Bir kardeşim, benim yazımda velilerin ardı sıra gitmenin, Rabbim tarafından yasaklandığı ayetini hatırlatmam neticesinde bana şoyle bir cevap verdi.

(Yasaklanan veli kavramı, şeytan ve avanelerine davet eden velilerdir. Bu kezzaplardır, belamlardır, putlardır vs..)

Gercekten Yuce Rabbim aşağıdaki ayette, bizleri velilerin ardına duşmeyin derken, şeytanın yoluna, putlara davet eden, kur’anı inkÂr edip peygamberimizi kabul etmeyen kişilerden mi bahsediyor olabilir, gelin onu yine Rabbin yontemi ile kur’ana danışarak anlamaya calışalım. Fakat once şunu hatırlatmakta yarar var. Allah veli sozcuğunu bir başka anlamlar da da kullanmıştır kur’an da. Orneğin bizimde gunumuzde kullandığımız bakmakla yukumlu olan, aile buyuğumuz velimiz gibi. Ayrıca dost anlamın da da kullanmıştır. Orneğin şu ayeti verebiliriz.

Maide 55: Sizin gonul dostunuz (veliniz) Allah'tır, O'nun resuludur, bir de rukû eder bir halde namazı kılıp zekÂtı vererek iman edenlerdir.

Fakat bizim bahsettiğimiz VELİ, Rahmanın soz ettiği, din ve iman adına ardı sıra gidilecek, yardım istenecek VELİLER konusudur, gelin birlikte bu sozcukten Rabbim kimlerden bahsediyor ve ardı sıra gitmeyi yasaklıyor onu anlamaya calışalım.


Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına duşmeyin! Siz ne kadar da az oğut alıyorsunuz.


İlk once bu ayeti anlamaya calışalım. Bu ayetin onceki ve sonra ki ayetlere baktığımızda, Rabbimin bizlerin uyması gereken tek rehberin kur’an olduğunu ve bunun dışında hicbir kişinin ve bilgilerin ardı sıra gidilmemesini istiyor. Dikkat ederseniz burada iman edenlere sesleniyor Rabbim. Yoksa iman etmeyenin kur’an ile bir ilgisi olamaz, o zaten kabul etmediği bir kitaba neden uysun? Şu sozlere dikkat edelim ki daha iyi anlayalım konuyu. Onun berisinden yani Allah tan başka onderlerin velilerin ardından gitmeyin diyor. Cunku din ve iman adına guvenilecek, dayanılacak her sozune guvenilecek veliniz yalnız benim diye de belirtiyor. Size hatırlatacağım ayette bakın bizlerin gonul gozu olarak neyi oneriyor?


Enam 104: Gercekten Rabbinizden size bircok deliller geldi, artık kim gozunu acara, onları gorurse kendi lehine, kim de korluk ederse, kendi aleyhinedir. Ve o durumda ben sizin bekciniz değilim.


Dikkat ederseniz Allah bizleri elcisi kanalıyla gonderdiği bircok delillere YANİ KUR’ANA yonelmemizi emrediyor. Daha da ilginci kim aklını kullanır ve gozlerini acıp kur’an dan nasiplenmeye calışırsa, kendi faydasına diyor. Kim korluk ederse de kendi zararına. Demek ki aklını kullanan kur’an dan nasipleniyor, anlıyor ki Rabbim bunu soyluyor. Daha sonrada Rabbim elcisine soyle onlara ben size kur’anı, gonul gozunu, guneşi tebliğ ettim, gerisi size kalmıştır, ben sizin bekciniz değilim diyor. Dikkat edin Allah elcisi bile bir yerden sonra, aradan cıkıyor ki başka birisinin araya girmesini Rabbim asla musaade etmez.

Aşağıdaki ayette aslında din ve iman adına kimseye kayıtsız şartsız guvenilmeyeceğinin, ikazını yapan bir ayet.


Enam 116: Yeryuzunde olanların coğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan soylerler.

