Konunun başka yerlere cekilip Yaşar Nuri Ozturk'e veya konuyu acan kişi olarak bana hakaret edilmemesi icin, seneler evvel televizyonda izlediğim bazı tartışmalarda gorduklerimi fazla yorum yapmadan aktarmayı duşunuyorum. Aslında kişilere yonelik konu acmak istemiyordum, genellikle isim vermeden şahıslardan bahsetmeye calışıyordum. Fakat goruyorum ki burada bazı kimseler adeta Yaşar Nuri Ozturk'un soylediklerini kabul ediyor, başka izahları anlamıyor veya anlamak istemiyor.

Bundan yıllar once bir televizyon programında Turkce namaz veya daha genel anlamda Turkce ibadet tartışması yapılıyordu. Yaşar Nuri Ozturk namazın Turkce olarak kılınabileceğini, namazda okunan ayetlerin Arapcasını oğrenmenin şart olmadığını soyluyordu. Bir sure konu tartışıldıktan sonra Yaşar Nuri Ozturk ile Suleyman Ateş arasında bir diyalog gecti. Ben o zamana kadar Yaşar Nuri Ozturk'u katıldığı programlarda devamlı dinliyordum ve fikirleri ilgimi cekiyordu fakat Yaşar Nuri Ozturk'un orada yaptığı manevrayı gorunce cok şaşırdım ve artık onun dinî konularda guvenilir biri olmadığını duşunmeye başladım. Daha once ceşitli programlarda namazın Turkce kılınabileceğini soyleyen ve bu goruşunu orada da tekrarlayan Yaşar Nuri Ozturk, Suleyman Ateş'e "Namazı oğrenene kadar Turkcesiyle kılar" gibi bir soz soyledi. Bunun uzerine -Suleyman Ateş zaten başından beri bunu soyluyordu- Yaşar Nuri Ozturk'un bu sozunu onaylayınca Yaşar Nuri Ozturk ona "Sabahtan beri (veya kac saattir) neden olmaz diyorsun?" gibi bir karşılık verdi. Onun bu bir anlık cark edişini farketmeyen seyirciler Suleyman Ateş de Yaşar Nuri Ozturk'un goruşunu kabul etti zannına kapılmış olabilir. Galiba bu diyalogdan sonra konuyla ilgili tartışma kapatılıp başka konuya gecilmişti.

Başka bir tartışma programında Yaşar Nuri Ozturk, yanında oturan Bulent Ersoy'a surekli olarak "Bulent Hanım" şeklinde hitap ediyordu. Konu kadınların ezan okumasına geldi. Bulent Ersoy "ben kadınım okudum bunda ne var" gibi bir laf soyledi. Yaşar Nuri Ozturk de yanlış hatırlamıyorsam bu konuda Bulent Ersoy'dan yana yorum yaptı. Aynı programda konu Suleyman Ateş'in bir sozune geldi. Suleyman Ateş laikliğin devlet hayatında olabileceğini, insanların gunluk hayatlarında laik olamayacağını soylemiş. Suleyman Ateş programa telefonla bağlandığında Yaşar Nuri Ozturk'e de goruşu soruldu. Yaşar Nuri Ozturk cevap vermek yerine "Gecenlerde bu zat bana (canlı yayında) saldırdı" dedi. "Saldırdı" dediği konu Suleyman Ateş'in Yaşar Nuri Ozturk'e katıldığı televizyon programı başına aldığı paralarla ilgili cıkan haberleri hatırlatmasıydı.

Bir televizyon programında dinî konularda tartışmalar vardı. Şu anda ismini hatırlamadığım bir ilahiyatcı -iftira mıdır değil midir bilmiyorum- şoyle soyledi: Bize bazı kağıtlar geldi şunları şunları soyleyeceksiniz diye talimatlar yazıyordu. Biz hic birimiz kabul etmedik bir tek Yaşar Nuri Ozturk (onunla birlikte Yaşar Nuri Ozturk kadar tanımadığımız başka birinin ismini daha vermiş olabilir, net hatırlamıyorum) bize gelen talimatlara gore konuşmaya başladı.

Bu tartışma programları seneler evvel yayınlandığı icin kelimesi kelimesine her soyleneni hatırlamıyorum ama aşağı yukarı bu şekilde diyaloglar oldu ve neticede ben yıllardır Yaşar Nuri Ozturk'u dinî konularda guvenilir bulmuyorum. Bunu Yaşar Nuri Ozturk'un soyledikleri %100 doğru değildir anlamında soylemiyorum; soylediği bazı şeyler gercekten doğru. Fakat onun ilk zamanlar TV'de yaptığı konuşmalar bizim camide imamlardan dinlediğimiz, fıkıh kitaplarından okuduğumuz bilgilerle daha uyumlu iken sonradan farklı acıklamalar yapmaya başladı.

Burada yazdıklarımız herkese acıktır. Benim soylediklerimden rahatsız olan varsa rahatsızlığını belirtebilir. E-postayla veya herhangi bir site uzerinden ulaşabilirseniz Yaşar Nuri Ozturk'e de bunları sorabilirsiniz.
__________________