[IMG]http://img201.**************/img201/9261/adszwtc.jpg[/IMG]
Başlangıcım şoyleydi, dillerde soylenirdi
Beşikteyken oructum, bunu herkes bilirdi.
BUYUKLUK, ŞEYTANA VE NEFSE MUHALEFET ETMEKTEN GELİYOR
Evliyaların reislerinden meşhur Abdulkadir Geylani Hazretleri. O, bulunduğu makama ulaşabilmek icin cok zorluklar cekti. Şeytan ve nefisle adeta gureş etti, savaş yaptı ama teslim olmadı. İşte kendi dilinden o muthiş mucadele:
Bir kere AbdulkÂdir GeylÂnî şoyle bir ses işitti: "Ey AbdulkÂdir! Ben senin Rabbinim! Sana haramları mubah, serbest kıldım." Bir rivÂyete gore; "Başkasına yasak olan şeyleri sana helÂl kıldım." diyordu. Bunun uzerine AbdulkÂdir GeylÂnî Eûzu cekti. "Kovulmuş şeytandan Allahu teÂlÂya sığınırım. Sus ey mel'ûn!" diye bağırdı. Bunun uzerine aynı ses; "Ey AbdulkÂdir! Rabbinin izni ile ceşitli yerlerde bana aldanmayarak, şerrimden, kotuluğumden kurtuldun. Halbuki ben bu yolda yetmiş kişiyi yoldan cıkardım." dedi. Onun şeytan olduğunu nasıl anladığını sorduklarında; "Sana haramları helÂl ettim, sozunden anladım. Cunku Allahu teÂl boyle şeyleri emretmez." buyurdu.
Başka bir kere gÂyet cirkin ve pis kokulu birisi geldi. "Ben iblisim, şeytanım. Sana hizmet etmeye geldim, beni ve yardımcılarımı cok yordun." dedi. "Sana inanmıyorum, buradan uzaklaş." dedim. Bana vuracak oldu ise de onu perişan ettim. İkinci def elinde buyuk bir ateş kıvılcımı ile hucum etmeye başladı. Bu esnÂda elinde kılıc bulunan atlı birisi bana yardıma geldi. Yine onu mağlûb ettim. Ucuncu olarak iblisi cok uzakta ağlar gordum. GÂyet uzgun olarak; "Senden umîdimi kestim. GÂliba seni yoldan cıkaramayacağım." dedi. "Sus ey mel'ûn!" dedim ve kovdum. Allahu teÂl her seferinde beni onlara karşı ustun kıldı.
Şeytanı başımdan savdıktan sonra bana pek lezzetli suslu ve parlak şeyler gorundu. "Bunlar nedir?" dedim; "Duny zevkleri ve zînetleridir." denildi. Duny ve onun goz kamaştırıcı lezzeti ve cabuk tukenen nîmetleri kendine cekmek istedi fakat Allahu teÂl beni onlardan da korudu. Onlara hic kıymet vermedim. Bunun icin kaybolup gittiler. Sonra Allahu teÂlÂnın rızÂsına kavuşma yolunda insanın onune cıkan mÂnileri, engelleri gordum. "Bunlar nedir?" dedim. "Senin icinde bulunan mÂnîlerdir." denildi. Bunlara ustun gelebilmek icin bir sene uğraştım.
Sonra icimi seyrettim. Kalbimin bircok şeylere bağlandığını boş hayaller kurduğunu, kendini saraylarda sandığını gordum. "Bunlar nedir?" dedim. "Arzu ve isteklerindir." denildi. Tam bir yıl uğraştıktan sonra kalbimi onlardan temizleyebildim.
Yine nefsim kendi şeklinde bana gelir, kendine dost olmam icin yalvarırdı. Yuz vermeyince zor kullanmak isterdi. Bir kere onu, butun hastalıkları uzerinde, arzu ve istekleri dipdiri, şeytanları emrine hazır olarak gordum. Bir sene mucÂdele ettim. Allahu teÂlÂnın izni ile hastalıklarını iyileştirdim, arzu ve isteklerini kırdım, şeytanlarını kovdum. Kısaca nefsimle tedrîcen, safha safha mucÂdele ettim. Onu iki elimle sımsıkı yakaladım. Yıllarca ıssız, sessiz, sadÂsız yerlerde kalmaya mebcur ettim. Soğuk bir gece kırk def ihtilam oldum, havanın soğukluğuna bakmadan her seferinde, hemen yıkandım. Kerh harÂbelerinde yıllarca kaldım. Yiyecekler malum; otlar, ağac yaprakları...
Duny sevgisinden kurtulabilmek, nefse ustun gelebilmek icin her cÂreye başvurdum. Gorduğum her yokuşa tırmandım. Nefsime hic fırsat vermedim. Bir gece merdivende kitap mutÂlaa ediyordum. Nefsim; "Biraz uyu, sonra kalkarsın." dedi. Ona muhÂlefet olsun diye tek ayağım uzerinde durdum. Kur'Ân-ı kerîmi hatmedinceye kadar uyumadım. Butun bunlara rağmen, henuz matluba, maksada ve asıl istediğime varamamıştım. Bunun icin, tevekkul, şukur ve zenginlik gibi kapıları denedim. Aradığımı fakirlik kapısında buldum. Burada buyuk bir şerefe kavuştum, kulluk sırrına erdim, sonsuz hurriyete ulaştım. Butun arzu ve isteklerim buz gibi eridi. Butun beşerî sıfatlarım kayboldu. Gonulden Allahu teÂlÂdan başka her şeyi cıkarıp, hep O'nunla olmak olan "fakr" mertebesine ulaştım".
KERAMETLERDEN UTANDI
NihÂyet butun varlıklardan yuz cevirdim. Her şeyim Allah icin oldu. Sahralarda cezbe hÂlinde kendimden gecmiş olarak dolaşırdım. Kendime geldiğimde kendimi bulunduğum yerlerden cok uzaklarda bulurdum. Bir gun bu halde bir saat kadar yurumuştum. Sonra kendimi Bağdad'a on iki gunluk uzaklıkta bir yerde buldum. Duşunceye daldığımda bir ses bana; "Sen ki AbdulkÂdir'sin, buna hayret mi ediyorsun?" dedi. Sahralarda dolaşırken "Ol" sozu ile ihsÂn olundum. Allahu teÂlÂnın izni ile istediğim olurdu. Bunun icin cok yiyecek buldum. Dağdan bir parca koparırdım, helva olur, yerdim. Kuma deniz suyu dokerdim, tatlı su olurdu. Sonra boyle yapmaktan hay ettim. Allahu teÂlÂya karşı edebi gozeterek hepsini terk ettim.
Kaynak:ismailaga.info
__________________
Nefis Ve Şeytan İle Mucadelede En Guzel Ornek
Dini Sohbetler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Nefis Ve Şeytan İle Mucadelede En Guzel Ornek
-
12-09-2019, 11:20:57