Dikkat edin bu ayette de iman etmeyenlerden bahsedilmiyor. Cunku hic iman etmeyenler konusunda zaten cok acık ayetler vardır ve onları zaten dost edinmeyin sakın diye bizleri uyarır Allah. Burada bahsedilenler ne şeytanlar nede iman etmeyen insanlar. Peki, kimler olabilir bu kişiler? Onları da acıkca soyluyor. (Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan soylerler.) Bakar mısınız lutfen kimlermiş? Emin olmadıkları soz ve bilgilerin ardı sıra gidip, dinini imanını zan ve tahminlerle yaşayan insanlar olduğunu soyluyor. Rabbin bu ayetini bu sozlerini, gunumuz İslam yaşayışımızla lutfen karşılatırınız, kimler olduğunu, nasıl buyuk hatalar yaptığımızı o zaman cok daha iyi anlayacaksınız.


Şimdi yazacağım ayette bakın Rabbim bizi nasıl uyarıyor ve bazı insanların bizi ALLAH İLE ALDATACAĞINI soyluyor.

Fatır 5: Ey insanlar, hic şuphesiz Allah'ın vaadi haktır; oyleyse dunya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcılar da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.


Bizi aldatma ihtimali olacak kimseler, bizim yakınımızda olanlar olduğu anlaşılıyor. Yoksa bizim dinimizden, inancımızdan olmayan bir insanın, zaten ne sozunu dinleriz, nede yanımıza yaklaşabilirler. Demek ki bizi Allah ile aldatacak olanlar icimizden birileri. İşte bunun icin Rabbim bizleri uyarıyor.


Şimdi hatırlatacağım ayet ise sorumuzun tam cevabını veriyor.

Yunus 106: Sana ne bir yarar, ne de bir zarar verebilecek durumda olmayan varlıkları Allah'la beraber anıp onlara yalvarıp yakarma: cunku eğer boyle yaparsan muhakkak ki zalimlerden olursun!

Ayete bakar mısınız lutfen. İşte apacık sozleriyle anlatmak bu olsa gerek. Bizlere ne fayda nede zarar verecek guce sahip durumda olmayanları yani beşeri, Allah ile birlikte anıp anlardan yardım isteme, bunu yapanlar zalimlerden olur diyor. Peki, bizler gunumuzde ne yapıyoruz bunun benzeri şeyleri bir duşunun isterseniz? Allah dostu dedikleri kişilerden şefaat istedikleri, onları Allah huzurunda kurtarıp cennete gotureceklerini soylemiyorlar mı? HÂlbuki Rabbim kimin takvaca ustun olduğunu yalnız ben bilirim dediği halde, yaptığımız yanlışların sonu nereye varır dersiniz? Bakın bu sozlerime acıklık getiren ayeti anlamaya calışalım şimdide.


Zumer 3: Gozunuzu acıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O’nun yanında birilerini daha veliler edinerek, "Biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey icin kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hic kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hukmu verecektir. Şu bir gercek ki, Allah, yalancı ve nankor kişiyi iyiye ve guzele kılavuzlamaz.


İşte konu daha da acıklık kazandı. Demek ki edindiğimiz icimizden cok guvendiğimiz ve bizleri din iman adına yoneten oyle insanları veli edinmişiz ki, bu insanları veli edinmemizin nedenini Rabbim ornekle veriyor, bakın ne diyor?

(Biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey icin kulluk etmiyoruz.)

Demek ki bu durumda edindiğimiz veli bizlerin icinde, hatta cok guvendiğimiz bir insan, yoksa neden guvenelim ona da, bizi o kişi Allaha yaklaştıracak diyelim. Rabbin bu sozlerini okuyunca gunumuzde veliler edinenlerin kendince sebepleri geldi aklıma, bakın ne diyorlar, Rabbin soylediklerinden hicbir farkı yok.

( Her insanın bir velisi olmalıdır, hesap gunu her Musluman velisi ile birlikte anılacaktır. Veliler şefaatcidir, onlar bizlere şefaat edeceklerdir.)


