Bilim kelimesi bugun aydınlanmış ve ilerlemenin kıymetini anlamış herkesin gozunde bir cazibe taşır .Nasıl olmasınki,bugun hepimizin gozunu kamaştıran bunca ilerleme ve sanayi urunleri hep bilim Sayesindedir. Bundan dolayı "bilime gore " "bilimsel gercek" gibi
deyimlerle kuvvetlendirilen fikirler garib bir cazibe taşır Fakat bu ilim kelimesi ,ilim ve fen gerceğinden yarı haberdar olanların yada az bilgili olanların ağzında oyle kotu kullanışa uğrarki,şaşılır.Hele bizim gibi henuz gelişmeye başlamış olanlardan oyle aceleciler gorulurki "filan şey ilmen boyledir" dediği halde "ilim nedir?" denilse herhalde vereceği cevab ilim dışı bir şey olur. Maamafih bu yanlış anlayışı yalnız yarım aydınların yaptığını sanmamak lazımdır. Bir kac konuda ihtisası olan bazı kişilerin bile "ilim" ve "ilmi" kelimelerini kotuye kullandıkları gorulur .Maddeciliği ilmin en son sozu olarak satmak isteyenler hep bu hataya duşmekte ve ilme iftira etmektedirler.
Bunun bir kac sebebi vardır:
Halk ve yarım aydınlarda bulunan kotuye kullanma ,yarı incelemelerden ve her işitilene inanmadan doğar,ilim ve fen adamalarına gore ise ya bir felsefi kanaati ilme dayandırmak gayretinden, ya catışmanın hararetiyle ilim ve felsefe arasındaki sınırı unutmaktan ileri gelir.Duşunce tarihini inceleyenler şurasına hayret ederlerki ,ilim ve felsefenin goruşlerini karıştırmayı bir kural derecesine cıkaranlar ve hatta bu hususu duşuncelerinin esası yapanlar bile,ilim ve felsefeyi karıştırmak hatasına duşmekten kendilerini kurtaramamışlardır Mesela ; musbet felsefe ekolu sahibi Auguste Comte'un yada Hegel'in yaptıkları gibi.
Demek ki bu konuda yeterli acıklama yapılarak fikirleri aydınlatmalıyız
İnsanlık icin uc turlu bilgiden soz etmek mumkundur Bunlar basit bilgiler, ilmi bilgiler ve felsefi bilgilerdir .Basit bilgiler ve kanaatler hayatın devamı sırasında şahsi tecrube ve sathi muşahede ile telkinlerle bilinen şeylerdir. Basit bilgi, eşyayı tanıma ve bilme demek olur. Şu halde ilim ; devamlı değişen olayları değil,bu olaylara hukmeden ,bu olaylar gibi değişmeyip sabit kalan kanunları bilmek demektir.
Aristo,"bir tek şey ilim olamaz " demiştir bu acıklamalardan ,basit ve ilmi bilgiler arasındaki buyuk fark acığa cıkar .Basit bilgiler , dunya olaylarına gorulduğu bicimde tanımaktan ibaret iken ,ilmi bilgiler bu olayları idare eden sebeb ve ilişkileri bilmektir.
Halk,olayları olduğu gibi kabul eder ,olayın"nasıl"ını tecrube ile anlamak istemez.Olaya bir sebeb bulsa bile bu bir ilmi sebeb değildir.Zira bu sebeb bir duşunmenin ,idrakin sonucu değildir.İlim icabı duşunen ise olayı o cinsten karşılaştırır. Birinde ve diğerlerinde sabit kalan sebebleri keşfeder.Bunu da incelik ve tecrube ile yapar .Olayın ansıl olduğunu ve nicin değiştiğini anlar .Bir kanun demek olan bu bilgi"ilim"dir.
Bazı filozof ve duşunurler insan zekasının gucunu bu bilgi ile sınırlamışlardır. Onlara gore insan zekası,ilmi bilgileri aşamaz. Zira tecrube,olaylar uzerinde mumkundur.Tecrubesi imkansız tasavvurlar ise ilmin dışında kalır,ısbatı mumkun değildir . Ve bu bilgiler zan ve şahsi kanaat veya hurafeler sınıfına dahil olur "pozitivizm"in fikri budur. Onlar bu kural gereğince ,Allah ve onun mahiyeti ,Zat, son sebeb ,mutlak,en buyuk,sonsuz gibi fikirleri insan zekasından kavrayış gucunun dışında sayarlar. Bunlarla uğrasmayı, bilinmesini imkansız saydıkları icin boşuna uğraşma diye kabul ederler.Bu kaideden şaşmayan ilimciler icin bu yuce tasavvuru kabul etmemek gibi, inkar da anlamsız ve ilim dışıdır. İlim dairesinin dışına cıkmak azminde bulunan biri ,bilim adına ''Allah var mı?'' denilince , '' Alah bir hadis değildir , dolayısıyla his ve tecrubeye gelmez. Buna gelmeyen tsavvuruın varlığı yokluğu hakkında ilmin bir hukum vermesi gerekmez"cevabını verir.
Şu halde yalnız ilim alanında kalan ve ilim ile felsefeyi birbirine karıştırmayan bir duşunurun nazarında ,şuphecilikten başka felsefi ekoller , zan ve vehimden ibarettir.bu kısım duşunurler karşısında maddeciliğin (materyalizm) ruhculuk(spritualizm)'tan farkı yoktur. tabii bu ilmi ozellik itibariyledir.yani her ikiside aynı hukumle,aynı red hukmuyle mahkumdur.
