Ahzab Suresi’ndeki ornekte, Peygamber’in ozel hayattaki bir durumda insanlardan cekinmiş olduğu ve boyle yapmaması gerektiği anlatılır. Tevbe Suresi’nde, Allah uğrunda mucadele ederken Peygamber’in yanlış tutumu, yanlış taktiği gosterilir. Abese Suresi’nde ise inkarcı bir kişiye dini anlatmak uğruna, Peygamber’in kor bir kişiye vakit ayırmadan aynı kişiyi ikna etmek icin uğraşına devam etmesi anlatılır. Abese Suresi’nde Peygamber’in bu davranışı duzeltilir ve boyle davranmaması soylenir. Gorulduğu gibi bu uc ornekte; hem Peygamber’in hatalı uc davranışı duzeltilmiştir, hem de Peygamber’in Kuran dışındaki her sozunun vahiy olması gibi sacma bir iddianın zemini yok edilmiştir.
“Peygamber’in sunneti” başlığıyla oyle izahlar yapılmıştır ki; bu izahlara gore Peygamberimiz’in Peygamberlikten onceki durumu bile sunnete delil oluşturmaktadır. Sibai’nin, “Sunnet” kitabı, sayfa 47’de şu izah yapılır: “Peygamberimiz’e dair her ne izah nakledilmiş ve rivayet edilmiş ise; ister Peygamberlik’ten oncesi ile ister Peygamberlik’ten sonrası ile ilgili olsun sunnet kapsamı icindedir.” Oysa Kuran’da Peygamberimiz’in Peygamberlikten onceki durumu şoyle anlatılır:
Seni sapmış bulup da doğru yola iletmedi mi?
93-Duha Suresi 7
İşte boylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin.
42-Şura Suresi 52
Ayetlerde, Peygamberimiz’in daha evvel yanlış bir yolda olduğu; kitabı, imanı bilmediği acıkca soylenir. Peygamber’in imanı bilmediği donem, nasıl olur da ornek olur. Nasıl din diye insanlara takdim edilebilir? Hic şuphesiz bu iddialar, Kuran’ın yukarıda gorulen ayetleri ve daha bircok ayeti ile celişiktir. (Kitabın bir sonraki bolumunde aynı konuyla ilgili ilave izahlar bulunabilir.) Peygamber’e Kuran’ın bir benzerinin, mislinin verildiğine dair izahlar da Kuran’a ters duşen izahlardır. İnsanların yazdıkları hadis kitaplarını, Allah’ın kitabı Kuran gibi dinin kaynağı olarak gosterenler, şu ayeti iyice okumalıdırlar:
Kitabı kendi elleriyle yazıp sonra az bir değer karşılığında satmak icin “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun. Vay elleriyle yazdıklarından dolayı onlara, vay kazanmakta olduklarına!
2-Bakara Suresi 79
KURAN’IN BİR BENZERİ YOKTUR
De ki: “And olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini getirmek uzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini yine de meydana getiremezler.”
17-İsra Suresi 88
Allah, Kuran’ın bir benzerinin oluşturulamayacağını soylerken; mezhepci İslamcılar, Peygamber’in hadislerinin de Kuran’ın bir benzeri olduğunu soylerler. (Bakınız: Ebu Davud, Kitabı Sunen, Hadis No: 4604) Madem Peygamber’de bir benzeri var, niye Peygamber onu yazdırıp insanları aydınlatmadı? Yoksa Buhari, Muslim gibi kitapların Kuran’ın bir benzeri olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Buraya kadar Buhari ve Muslim’den incelediğimiz hadisler, bu iddianın vahimliğini ortaya koymaya yeter.
Ey Peygamber! Allah’ın sana helal kıldığını eşlerini memnun etmek isteyerek neden haramlaştırıyorsun?
66-Tahrim Suresi 1
Tahrim Suresinin bu ayetine gore, Peygamber’in sadece kendisine bile bir şeyi haramlaştırması mumkun değilken, diğer insanlara ilave haramlar yaptığını soylemek hicbir şekilde Kuran’la bağdaşmaz. Kuran’ı bir butun olarak anlamaya yanaşmayan gelenekci-mezhepci zihniyet, Kuran’ın tek bir ayetini alır ve Kuran’ın butunluğunu hice sayarak ayeti duşunmeden cekiştirir.
HİKMET KURAN’DADIR
Nitekim Biz, size aranızdan ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitabı ve hikmeti oğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elci gonderdik.
2-Bakara Suresi 151
Kimileri de bu ayetteki “hikmet” kelimesi ile sunnetin, hadislerin kastedildiğini; boylece Kuran’a hadisler ile ilaveler yapılabileceğini soylemişlerdir. Oysa “hikmet” kelimesinin “sunnet” ve “hadis” gibi bir manası olmadığı gibi, bu kelimeyle Kuran dışında bir kaynak oluşturulabileceğine dair bir delil de yoktur. Aksine hikmetin Kuran’da olduğuna dair bircok ayet vardır:
Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmetli kitabın ayetleridir.
