Kitabın buraya kadar olan bolumlerinde; once Kuran’ın kendi diliyle Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğunu ortaya koyduk, daha sonra ise Peygamberimizin hadisleri yazdırmamasından, mana ile hadis naklinin getirdiklerinden ve daha bircok incelediğimiz konudan, hadislerin neden dinin kaynağı olamayacağını gorduk. Bu bolumde ise hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin vahim sonuclarından birini; uydurulan hadislerin, dinin temel ve tek kaynağı olan Kuran ile nasıl celiştiklerini orneklendireceğiz. Yani yapılan yanlışlığın sonuclarını gorup, dinin tek kaynağı olan Kuran’a donmenin onemini kavrayacağız. Kuran ile celişen hadisleri gostermek icin en unlu hadis kitaplarının hadislerini sectik; daha zayıf hadis kitaplarını sizin tahmininize bırakıyoruz. “En guvenilir” hadis kitaplarında Kuran ile celişen hadislerin olması, hadislerin dinin kaynağı olduğu iddiasını reddetmemiz ve Kuran’a gidip dini yeniden kavramamız icin yeterlidir. Kuran ile celişen binlerce hadis vardır. Biz bu bolumde on tane ornek vermeyi yeterli goruyoruz. Zaten kitabımızdaki bircok konunun akışı icinde, Kuran ile celişen pek cok hadis sergilenmektedir.
Kuran’ın Allah’ın sozu olduğunu nereden biliyoruz? Kimisi, “Kuran oyle soyluyor” diyebilir. Peki birileri Allah’a iftira ederek başka kitapları gostererek: “Bu da Allah katındandır” derlerse, ne diyeceğiz? Biz Kuran’ın Allah’ın sozu olduğunu ancak Kuran’ı inceleyip, Kuran’ın icerdiklerini değerlendirerek iddia edebiliriz. Aynı mantıkla, hadisleri incelersek; Allah’ın dininin kaynağı olmaya layık olup olmadıklarını goruruz. Nasıl Kuran’ın dinin kaynağı olup olmadığı bizzat Kuran’ın irdelenmesiyle tartışılabilirse, hadislerin dinin kaynağı olup olmadığı mevzusu da hadislerin irdelenmesiyle karara bağlanabilir. Kitabımız boyunca Kuran’ı ve hadisleri inceleyip; dinin kaynağının ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini acığa kavuşturmayı amacladık. Bu bolumde ve bundan sonraki bolumlerde gostereceğimiz hadisler; hadislerin dinin kaynağı olmaya, Kuran gibi layık olmadıklarını acığa cıkaracaktır.

