Arkadaşlar bugun sizlere Cenneti tanıtacağım.Buyrun okumaya başlayalım:
Cennet
Cehennem uzerine kurulmuş sırat ile gecilen gizemli hayat.
Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği icin dunyaya gonderildiği adres…
İcinde bulunan bitki ve ağacların golgesiyle kaplanmış yerle gok arası geniş bir meyvelik bahce.
İman edip sÂlih amel işleyenlerin ebedî Âlemdeki makamı…
Rablerinin huzuruna suclu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı.
Allah’ın rızasını kazananlar icin mukafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan.
Altlarında ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda bırakarak cekirdekli ve cekirdeksiz uzum bağları ve asmalar vardır. Asmalı konaklar vardır icinde huriler oturan. Mu’minler pınar başlarında yuzerler Naim cennetlerinde… Husna cennetinde gorur Allah’ın kulları Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini goren Musa gibi olur. Kimisi kılıcların golgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kÂseden icmiştir Kevser’i…
Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dunya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar guzel bir şekilde yapan temiz ve muttakî kişiler icin hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.
Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, ceşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur'an-ı Kerîm'de ağacları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:
"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va'dolunan, gorduğunuz şu Cennet'tir ki, O, Allah'ın taatına donen onun (hudud ve ahkÂmına) riayet eden cok esirgeyici Allah'a butun samimiyetiyle gıyÂben saygı gosteren, hakkın taatına yonelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "
(KÂf, 31-33)
"Tovbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar oyle değil. Cunku bunlar hic bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet'e, cok esirgeyici Allah'ın kullarına gıyÂben va'd buyurduğu Adn Cennet'lerine gireceklerdir. Onun vadi şuphesiz yerini bulacaktır. Orada selÂmdan başka boş bir soz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, oyle Cennet'tir ki biz ona kullarımızdan gercekten muttakî olanları vÂris kılacağız. "
(Meryem, 60-63)
Cennet, bu dunyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.
Kur'an'da CenÂb-ı Allah şoyle buyurmaktadır:
"Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte gunahlardan temizlenenlerin mukÂfatı."
(TÂhÂ, 76)
Cennette Hangi Dil Konuşulacak?
Cennet dili Arapca'dır. Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (s.a.v) buyuruyor:
"Uc hasletten dolayı Arabı seviniz:
Cunku ben Arabım,
Kur'Ân-ı Kerim Arapca olarak nazil olmuştur.
Cennet ehlinin konuştukları dil Arapcadır." (1)
Allah Resulu, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapca olacak da Cennet dili Arapca dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (a.s) yeryuzune indirilmeden Arapca konuşacak da, Cennet dili mi Arapca olmayacak?
Hz.Aişe r.a. buyuruyor:
Cennet ehli Muhammed aleyhisselamın diliyle konuşacaklar. (2)
Cennete Nasıl Ağac Dikilir?
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki,
- Cennetde ağac yokdur. Oraya cok ağac dikiniz!.
- Oraya ağacı nasıl dikelim dediklerinde,
-Tesbîh, tahmîd, temcîd ve tehlîl okuyarak) buyurdu.
Yanî, (SubhÂnallahi velhamdu lillahi ve l ilÂhe illallahu vallahu ekber) diyerek Cennete ağac dikiniz buyurdu.
Bir hadîs-i şerîfde,
-Bir kimse, SubhÂnallahil'azîm ve bihamdihi derse, onun icin Cennetde bir ağac fidanı dikilir, buyurdu.
Goruluyor ki, Cennet ağacı, dunyÂda harfler ve sesler şeklinde, bu kelimeye yerleşdirilmiş olduğu gibi, Cennetde, bu kemÂller ağac şeklinde bulunmakdadır. Bunun gibi, Cennetde bulunan herşey, dunyÂdaki ibÂdetlerin, iyi işlerin netîceleridir. Allahu teÂlÂnın kemÂllerinden herhangi biri, bu dunyÂda, iyi sozlerde ve iyi işlerde yerleşdirilmiş olduğu gibi, bu kemÂlÂt, Cennetde, lezzetler, nimetler perdesi altında meydÂna cıkar. Bunun icindir ki, oradaki lezzetleri, nimetleri Allahu teÂl beğenir. Bunları tadmak, Cennetde sonsuz kalmağa ve Allahu teÂlÂya kavuşmağa sebeb olur. Zevallı RÂbi'a (rahmetullahi aleyhÂ) eğer bu inceliği anlamış olsaydı, Cenneti yakıp yok etmeği duşunmezdi. Ona bağlılığı, Allahu teÂlÂya bağlılıkdan başka sanmazdı!
