"Goklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O'na ibadet et ve O'na ibadette kararlı ol. Hic O'nun adaşı olan birini biliyor musun? " (Meryem Suresi, 65)

"Kararlılık", bir konuda sebat gostermek, sonuca ulaşmada hicbir engel tanımamak ve azimle gayret ederek her ne olursa olsun yapılması gerekenleri yerine getirmek anlamına gelir. Yukarıdaki ayette gecen kararlılık kelimesi de bu anlamda kullanılmıştır. Allah Muslumanlardan sadece ibadet etmelerini değil, aynı zamanda ibadette kararlı olmalarını istemektedir. Ancak bazı insanlar ibadette kararlı olmayı cok kısıtlı değerlendirirler. Cunku ibadet kelimesinin sadece namaz, oruc, hac, zekat gibi kişinin uzerine farz olan hukumler anlamına geldiğini zannederler. Halbuki ibadet, kulluk anlamına gelir. Yani insanların kul olarak Allah icin yaptıkları her eylem, konuşma, hal ve tavır birer ibadettir. Namaz bir insan icin nasıl onemli ve farz olan bir ibadetse, aynı şekilde ofkeyi yenmek, guzel soz soylemek, insanları uyarıp korkutmak, zanda bulunmamak ya da tartışmacı olmamak da bir ibadettir. Bu nedenle Allah'ın "ibadette kararlı ol" emri hem fiili ibadetler hem de ahlak icin gecerlidir.

Ancak ayetlerde Muslumanlara dinlerinde kararlı olmaları emri verilirken, dikkat cekilen bir nokta daha olmuştur. Bu da Muslumanların kararlılığının deneneceğine dair yapılan acıklamalardır. Ayetler gecmişte yaşayan Muslumanların ve peygamberlerin hayatlarından kesitler sunarken, sık sık onların imanlarının ve kararlılıklarının denendiği olaylardan ornekler verir. Cunku bu tip zamanlar, Muslumanların Allah'a olan bağlılıklarını ve sadakatlerini ispat edecekleri değerli fırsatlardır.

Allah Muslumanların dinlerine olan bağlılıklarının denendiği zamanlara dair en cok, inkarcıların sozlu ya da fiili saldırı anlarını ornek verir. Ya da Muslumanlara iftira atıldığı, insanların topluca yuz cevirdiği, bir hastalık dokunduğu, aclık, susuzluk, yorgunluk olduğu, zor ve tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalındığı ve ozellikle kişinin canının risk altına girdiği anlar ornek olarak verilir. Bu tip durumlar Muslumanların Kuran ahlakını yaşamada ve yaşatmada sebat edeceği durumlardır.

Bir de Allah'ın buyuk bir bolluk, sağlık, dinclik, zenginlik veya iktidar verdiği durumlar vardır ki, bu zamanlar da kişinin gevşekliğe duşmeyeceği ve din ahlakını yaşamadaki kararlılığını gostereceği cok değerli zamanlardır. Yani Muslumanlar hem zorluk hem de kolaylıkla denenirler. Her iki durum da Muslumanların tavırlarında olumsuz bir değişikliğe yol acmaz.
__________________