Bugun sizleri aşağıda vereceğim fikri, inancı, duşunceyi once mantığımızla, aklımızla duşunup, daha sonra kur’an suzgecinden gecirdiğimizde, doğru olup olamayacağını anlamaya, davet ediyorum.


(İmam Şafii Sadece Kuran diyenlere karşı munazara da "sadece hadis uzere konuşun der, cunku hadis olmazsa kuran ayetleri istenildiği gibi yorumlanabilir" ifadesini kullanır.)

Once bu sozleri anlamaya calışalım. Bir konuşmada ya da tartışma esnasında, kur’anın verdiği hukumlerine uymalıyız, Rahmandan başka hukum veren yoktur, Allah hukmunu başkası ile paylaşmaz, kur’an a sarılın, doğruyu bulacaksınız diyenlere karşı, sadece hadislerle cevap verin diyerek, hadis bilgileri ile cevap verilmesini, bu fikrin ve inancın karşı tezini hadisle savunun diye, İmamı Şafii nin onerdiğini soyluyor. Cunku hadisler olmasaydı kur’anın anlatmak istediği gercek manası anlaşılamazdı şeklinde acıklama yapıyor. Hadisleri devre dışı bıraktığımızda kur’anı her okuyan, istediği anlamı cıkarır, boylece kur’anın anlaşılması da mumkun olamazdı fikrini, bu kardeşimiz doğru bulmuş ki bu satırları yazmış.


İlk once şunu sormak isterim. İmamı Şafii nin bu sozleri soylediğine kesin olarak garanti veren var mı aramızda? Yuzlerce yıl once yaşamış bu insanın, acaba soylemediği, kur’anın onay vermediği bir sozunu, bizler dilden dile dolaştırıyor da, birde din ve iman adına uyguluyorsak, ne olur bizlerin hali hesap gunu? İşte yanlışlık buradan başlıyor. Gelin bu duşunceyi once kendi aklımız ile daha sonrada kur’ana muracaat ederek nasıl feyiz alıyoruz, onun nuruyla nasıl nurlanıyoruz ona bakalım.


Once duşunelim İmamı Şafii acaba bu sozu soylemiş midir? Diyelim ki soylemiş, peki hangi mezhebin hadisleri en doğrudur da, kur’anı onlara gore anlamaya calışalım? Cunku bir mezhebin uyguladığı, iman ettiği aynı konular, diğerlerinde cok farklı olabiliyor. Bakın koskoca bir soru işareti. Buna inandığımızda benim aklıma bir soru daha geldi. Madem kur’anı her okuyan farklı şeyler anlıyor, peygamberimiz kur’anı yazarken, bizlere iletirken, nicin bizlerin anlayacağı şekilde yazmadı? Hatırlayınız peygamberimiz once ses cıkarmadığı hadis yazımına, daha sonra yasak getirmiştir. Bu yasak sağlığında devam ettiği gibi, dort halife devrinde de, titizlikle uygulanmıştır bu yasak. Bu yasağın devam ettiğine dair dort halife devrinden gunumuze yuzlerce hadis ulaşmıştır. Kimisi bu hadisler doğru değildir diyebilir, buna da kimse itiraz edemez, cunku hatırlayınız hadis bilgileri gunumuze, rivayetler kanalıyla ulaşmıştır. Şimdide bunu duşunelim, eğer hadisler olmasaydı bizler kur’anı anlayamazdık fikri doğru olduğunu kabul edersek, peygamberimiz, bizlerin kur’anı anlamasını mı engelledi, bu durumda peygamberimiz bizim kur’anı anlamamızı istemiyor muydu da hadisleri yazdırmadı? Hatırlayınız hadisler dort halife devrinden sonra, dinin mezheplere bolunmesine muteakip, daha sonra toplanmaya başlanmıştır. O devirde beş yuz kadar olan hadisin, gunumuzde birkac milyonu bulmasını da duşunduğumde, bu yolun hic doğru bir yol ve yontem olamayacağı aşikÂrdır.