İşte Rabbimin cok buyuk tehlike gorduğu ve sakın yapmayın, bunlardan sakının dediği olay bu kadar acık gercekleşmiştir. HÂlbuki bakın onlarca ayette Rabbim tek şefaatci benim dediği halde bizler, neler soyluyoruz farkında mıyız acı gerceklerin? Hic sanmıyorum, cunku kur’an ile aramıza girenler oyle bir girmiş ki, Rabbin sozleri yerine, beşerin sozleri dinlenir olmuş.


Secde 4: Allah'tır ki gokleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı gunde yaratmış, sonra arş uzerinde egemenlik kurmuştur. O'nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatci. HÂl duşunup ibret almayacak mısınız?


Allah apacık şefaat tumden bana aittir, kimin takvaca ustun olduğunu yalnız ben bilirim dediği halde, bizlerin şefaatci edinmemiz, veliler edinip onlara sığınmamızı, onlardan yardım istememizi nasıl acıklarız hesap gunu Rabbime? Bugun tarikat ve cemaatleri bir duşunun lutfen. Neler soyleniyor şeyhleri liderleri icin. Doğrusu hala aklımızı işletmeyecek miyiz?


Allah hesap gunu olacak bir olayın sahnesini bile bizlere bugunden gosteriyor, ama biz hala duymazdan geliyoruz. Bakın mahşer gunu yuzu kapkara olan, iman ettiğini zannedip, birilerinin ardına duşen, veliler edinen bir insanın acı feryadını lutfen duyalım artık. Eğer duymazdan gelirsek, bir gun bizlerde aynı feryadı uzulerek yapacağımızı bilelim.

Furkan 28: Yazık bana! Keşke falancayı (batıl yolcusunu) dost edinmeseydim.

29- Cunku zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (ucuruma surukleyip sonra) yuzustu bırakıp rezil rusvah eder.


Rabbin verdiği bu ornek, zerre kadar duşunene gercek cevabı veriyor. Burada bahsedilen kur’ana iman ettiğini zanneden birisinin feryadıdır. Bu kişi cok guvendiği birisini dost veli edinmiş ve ona o kadar cok guvenmiş ki, sonunda iman ettiği kur’an dan, farkında olmadan sapmış. Tabi işin kotusu bunu Rabbin huzurunda fark ediyor. Ne kadar kotu bir durum. Bakın işte şeytan burada nasıl bir gorevde olduğunu da hatırlatıyor Rabbim. İman edenleri kur’an dan uzaklaştırmak batıla, sanıya, rivayetlere iman etmeleri icin var gucuyle calışıyor. Rabbim acıkca KUR’ANIN İPİNE SARILIN DEDİĞİ HALDE. Ayete dikkatle bakalım burada ardı sıra gittiğimiz, dost edindiğimiz yabancı birisi değil. Tanıdığımız guvendiğimiz hatta bu Allah dostudur, ne soyluyorsa doğrudur diye hicbir kuşku duymadan, ona guvendiğinden bahsediyor. Peki kur’anı tebliğ aldığını soyleyen kişi kur’an dan nasıl sapar, burası onemli. Dost edindiği kişi kur’anı kabul etmeyen birisi değil, peki nasıl saptırıyor olabilir? Rabbin hukum vermediği konularda, bunlarda Allah katındandır diyerek dine hurafeler, katıp saf ve temiz İslam ı bulandırmaktır elbette yoldan saptırmak.


Ne yazık ki bizler yalnız ve yalnız Rabbimden yardım istememiz gerekirken, hatta her namazda Elham ayetinde, Yalnız senden yardım isteriz dememize rağmen, acaba şefaati, yardımı kimlerden istiyoruz? Edindiğimiz velilerden nasıl olurda yardın isteriz, şefaat bekleriz. Bakın Rabbim ne diyor?

Nisa 45: Allah sizin duşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.

Tevbe 116….. Sizin icin Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.


