APARTMAN VE SİTE YAŞAMI VE SOSYAL SORUNLARIMIZ:


Apartman, site gibi ortak yaşam alanlarında salt coğunluğun oylarıyla kararlar almak, bu karara -haklı olarak- karşı cıkanlara maddi ve manevi acıdan zulumdur. Oysa umumî işlerde butun kararlar, meşru ve mubah konularda ve oybirliğiyle alınmalıdır; kimseye maddî veya manevî acıdan haksızlık yapılmamalıdır.

Ornek olarak verdiğimiz site yonetimini ele alalım.. Site yonetimi apartman ve site yonetim programıdır. Siteye ait genel giderlerin belirlenmesi ve bu giderlerin site uyelerine oturdukları dairenin metre karesi cinsinden pay edilmesi esasına gore calışır. Bu ortak giderler coktur ve ceşitlidir. Bu giderlere yenileri de eklenebilir. Giderlerden bir kısmını ifade edelim: Ortak kullanım alanları adına yapılan masraflar, tadilatlar, onarımlar, bakımlar, blokların ve bahcelerin guzelleştirilmesi ve estetiği, cevre duzenlemeleri, hizmetli maaşları.. Bu genel başlıklar altında sayısız yukumlulukler mevcuttur. Tesislerde bekci evi, aydınlatma direkleri, trafo merkezi, bahce duvarları, bahce sulama devreleri vb bakım, onarım, duzenleme koruma ve yenileme giderleriyle ortak tesislerin işletme giderleri, su motoru, coplerin alınması, cevre aydınlatılması, garajların aydınlatılması, kapıcı, bekci, guvenlikci, bahcıvan maaşları ve onlara ait masraflar, diğer apartmanları ilgilendirmeyen kendi apartmanına ait yakıt gideri, catı onarımı, catıdaki muşterek TV anteni bakımı, apartmanın kalorifer kazanı, hidroforu, asansor bakımı vb giderler, apartman giderleri icin tahsil edilen sabit aylık, yonetici maaşı, apartmanların yapımı esnasında muteahhitlerce yapılmamış, eksik bırakılmış yada ucuz malzeme kullanılmış zarurî gereksinimlerin yapımı ve tamamlanması (kalorifer tesisatı doşenmesi, ic yada dış yalıtım yada straforu vb) ve onarımı gibi mukellefiyetler ile normal ve olağan toplantılarla alınan kararlardan doğan yukumlulukler.. Zira Kat Mulkiyeti Kanununa gore; luzumu halinde yonetici, denetici veya daire sahiplerinin ucte birinin yazılı cağrısı uzerine olağanustu toplantılar yapılabilir. Apartman kat malikleri kurulu her sene Mayıs ayının ilk yarısında; site kat malikleri kurulu ise 2. yarısında toplanır. Ayrıca daire maliklerinden hicbiri ortak yerler uzerindeki kullanma hakkından vazgecmek veya bunlardan yararlanmağa luzum ve ihtiyac duymadığını ileri surmek sûretiyle gider veya avans payını odemekten kacınamaz. Sonuc olarak kat mÂliklerince secilen site yonetiminin KMK’a gore almış olduğu kararlara azınlığın itiraz etmesi yada o yukumluluklerden feragat etmesi mumkun değildir. Ortak yaşam alanlarında cok seslilik olacağı icin, bir meselede herkesin aynı goruşte olması imkÂnsızdır. Ortak ilişkilerin ruhunu ortak menfaatler oluşturduğu icin, alınan kararlar yada istekler ekonomik yukumlulukler gerektirmektedir. Herkesin de aynı gelir duzeyinde olamayacağı, maddiyata tekabul eden bazı kararların bazı kişilerce ihtiyac kabul edilmeyebileceği yahut da bazı işlerin israf yani haram olabileceği icin –ekonomik durumu elverse dahi- kişisel inancı itibariyle bu işe katılmak istemeyebilir; işte bu durumlarda ortak kararlar alınmışsa, apartman ve site sakinlerinin ortak menfaatlerinin gozetilmesi esastır. O kararlara muhalif olmak bir anlam ifade etmez! İşte haklı olarak muhalif duruş ortaya koyanlara, şer’an ihtiyac olmayan o işin sorumluluğunun yuklenmesi zulumdur ve kul hakkını muciptir.