Şimdide şunu duşunelim. Yuce Rabbimden oyle bir kitap geliyor ki, bu kitap beşeri bilgiler olmazsa doğru anlaşılması mumkun değil. Değerli kardeşlerim bunu nasıl duşunuruz ve soyleriz? Boyle bir ithamda nasıl bulunuruz? Ne soylediğimizin farkında mıyız? Beşerin yazdığı kitaplara bile atfetmediğimiz bir şeyi, Rabbimin kitabına soylediğimizin farkında mıyız? Yemin ederek kolaylaştırdığını soyleyen Rabbimin sozlerini gormezden gelip, beşerin tam tersi sozlerine inanmanın cezasının farkında mıyız?


Şimdide sizlere kur’an ile ilgili Rabbin sozlerini hatırlatmak istiyorum, acaba yazımızın başındaki fikri, duşunceyi kur’an onaylıyor mu, yoksa tam tersini mi soyluyor ona bakalım.


Kamer 17. Andolsun biz, Kuran'ı oğut almak icin kolaylaştırdık. Oğut alan yok mudur?

Kamer 22 Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı oğut ve ibret icin kolaylaştırdık. Fakat duşunen mi var?

Enbiya 10:Andolsun, size icinde sizin icin oğut bulunan bir kitap indirdik. HÂla akıllanmaz mısınız?

Nisa 174: Ey insanlar! Şuphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apacık bir nur indirdik.



Yukarıdaki ayetleri tebliğ alan bizler, acaba Rabbin ne soylediğini anlamakta zorlanıyor muyuz? Allah yemin ederek bizlere rehber olsun diye gonderdim dediği kitabı hala anlaşılması zor, başka bilgilere, daha acıkcası anlamak icin bir beşere ihtiyac var dersek, ne olur biliyor musunuz? İnanın bu Dunyada da, mahşerde de Rabbimin hışmından kurtulamayız.Allah Enbiya 10. ayette yine yemin ederek bizlere, icinde oğutlerin bulunduğu kitap indirdim diyecek, ama bu sozleri hala bizler anlayamayız diyerek, akıllanmak istemediğimizi gostereceğiz. Allah sizlere apacık nur indirdim diyecek, bizler nurun farkına bile varamayacağız oylemi? Dostlar, kardeşlerim, normal bir kitaptan bahsetmiyoruz, Rabbin rehberinden, guneşinden, gonul gozunden bahsediyoruz. Nasıl olurda Rabbin katından gelen bir kitap icin, beşeri bir acıklama bilgi olmadan anlaşılmaz diyebiliriz? Rabbimin gucunu sınamayalım, yoksa azabın icinde belamızı oyle bir buluruz ki, yerimizden bile kalkamayız. Şimdide aşağıdaki ayetlere bakalım, acaba kur’an icin daha neler soyluyor.


İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her turlu misali ceşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların coğu inkÂrcılıktan başkasını kabullenmediler.


Muhammet 24: Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye duşunmuyorlar mı? Yoksa kalpler uzerinde o kalplerin kilitleri mi var?

Nisa Suresi 28. Allah size hafiflik getirmek istiyor. Cunku insan cok zayıf yaratılmıştır.

Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) acık acık bildiren ayetler, sizden once yaşayıp gitmiş olanlardan ornekler ve takvaya ulaşmış kimseler icin oğutler indirdik.


Casiye 20:Bu Kur'an, insanların kalp gozlerini acacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum icin de bir kılavuz ve bir rahmettir o.


Enam 38: Yeryuzunde hic bir canlı ve iki kanadıyla ucan hic bir kuş yoktur ki, sizin gibi ummetler olmasın. Biz Kitap'ta hic bir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.


