İbni Teymiyye kimdir?
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله

AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚ “Et-Tevbeh” suresinin 122. ayetinde şoyle buyuruyor :
فََلولا نفر من كل فرقة منهم طائفة ليتفقهوا في الدين ولينذروا قومهم إذا رجعوا

Anlamı : “Mu’minlerin her kesimden bir gurup, din ilminde geniş bilgi alıp kavimleri donduklerinde onları ikaz ederler.”

Bu ayetten anlaşıldığı gibi mu’minlerden bir gruba dini konularda geniş bilgi almaları ve insanları uyarmaları konusunda emir verilmektedir. Peygamber Efendimizin ummetinden olan bircok zat vardır ki; Ă‚lim, mufessir, muhaddis, fakih, hafız, lugatci, tarihci… Bunlarla beraber bu zatların gomleğini giyerek kendilerini onlar gibi gostermeye calışan bazı insanlarda var ki, sırf insanlara saldırmak icin bu kılıklara girmişlerdir. Bu şahıslar kendi goruşlerinin doğruluğunu insanlara kabul ettirmek icin kandırma yolunu secip, Kur’an-ı Kerim’de bulunan muteşabih ayetleri kullanmaya kalkmışlardır. Sozlerini ve kitaplarını susleyerek insanları kandırmaya calışmaktadırlar. Maalesef bu şahıslara tabi olanlar da bu kitapları susleyerek insanlara dağıtmaktadırlar. Bu şahısların hayatını inceleyen bir kimse bu şahısların donemlerinde yaşayan Ă‚limlerin goruşlerini dikkate aldığında, bu şahısların Ehli Sunnet Vel Cemaat’ten cok uzak olduklarını anlayabilir.

İbni Teymiyye’yi tanıtmak ile başlayacağız. İbni Teymiyye kimdir?
İzinden gidenlerce neden bu kadar yuceltiler? Ve Ă‚limler neden ona karşı reddiyeler hazırlamışlardır?



İbni Teymiyye, Suriye’nin Harran kentinde doğmuştur. Babası ilmi seven ve destekleyen, Hanbelî mezhebinden bir şahıs idi. Babası Moğollar’dan korktuğunu icin oğlunu Şam’a getirmiştir. Babası vefat ettikten sonra İbni Teymiyye, babasının sayesinde bircok insan tarafından ilgi gormuştur. Cunku babasının hic malı yoktu. Bu nedenle insanlar ona sahip cıkıp onem vermişlerdir. İnsanların ona onem vermeye başlamasını ilerleyen yıllarda değerlendirmeye ve kendi kafasına gore fetvalar vermeye başlamıştır. Daha sonraları İbni Teymiyye buyuk Ă‚limler ile tartışmalara girmiştir. Her tartışma sonunda bu davranışından vazgeciyor ama sonra tekrar tartışmalara girişiyordu. En sonunda Sultan Muhammed İbni Kalavun’un emri ile getirildi. Dort mezhebin de buyuk Ă‚limleri ile tartıştırıldı. Bu tartıaşmalar sonunda Ă‚limler onun “Murted” olduğuna hukmettiler. Bu hukum uzerine Sultan, onu omur boyu cezaevine atmıştır. Muhaddis, Fakih Veliyiddini Iraki adındaki Ă‚lim (kendisi hafızların şeyhi olan Zeyneddin Iraki’nin oğludur)” El-Ecvibel Mardiyye” adlı kitabında İbni Teymiyye icin şoyle diyor: “İlmi, aklından buyuktur.” Yani bu kişi ilmi oğrenmiş fakat oğrendiği ilmi hak yolda kullanmamıştır. Bu Ă‚lim aynı kitabında yine diyor ki: “İbni Teymiyye 60 meselede icmaya karşı gelmiştir. Bu meselelerin bazıları akaîd ile ilgili bazıları da furulardadır.” Bunun uzerine onunla aynı zamanda yaşamış olan Ă‚limler ona reddiyeler yazmışlar ve sapık olduğunu acıkca belirtmişlerdir. Bu Ă‚limlerden biri de İmam Hafız Takiyyuddin Ali b. AbdulKafi Es-Subki ‘dir. Bu Ă‚lim “Ed-Durra El-Muduyya” adlı kitabında diyor ki: “İbni Teymiyye’nin akaid konusunda cıkarmış olduğu meselelerden dolayı sapmıştır. Yani İslam’ın rukunlerini ve larını bozmaya calışmadan once kendini, kitaba ve sunnete tabi olduğunu, hak olana, doğru olana, Cennet’e davet eden biri olarak gostermiştir ama daha sonra hak yola tabi olmaktan cıktı ve bid’atci olup icmadan uzaklaşıp, icmaya karşı muhalif olduğundan dolayı da Muslumanların cemaatinden sapmıştır. AllĂ‚h ve sıfatları hakkında “Cisim ve murekkeb” olduğunu iddia etmiştir. Yine “AllĂ‚h’ın uzuvlara ve parcalara ihtiyac duyması imkĂ‚nsız değildir” demiştir ve AllĂ‚h’ın sonradan varolan sıfatlarının olduğunu iddia etmiştir.” Bir iddiası da şudur: “Kur’an-ı Kerim’in yaratılmıştır. Bu Kur’an olmadan once AllĂ‚h bunu tekellum etmiştir. AllĂ‚h, dilediği vakitte konuşur, dilediği vakitte de susar.” Onun fikrine gore insanların iradesinde olan şeyler AllĂ‚h’ın zatında da olur. Bu kadarı ile yetinmeyerek Ă‚lemin ezeli olduğunu, yaratılmışların başlangıcının olmadığını iddia etmiştir. Bu son iki sozunde AllĂ‚h’ın ezeli olan sıfatlarının yaratılmış olduğunu ve yaratılmış varlıkların ezeli olduğunu iddia etmiş olur. Bu iki goruşu hicbir ummetten soyleyen olmamıştır. Ummet 73 fırkaya ayrıldığından İbni Teymiyye bu goruşleri ile hicbir fırkaya girmiş değildir. Kendisine başka grup kurmuş olur. Bu saydığımız meseleler kufur olduğu halde fıkhı konulardaki yanlışlarına gore cok azdır.”

