Bizler olum aklımıza geldiğinde korkarız ve hemen konuyu değiştirir, olumu adeta aklımızdan silmeye calışırız. Peki, bu hareketimizle, davranışımızla doğrumu yaparız? Olum gercekten korkunc bir şey mi ki bu kadar korkuyor ve aklımıza bile getirmek istemiyoruz? Doğrusunu isterseniz bilmediğimiz, araştırmadığımız detaylı bilgiye sahip olmadığımız, her şeyden korkarız. Orneğin elektriği duşunun, eğer hakkında detaylı bilgimiz olmasa, nasıl kullanılacağını bilmesek, yalnız onu ellediğimizde carpacağını bilsek, inanın evimize bile elektrik cektirmeyiz. Bilinmeyen her şey şuphe uyandırdığı andan itibaren, bizlere korku verir ve bizler icin şuphelidir.
Sizlere şunu hatırlatmak isterim, eğer bizler Allahın rehberini gereği gibi okumuş ve onun ışığından gerektiği kadar yararlanmış olsaydık, asla olumden korkmazdık. Aslında olum bir son değil, sonsuzun başlangıcıdır. Peki, neyin başlangıcı? İşte bu konudaki bilgileri almak isteyen, Allahın rehberini anlayarak okumalı ve beşerin rivayetleri yerine, rahmanın sozlerine kulak vermelidir. Peki, nicin bu sozu soyledim derseniz onu da soyleyeyim. Bizler eğer rabbin rehberliğinde İslam ı oğrenmiş olsaydık, olumden asla korkmaz, tam tersine onu ozlemle beklerdik. Cunku kur’an dan oyle uzak yaşıyoruz ki, beşerin yarattığı inanc, guzelim İslam dinini adeta korku dini yaptığından, bizlerde gerceği kur’an dan değil beşerden oğrendiğimizden, olumden korkar olmuşuz. Farkında değiliz ama biz kendimizi aldatıyoruz, bizi aldatanlara inanarak.
Şoyle bir an duşunelim. Yaşadığımız şehrin insanlarının, yuzde kacı kur’anı anlayarak bir kez okumuştur? Bu sorunun cevabını yazmak istemiyorum, cunku Rabbimden utanıyorum. Boyle bir toplumun olumden korkması da cok doğal olsa gerek. Okulda tembel oğrenciyi duşunun, oğretmen imtihan olacaksınız dediğinde odu kopar, cunku hicbir zaman ders calışmaz ve hazırlıklı değildir de ondan. Gelin bizler tembel oğrenci gibi olmayalım. Uzulmek, korkmak istemiyorsak elimizden kur’anı duşurmeyelim ve anlayarak okuyalım, duşunelim akıl yurutelim. Bunu yapmamızı Yuce rabbim emrediyor.
Bizler ne yazık ki bir şeyin hala farkında değiliz. Bizlerin bu Dunyada olmamızın gercek amacı nedir? İşte bunun bilincine varabildiğimiz andan itibaren, her şey cok daha farklı, guzel olacak ve olumden korkmak yerine, odulumuzu almaya yaklaşmanın mutluluğunun tadına varabileceğiz.
Bizler İlkokula başladığımız andan itibaren, yarış atı gibi bir imtihanın icinde buluruz kendimizi. Bu imtihan geleceğimizin bicimlendirilmesi, nasıl bir meslek sececeğimiz konusundadır. Hem kendimizin hem de anne babamızın cizdiği yolda, buyuk hazırlıklar ve calışmanın getirdiği adeta stresli bir ortam icinde oluruz. Daha acıkcası, yorucu bir imtihanın uzun soluklu bir calışmasıdır yaptığımız. Bunun sonunda işin garantisi de yoktur, acaba ben ileride iyi bir iş sahibi olacak mıyım diye. Yani bizlere garanti verende yoktur bu calışmanın sonunda. Uzun yıllar calışır cabalar ve onumuze Universite imtihanı cıkar sonunda. İşte bu imtihan dan sonra buyuk bir OHHHHHHH cekeriz, sanki her şey bitmiş gibi. Biraz duşunmuş olsak, yaşam boyunca daha o kadar cok OHHHHH cekeceğiz ki, bu onların yanında belki de kucuk kalacaktır.