Kitabımızda eleştirdiğimiz hadisler, hadiscilerin kabul ettiği, en unlu hadis kitaplarının hadisleridir. Hadiscilerin reddettiği, “yalandır (mevzudur)” dedikleri hadisleri almadık. Orneğin “Allah kendisini yaratmayı isteyince atı koşturdu ve onu koşturup terletti. Sonra kendisini bu terden yarattı” veya “Allah melekleri iki kolunun ve goğsunun kıllarından yarattı” veya “Allah’ın gozleri hastalandı, melekler Allah’ı ziyarete geldi” veya “Allah’ı ruyada gordum. Uzun saclı guzel bir genc suretindeydi. Yeşil bir elbise giymiş, altın nalınları vardı” hadisleri; hadiscilerin duyup da reddettikleri hadislere ornektir (İbni Kuteybe, Hadis Mudafası). Meşhur hadiscilerin, bu tarz uydurma hadisleri yalanladıkları doğrudur. Fakat bu bolumde ve bundan sonraki bolumlerde “en unlu”, “en doğru”, “en guvenilir” hadis kitaplarındaki hadisleri gorunce; hadis kitaplarında doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karıştığını, hadis toplarken gosterilen doğru ile yalanı ayırt etme cabasının başarılı olamadığını anlayacağız. Zaten Kuran yeterli, eksiksiz ve tum teferruatları iceren kitabımız olduğuna gore boyle cabalara gerek de yoktur.
Kuranı iyice duşunmuyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkasının katından olsaydı elbette icinde bircok celişkiler bulacaklardı.
4-Nisa Sûresi 82
Hic şuphesiz Hatırlatıcı’yı Biz indirdik Biz. Onun koruyucuları da gercekten Biziz.
15-Hicr Sûresi 9
Nisa suresindeki ayetten, dinimizin kaynağının celişkisiz olduğunu oğrenebiliriz. Allah Kuran’ın celişkisiz olduğunu soyleyerek; hem Kuran’ın doğruluğunu, hem de dinin kaynağının sahip olması gereken ozelliği oğretiyor. Kuran ile celişen hadislerin olması, hadislerin Allah katından olmadığının ve dinin kaynağı olamayacağının ispatıdır. Ayrıca Hicr suresindeki ayetten Kuran’ın korunduğunu, boylece dini kaynak olarak korunmuş bir kitaba sahip olduğumuzu anlıyoruz. Bu bolum ve bundan sonraki uc bolumde, hadislerin; Kuran’la, kendi iclerinde ve mantıkla celişkilerini sergilememiz sonucunda hadislerin korunmadığını ve binlerce uydurma ile duzeltilemeyecek şekilde karıştıklarını goreceğiz. Yani bu bolumlerde hadislerin dinin kaynağı kabul edilmesinin korkunc sonucunu gorup; celişkisiz ve korunmuş olan dinimizin tek kaynağı Kuran’a, yalnız Kuran’a donmenin gerekliliğini daha da iyi kavrayacağız.

1- ALLAH’IN BALDIRI OLUR MU?

Kuran : O’nun benzeri gibi hicbir şey yoktur.
42- Şura Suresi 11


Hadis: “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak icin bacağını acıp baldırını gosterir.”
Muslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1
Bu hadisin hangi kitaplarda gectiğine iyice dikkat edin. Hadis kitaplarının “en doğrusu” olarak gosterilen, tek hadisini inkar edenin kafir olacağı soylenen Muslim ve Buhari’de. Hadiscilerin mantığına gore bu hadisi inkar eden kafir, bu hadise inanan gercek Musluman olacaktır. Allah’a hicbir şeyin benzemediğini soyleyen ayete karşın, hicbir mecazi ifadeyi cağrıştırmadan, Allah’ın baldırı olduğunu ve ahirette baldırını acacağını soylemenin yanlışlığını uzunca anlatmaya gerek var mı?
2- ALLAH EL SIKIŞIR MI?
Kuran: Ve hicbir şey O’nun dengi değildir.

112- İhlas Suresi 4


Hadis: “Allah benimle goruştu ve el sıkıştı. Elini iki omuzum arasına koydu. Oyle ki parmaklarının soğukluğunu iki goğsum arasında hissettim.”
Hanbel 5/243
Yine bu hadiste hicbir mecazi manayı cağrıştırmadan, Allah’a parmak, parmaklarına da soğukluk atfedilerek; Allah şekilleştirilmektedir. Bu hadis, İhlas Suresi’nin Allah’ın hicbir şeye denk olmadığını soyleyen ayeti gibi daha bircok ayetle de celişir. Eğer hadisteki “el” ifadesi, mecazi bir mana akla getirip -guc ve kudret gibi- insani eli cağrıştırmasaydı, kabul edilebilirdi. Orneğin “Her şey Allah’ın elindedir” dediğimizde cumlenin akışından “her şeyin Allah’ın kontrolunde” olduğu anlaşılır. Fakat Allah’a parmak, parmaklara soğukluk atfeden bu hadisten boyle mecazi bir manayı kimse cıkaramaz. Ustelik bu hadiste Allah ile Peygamber’in el sıkışması gibi kabul edilemez bir ifade de yer almaktadır. Şimdi bu hadisleri “din” kabul etmek, bu dine kotuluk yapmak değil midir?
3- DİN DEĞİŞTİREN OLDURULSUN MU?