Allah din ve iman adına bizleri kur’ana yoneltir ve ona sarılmamızı ister. Kur’anı rehber alanı hic kimsenin aldatamayacağını anlatır bizlere. Kur’an dan nasiplenmeyenlerin kolay kandırılacağı orneklerini verir. Aşağıdaki ayette kur’an dan habersizlerin nasıl bir yontemle kandırıldığını anlatır bizlere.



Bakara 79: Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak icin "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun!Elleriyle yazdıklarından oturu vay haline onların! Ve kazandıklarından oturu vay haline onların.


İşte gunumuz İslam’ının icine duştuğu bataklık. Kur’an dan habersiz toplumu aldatma ve kandırma yontemi. Hatırlayınız bugun bizlere kur’an da her şey yoktur, O ozet bilgidir diyenlerin ciltlerce dolusu yazdığı kitaplar acaba nerden almış bilgilerdir dersiniz? Rabbimin hic bahsetmediği, hukum vermediği onca bilgileri nerden aldılar da bizlere veriyorlar, bunu hic duşunen var mı? İşte cok guvendiğimiz hatta Allah dostu ilan ettiğimiz kişilerin yazdığı onca bilgilere, kitaplara karşı, rabbin sozlerini lutfen artık duyalım işitelim. Şunu da unutmayalım, yuzlerce yıl once yaşamış bircok Âlimin sozleridir diye bugun bizlere sunular sozlerin, gercekten kendilerine ait olup olmadığına emin olan var mı aramızda? Gecmişte yaşamış peygamberimizden feyiz almış, ustat Âlimlerin soylemediği sozleri onlar uzerinden yayarak, batıl sozlere inanmakla, bu Âlim kişilere atılan iftiraları onayladığımızı unutmayalım. Peygamberimiz bizleri kur’an ile uyarma gorevi aldıysa, ondan feyiz alan Âlimlerimizin de bu yolu izleyeceğini bilmeliyiz. Bakın Allahın kitabında olmayıp, bunlar Allah katındadır diyenlere Rabbin sozlerini tekrar hatırlatıyorum. ( Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun.) Allah hangi sozlerden bahsediyor bu sozuyle? Elbette Rahmanın kur’an da hic bahsetmeyip, hukum vermediği konuları, bunlar Allah katındandır diyerek, RABBİME İFTİRA ATANLARDAN BAHSEDİYOR. Unutmayalım Rabbimin tehdidi bir gun gercek olacaktır. O gun bir goz acıp kapayınca ya kadar gelecektir, bunun farkına varalım.


Gunumuzde Allah tan gayri şefaatci edinip veliler peşinde koşanlara bakın Rabbim apacık ne soyluyor?

Enam 51: Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Oyle ki, kendileri icin O'nun huzurunda ne bir dost ne de bir şefaatci vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.

Şukurler olsun Rabbim e o kadar acık ki her şey. Huzura gittiğimizde, yuzlerinin aydınlık olmasını isteyenleri sen kur’an ile uyar diyor Yaratıcımız. Peki, bugun bizlere ne oğretiyorlar onu hatırlayalım? Kur’an ozet bilgidir orada her şey yoktur. İşte şeytanın kur’an dan bizleri uzaklaştırdığı ve inanmasını sağladığı koskoca bir yalan, rabbimin kitabına atılan iftira. Buna inanan şunu asla unutmasın. Huzuru mahşerde bunlara inananların yuzlerinin kapkara olacağını soyluyor Rabbim. Daha da onemlisi ayetin sonunda, Dunyada edindikleri şefaatcileri, hesap gunu yanlarında bulamayacaklardır diyor.

Peygamberimiz devrindeki putlara hic kimse Allah diye tapmıyordu. Hepside ehli kitap insanlardı. O putlar, yaşadıkları donemlerde cok sevdikleri, saydıkları Allahın sevgili kulları kabul ettikleri kişilerin putlarıydı. İnsanlar bu putlardan şefaat bekliyor ve onları Allah huzurunda cennete gotureceklerine inanıyorlardı. Gunumuzde ise yapılan cok mu farklı dersiniz. Belki bugun putlarını yapmıyorlar, ama edindikleri velilerden şefaat dileyerek onların ardı sıra gidip, onlardan yardım isteyerek aynı şeyleri yapmıyorlar mı? Yorum sizlerin.


