İşte budur, miftÂh-ı genc-i kadîm
Bismillahirrahmanirrahim / بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم .

İslam Âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin (kuddise sirruh) Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, uc cild olup, beş yuz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir. KelÂm ve fıkıh bilgilerini, tasavvufun marifetlerini acıklayan ucsuz bir derya gibi eşsiz bir eserdir.

Mektubat-ı Rabbaniyi sesli dinleyebilmek icin:
http://www.dinimizislam.com/sesliyay...sesli.asp?id=5

Online Okuyabilmek icin:
http://www.hakikatkitabevi.com.tr/do...7-Mektubat.pdf

İndirip Okuyabilmek icin:
http://www.dinimizislam.com/Download..._Tercemesi.zip

Boyle bir işe bizi vesile ettiği icin Allahu teÂlÂ'ya sonsuz hamd u senalar olsun.Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed'e (aleyhissalatu vesselÂm) ve aline ve ashabına ve ehl-i beytine sonsuz salat-u selamlar olsun.


MektûbÂt-ı Rabbani

İslam Âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, uc cild olup, beş yuz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir. KelÂm ve fıkıh bilgilerini, tasavvufun marifetlerini acıklayan ucsuz bir derya gibi eşsiz bir eserdir.

Mektubat'ın birinci cildi 1616 senesinde talebelerinin meşhurlarından Yar Muhammed Cedid-i Bedahşi Talkani tarafından toplanmıştır. Birinci cildde 313 mektup vardır. Bu cildin son mektubu, Muhammed Haşim-i Keşmi'ye yazılmıştır. İmam-ı Rabbani hazretleri birinci cildin son mektubunu yazınca, (Muhammed Haşim'e gonderilen bu mektupla resullerin, din sahibi peygamberlerin ve Eshab-ı Bedr'in sayısına uygun olduğundan, uc yuz on uc mektupla birinci cildi burada bitirelim) buyurmuştur.

İkinci cildi ise 1619 senesinde yine talebelerinden, Abdulhay Putni tarafından toplanmıştır. Bu cildde Esma-i husna yani Allahu teÂlÂnın hadis-i şerifte gecen doksan dokuz ismi sayısınca doksan dokuz (99) mektup vardır.

Ucuncu cild de imam-ı Rabbani hazretlerinin vefatından sonra 1630 senesinde talebelerinden Muhammed Haşim-i Keşmi tarafından toplanmış olup, bu cildde de Kur'an-ı kerimdeki surelerin sayısınca yuz on dort (114) mektup vardır. Her uc cildde toplam beş yuz yirmi altı (526) mektup vardı. İmam-ı Rabbani hazretlerinin vefatından sonra on mektubu daha ucuncu cilde ilave edilmiştir. Boylece toplam mektup adedi (536) olmuştur.

Mektubat'daki mektupların birkacı Arabi, geri kalanların hepsi Farisi’dir.


Alıntı:
Sual: İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ını anlamamız şart mıdır? Mektuplarda suluk, cezbe, seyr-i fillah gibi bircok kelime ile karşılaşıyoruz. Bunların manalarını bilmek gerekir mi?
Gerekmez. Bilsek de anlayamayız. Seyyid Abdulhakim Arvasi hazretleri, (Allahu teÂlÂnın kitabından ve Resulullah’ın hadislerinden sonra, İslam kitaplarının en ustunu, en faydalısı, İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabıdır. Mektubat’ı anlamak icin değil bereketlenmek icin okumalıdır)buyuruyor.

(Kitap okumak, sohbetin yarısıdır) buyuruluyor. Yani, bir buyuk zatın kitabını muhabbetle okuyan, sohbet etmiş gibi O’ndan istifade eder. Mektubat’ı severek okuyan da, İmam-ı Rabbani hazretlerini sever, tanır, nasibi ve muhabbeti miktarınca O’ndan feyz almaya başlar. Okudukca anlamaya, kalbi de nurlanmaya, ibadetlerin tadını duymaya, haramlardan gunahlardan nefret etmeye başlar. İki cihan saadetine kavuşur ve başkalarının da kavuşmasına vesile olur.