Hafız Iraki’nin şeyhi olan Hafız Ebu Said El-Ala’i, İbni Teymiyye hakkında bircok mesele nakletmiştir. Bunu ise Hafız Muhaddis tarihci Şemseddin b. Tolon, “Zahair El-Kasr” adlı kitabında bizlere bildirmiştir. Diyor ki: “İmam Ebu Said El-Ala’i, İbni Teymiyye’nin Ă‚limlere, icmaya ve insanlara muhalif olduğu meseleleri nakletmiştir. Bu meselelerin bir kısmi akaid ile ilgili bir kısmı da furu’lardadır. Bazı meseleleri icmaya karşı bazıları da mezhepte guclu olan goruşlere karşıdır.”

İbni Teymiyye’nin sapık goruşlerinin bazıları şunlardır:

Birinci Mesele

-Bazı yaratıkların başlangıcının olmadığını, yani AllĂ‚h ile birlikte ezelde var olduklarını iddia etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir.
1- Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul
2- Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3- Şerh Hadis-i Nuzul
4- Şerh Hadis İmran b. Husayn
5- Nakd Meratibul İcma’
6- Fetaval Kubra
7- Altı Surenin Tefsir Mecmuası

“Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul” adlı kitabında diyor ki ; “Hadis ehlinin coğu ve onlara tabi olanlar yaratılmışların aslının yaratılmış olduğunu demiyorlar ancak ezeli olduğunu soyluyorlar.”

“Minhac es-Sunne e-Nebeviyye” adlı kitabında diyor ki; “Bu alemin icindekilerin kendisi ezeli olması imkansızdır ancak bu yaratılmışların aslı ezelidir..”

• İmam El Celal ed-Devveni, “Şerhil Adydiyye” adlı kitabında diyor ki:“İbni Teymiyye, bazı kitaplarında Arş’ın ezeli olduğunu yazdığını gordum.”

CEVAP:

Bu mesele onun en kotu meselelerinden birisidir. Kur’an’a, Hadislere, icmaya ve Ă‚limlere karşı olan bir meseledir.