Yukarıda sizlere hatırlattığım ayetlerde, rabbim kitabını herkes anlayamaz, acıklanmaya ihtiyacı var mıdır diyor sizce? Muhammet suresi 24. ayette bakın ne diyor. (Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye duşunmuyorlar mı?) Demek ki dikkatle okuyan, anlayacak ki Rabbim inceden inceye okuyup duşunen anlar diyor. Daha sonrada bunu anlayamayanların, anlamak isteyenlere engel olmaya calışanların halini, durumunu acıklıyor ve bakın ne diyor. (Yoksa kalpler uzerinde o kalplerin kilitleri mi var?) Nisa 28. ayet aslında onemli acıklamalar yapıyor ve diyor ki, (Allah size hafiflik getirmek istiyor. Cunku insan cok zayıf yaratılmıştır.) Bizleri yaratan kullarını biliyor, zayıf nefiste yaratıldığımız icin bizlere hafiflik getiriyor, zor bir din zor bir kitap tebliğ etmediğini soyluyor. Peki, bizler neler soyluyoruz? Kur’anı anlayabilmemiz icin, beşeri bilgilere, ciltlerce dolu kitaplara ihtiyacımız olduğu gibi, bircok ilim yapmamız gerektiğini de soylemiyorlar mı? Mutlaka beşeri bilgilere ihtiyacımızın olduğunu soyleyerek, Rabbin kitabına yaptığımız kotuluğun, saygısızlığın farkında bile değiliz.


Tam bu esnada kendimize bir soru soralım. Siz bir kitap yazdınız, universitede okunsun oğrenciler faydalansın diye. Bu kitabı oğrencilere dağıttınız, bir oğrenci size şoyle dese ne duşunursunuz? Hocam iyide sizin kitabınızı biz anlayamıyoruz, bunu anlamak icin birde tercuman lazım, yani birilerinin acıklamasına ihtiyacı var dese, sanırım cok uzulursunuz. Cunku bir kitabın yazarı, ilk onemsediği dikkat ettiği konu, okuyanların hepsinin anlayacağı dilden yazılmış olmasına dikkat etmesidir. Hicbir kitap zor anlaşılsın diye yazılmaz. Peki, bu mantıksız duşunceyi, beşeri kitap yazarlarına bile doğru bulmuyorsak, nasıl olurda Yuce Rabbimin kitabına boyle bir isnatta bulunuruz? Yani Allah kullarını imtihan edeceği kitabı elcisi kanalıyla gonderecek, ama herkesin anlayacağı gibi bir kitap olmayacak, daha sonrada kur’anın bircok yerinde, sakın velilerin ardına duşmeyin kur’ana sarılın diyecek oylemi? Bu nasıl bir tezatlıktır hic duşunen var mı? Hic duşunduklerini sanmıyorum, cunku bizler din konusunda duşunmeyi, aklı fikri, emanete veriyoruz, fakat menfaatimiz olunca hemen aklı devreye sokuyoruz. Acaba boyle yapmaya devam edersek, halimiz hesap gunu nice olur dersiniz. Allah bakara suresi 42. ayette bakın bizleri nasıl uyarıyor.

Bakara 42: Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.


Sizlere sormak isterim hak batılla nasıl gizlenir? Eğer Rabbin hak olan kitabına, bunlarda Allah katındandır diye, kur’an dışından bilgileri sokarsan, işte bunlarla kur’anın gerceklerini boylece gizlemiş batılı sokmuş olursunuz. Hatırlatırım Rabbim boyle yapanlara bakın ne diyor?


Zumer 60:Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet gunu yuzleri simsiyah halde gorursun. Kibirliler icin cehennemde bir barınak mı yok.

Allah hukum vermediği, kur’an da hic bahsedilmeyen konuları, bunlarda Allah katındandır diyerek, ALLAHA YALAN İSNAT EDENLER, kıyamet gunu yuzleri kapkara olacaktır diyor. Bu durumda olmak istemeyen, rabbin sozlerini dinler.

Yazdıklarımı okudunuz ve sizlerde konu hakkın da duşundunuz. Acaba soyledikleri gibi hadisler olmazsa, kur’anı doğru anlamamız mumkun değildir, fikri duşuncesi, inancı kur’an ayetlerinden ve mantığınızdan, aklınızdan onay alıyor mu? Yorum ve karar sizlerin.

Rabbim cumlemizi hayata, yaşama, kur’anın gozluğuyle bakan kullarından eylesin. Beşerin gozluğunu takan, rabbin gerceklerini asla goremez.

SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK



__________________