Cennetin Anahtarı
Son sozu Kelime-i Tevhîd olan kimsenin mukÂfatı Cennet'tir .
Bu durumu hadisciler şoyle yorumlarlar: LÂ ilÂhe illallah, Cennet'in anahtarıdır, ancak bu anahtarın dişleri vardır, onlarda ilÂhi emirlere bağlı olmak itaat ve ibadet etmektir. Bir de "LÂ ilÂhe illallah" demekle, birinin muslumanlığına hukmedilmez, "Muhammedun Rasûlullah" (Muhammed Allah'ın peygamberidir) sozunu de eklemesi gerekir. Hatta İslÂm dininden başka butun dinlerden uzak olması icab eder. Bu inancta olan kimse, ehl-i kebÂir (buyuk gunah işleyen) de olsa, gunahı kadar Cehennem'de ceza gordukten sonra Cennet'e girecektir.
Muaz b. Cebel (r.a.)'ın Hz. Peygamber (s.a.s.)'den rivayet ettiği şu hadis meseleyi acıklığa kavuşturur:
"-Hic bir kimse yoktur ki, kalben tasdik ederek Allah'dan başka ilÂh olmadığına ve Muhammed (s.a.s.)'in, Allah'ın kulu ve resûlu olduğuna Şehadet etsin de, Allah ona Cehennem'i haram etmiş olmasın."
Ehl-i Sunnet ve'l-CemÂat inancına gore, "LÂ ilÂhe illallah, Muhammedun Rasûlullah" diyen ve bunun gereğince iman edip salih amel işleyen her kimse Allah'ın izniyle mutlaka Cennet'e girecektir. Cennetlikler, hastalık, sakatlık, ihtiyarlık, huysuzluk vs. hallerden uzak olarak yaşayacaklardır.
Cennet'in Guzellikleri
Kur'an'da Cennet'in niteliklerinden bazılarına şu şekilde değinilir:
1- Altlarından ırmaklar akan, birbiri uzerine bina edilmiş yuksek koşkler (1), guzel meskenler (2)
2- Turlu ağac ve meyvalara, akar kaynaklara, gorunuş ve kokusu guzel, isteyenlerin yanına kadar sarktığından koparılması kolay, turlu bol meyvelere sahip (3)
3- Gonlun cekeceği her turlu yemek ve etler, turlu kokulu icecekler, temiz şaraplar ve ceşit ceşit tukenmez nimetleri iceren bir mekÂn.
"Onlara Cennet'te bir meyve, iclerinin cekeceği bir et verdik (vereceğiz)" (4)
"Canların isteyeceği ve gozlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin calıştığınız ameller sebebiyle mirascı kılındığınız Cennet'tir. Sizin icin orada cokmeyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz." (5)
"Cennet şarabından (dunya Şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur" (6)
4- Cennet'te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş lÂf ve gunah'a sokacak soz işitilmiş. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri cıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar uzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hic bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan cıkarılacak da değillerdir" (7)
"Onlar Cennet'te ne bir boş laf işitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir soz işitirler: SelÂm.. (birbirleriyle selÂmlaşır dururlar)." (8)
5- Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği guzelliktedir. Cennet'i aslında dunya olculeriyle tarif etmek mumkun değildir. Bununla beraber Cennet'teki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz icin Allah TeÂl onu bize şu şekilde tasvir etmiştir: (9)
"İşte bu yuzden Allah onları o gunun fenÂlığından esirger.
(Yuzlerine) parlaklık, (gonullerine) sevinc verir.
Sabretmelerine karşılık onlara Cennet'i ve oradaki ipekleri lutfeder.
Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar.
Ne yakıcı sıcak gorurler orada, ne de dondurucu soğuk.
Ağaclarının golgeleri uzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
Yanlarında gumuş kaplar ve billur kaselerle, gumuşî beyazlıkta şeffÂf kupalarla dolaşılır ki olcusunde tavin ve takdir ederler.
Onlara orada bir kÂseden icirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir.
Cennettekilerin etrafında oyle olumsuz genc nedenler dolaşır ki, onları gorduğunde kendilerini etrafa sacılıp dağılmış inciler sanırsın.
Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat gorursun.
Uzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır.
Gumuş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz icecekler icirir.