Sosyolojik yonden incelendiğinde; ozellikle manevî acıdan insan vicdanını rahatsız eden uygulamalara oldukca cok rastlamaktayız. Sosyalleşme, medenî olmanın yani şehir hayatını benimsemenin doğurduğu bir sonuctur. Sosyoloji yani toplum bilimi; insan ve toplum arasındaki ilişkileri ve etkileşimi ele alır. Kişinin sokakta karşılaştığı farklı bireylerle ilişkilerinden kuresel ilişkilere kadar geniş bir yelpazesi vardır. Bu bilim, fertlerin, grup ve kurumların toplum icinde nasıl yaşadıklarına odaklanır ve inceler. Sosyoloji (Sociology) Yunanca “bilim” anlamına gelen “logy” eki ve genel anlamda insanı işaret eden uye, yoldaş, arkadaş yada dost anlamındaki, “socius” kelimesinden gelen “socio” kokunden oluşur. Yani teorik olarak bakıldığında, insanların hak ve hukukunun gozetilerek, aynı ortak alanları dostca paylaşmalarını ongorur. Pratikte ise hic bir cÂhiliyye toplumunda sosyal adalet tam manasıyla tesis edilemez. Arapca’da ise ilmu’l ictimÂ’ diye ifadesini bulur. Toplumsal işlerin yurutulmesi ve duzenlenmesinde yetkili mercilerin etkisi bilinen bir durum olmasına rağmen; fertlerin kişilik ve inanclarının da yaşam tarzlarında etkin olduğu gerceği bilinmektedir. İnsan sosyal bir varlıktır ama sosyal ilişkilerdeki duruşunda inanc ve ideolojiler etkindir. Musluman da insanlar arası munasebetlerde Allah’ın rızası ve takvÂyı esas almalıdır. Toplumsal meseleler cağın ve şartların değişmesiyle orantılı olarak; her cağ ve nesilde farklı gorunumlerde karşımıza cıkabilir. Bu kısa nasihat ve acıklamalarımız değerlendirilirken bu gerceğin goz onunde tutulması ve İslam’ın cağlar ustu bir nizam olduğu gerceğinden hareketle acıklamalardan pay cıkarılmasını rica ederiz.

ÂcizÂne insanların problemleri olan sosyal meselelere dikkat cekmek istedik. Sosyal sorunlara karşı şuur ve bilince vesile olması umuduyla bu satırları kaleme aldık. Orneğin; toplumun eşit hakkı olan yollara araba park edilmesi ve yoldan gecişin engellenmesi veya yolun kullanımının kısıtlanması, carşı esnafının yayaların kullanımına tahsis edilmiş kaldırımlara sattığı ticarî mallarını koyarak yayaların gecişini engellemesi yada bu sebeple kazalara sebep olması, hafta sonlarında calgılı, gurultulu sokak duğunleri yapılması, akşam vaktinden sonra apartmanlarda gurultulu calışma ve tadilatların yapılması vb sayısız sosyal sorunların İslam’daki karşılığı “kul hakkı” ve “zulum”dur. Bu satırlar Allah’ın dilemesiyle bir kac nesil sonra okunması durumda haleflerimize tarihî bir kopru olacağı muhakkaktır. Bizden onceki Musluman seleflerimizi rahmetle anıyoruz; haleflerimize de selam ediyoruz.


Rica: Lutfen kaynak gostermeden ‘kopyala-yapıştır’ yapmayalım! (Yusuf Semmak)




__________________