İmam Muhaddis Usuli Bedrettin Ez Zerkeşi “Teşiniful MesĂ‚mi’” adlı kitabında şoyle diyor: “Butun Muslumanların ittifakı ve goruş birliği ile “bu Ă‚lemin aslı ezelidir” diyenin kĂ‚fir olduğunu soylemiştir. Burada felsefecilerin goruşlerini şoyle nakletmektedir: “Bu Ă‚lemin hem kendisi hem de aslı ezelidir. Bazıları da demişler ki; “Bu Ă‚lemin icindekiler yaratılmıştır ama aslı ezelidir.” Bu goruşu naklettikten sonra Bedrettin Ez Zerkeşi şoyle demiştir: “Butun Muslumanlar bu iki goruşu savunanların sapıklıkta ve delalette olduklarını soylemişlerdir ve onları tekfir etmişlerdir.” Bu sozun aynısını İmam Hafız İraki, Kadi İyad Yahsybi el-Maliki, Hafızı Zeyneddin Iraki ve Hafız İbni Hacer Askalani gibi Ă‚limler soylemişlerdir. Kadi İyad “Eş-ŞifĂ‚” adlı kitabında diyor ki: “Bu Ă‚lemin ezeli olduğunu iddia edeni veya bundan şuphe edeni kesinlikle tekfir ederiz.
Buyuk Hanefi Ă‚limlerinden lugatci olan Muhammed Murtada Ez-Zebidi “Şerh İhya Ulumiddin” adlı kitabında diyor ki; “Bu Ă‚lemin ezeli olduğunu iddia eden felsefecilerin goruşlerini, Muslumanlardan kimse onaylamamıştır.” Ve aynı kitapta İmam Subki’den naklederek diyor ki: “Subki, “Şerh Akidet İbni Hacib” adlı kitabında şoyle diyor; ‘Cevher ve arazlar hepsi yaratılmıştır. Hepsi sonradan olmuştur. O halde bu Ă‚lemin hepsi yaratılmıştır. Musluman olan ve olmayan butun insanlar bunda icma etmişlerdir. Kim bu konuda muhalif olursa kĂ‚firdir.”
İbni Teymiyye bu iddiaları ile Kur’an’a, hadislere, Ă‚limlerin icma’ına ve akla ters duşmuştur. Ku’ran-ı Kerim’e nasıl karşı gelmiş olur, “El-Hadid” suresinin 3. ayetinin meali: “O ilktir.” Yani O’ndan başka hicbir şey ezeli değildir.” Her kim AllĂ‚h ile beraber ezeli olan varlıkların olduğunu iddia ederse AllĂ‚h’a ortak koşmuş olur. Hadis’e karşı geldiğini de İmam-ı Buhari’nin “Es Sahih” adlı kitabında naklettiği şu hadisten anlıyoruz: “AllĂ‚h vardı, O’ndan başka hicbir şey yoktu.” Başka rivayette de “AllĂ‚h vardı ve O’nunla beraber hicbir şey yoktu.” Bu hadislerden anlaşılıyor ki, bu iddialarıyla hadislere de karşıdır.

İkinci Mesele

-AllĂ‚h’ın sıfatlarında sonradan yaratılmış sıfatlar olduğunu iddia etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir.
1- Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul
2- Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3- Fetaval Kubra
4- Altı Surenin Tefsir Mecmuası

* “Minhac es-Sunne e-Nebeviyye” adlı kitabında diyor ki: “AllĂ‚h’ın hareket eder ve AllĂ‚h’ın zatında yaratılmış ve araz olan sıfatlarının da olduğunu soyluyoruz. Bunun batıl olduğunu delil nedir? ”

CEVAP:

Bu sozun batıl olduğuna delil olarak İmam İsfarayini, “Et-Tebsiru Fiddin” adlı kitabında ona cevaben şoyle dediğini gosterebiliriz: “Bilmen gereken mesele şudur; Kesinlikle AllĂ‚h’ın sıfatlarında ve zatında yaratılmış sıfatların bulunması imkĂ‚nsızdır. Cunku sıfatlarında yaratılmış olan bir şey bulunmuş olsaydı kendisi de yaratılmış olurdu. Bundan dolayı İbrahim Peygamber hakkında “El EnĂ‚m” suresi 76. ayetinde bildirildiği gibi şoyle denmektedir. ‘Değişenleri, kaybolanları sevmem.’ Yani İbrahim Peygamber burada ay, yıldızlar ve guneşin bir halden bir hale gectiği icin bunlar ilah olamazlar diye kavmine bildirmiştir. AllĂ‚h’ın Zatında yaratılmış olan sıfatlar olsaydı kendi zatı da yaratılmış olacaktı. Bu da AllĂ‚h hakkında imkĂ‚nsızdır.”