Bundan anlaşılırki,; maddeciliğin diğer ekollerin uzerinde olarak ,ilme dayanan bir ekol olması hakkındaki iddialar tamamen yanlıştır.inkar hic bir bakımdan kabulun uzerinde değildir.butun felsefe ekolleri gibi onuda yargılayacak olan yetkili hakim ,butun insanlığın yardımını gorduğu akıldır.
Fakat, acaba sadece ilim dairesinde kalma iddiası doğrumudur? acaba ilmin bu şekli insanlığın ihtiyacı icin yeterlimidir? daha acık soyleyelim bir sınırlı alanda kalmakla ,bizzat ilim mumkunmudur Hayır!...
İnsanlığın idaraki olayın yalnız nasıl oldugunu sormakla kalmaz, insan soruyu cozumleyecek tek kaynağı(ilk sebebe) ulaşılmayınca susmaz.İnsan idrak ve duşuncesi bir olayın nasıl olduğunu sorar.bu soru her duşunurun hatta boyle bir sorunun gereğini inkara calışanların bile ebebi endişesidir.
İnsan bu endişeyi daima duymuştur.ve onda aşk ve arzu,hurmet,şefkat ve saadet gibi, fikirler ve yuce hisler daima kaldıkca, bu endişeyi hisedeceğiz.
Daha kesin soyleyelim: basit bilgi ile yetinmedikce ,her ferd bu soruyu soracak ve cevab arayacaktır. felsefe olmadıkca ilim tasavvur edilemez, zira kanunlar nedir? olaylar arasındaki devamlı ilgiler ,bağlantılar nedir ?
Pek iyi şu halde ilmi kanunlar : hic bir dış gerceği olmayan ancak insan zihninde gozlenebilen ve yalnızca insan zihninde varlığı olan bir "mucerred (soyut) soyutlamalarda ibarettir .Eğer bu konular bir gercek varlığın amac ve emirlerini ,varlığın zaruretini ,ortaya cıkışını ilan ve beyan etmiyorsa ,eğer bu konular gercekten değişmez, ebedi sonsuz bir varlıktan gelmiyorsa bir değeri kalırmı? ve şu halde ilim "bir hayal ve zan manzumesi" bir "dedikodu mecmuası" kısacası " sadece şahsi fikir ve hayal " olmazmı? eğer bu kanunlar ,gercek varlık sahibi ,sonsuz ve mutlak varlığa ve birliğe dayanldırılırsa ,o zaman onların bir anlamı ,bir değeri olur,hepsi canlanır. fakat bu dayanak red ile inkar edilirse o zaman bu kanunlar ,insan zihninde tasarlanmış ve vehmedilmiş olmaktan başka bir varlığa sahip olamaz.hepsi canlı ve anlamzsı kalır.
Bundan dolayı insanlık yalnız "nasıl?" sorusuna verilen cevabla kanaat edemeyerek o cevabları aldıktan sonra onlara bir kıymet ve gercek bir sıhhat verebilmek icin " nicin?" sorusunuda sorar ve bu soruyada cevab arar .işte bu soruyu sorunca felsefeye girilmiş olur. bu soruyu soran kavrayışın onunde butun olaylar anlamsız harfler hukmune ,kanunlar ve sebebler, sonsuz kelimeler şekline girer . Bu harflare esas olacak bir sonsuz nokta lazımdır. bu kelimeleri telafuz ettirecek ,bir anlam verdirecek ruh gerekir. bu sebebten sebebe ,kanundan kanuna,mahiyatten mahiyete gecerek, tahlil ve idrak sayesinde sebebsiz bir sebebe, başlangıcı olmak ve yaratılmaktran mustağni bir varlığa ,sınırdan mustağni bir varlığa ulaşmayı bildirir. Butun bilgisini bu esasda goturmekle ruh ve idrak ihtiyacını kazanmış olur. bu suretle meydana gelen bilgi"felsefi bilgi" adını alır. boyle bir bilginin imkan ve luzumunu inkar etmek boş birşeydir .Hele bu bilginin deneye dayanmadığı bahanesiyle imkansız ve luzumsuz olduğunu sanmak,tecrube icin bile gerekli, esasları inkar etmek olurki ; boyle inkara ilim demekten cok bilgisilik ,inat ve inkar aşkı adını vermek gerekir bu acıklamalara dikkatle bakılınca anlaşılırki, ilim ve felsefesin her birini kendine gore bir yeri vardır. her ikiside bu yerde kalırsa faydalı ve doğrudur. fakat ilim felsefeye yada felsefe ilime tecavuz ederse biribirinden alacakları calmaca neticeler hic bir zaman doğru sayılamaz .Bir gercek ilimadamı felsefi bir tartışmaya girdiği zaman,iddiaalarının ilmin kendisi olduğun u soylemez .Bununla beraber bundan; "ilimin felsefeye felsefenin ilme gereği ve faydası yoktur" manası anlaşılmamalıdır. Aksine,ilmin gelişmesi felsefe sahasını aydınlatmaktadır.keza ,felsefe olgunlaştıkca ilmin mahiyeti bir kat daha sıhhat ve cekicilik kazanmaktadır :
Filibeli Ahmed Hilmi (Allah'ı inkar mumkunmudur s.37.38)
ilimvebilim.org
__________________
.....bİlİm ve felsefe'ye daİr....
Dini Sohbetler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- .....bİlİm ve felsefe'ye daİr....
-
12-09-2019, 10:56:50