Onlara: "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, calışmalarınız şukre değer" denir. "
Cennet'in tasviri konusunda soylenecek son soz şu kudsî hadisin ifade ettiği durumdur:
Hz. Peygamber (s.a.s.) şoyle buyurmuştur:
CenÂb-ı Hak buyuruyor ki:
"Salih kullanım icin ben, Cennet'te hic bir gozun gormediği hic bir kulağın işitmediği ve hic bir insan gonlunun hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım."
Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet'in gumuş ve Âltın kerpicten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refÂh icinde, uzuntusuz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, olmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gencliklerinin yok olmayacağını ifade eder.
Kevser Havuzu
Havz buyuk bir ikramdır. Allah TeÂl bu ikramı peygamberimize tahsis etmiştir. Hadîsler havzııı vasfını belirtmiştir. Allah TeÂlÂ'dan umidimiz dunyada havz hakkındaki bilgiyi, Âhirette de onun tadını bize nasip etmesidir; zira havzumun sıfatlarından biri şudur: Havzdan icen bir kimse hicbir zaman susamaz.
Enes (r.a) şoyle anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a) bir ara uyukladıktan sonra tebessum ederek başını kaldırdı.
AshÂb
-Ey Allah'ın Rasûlu! Neden guldun? diye sordu.
Hz. Peygamber
-Bana şimdi bir ayet indi dedikten sonra Kevser sûresini okuyup şoyle dedi:
- Kevser'in ne olduğunu biliyor musunuz?
-Allah ve Rasulu daha iyi bilir.
- Kevser, bir nehirdir. Rabbim cennette onu bana va'detti. O nehrin uzerinde cok hayır vardır. Onun yanında bir havuz var. Kıyamet gununde ummetim o havuzun başında toplanacaklar. O havuzun kapları gokteki yıldızlar kadardır. (1)
Enes, Hz. Peygamberin şoyle buyurduğunu rivayet eder:
Cennette yuruduğum bir anda gozume bir nehir ilişti. Nehrin iki kıyısına ici delikli inciden mÂmûl kubbeler ser-pilmişti. Cebrail'e dedim ki:
- Ey CebrÂil bu nedir?
- Bu, rabbinin sana verdiği kevserdir. Melek elini havuzun altına vurdu. Camurunun halis misk olduğunu gordum. (2)
Yine Enes, Hz. Peygamberin şoyle buyurduğunu rivayet eder:
Havzumun iki tarafının arasındaki mesafe, Medine ile San'a (veya Medine ile Amman) arasındaki mesafe kadardır. (3)
İbn Omer Kevser Sûresi inince Hz. Peygamberin (s.a) şoyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Kevser cennette bir nehirdir. İki tarafı altından yapılmıştır. Suyu sutten daha beyaz, baldan daha tatlı ve miskten daha guzel kokuludur. O su inci ve mercan kayaları uzerinde akar. (4)
Hz. Peygamberin Âzadlısı Sevban b. Bucded, Hz. Peygamberin şoyle buyurduğunu rivayet eder:
Muhakkak ki benim havuzumun mesafesi Aden ile Belka arası kadardır. Havuzumun suyu sutten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Havuzumun testileri gokteki yıldızlar kadardır. Kim ondan bir yudum icerse, artık ebediyyen susamaz. Havza ilk varan muhacirlerin fakirleridir. (5)
Bunun uzerine Hz. Omer sordu:
- Ey Allah'ın Rasûlu! Onlar kimlerdir!
- Başları (yoksulluktan oturu) tozlu toprakla elbiseleri pejmurde, nimetler icerisinde olan kadınlarla evlenmeyen ve kendilerine baş olma kapıları acılmayan kimselerdir.
Bu hadîsi işitince Omer b. Abdulazîz şunları soyledi: 'Yemin ederim, ben nimetler icerisinde beslenen kadınlarla evlendim. Abdulmelik'in kızı FÂtıma ile evlendim. Bana riyaset kapıları acıldı, (Oyleyse ben o havuza ilk varanlardan olamam). Ancak rabbim bana rahmet ederse o başka! Bundan sonra başım kirlenmedikce ona yağ surmem. Elbisem kirlenmedikce yıkamam.