İmam Ebu Hanife “El-Fıkhıl Ebsat” adlı kitabında şoyle diyor: “AllĂ‚h’ın sıfatları yaratılmış değildir. Sonradan olma da değildir. Yaratılmışlarda olan değişikliğe uğrama gibi durumlardan munezzehtir. Kim AllĂ‚h’ın sıfatları hakkında sonradan olmuştur veya yaratılmıştır derse veya onda duraklarsa ( yani “yatılmıştır veya yaratılmamıştır demem”) gibi soyler veya şupheye duşerse kafir olur.

İmam Seyfettin Emidi, “Gayetul Meram Fi İlmil Kelam” adlı kitabında şoyle demektedir: “Doğru ve hak olan goruş şudur; Şayet AllĂ‚h’ın sıfatlarında yaratılmış sıfatlar olmuş olsaydı ve kendi zatında yaratılmış olan sıfatlar bulunmuş olsaydı, bu AllĂ‚h hakkında noksanlık olurdu. Bu da AllĂ‚h hakkında imkĂ‚nsızdır.”

Ucuncu Mesele

-AllĂ‚h’ın “cisim olduğunu” iddia etmesi.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir.
1-Şerh Hadis-i Nuzul
2-Fetaval Kubra
3-Beyan Telbis el-Cehmiyye

* “Şerh Hadis-i Nuzul” adlı kitabında diyor ki : “Şeraite gore bir peygamberden, bir sahabeden, bir tabi’den veya bir seleften AllĂ‚h’ın cisim olup olmadığını bildiren bir nakil yoktur. Ancak ispatlamak veya inkĂ‚r etmek bu şeraitte bir bid’attir.”

* “Fetave İbni Teymiyye” adlı kitabında da diyor ki: “Tecsim kelimesi, yani AllĂ‚h’ın cisim olduğunu ne inkĂ‚r etmek ne de ispatlamak niyetiyle hicbir Selefin goruşunde gecmiş değildir. O zaman Ehli Selef cismi reddettiler veya ispatladılar denemez.”

* “Beyan Telbis el-Cehmiyye” adlı kitabında şoyle diyor: “Kesinlikle AllĂ‚h’ın kitabında, Resulun Sunnetinde, Ehli Selefin sozlerinde, AllĂ‚h’ın cisim olmadığı konusunda kesinlikle bir nas yoktur ve AllĂ‚h’ın sıfatlarının cisim ve araz olmadığı konusunda da bir nas yoktur.”

CEVAP:

AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚” Eş-ŞurĂ‚” suresinin 11. ayetinde şoyle buyurdu:
لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ
Manası: “AllĂ‚h, hicbir şeye benzemez.”

Bağdat’taki Hanbelîlerin lideri olan, İmam Ebu Fadl Abdul Vahid el- Bağdadi et-Temimi, “İtikadi İmam Ahmed” adlı kitabında: “AllĂ‚h’ın cisim olduğunu iddia edeni Ahmed Bin Hanbel inkĂ‚r ve reddetmiştir.” dedi

İmam-ı Eşari “En Nevedir” adlı kitabında diyor ki : “Her kim AllĂ‚h’ın cisim olduğuna itikad ederse o, AllĂ‚h’ı tanımamış olur ve AllĂ‚h’a karşı kĂ‚fir olur.”

İmam İbni Ma’lam el-Kuraşi “Necmul Muhtedi “adlı kitabında İmam Şafii’nin “Her kim, AllĂ‚h’ın cisim olduğunu iddia ederse kĂ‚fir olur “ dediğini nakletmiştir.

Dorduncu Mesele

-AllĂ‚h’ın harf ve ses ile tekellum ettiğini ve dilediği vakitte konuşup dilediği vakitte sustuğunu iddia etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir
1- Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul
2- Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3- Fetaval Kubra
4- Altı Surenin Tefsir Mecmuası
5- Sıfatı Kelam

* “Fetaval Kubra” adlı kitabında şoyle diyor: ”Muslumanların cumhuru şoyle diyorlar: ‘Arapca olan Kur’an AllĂ‚h’ın kelamıdır. AllĂ‚h harf ve sesle onunla tekellum eder.”