Bizler evlatlarımıza geleceklerinin rehberleri olarak, onların calışmasını, boş vakitlerini değerlendirmelerini, hayatlarını planlamalarını ister dururuz. Peki neden? İyi bir gelecek, iyi bir hayat surmeleri icin bu Dunyada. İşte Rahmanda aynı şeyleri tum kullarına soyluyor ve diyor ki, size bir kitap gonderdim, onu cok iyi okuyun, anlayın, uzerinde duşunun ve ona uygun yaşayın. Sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum, yani imtihanınız bu kitaptan olacaktır. Bakın bizlerin evlatlarımıza soylediğimizi, Allah yetişkin bizlere soyluyor. Hicbir farkı yok. Oğrenci anne ve babasını dinlerse, universitede cok iyi bir bolumu kazanıyor ve iyi bir makam sahibi oluyor, guzel bir yaşam suruyor bu hayatta. İşte bizlerde eğer Rabbin dediğini dinlerde, gonderdiği kitabın emirlerine uyarsak yaşam boyunca, bizlerde imtihanın sonucunda verilecek odulu kazanmış olacağız. Peki, bu odul neydi? Oldukten sonra hesabın verileceği gun, rabbin odulu olan CENNETİ ile odullenmek. Burada cok onemli bir nokta var, şimdide ona bakalım. Oğrenciler hangi kitaplarla okuyup, iyi bir meslek sahibi olmuştu? Milli Eğitimin onerdiği kitaplardan faydalanıp, istedikleri odulu almışlardı. Peki, Allahın odulunu alabilmek icin hangi kitabı okumamızı soyluyordu Rabbim? Birkac ayet ile hatırlatalım. Tabi anlayana, anlamak isteyene.
Enbiya 10: Andolsun ki, size oyle bir kitap indirdik ki. Butun şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
Araf Suresi 3. (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az oğut alıyorsunuz!
Ahzap 2: Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi bicimde haberdardır.
Muhammet 2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların gunahlarını Allah ortmuş ve hallerini duzeltmiştir.
Eğer bizler Allahın bu emirlerini yerine getirmeyip, bu ve benzerlerini gormezden gelirsek, başka kitaplara calışıyor isek, acaba emaneti teslim ettiğimizde imtihanımızı kazanma şansımız ne olur? Sanırım okulda oğretmenin verdiği kitaba calışmayıp, başka kitaplara calışan oğrencinin, yılsonunda alacağı not gibi bir sonucla karşı karşıya kalacağı cok acıktır. Bu oğrenci oğretmenin notlarını okuduğunda ne kadar uzulecekse, Rabbin onerdiği kitap yerine, başka kitapların peşinden gidenlerde, hesap gunu aynı sona ulaşacaktır. İşte olumden korkup korkmamak, bugun bizlerin imtihanımız icin yaptığımız caba ve calışmalarımızla doğru orantılıdır. Eğer şuphelerle dolu bir calışma icindeysek, emin olmadığımız bilgilerin ardı sıra gidiyorsak, olumden korkmamız da kacınılmaz olacaktır. Allahın emrettiği yoldan gidiyorsak, gideceğimiz yerde bizleri, hayal bile edemeyeceğimiz kadar guzellikler, mutluluklar bekliyor. Bunu bilen bundan emin olan bir insan olumden korkar mı? Calışkan bir oğrenci asla imtihandan korkmaz, kendisinden emindir. Bizler Rabbin imtihanına ne kadar doğru hazırlanıyoruz ki, o imtihan gunune gitmekten, yani olumden korkmayalım? Bu sorunun cevabını herkes kendi nefsine vermelidir. Cunku kendisini hazır hissetmeyen, o imtihan gunu icin hazırlanıp calışmayan, olumden de elbette korkacaktır.
