Abdulhay Hazretleri (rahmetullahi aleyh) kitabı Senedul Mukadderat kitabının bir bolumunde Evinin bir bolumunu tamir ederken Başından gecen bir havadisi bize Şoyle Naklediyor.

-Değerli zevcem Fatma evimizin duvarlarının cok kotu durumda olduğunu,duvarlarımızda koca koca delikler olduğunu ve benim bunları kapatıp duvarı sağlamlaştırmam gerektirdiğini tenbihledi.Bende Bir perşembe gunu Başladım bu ricasını yerine getirmeye.Once taş ve camurla delikleri kapattım.Ardından duvarın tamamını yeniden camurla sıvadım.İşim gece karanlığına kadar surdu.

İşim bitip tam eve girerken yaptığım duvarın dibinde duran bir genc gozume gorundu.Şaşkın bir şekilde bana bakıyor ve bilmediğim bir lisanda birşeyler soyluyordu.Zevcemde bu yabancıyı gorunce ona elle ikazda bulunup eve girmesini tembihledim.Sonra bu gencin yanına Allahın selamı ile yaklaştım.O da bana karşılık verdi.

Gencin halinde bir gariplik hali vardı.Adını ve bu hanın yanında ne işi olduğunu sordum.

O da: "Bizi neden kovuyorsun biz sana asla bir fenalıkta bulunmadık ki" diye sitem etti.

Bende ona: "Benim Seni Tanımışlığım yoktur. Ben Sana ne kotulukle seni Kovmuş olabilirimki" dedim.

O da bana:"Biz bu evin ilk sahibi Hazreti Huseyin bin Ali (radîyallahu anh) Hazretlerinden beri burda iskan etmekteyiz.beraber nice sohbet ve ikramlara ortak olduk,coluk cocuğumuz onun okuyuşu ile nice fenalıklardan korundular.

Bizim elimizde rızkımızın azaldığı bir an koşup comertce ikramda bulundu.Bize Kuran Ve Tefsir konusunda nice sırlar belletti.Biz korku icindeyken bizi ehemmiyete alıp sakladı.Duşmalarımızı kahretti.Şimdi sen nasıl olurda ustadının baş koyduğu bu yola boyle saygısızlık ettin".

Bende ona beni itham ettiğin Şeylere yakınlığımın olmadığını ve bu ana kadar yoluma vede soyuma ihanet etmediğimi beyan ettim.

Oda bana:"Sen nesl-i ins'ten Ademden zuhur Abdulhay bin Hasanul Askerinin oğlu değilmisin?" diye sordu. Ben bu sorgudan cok urktum ve Kuran ile kendimi korumaya başladım.

Benim korunma halimi goren genc bana yaklaşıp:
"Ey AbdulHay kendinden once bizi koru biz şimdi ne yaparız hic duşunmedinmi?" diye şikayet etti.

Ben okumamı bitirip ona sordum:
"Hele bana deyiver sen nesin ve bana kırgınlığın nedendir?

O da:"Ben cinlerden Macric'ten(Allahın ilk yaratılan erkek cinin Adı) zuhur Hasan bin Abdullatif'in oğluyum burada uzun zamandır iskan etmekteyim.Sen bugun bu duvardaki delikleri kapatan değilmisin?

Bende: "Evet bunu ben yaptım".dedim.

O da bana sitemle: "Ey AbdulHay bilmez misin biz cinlerin musluman olanları Kabeye bakan ev duvarlarının icinde yaşarız.KÂfirlerimiz de hacet gorunen yerlerin duvar deliklerinde.Bu bilgi sana zahir olmadımı? Baban sana bu ilmi belletmedimi?" Bende bu konuda bana beyan edillen bir şey bırakılmadığına ve yaptığım şeyin fenasına şimdi vakıf olduğumu beyan edip ondan beni affetmesini ve bu hatamı telafi edeceğimi beyan ettim.

O da bana: "Oylese dinle ve belle ve bilmeyene iletki beni adem bu bilgiden her akıl sahibi bir ibret ve sır bula."

Bende: "Buyur Ya Hasan seni dinliyorum" dedim.

O da soze Besmele ile başlayıp bana anlatmaya başladı:
"Ey Abdulhay bizim neslimiz iki fırkadır biri gokte meskendir biride toprağın uzerindeki her sabit golgede yaşar.

Bizden biri mutlaka sizinle beraber yaşar.Atalarımızdan oğrendiğimize gore sizler yokken tum dunyada Allah biz cinler icin sayısız sabit golgesi olan kovuklar yaratmış ama isyankarlarımız yuzumden bu kovuklar melekler aracılıği ile Okunmuş Balcıklarla kapatılmıştır.O zaman bir cok soy farklı yerleri mesken tutmuş. Kimisi su kaynağına yakın olan kovukların golgelerinde.kimisi golgesi surekli sabit olan yerin altındaki kovuklarda .İsyankarlıklarından 3000 yıl gok ile yer arasında surgun yaşadıktan sonra tobesinde samimi olanlar Allahın bir rahmeti olarak meleklerin gozetiminde farklı yerlere yerleştirilmişlerdir.