CEVAP:

Kufur olan bu goruşe karşı İmam Ebu Hanife “El-Fıkhıl Ekbar” adlı kitabında şoyle diyor: “AllĂ‚h tekellum eder ama bizim kelamımız gibi değil. Biz alet ve harflerle konuşuruz, AllĂ‚h ise alet ve harfsiz tekellum eder.”

İmam El-İz b. Abdiselsem “Tabakatuş Şafiiyyel Kubra” adlı kitabında şoyle diyor: “AllĂ‚h, harf ve ses olmayan ezeli kelam ile tekellum eder.”

İmam El İsfarayini, “Et Tabsir fid Din” adlı kitabında diyor ki: “AllĂ‚h tekellum eder; AllĂ‚h’ım kelamı ne harftir ne sestir. Cunku bu, AllĂ‚h hakkında imkĂ‚nsızdır.”

İmam Mulla Ali Al-Kari “Şerh el-Fıkhıl Ekbar” adlı kitabında diyor ki: “Hanbelî mezhebine muntesip olan bazı bid’atciler diyorlar ki; ‘AllĂ‚h’ın kelamı harften ve sesten oluşan bir kelamadır. Bu da ezelidir’ deriz ki, bu kesinlikle batıldır.”

İmam Kevseri “Makalat el-Kevseri” adlı kitabında şoyle diyor: ”AllĂ‚h’a ses nispet eden hicbir hadis sabit değildir.”

Beşinci Mesele

-AllĂ‚h’ın bir yerden bir yere goc ettiğini, hareket ettiğini ve goğe indiğini iddia etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir
1-Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul
2-Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3-Şerh Hadis-i Nuzul

* “Minhac es-Sunne e-Nebeviyye” adlı kitabında diyor ki : “Biz AllĂ‚h hakkında hareket eder ve Yaratılmış sıfatlar ve arazlar onun zatında olur deriz.”

• “Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul” adlı kitabında onun gibi ‘Mucessim’ olan Daremi’nin sozunu onaylayarak diyor ki: ”Hay ve Kayyum dilediğini yapar, dilerse hareket eder, dilerse aşağı iner ve yukarı cıkar, dilerse tutar ve bırakır, dilerse kalkar ve oturur. Cunku Hay ile olunun arasında fark hareket etmesidir.”

CEVAP:

Dikkat edin AllĂ‚h hakkında ne dedi? “Hareket eder, aşağı iner ve yukarı cıkar, tutar ve bırakır, dilerse kalkar ve oturur” demiştir.

Bu soz ve savunuş AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚’nın “En-Nahl” suresinin 74. ( AllĂ‚h’a birtakım benzerler icat etmeyin) ayetinde emrettiğine aykırı değil mi? Tabi ki aykırıdır.

İmam Hafız El Beyhaki, “El Esme Ve Sıfat” adlı kitabında, Hafız Ebu Suleyman Hattabi’den şoyle naklediyor: “Her kim AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚ dilediği vakitte hareket eder, dilediği vakitte durur” şeklinde bir ifade kullanana deriz ki, bu cok buyuk bir yanlıştır. AllĂ‚h, kesinlikle hareket etmekle vasıflandırılmaz. Cunku hareket ve durgunluk arka arkaya yapılan fiillerdir. HĂ‚lbuki AllĂ‚h, hicbir şeye benzemez. “AllĂ‚h, hicbir şeye benzemez (Eş-ŞurĂ‚ / 11)” buyurmaktadır.
İbni Teymiyye “İNER” iddiasını, nuzul hadisini yanlış anlayarak ortaya atmış ve bu sapıklığı duşmuştur. HĂ‚lbuki bu hadis hakkında İmam Kurtubi tefsirinde nuzul hadisini zikrettikten sonra şoyle diyor: “Bu konuda gelen en guzel rivayet İmam Nese’i’nin Ebu Hureyra’dan rivayet ettiği hadiste şoyle geciyor: ’Gece yarısı olduğunda AllĂ‚h bir meleğe ‘Bana dua eden yok mu duasını kabul edeyim’ diye nida etmesini emreder.” Bunun Hafız Ebu Muhammed Abdulhak “Sahih” olduğunu soylemiştir. Birincisi Hazfi Mudaf hukmundedir, yani “Rabbimizin bir meleği iner ve Rabbimiz indirir” diye de rivayet edilmiştir.