Ebû Zer diyor ki:
-Hz. Peygambere 'Havuzun kabı nedir diye sordum, dedi ki:
-Muhammed'in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun! Havzun kapları, bulutsuz ve kapkaranlık gecede parlayan gokteki yıldızların sayısından daha fazladır. O havuzdan icen bir kimse, ebediyyen susamaz. Havuzun uzerinde son bulan, cennetten oraya iki musluk akar. Havuzun eni, uzunluğu gibidir. Amman ile ile arasındaki mesafe kadardır. Suyu sutten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. (6)
Semûre, Hz. Peygamberin şoyle buyurduğunu rivayet eder:
Her peygamberin bir havuzu vardır. Her peygamber havuzuna gelen insanların fazlalığıyla iftihar eder. Ben, benim havuzumun onların en kalabalığı olmasını umuyorum. (7)
İşte bu, Hz. Peygamber'in umididir. Her kul havuza gidenlerin arasında olacağını umit etmelidir. Mağrur olup da umit etmesin. Cunku hasadı uman, tohumu eker, yeri temizler, sular, sonra oturup Allah'tan ekini bitirmesini, kasırganın, dolunun ekine dokunmamasını niyaz eder. Nadas etmeyi veya tarlayı temizleyip sulamayı terkedip de Allah'tan ekin ve meyve bitirmesini uman bir kimseye gelince, bu kimse aldanmış ve kuruntuya kapılmış bir kimsedir. Bu kimse, Allah'ın fazlını umit edenlerden değildir. İşte halkın coğunun umidi boyledir. Bu, ahmakların aldanışıdır. Aldanmak ve gafletten Allah'a sığınıyoruz; zira tedbir almadan Allah'ın fazlına aldanmak, dunya ile aldanmaktan daha tehlikelidir.
Ey insanlar! Allah'ın va'di gercektir; sakın dunya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) Allah ile sizi aldatmasın!
(FÂtır/5)
2- Turlu ağac ve meyvalara, akar kaynaklara, gorunuş ve kokusu guzel, isteyenlerin yanına kadar sarktığından koparılması kolay, turlu bol meyvelere sahip (3)
3- Gonlun cekeceği her turlu yemek ve etler, turlu kokulu icecekler, temiz şaraplar ve ceşit ceşit tukenmez nimetleri iceren bir mekÂn.
"Onlara Cennet'te bir meyve, iclerinin cekeceği bir et verdik (vereceğiz)" (4)
"Canların isteyeceği ve gozlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin calıştığınız ameller sebebiyle mirascı kılındığınız Cennet'tir. Sizin icin orada cokmeyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz." (5)
"Cennet şarabından (dunya Şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur" (6)
4- Cennet'te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş lÂf ve gunah'a sokacak soz işitilmiş. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri cıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar uzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hic bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan cıkarılacak da değillerdir" (7)
"Onlar Cennet'te ne bir boş laf işitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir soz işitirler: SelÂm.. (birbirleriyle selÂmlaşır dururlar)." (8)
5- Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği guzelliktedir. Cennet'i aslında dunya olculeriyle tarif etmek mumkun değildir. Bununla beraber Cennet'teki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz icin Allah TeÂl onu bize şu şekilde tasvir etmiştir: (9)
"İşte bu yuzden Allah onları o gunun fenÂlığından esirger.
(Yuzlerine) parlaklık, (gonullerine) sevinc verir.
Sabretmelerine karşılık onlara Cennet'i ve oradaki ipekleri lutfeder.
Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar.
Ne yakıcı sıcak gorurler orada, ne de dondurucu soğuk.
Ağaclarının golgeleri uzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
Yanlarında gumuş kaplar ve billur kaselerle, gumuşî beyazlıkta şeffÂf kupalarla dolaşılır ki olcusunde tavin ve takdir ederler.
Onlara orada bir kÂseden icirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir.
Cennettekilerin etrafında oyle olumsuz genc nedenler dolaşır ki, onları gorduğunde kendilerini etrafa sacılıp dağılmış inciler sanırsın.
Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat gorursun.
Uzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır.
Gumuş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz icecekler icirir.
Onlara: "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, calışmalarınız şukre değer" denir. "
Cennet'in tasviri konusunda soylenecek son soz şu kudsî hadisin ifade ettiği durumdur:
Hz. Peygamber (s.a.s.) şoyle buyurmuştur:
CenÂb-ı Hak buyuruyor ki:
"Salih kullanım icin ben, Cennet'te hic bir gozun gormediği hic bir kulağın işitmediği ve hic bir insan gonlunun hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım."
Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet'in gumuş ve Âltın kerpicten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refÂh icinde, uzuntusuz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, olmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gencliklerinin yok olmayacağını ifade eder.
Arkadaşlar vakit ayırıpta okuduğunuz icin teşekkur ederim.
__________________
Cennet (57muhammet57)
Dini Sohbetler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Cennet (57muhammet57)
-
12-09-2019, 11:04:50