Biz buraya onlar gibi surgun ile gelmeyen bir nesilden geliyoruz.Allah burayı bize bir lutuf olarak bizi ehlibeyt ailesinin yaşadığı yere mesken lutfunda bulumuş ve bizi cok hayırlı bir makama mazhar etmiştir.Biz burda iki kardeş olarak mesken ederiz.Kardeşimde burdadır.Beni yaptığın bu davranıştan o haberdar etmiştir.Ben bu haberi Kabeyi tavaf ederken oğrendim.Kardeşim durumu bana beyan edince durumu buyuklerimize acıkladık onlarda sadece beni seni uyarmam icin gorevlendirdiler.Bizden Biri sizden biriyle ancak tek bir kural uzeriyle buluşmasına izin verilmiştir.

O da muslumanın muslumana,inancsız inancsıza yakın olacaktır.Kim bu hududu ciğnerse ve hukmu bozarsa Allahın Latif kapısının bekcisi melek elindeki kurutup bitiren ateşi uzerimize atar.Ve bundan bu gune kadar hic bir curetkar kurtulmuş değildir.Ben muşkilimi Buyuklerimize arz ettim onlarda Allahın kendilerine emanet kıldığı Latif kapısı kilidinin anahtarını Allahın izniyle gecmem icin bu meleğin gozetimde bana verdiler.İcimizdeki kafirler asla bu kapıyı acamazlar.Bu onlara kıyamete kadar haram kılınmıştır.Şimdi sana durumumu beyan ettim senden ricamız ailemin yaşadığı bu kabeye bakan duvarının delikleri acmandır.Bu senden Kabenin sahibi olan Allahın adıyla rica ediyoruz."

Bende:
"Madem rican budur.Allahu teÂlÂ'nın ismi başım gozum ustune o duvardaki delikleri acacağım".dedim.Sonra helalleştik.

Bana gitmeden şunları oğretti:

"Ey AbdulHay gozunun onunde yanıp sonen kucuk nurları gorursen bilki bizden biri yanındadır.O yanıp sonen nurlar bizim gozlerimizdir.Boyle bir durumla karşılaşırsan bilki Biz orda sayı olarak fazlayızdır,toplanmışızdır.Bu toplanmalarımız Kuran dinlemek ve ibadet sırasında size cemmat olarak katılmamızdan dolayıdır.Her salı ve cumartesi akşamı iyimizde kotumuzde yeryuzunde gezmek ve rızık temin etmek icin musadelidir.O gun cocuklarınızı dışarda tutmayın.Cunku bu izini nefsine eğlence olarak kunlananlarımız vardır.yemeklerinizin ağızını besmele ile bir kapakla kapatın. yemek yediğiniz tum eşyaları yıkayıp oyle yatınız.Hayvanlarınızın ahırına cevizden yapılmış su ve yem kurnası kunlanmayın.

Bunu yaparsanız hayvanınız telef olur.Yattığınız yatakların ve ev eşyalarının cevizden yapılmış olmamasına dikkat edin.Banyo ve pis suyu kabe istikametine atmayın bizden bir cemaatin ofkeli bakışına sebep olursunuz.Bizden kim size boyle bakarsa Sara hali dediğiniz hal zuhur olur.Yemekten artan kemikleri besmele ile kabe istikametinde uzak bir yere temiz bir kapta yada ortuyle bırakın.bırakırken "Allahım Bu rızıkları senin gozetiminde musluman kardeşlerime hediye ediyorum.İhtiyac sahibi musluman kardeşlerime sadakamdır" deyip ihlas suresini o kemikler uzerine uzerine oku.O kemiklerden asla kafirler nasiplenemez.Ve bizden hayır duası alırsın.Bizden bir dua almış kimse'ye su bulmak kolaylaşır.Değerli madenlerin yerini biz ona fısıldarız.

Şayet gozunun onunden bir karartı gectiyse hemen Ayet el kursi oku ve Hazret-i Muhammed(sallallahu teÂl aleyhi ve sellem) ve Ehli-beytine (aleyhimurrîdvan) salavat et.Cunku yanında bizden bir deli vardır, bilmeyerek sana zarar vermemesi icin boyle yap.Cunku bizden sadece akli durumu eksik olanlar sizin aleminizde suresiz kalabilir ve gezebilir.Kıyamete kadar bir mesuliyetleride yoktur.O icinizden yanlışlıkla gecerse ve kendinizi koruma altına almış bir amelle dururken icinizden gecerse urperirsiniz.Onununuzde yatarken ona basarsanız durup dururken ayağınız tokezler.Sebepsiz sandığınız tokezlemeleriniz bundandır.

Dilini Isırırsan bilki bizim ısırdığımız birşeyi yemişsindir.Bizim ısırdığımız rızıktan yiyen kişinin dili takatsız kalıp kitlenip dişlerin onune gelip sıkışır.

Ey Abdulhay(rahmetullahi aleyh) Allahın (celle celaluhu) Rahmet ve bereketi tum muslumanların uzerine olsun." dedikten sonra ince bir duman cizgisi olup gozden kayboldu.
__________________