Aynı şekilde Hafız İbni Hacer El-Askalani “Fethil BĂ‚ri Âle Sahih Buhari” adlı kitabında diyor ki: ”İmam İbni Forak, bazı hocaların ‘Yunzilu RabbunĂ‚ …’ ‘Rabbimiz indirir..’ diye tesbit ettiler. Bu goruşu destekleyen İmam Nese’i’nin Ebu Hureyra’dan rivayet ettiği hadiste şoyle geciyor:” Gece yarısı olduğunda AllĂ‚h bir meleğe ‘Bana dua eden yok mu duasını kabul deyim’ nida etmesini….emreder.’

İmam Ahmed’in “Sunen”inde Osman B. Ebil ‘As’ın rivayet ettiği hadis şoyledir: ”Her gecede biri şoyle nida eder: ‘Dua eden yok mu duası kabul olunsun, istiğfar eden yok mu bağışlansın’……” Bu hadisi İmam Tabarani de “El-Mu’cem El-Kebir” adlı kitabında rivayet etmiştir. Hafız İbni Hacer El-Heysemi “Mecmeuz Zevaid” adlı kitabında bu hadisten sonra şoyle demiştir: “Bu hadisi İmam Tabarani rivayet etti ve senetcileri ‘SAHİH’ hadislerin senetcilerindendir

Altıncı Mesele

-AllĂ‚h’ın sınırlı olduğunu iddia etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir.
1- Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul
2- Beyan Telbis el-Cehmiyye

* “Muvafakat Sarihil Ma’kul Lisahihil Menkul” adlı kitabında diyor ki: “Muslumanlar ve kĂ‚firler AllĂ‚h’ın goklerde ve sınırlı olduğuna ittifak etmişlerdir.”

* Yine aynı kitapta diyor ki: “AllĂ‚h’ın bir sınırı var ancak bu sınırı AllĂ‚h’tan başka kimse bilemez.

* Yine aynı kitapta diyor ki: “Her kim AllĂ‚h hakkında sınırlı olduğunu itiraf etmezse kufre girmiş olur ve AllĂ‚h’ın ayetlerini inkĂ‚r etmiş olur.”

* “Beyan Telbis el-Cehmiyye” adlı kitabında diyor ki: “Kitap ve Sunnete gore AllĂ‚h’ın yaratılmışlardan ayrı olması icin sınırı vardır.”

* Yine aynı kitapta diyor ki; “AllĂ‚h’ın sınırı var ve bu sınırı AllĂ‚h’tan başka kimse bilemez.”

CEVAP:

El İmam Ebu Fadl Temimi, “İtikadi İmam Ahmed” adlı kitabında diyor ki: “İmam Ahmed; AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚ kesinlikle değişliğe uğramaz, Arş’ı yaratmadan once ve yaratıktan sonra da sınırlandırılamaz diyordu ve her kim AllĂ‚h, zatıyla her yerdedir’ diyen kimseye karşı geliyordu. Cunku bu mekĂ‚nların hepsi sınırlıdır.”

İmam Ebul Kasım “Şerhil İrşad” adlı kitabında diyor ki : “AllĂ‚h kesinlikle yon ve mekĂ‚nlarla vasıflandırılmaz.”

İmam El Hafız Muhammed Murtada Ez Zebidi, “Şerh İhya Ulumudin” adlı kitabında İmam Zeynel Abîdin (Hz. Huseyin’in oğlu Hz.Ali)’den şoyle naklediyor: “(Ey AllĂ‚h’ım’) Sen sınırlandırılamayan AllĂ‚h’sın; bundan dolayı sınırlı değilsin” Aynı zat diyor ki: “Ey AllĂ‚h’ım, senin sınırların yoktur.” Yani AllĂ‚h sınırlardan munezzehtir.

İmam Ebu Mansuri Bağdadi, “El Farkul Beynel Firak” adlı kitabında diyor ki: “Ehlisunnet ve cemaattekiler dediler ki; ‘AllĂ‚h, sınırlı olmaktan, sonu olmaktan munezzehtir’.”

İmam Ebu Hanife, “El Fıkhıl Ekber” adlı kitabında diyor ki: “AllĂ‚h’ın sınırı yok ve zıttı da yoktur.”