Allah odulumuzu vermek icin bizleri bekliyor. Gelin hicte zor olmayan, Rabbin yemin ederek kolaylaştırdığını soylediği kur’anı anlayarak okuyalım, ayetler uzerinde duşunelim. Birileri sen ondan anlayamazsın diyorsa, onlara aldanmadan, inanmadan dort elle sarılalım kur’an a. Allah kullarını asla zor bir imtihandan gecirmez, bunu unutmayalım. Elimize bile almadığımız, ama birileri bir şeyler anlattığında onların yazılarını okumaya caba gosterdiğimiz konuların yanında, Rabbin rehberini, guneşini elimize alıp anladığımız dilden okuyalım. Okuyalım ki bizi Allah ile aldatanların kapanına duşmeyelim. Okuyalım ki, olumden korkmak yerine, odulunu almaya giden bir oğrencinin heyecanıyla, o anımızı heyecanla, mutlulukla bekleyelim. Olum bir son değil, imtihanın bitişinde, oğrencinin derin bir ohhhh cekerek rahatladığı o an gibi bizlerinde rahatladığı, huzura kavuştuğu bir an olduğunu, artık fark edelim. Olen bir insan, mahşer gunune en yakın insandır. Olumumuz ile mahşer gunu arasında, sanki birkac gun gibi cok kısa bir zaman olacağını Rahman soyluyor, cunku yaşadığımız zamanın olcusu ile, Rabbin mekÂnının zaman olcusu cok farklı. Olum bizler icin, odulu alacağımız anın, adeta başlangıcıdır.
Gelin olumden değil, gec kalmaktan korkalım. Allah sizlere indirdiğim kitaba sarılın diyorsa, rabbimin sesini dinleyelim. Bizi yaratan Yuce Rabbim, bizlerin anlayamayacağı bir rehber, kitap gonderip, daha sonrada bu kitaptan asla hesap sormaz, bunu da unutmayalım. Bunun tersini soyleyenlerin, Rahmanın adaletini sorguladığının, bilincine varalım artık. Bizleri aldatmak isteyenlere değil, rabbim e kulak verelim. Rabbimin zikrine uyan, ona sarılan, beşerin sozlerine değil, rehberiyle yatıp kalkan, olumden asla korkmaz, tam tersine onu heyecanla bekler ki, odulunu alabilsin. Cunku boyle insan, calışkan oğrenci gibidir, boyle bir oğrenci nasıl sınıfını gececeğinden eminse, Rabbin rehberinden ayrılmayan bir insanda, rabbin cennet odulunden, o kadar emindir.
Olum den korkan hazırlığını yapmayandır. Olumden korkan, Allahın rehberiyle yatıp kalkmayandır. Olumden korkan, sizlere rehber olsun diye gonderdim dediği kitabı anlamadan okuyup, Rabbin ne soylediğinin farkında olmadan yaşayandır. Olumden korkan, emin olmayan bilgilerin ardı sıra gidip, onlara iman edenlerdir. Olumden korkmayan, hatta olumu sevinc ve huzur icinde bekleyen insan, Yuce Rabbimin kitabını, rehberini anlayarak okuyup, rabbin verdiği aklı kullanarak onu anlamaya calışıp, onun nuruyla kalplerinin taşlaşmış lığını kıran, onu kur’an ışığıyla nurlandıran, aydınlatan yani İslam ı ilk elden, Allahın sozleriyle oğrenen insandır. Bu insana ne korku gelir nede urkuntu. Cunku o bu Dunyada gecici kaldığını, imtihanda olduğunun bilincindedir. Cunku o imtihanının, elindeki kur’an dan olduğuna emin, hazırlıklarını tamamlamıştır. Olumsuz ve huzur dolu gercek evine donmenin huzuru ve mutluluğu icinde olan bir insan, gercek evine gitmenin vaktini beklerken, neden korksun telaş etsin? İşte olum boyle bir duygudur, doğru yolda giden bir insan icin. İnşallah cumlemiz boyle duygular icinde, odulumuzu bekler olan kullarından oluruz.
Dilerim rabbimden, olumu korku ile bekleyen değil, kendisinden emin odulunu almayı bekleyenler gibi, heyecan ve mutluluk icinde olan kullarından oluruz.
SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK
__________________
Olum bir son değil, sonsuzluğun başlangıcıdır.
Dini Sohbetler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Olum bir son değil, sonsuzluğun başlangıcıdır.
-
12-09-2019, 11:08:20