10-Yunus Suresi 1
And olsun hikmetli Kuran’a.
36-Yasin Suresi 2
Şuphesiz o (Kuran), bizim katımızda olan ana kitapta mevcuttur.
Yuce ve hikmet doludur.
43-Zuhruf Suresi 4
Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları ve emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şoyle denilmektedir:
Bunlar, sana Rabbin’in hikmet olarak vahyettikleridir.
17-İsra Suresi 39
İsra Suresi’nin 39. ayetine kadar bahsedilenler (yani Allah’ın hikmet olarak vahyettikleri) şunlardır: Allah’la beraber başka ilahlar edinmemek (22. ayet). Allah’tan başkasına kulluk etmemek, ana babaya iyi davranmak (23. ayet). Anne babaya gerekli şekilde davranmak (24. ayet). Rabbimiz’in ic dunyamızı bildiği (25. ayet). Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını vermek, israf etmemek (26. ayet)…
Gorulduğu gibi, gerek Peygamber’in sunneti adına, gerek hikmet adına Kuran’a muracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (sunnet) icin de, hikmet icin de tek guvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın Kuran’daki sınırları; hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elciye (Peygamberimiz’e) itaattir. Kuran, Peygamber’in ağzından duyulmuştur. Zaten bircok Kuran ayeti de Peygamber’e “De ki” emriyle başlar. Kuran, Allah’ın elcisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in getirdiği Allah’ın mesajıdır. Peygamber’in tum cabası da bu mesajın kılavuzluğuyla insanlara rehberlik etmek olmuştur. Bu yuzden aslen Allah’ın olan bu mesaja uymak; hem gondericisi Allah’a, hem getiricisi elciye uymaktır. Allah’ın dini Kuran’la tamamlanmış olmuyorsa, o zaman Kuran’ın fonksiyonu nedir? Allah neden Kuran ile dini yarım bırakıp, diğer kısmını belirsiz kaynaklara bıraksın? Allah’ın dine ilave etmek istediği şeyler olsaydı; Kuran’ı iki veya uc kat daha kalın yapıp, bu sorunu cozebilirdi. Oysa Kuran, kendisinin detaylı olduğunu soylemektedir. Gecmiş kavimlerin başına gelenleri tekrarla anlatan Kuran, kendi iceriğinin dışında din adına gerekli olan ilave bilgiler olsaydı, onları da icerirdi. Kuran’ı inceleyenler binde bir rastlanma ihtimali olan konularda bile Kuran’ın gerekli izahları yaptığını gorurler. Orneğin zorda kalıp kan, leş, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvandan başka bir şey bulamayanların, bunları haddi aşmadan yiyebileceği acıklanır ki; bu durum binde bir kişinin başına, hayatında ancak bir kez gelebilecek bir olaydır. Peki, o zaman Kuran’ın gundelik yaşamda sık sık karşımıza cıkacak, her gun uygulanacak bilgileri eksik bıraktığı nasıl duşunulebilir? Kuran bu bilgileri acıklamamışsa, bu detaylar gereksizdir ve dinin bir bolumu veya evrensel şartı değildir.
ELCİ VE EMİR SAHİBİ, DİNİN SAHİBİ YAPILIRSA
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, elciye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa duşerseniz, Allah’a ve ahiret gunune inanıyorsanız; onu Allah’a ve elciye arz edin.