Alıntı:
Sual: Anlamasak da İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubatını okumamız gerekir mi?
Elbette, okumak cok faydalıdır. Mektubat’ı severek okumak, kalbden dunya sevgisini cıkarır. Hatta Mektubat’a tÂbi olanları, Cehennem ateşinin yakmayacağı kendisine bildirilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bir gun amellerimdeki kusuru gorme hÂli beni kapladı. Buyuk bir pişmanlık ve kırıklık icindeyken, (Allahu teÂl icin alcalanı, Allahu teÂl yukseltir) hadis-i şerifini hatırladım. Sonra şoyle bir nida geldi:
(Seni ve kıyamete kadar seninle vasıtalı ve vasıtasız olarak tevessul edenleri mağfiret eyledim.)

Kıyamete kadar, vasıtalı ve vasıtasız olarak bizim yolumuza gireceklerin hepsini bana gosterdiler. İsimlerini, soylarını ve memleketlerini bildirdiler. İstersem, hepsini bir bir sayarım. Hepsini bana bağışladılar. (Makamat-i Ahmediye)

MektûbÂt’ın ozelliği

Alıntı:
Sual: İmam-ı Rabbani’nin yazdığı Mektubat’ın ozelliği nedir?
İtikad ve fıkıh bilgilerini, tasavvufun marifetlerini acıklayan ve Muslumanlara her konuda yol gosteren, ucsuz bir derya gibi, eşsiz bir eserdir. Mektuplarının kitap haline getirilmesi de, bizzat İmam-ı Rabbani hazretlerinin bilgisi dÂhilinde olmuştur. Mesela, 1. cildin son mektubunu yazınca, (Muhammed Haşim’e gonderilen bu mektupla resullerin, din sahibi peygamberlerin ve Eshab-ı Bedir’in sayısına uygun olduğundan, 313 mektupla birinci cildi burada bitirelim) buyurmuştur.

İstifade edebilmek icin, her mektup bize yazılmış gibi duşunerek okumak gerekir. Bir mektubunda buyuruyor ki:
Bu mektup gorunuşte belli bir kişiye yazılmışsa da, gercekte, bu işe yakın olan herkese yazılmış demektir. (Kılıc, kullanan icindir) sozu meşhurdur. (1/221)
Bir mektubunda da ozetle buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, (İslamiyet garip, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi, garip olarak geri doner. Garip olan Muslumanlara mujdeler olsun!) buyurdu. Bundan onceki idare zamanında Muslumanlar, o kadar garip olmuştu ki, kÂfirler acıkca Muslumanlığı kotuluyor, Muslumanlarla alay ediyorlardı. Dinsizliklerini, ahlÂksızlıklarını, sıkılmadan acıklıyorlardı. Carşıda, pazarda kÂfirleri ve dinsizliği ovuyorlardı. Muslumanların, Allahu teÂlÂnın emirlerinden bircoklarını yapması, [soylemesi ve yazması] yasak edilmişti. İbadet edenler, İslamiyet’e uyanlar ayıplanıyor ve kotuleniyordu.

Bugun, oyle bir gundur ki, az bir iş, bir hareket, hemen kabul olunup pek cok sevab verilir. Eshab-ı Kehf’in bu kadar kıymet ve şohret kazanmasının sebebi, yalnız hicret etmeleriydi. Duşman saldırdığı zaman, suvarilerin az bir hareketi, cok kıymetli olur. Barış zamanında, pek ince, guc talimleri, bu kadar kıymetli olmaz. Bugun sizin, sozle yaptığınız cihad, cihad-ı ekber yani buyuk cihaddır. Bu sozle [ve kalemle] olan cihadı, kılıcla olan cihaddan daha kÂrlı bilin!

Ubeydullah-i Ahrar, (Eğer şeyhlik yapsaydım, hicbir şeyh, bir yerde, bir murid bulamazdı. Fakat bana başka vazife verildi. O vazife de, İslamiyet’i yaymak ve İslamiyet’i kuvvetlendirmektir) buyurdu. Bunun icin, sultanlara, gidip nasihat verirdi. Tesirli sozleriyle, hepsini doğru yola getirirdi. Onlar vasıtasıyla İslamiyet’i yayardı.

KÂfirlerin kazanmaması, eski kin ve duşmanlığın başımıza gelmemesi, muslumanların zulum ve işkenceye duşmemesi icin, dua edelim. (1/65)



__________________