Kuran: Dinde zorlama yoktur.
2-Bakara Suresi 256

Hadis: “Dinini değiştireni oldurun.”
Nesei 7-8/14; Buhari 12/1883


Allah’ın hukmunu hadisle aşmaya, Allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya calışanların bu anlama gelen uydurmaları yuzunden bircok insan oldurulmuştur. Bazı dine referanslar veren orgutlerin yaptığı katliamları, bu orgutlerin zihinlerinde meşrulaştıran da bunun gibi hadislerdir. Evlerinin bodrumunu insan mezarına cevirenleri Diyanet kınamaktadır, ama aynı Diyanet, Buhari ve Nesei gibi hadis kitaplarını ise ovmekte, dinin kaynağı olarak gostermektedir. Bu bir celişki değil de nedir? Ne yazık ki bahsedilen katliamları meşrulaştıracak izahlar, Sunni hadis kitapları ve mezhep izahlarında mevcuttur.


4- OLUNUN SUCU NE?
Kuran: Doğrusu hicbir gunahkar bir başkasının gunah yukunu yuklenmez.
53-Necm Suresi 38
Hadis: “Olu, ailesinin kendisi icin ağlamasından dolayı azaba uğratılır.”
Buhari-K. Cemiz 32, 33, 34
Ne akla, ne de Kuran’ın genel mantığına uyan bu hadis de uydurmacılığın Kuran ve akılla celişkilerine bir başka ornektir.
5- KADIN DUŞMANLIĞI
Kuran: Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hicbir calışanın urettiğini boşa cıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz.
3-Ali İmran Suresi 195
Hadis: “Kadınlar arasında iyi kadın, yuz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.”
Buhari 9/1391
Kuran hayır ureten erkeğin de kadının da onunu acık tutarken, hadisler kadının onunu kapamaktadır. Kadın konusu, Peygamber’e iftira olarak uydurulan hadislerin en cok olduğu alanlardan birisidir. Ayrıntılı bilgi icin 21. ve 22. bolumleri okuyunuz.
6- ZALİM KİM?
Kuran: Zulmedenler dedi ki: Siz olsa olsa buyulenmiş bir adama uyuyorsunuz.
25- Furkan Suresi 8
Hadis: “Peygamber Medine’de bir Yahudi tarafından buyulendi. Gunlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.”
Buhari 76/47; Hanbel 6/57, 4/367


Yakın donemde Muhammed Abduh ve eski donemlerde Mutezile’nin bu hadise itirazlarına karşın Muhammed Ebu Şehbe bu hadisi şoyle savunur: “Eğer Abduh sihir hadisini inkar etmişse akıl ve nakil ilimlerinde soz sahibi el Maziri, el Hattabi, Kadı İyaz, İbn Teymiyye, İbnul Kayyım, İbn Kesir, en Nevevi, İbn Hacer, el Kurtubi ve Alusi gibi pek cok alim de O’nun hem rivayet ve hem de dirayet yonunden doğru olduğunu ispat etmişlerdir.” Şehbe, Buhari ve Muslim’in de hadisi kabul ettiğini anlatır ve “sihir sonucu” olanları hadislere dayandırarak şoyle aktarır: “Peygamberimiz’e sihir yapılmıştı. Oyle ki hanımları ile cinsi munasebette bulunmadığı halde bulunduğunu zannederdi. Sufyan bunun en şiddetli sihir olduğunu soylemiştir.” (Ebu Şehbe, Sunnet Mudafaası) Kuran’a gore ise Peygamber’in buyulendiğini soyleyenler zalimlerdir. “En guvenilir” hadiscilerin coğuysa Peygamber’in buyulendiğini soylemektedir.
7- MİRASTA VASİYET VAR MI?
Kuran: Ey iman edenler! Herhangi birinize olum gelip cattığında vasiyet zamanı aranızda tanıklık şoyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi, yahut yolculuk etmekte iken olum musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızda iki kişi.

