Hayırlı akşamlar, hayırlı ramazanlar saygıdeğer forumtr ahalisi. Kuantum fiziği uzerine araştırma yapmayı seven, bu konudaki coğu gelişmeyi yakınen takip etmeye calışan birisi olarak cok ilginc bulduğum bir hususu burada paylaşmak, kıymetli ustadlarımızın ve kullanıcılarımızın yorumlarını dinlemek istedim. Sanıyorum bu konuya değinilmedi daha evvelden.

Metin www.yaklasansaat.com adresinden alınmıştır. Bahsi gecen fizikcinin eserini okumuştum. Haberin doğru olduğuna inanıyorum


Heisenberg'in "Belirsizlik İlkesi" Coktu mu?

Bir atom parcacığının nerede ve ne hızda hareket edeceğini 43 saniye onceden tespit eden bir model geliştiren Hollandalı fizikci Hooft, semavi dinlerin savunduğu kaderin varlığını bilimsel olarak da ispatladı.

Restoranda yemeğinizi bitirdikten sonra, genelde bir garson yanınıza gelir ve "Tatlı veya cay alır mısınız?" diye sorar. Bir sure duşundukten sonra, kararınızı verirsiniz. Diyelim ki, boyle bir durumda cay icmeyi sectiniz. Bunu ozgur iradenizle mi yaptınız ya da zaten kaderinizde o cayı iceceğiniz yazıyor muydu?

İşte bu ve benzeri sorular, modern insanın varoluşundan bu yana gundeme geliyor. Din adamları, siyaset bilimciler ve davranış uzmanları; yuzyıllardır "insanın davranışlarını kader mi yoksa, ozgur iradenin mi belirlediğini" tartışıyor. Semavi dinler elbette kader kavramının varlığına işaret edip evrendeki tum varlıkların kontrolunun Tanrı'ya ait olduğunu vurguluyor. Bilim dunyası ise somut olarak ispatlanamadığı icin kadere şupheyle yaklaşıyor.

KARŞITLARIN TEORİSİNİ CURUTTU

Orneğin 1926'da kuantum fizikcisi Werner Heisenberg belirsizlik ilkesini ortaya atarak, "Evrendeki bir atomun yerini ve hareketliliğini aynı anda bilmek imkansızdır" dedi. Bu ozetle şu anlama geliyordu; "Eğer aynı anda bir atomun konumu ve hareketleri olculemiyorsa, bu atomun gelecekte nerede olacağı ve nasıl hareket edeceği bilinemez." Yani Heisenberg'e gore atomlardan oluşan kainattaki nesnelerin hareketleri onceden belli değilse, o zaman kader kavramı da bilimsel verilerle acıklanamaz. Ancak Nobel odullu Gerard Hooft'un gectiğimiz gunlerde sonuclandırdığı 10 yıllık araştırma kader kavramına karşı cıkan bilim adamlarının dayanak gosterdiği teoriyi curuttu.

BİLİM DUNYASI YANKILANDI

New Scientist dergisine kapak olan araştırma kapsamında Hooft, "Bir parcacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini" aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir model geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini onceden bilme kapasitesine ulaştı.

CİKOLATAYI YİYECEĞİNİZ ONCEDEN BELLİ

Araştırma, bilim dunyasında buyuk yankı uyandırdı. New Scientist tarafından Dunya'nın en iyi matematikcileri arasında gosterilen, John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı "ozgur irade" kavramının olumu olarak yorumladı. Princeton Universite-si'nde gorev yapan Conway şoyle konuştu:

"Eğer Hooft gibi bir insan, atomun konumunu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, ustun bir zekaya sahip olan bir varlık, evrendeki tum parcacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle, ozgur irademizle yaptığımız secimlerin belirsizliğinin ardında, belirleyici bir duzen vardır."

Kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak:

"Onunuze bir dilim cikolatalı, bir dilim cilekli kek getirildiğini duşunun. Cikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seciminiz olduğunu duşunuyorsunuz. Oysa ki cikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz, ozgur olduğumuzu duşunuyoruz. Eğer Hooft'un modeli hatalı değilse ozgurluğumuz, sınırlı bir iluzyondan ibaret olabilir" dedi.

Princeton Universitesi'nin felsefe uzmanı Hans Halvorson ise:

"Ne olursa olsun, kader ve ozgur iradeyi, sadece fizikle acıklamaya kalkmak doğru olmayabilir. Ozgur irade konusunda, fiziğin de cevap veremeyeceği sorular var" diyerek konunun zamana bırakılması gerektiğine işaret etti.
__________________