Sizlere son olarak bir ayeti, Rabbimin verdiği ornekle acıkladığı uyarıyı hatırlatmak istiyorum. Allah bu orneğiyle bizleri o kadar guzel uyarıyor ki, anlayana anlamak isteyene. Tabi birde gozlerinde perde olmayıp, gonulleri muhurlenmeyenlere.


Ankebut 41: Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin orneği, kendine ev edinen orumcek orneğine benzer. Gercek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı orumcek evidir; bir bilselerdi.


Bu ayeti ilk okuduğumda doğrusu fazla bir şey anlamamıştım. Sizlerde okuduğunuzda, eğer araştırmadıysanız cok fazla bir şey anlamamış olmanız normaldir. Once ayette gecen orumcek hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum, o zaman Rabbimin ne demek istediğini daha iyi anlayacaksınız.

Canlı turleri genelde evlerini; sıcaktan, soğuktan, duşmanlardan ve her turlu zarardan korumak icin inşa ederler.Oysa orumcek evini; yok etmek, zarar vermek, evine yanlışlıkla uğrayanları yemek icin inşa eder. Bu yuzden evlerin en guvenilmezi, orumceğin evidir.İşte Allah bizlere oyle bir ornek veriyor ki, zerre kadar aklını kullanan, din ve iman adına Rabbin rehberinden saparak, beşeri veliler edinip ondan yardım ummak, onları şefaatci edinmenin buyuk bir yanlış olduğunu, bunu yapanların sonunu orumceğin evine sığınan insanlara benzetiyor. Sizce boyle bir eve, boyle bir insana sığınmak, bizi Rabbim e ulaştırır mı? Ya da bu kişinin gercekten Allah dostu olduğunu bilebilecek, garanti veren var mı aramızda?


Kur’anı anlayarak birkac kez okuyan bir insan şunu cok acık anlar. Allah elcisine, insanlığı kur’an ile uyarma gorevi vermiş ve bu gorevi esnasında elcisini kontrol altında tuttuğunu, asla onun sizlere yanlış bir şey soylemeyeceğinin garantisini de vererek, elcisine kayıtsız şartsız uyulmasını emreder. Bunun dışında hicbir beşerin hatasız olamayacağını, hatta gonderdiği peygamberlerin bile hatalar yapabileceğini, ama onları kontrol altında tutup yanlışlarına mudahale ettiği orneklerini verir bizlere. Rehber alacağımız ardı sıra gideceğimiz ve sarılacağımız tek kitabın KUR’AN olduğunu yuzlerce kez hatırlatır kur’an da. Bizlere duşen Rabbin kelamını anlamaya calışmaktır. Rabbin kitabına anlaşılması zor ve orada her şey yoktur diyenler, bizlerden gercekleri gizlemeye calışanlardır bunu unutmayalım. Ben sizlere bize oğretilenlerin, kur’an ile karşılaştırdığımızda ne kadar tutarsız, yanlış bilgiler olduğunu anlatmaya calıştım. Bende bir beşerim elbette hata yaparım, benim yaptığım Rabbin emrini uygulamaya calışmaktır o kadar. Allah kur’ana sarıl, onu anlamaya calış diyorsa, Allaha ulaşacak yolunda kur’an dan gececeğinden şuphem yoktur. Sizlerinde yapması gereken yazdıklarımı kur’an ile karşılaştırmanız ve imanınızı ona gore yonlendirmek olmalıdır. Bizlere duşen beşerin sozlerini doğrulamaya calışmak değil, rabbin ne soylediği anlamaya calışmak olmalıdır. Rabbim cumlemizi gercekleri goren onun nuruyla nurlanmış, gonul gozleri acık kullarından eylesin. SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK

__________________