5-Maide Suresi 106
Hadis: Varis icin vasiyet yoktur.
Hanbel 14/238


Kuran’da hem Maide suresindeki bu ayetten, hem diğer ayetlerden vasiyetin varlığı anlaşılır. Vasiyetten arta kalanlar ise Kuran’da tavsiye edilen şekilde dağıtılır. Vasiyeti iptale yonelik bu hadis, aslında Kuran’ın bir hukmunu iptale yonelik bir girişimdir.
8- EN BUYUK AZAP RESSAMLARA MI?
Kuran: Gercekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi icin bağışlar.
4-Nisa Suresi 48


Hadis: “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır.”
Buhari-Tesavir, 89
Kuran’a gore en buyuk gunah Allah’a ortak koşmaktır. Allah, ortak koşmayı affetmeyeceğini soylemekte, bunun dışında her gunahın affedilebileceğini belirtmektedir. Bu yuzden Allah’ın en şiddetli azabına uğrayacak olanlar da ortak koşanlardır. Oysa Buhari’nin yukarıda alıntıladığımız hadisine gore en şiddetli azaba ressamlar uğrayacaklardır. (Mezhepci, hadisci yaklaşımı benimseyenlerin sanat dallarıyla ilgili uydurdukları hadisleri kitabın 18. bolumunde okuyabilirsiniz.) Bu hadis başta Kuran ile celişmektedir. Ayrıca mantık ile celişen bu hadisin celiştiği başka hadisler de vardır. Orneğin diğer bir hadise gore cehennemde en şiddetli azaba satranc oynayanlar carptırılacaklardır. (Buyuk Gunahlar, Hafız Zehebi)
9- ALTIN TAKILIR MI, İPEK GİYİLİR Mİ?
Kuran: De ki; “Allah’ın kulları icin cıkardığı susu ve temiz rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dunya hayatında iman edenler icindir, kıyamet gununde ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk icin Biz ayetleri boyle detaylı anlatırız.
7-Araf Suresi 32
Hadis: “Altın ve ipek ummetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır.”
Muslim 2/16
Altın ve ipek hem erkek icin, hem de kadın icin bir sus eşyasıdır. Kuran’da hicbir ayette yasaklanmazlar. Allah inananların dunyada da bu suslerden yararlanabileceklerini soyler ve erkek kadın ayrımı yapmaz. Her hadisinin doğru olduğu iddia edilen Muslim’de de yer verilmiş olan bu hadis, Kuran’ın belirttiğimiz ayeti ile celişir.
10- DEPREMLERİN SEBEBİ OLAN BALIK
Kuran: Bundan sonra yeri yumurta bicimine soktu.
79-Naziat Suresi 30


Hadis: “Dunya balığın uzerindedir. Balık başını sallayınca Dunya’da depremler olur.”
İbn-i Kesir Tefsiri, 2/29 68/1’in acıklamaları
Kuran, mucizevi bir şekilde dunyanın yumurta biciminde elipsoid olduğunu, ceninin gecirdiği evreleri, evrenin oluşumunu, ruzgÂrların aşılayıcı olması gibi bircok konuyu acıklarken (Bakınız: İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu, Kuran Hic Tukenmeyen Mucize); hadislerde yer alan yukarıdakilere benzer akıl, bilim ve Kuran dışı ifadeler hem Kuran’la, hem de mantıkla celişmektedirler. Dunyayı balığa oturtan, depremleri balığın kuyruğunun sallanmasına bağlayan bu anlayışın İslam’la ilgisi olmadığını acıklamak ve bu yanlışa yol acan temel yontem hatalarına dikkat cekmek, bu dine hizmet değil midir?
__________________