Yedinci Mesele

-AllĂ‚h’a yon veya mekĂ‚n nispet etmesidir.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir
1-Er-Risele et-Tedmuriyye
2-Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3-Beyan Telbis el-Cehmiyye

* “Minhac es-Sunne en-Nebeviyye” adlı kitabında diyor ki: “Ehli Halefin Cumhuru, AllĂ‚h, Ă‚lemin uzerinde olduğunu soylemeleri velev ki, dilleri ile soylemeseler bile kalplerinde bu şekilde itikad ederler.”

* “Er-Risele et-Tedmuriyye” adlı kitabında diyor ki: “Şuphe yoktur ki, AllĂ‚h bu Ă‚lemin uzerindedir.”

* “Beyan Telbis el-Cehmiyye ” adlı kitabında diyor ki: “AllĂ‚h, Kur’an’da Firavun hakkında MusĂ‚’nın AllĂ‚h’ını gormesi icin goklere cıkacağını nakletmiştir. Yani İbni Teymiyye diyor ki: “MusĂ‚ Peygamber, Firavun’a, AllĂ‚h’ın yukarıda olduğunu soylemiş olsaydı Firavun bu şekilde yapmayacaktı.”

CEVAP:

İmam Abdul Kahır Temimi El-Bağdadi, “El-Farkul Beynel Firak” adlı kitabında diyor ki : “Âlimler icma ettiler ki, AllĂ‚h mekĂ‚nlardan munezzehtir.”

İmam Şerefuddin b. Tilmiseni, “Luma’ul Edille” adlı kitabında “Eş Şûra Sûresi 11. ayetini hatırlatarak AllĂ‚h’ın kesinlikle yaratıklara benzemediğini soylemiştir. O halde bir yerde bulunmak, bir yerde barınmak cisimlere benzetmektir ve AllĂ‚h bundan munezzehtir.”

İmam Ebu Sene El-Lamişi , “Et-Temhidu Li Kavaidit Tevhid” adlı kitabında diyor ki: “AllĂ‚h, kesinlikle mekĂ‚n ile vasıflandırılmaz.”

Sekizinci Mesele

-AllĂ‚h hakkında “AllĂ‚h Oturuyor” iddiasıdır.

Bu sapık goruşu şu kitaplarda gecmektedir
1-Fetaval Kubra
2-Minhac es-Sunne e-Nebeviyye
3-Şerh Hadis-i Nuzul
4-Fetaval Hamviyyel Kubra
5-Altı Surenin Tefsir Mecmuası

* “Feteve İbni Teymiyye” adlı kitabında “Buyuk Ă‚limler ve evliyalar AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚’nın Muhammed’i, Arş’ta kendisinin yanına oturtacaktır demişlerdir” şeklinde demiştir.

* Yine “Fetaval Hamviyyel Kubra” adlı kitabında AllĂ‚h hakkında “Hakikaten AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚ bizimledir ve Arş’ın uzerindedir” demektedir.

İmam Mufessir Ebu Hayyen El-Endelusi “En-Nehrul Med” adlı tefsirinde şoyle diyor: ”Bizim zamanımızda yaşayan Ahmet İbn Teymiyye kendi eliyle yazmış olduğu “El-Arş” adlı kitabında, ‘AllĂ‚h-u TeĂ‚lĂ‚, Kursu’ye oturmuş ve oturması icin Muhammed’e yer ayırmıştır’ şeklinde yazıldığını gordum.”

İmam Ebul Kasın el-Kuşeyri “Er-Risele el-Kuşeyriyye” ve İmam Ahmed er-Rifai “El-Burahan el-Mu’eyyed” adlı kitaplarında naklettiklerine gore İmam Cafer es-Sadık şoyle buyurdu: ”Her kim AllĂ‚h’ın bir şeyin icinde, bir şeyin ustunde veya bir şeyden gelme olduğunu iddia ederse muşrik olur. Cunku bir şeyin icinde olursa kuşattırılmış olur, bir şeyin ustunde olursa taşınmış olur ve bir şeyden gelmiş olursa yaratılmış olur.”

----
Tarihin en buyuk Allamelerindendir ama yazıda bir mubareğin de buyurdugu uzere İlmi aklını gecti ve devrinde yaşayan bir cok insana gore murteddi..
__________________