4-Nisa Suresi 59
İnsanlar topluluklar halinde yaşarlar. Bu toplu yaşamda; ortak kararı, ortak prensipleri, kimi durumlarda ortak orduyu, savaş ve barış kararı gibi kritik kararları da hayata gecirmek gerekir. Elci (Hz. Muhammed) kendi doneminde toplumun başı olarak bircok kritik kararı alırdı. Bunlara da uymak gerekirdi, cunku Hz. Muhammed o donemde hem elci, hem de “emir sahibi” (ulul-emr) olarak toplumun başıydı. Ayrıca kendinin altında başka “emir sahipleri” (vali veya ordu komutanları gibi) atarsa, bunlar da yonetimde gorev ustlenmiş olurlardı. Peygamber’in vefatından sonra Muslumanlar’ın iclerinden sececekleri kişi veya kişiler, bu vazifeyi yerine getirebilir ve onlara da itaat gerekir. Fakat bu itaat, hicbir zaman Allah’ın hukumlerine ilave hukumler yapılması manasına gelmez, ancak duzenin sağlanması gibi fonksiyonları icerir. Cunku Kuran’dan; Kuran’ın her şeyi acıkladığını, detayları verdiğini ve dinin Kuran’a eşit olduğunu anlıyoruz. Eğer elciye itaatten ve emir sahiplerine itaatten; ilave farz veya haram yetkisi anlaşılsaydı, ortaya şu mantıksız tablo cıkardı. Yenmesi haram olanları ornek olarak ele alalım, Kuran’da 1- Leş, 2- Kan, 3- Domuz eti, 4- Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar haram kılınmıştır. Elciye itaatten kasıt, elcinin ilave haramlar getirmesi olsaydı, elci; 5- Midye, 6- Karides, 7- Eşek eti şeklinde haram listelerini genişletebilirdi. Nitekim mezhepciler bunu iddia etmektedirler. Peki, o zaman bir donem Sunni Muslumanlar’ın halife olarak emir sahibi kabul ettikleri Yavuz Sultan Selim; 8- Tavuk, 9- İnek eti, 10- Palamut balığı şeklinde bu listeyi uzatıyor olsaydı ve “Elciye itaat ayetleriyle, bunları haram kılıyorsanız, emir sahibine itaat ayetiyle de, ben bunları aynı mantıkla, aynı şekilde haram kılıyorum” deseydi, ne derdiniz? “Elciye itaat edin” anlamındaki ayetlerle, Kuran’ın hukmunun iptal yetkisinin (neshin) Peygamber’e verildiği şeklindeki iddiayı hatırlayalım (25. bolumdeki nasih mensuh konusunu hatırlayın). O zaman biri cıkıp, aynı mantıkla, “Emir sahibi de kendinden evvelki dini hukumleri değiştirebilir” iddiasında bulunur ve emir sahibi “Zinayı, hırsızlığı helal yapıp; namazı orucu kaldırıyorum, bunlar da benim neshlerim (iptal yetkisini kullanmam)” derse, ne diyeceksiniz? Bunun icin “emir sahiplerine itaat edin” diyen ayeti cekiştirip, kendini Allah gibi dini hukum koyucu mertebesine cıkarırsa sonuc ne olur? Eğer “elciye itaat” ile elci ilave helaller, haramlar ve iptaller yapabiliyorsa; o zaman benzer ifadeye sahip ayetle emir sahiplerinin (yoneticilerin) de aynı yetkiye kavuşmaları gerekirdi! Gorulduğu gibi Kuran’ı bir butun şeklinde kabul etmeden cekiştirmeye kalkmanın sonu felakettir.
ALLAH’A İTAAT = KURAN’A İTAAT = ELCİ’YE İTAAT
Kuran’ın anlattığı İslam’a inanan her Musluman, elciye (Hz. Muhammed’e) itaatin gerekliliğini bilir. Kuran’ın takipcisi Muslumanlar, bu yuzden, Allah’a ve elcisine itaat edilmesini soyleyen ayetlerin kendilerine karşı delil gosterilmesini cok garip karşılarlar ve bu iddiayı yapanların Kuran’ı bilmediğini veya cekiştirdiğini kavrarlar. Kuran’ın takipcisi Muslumanlar’a gore, elciden bize miras kalan ve elcinin bize miras olarak bırakmaya calıştığı yegane kaynak Kuran’dır. Kuran yeterlidir, bizi ilgilendiren yegane vahiydir ve Peygamber’in başka bir kaynağı yazdırmaması da Kuran’ı yegane kaynak olarak bıraktığının delilidir. Hadis kitabı diye toplanmış kitaplar ve dini, Kuran ile Kuran’dan kat kat fazla hadisin şirketsel oluşumlarının bir neticesi olarak gosteren mezhepci kitaplar; Peygamberimiz’e iftiralarla doludurlar. Kuran’ı tek kaynak kabul edip tum bu kaynakları reddetmek, din adına tek otoriteyi Kuran’a (Allah’ın mesajına) vermek; hem mesajın sahibi Allah’a, hem mesajı getiren elciye itaat etmek demektir. İnşallah, bu izahlar, Allah’a itaati, Kuran’a itaati ve elciye itaati ayırıp adeta din adına ayrı ayrı otoriteler varmış gibi gosterenlerin mesajın sahibini, mesajın kendisini ve mesajı getirip duyuran elciyi birbirlerinden ayırmalarını onler. Mesajın sahibi Allah’la goruşemeyeceğimiz ve mesajı getiren elci vefat ettiği icin bize kalan mesajın kendisi olan Kuran’dır. Mesajla yetinmemiz ve mesaja guvenmemiz, sorunları cozmeye yetecektir.
Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?
29-Ankebut Suresi 51
__________________
ElCİye (resule, peygambere) İtaat ne demektİr?
Dini Sohbetler0 Mesaj
●44 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- ElCİye (resule, peygambere) İtaat ne demektİr?
-
12-09-2019, 12:06:44