Bizler inanc sistemimizi oyle yanlış bir yol uzerine oturtmuşuz ki, Kur’an ın hukumlerine inancımızın taban tabana zıt olduğunun, farkında bile değiliz. Yine bir kardeşimizin, bir yazıma verdiği cevap cok duşundurucu olduğu icin, sizlerle paylaşmak istedim. Cunku bu yanlış her zaman yapılıyor, ornek gosteriliyor.


(Haluk bey, sozleriniz Hadis Munkirlerinin sozlerine benziyor. Hadislerin Kur'an'a arzına dÂhil tek bir rivayet yoktur. Zaten bu cok absurd bir metod cunku Kur'an'da meselelerin tamamı yoktur. Kur'an'da meselelerin tamamı yok ise her meseleyi Kur'an'a nasıl arz edeceksiniz?)


İşte size gunumuz tabiriyle, din ve iman adına mechule doğru yolculuğa, dikkat cekici bir ornek. Arkadaşımız hadislerin Kur’an a arzı konusunda rivayet arıyor. HÂlbuki Kur’a na bakmış olsaydı, Allah ın uyarılarını gorup, sakın emin olmadığın bilginin ardına duşme, Kur’an ın ipine sarıl, sizlere Kur’an da her konudan nice ornekleri verdik ki anlayasınız, hicbir eksik bırakmadık biz Kur’an da, dediğini apacık gorecekti. Kur’an dururken, ondan başka kanıt mı arıyoruz. Aradığımız icin de, toplum olarak bugun ne hallerdeyiz. Allah bizleri affetsin.

Kardeşimiz bu sozleriyle, bizlere iletilen rivayetlerin, helal ve haram hukumlerinin hepsini Kur’an da bulamayacağımızı, onun icinde Kur’an da bahsedilmeyen, hukmu verilmeyen konuları da Kur’an dan aramamız ve Kur’an ın suzgecinden gecirmemiz mumkun olamayacağını soyluyor. Bu doğrultuda, duşunce ve inancını dile getiriyor. Kontrolu olmayan bir inancı, Allah a nispet etmekten, Rabbim e sığınırım.


Arkadaşımız hadislerin Kur’an a arzına dÂhil, tek bir rivayet yoktur diyerek, kendine delil bulmuş bile. Once bu kardeşimize rivayetlerin dine hukum koyamayacağını, rivayetin once ne olduğunu araştırmasını oneririm.

Hadislerin Kur’an a arzı konusunda, yine rivayet arayan bu kardeşimize, MİNAREYİ CALAN, KILIFINI HAZIRLAR sozunu hatırlatmak isterim.

Aklını kullanan, hurafe den delil aramaz. Aklını kullanan Rabbin koruması altındaki FURKAN dan delil arar.

Kendisine rivayet kanıt arayan kardeşimize, peygamberimizin rivayetlerinden de elbette ornek gosterebiliriz. Bir şartla, Kur’an ın onayını almak şartıyla. Peygamberimiz bizlere, Kur’an ın iki kapağı arasındaki bilgilerden başka, hicbir şey bırakmadığını soyler. Yine bu kardeşimiz eğer iyi araştırmış olsaydı, peygamberimizin once izin verdiği, ama daha sonra yapılan yanlışları gorduğu icin, hadis yazımının, naklinin yasaklandığını bilmesi gerekirdi. Bu yasağın dort halife devrinde de devam ettirildiğine dair, bircok rivayet bilgiler vardır bugun elimizde. Dediğimiz gibi, hepside rivayettir. Hicbir rivayet dine hukum koyamaz, doğruluğundan eminde olamayız. Dine hukum koyan, yalnız Rabbimizdir, onun onayından gecen her bilgide, bizim başımızın tacıdır.


Bu arkadaşımız bunları soylerken, bugun bizlere oğretilen ve Kur’an ın bahsetmediği bircok ornekleri de vererek, bakın bu konuda Kur’an da haram olduğuna dair bir bilgi yoktur, yani bunları da peygamberimiz haram olduğuna, hukmederek, bizleri hadisleriyle bilgilendirmiştir, onun icin her şeyi Kur’an ile karşılaştıramayız, Kur’an da aramamız mumkun değildir diyebiliyor.


Peki, bu inanc ve duşunceye Kur’an onay veriyor mu? Rivayetlerden bu konuda kanıt arayan ve bulamayan kardeşimize, acaba Kur’an bu duşuncesine onay veriyor mu diye, duşunmesini de oneririm.

Diyelim ki arkadaşımız haklı, İslam ı yaşamak adına takip edeceğimiz bu yol ve yonteme, eğer onay veriyorsa Kur’an, bu durumda ona hak verebiliriz. Gelin şimdi bu sorunun cevabını Kur’an da arayalım. Yani Allah elcisine, kendisinin haram dediklerinden başka konularda da, haram koyma yetkisi vermiş mi?

Once size her yazımda neredeyse hatırlattığım, bir ayeti hatırlatmak istiyorum.

Zuhruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir oğuttur. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Dikkat ederseniz Allah, sizleri Kur’an dan sorum tutuyorum diyor. Hatta bircok kez Kur’an ın ipine sarılmamıza onerir bizlere. Bu hukmu veren Rahman, acaba daha sonra Kur’an ın hukmu olmayan, Kur’an da hic bahsedilmeyen bir hukumden, haramdan sorumlu tutar mı bizleri? Sanırım arkadaşımızın duşuncesi, daha ilk ornek verdiğim ayetten bile onay alamadı.

Şimdi sizlere peygamberimizin, haram ve helal koyma yetkisinin olup olmadığına ışık tutacak, bir ayeti hatırlatmak ve uzerinde sizleri duşunmeye davet etmek istiyorum.

Aşağıdaki ayette, peygamberimiz aile icinde, eşlerinin hoşnutluğu adına, helal olan bir şeye haramdır diyor. Bakın Allah bunu yapan elcisine nasıl bir ayet indiriyor, uyarıyor ve aile icinde soylenmesine rağmen, bu uyarıyı Kur’an a alarak, tum insanlığın bu konudan haberinin olmasını, acaba neden istiyor olabilir. Once ayeti yazalım.

Tahrim 1:Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah'ın sana helal kıldıklarını nicin haram kılıyorsun?Allah cok bağışlayandır, cok esirgeyendir.

Ayete dikkatle baktığımızda, aslında aile icinde, belki de yalnız eşleri arasında hoşnutluğu sağlamak adına, peygamberimiz helal olan bir şeye haramdır diyor. Fakat Allah, bu aile icindeki olay dışarıya yanlış akseder, duyulur diye, hemen bakın nasıl bir ayet indirerek uyarıyor. İşin ilginci bu uyarıdan bizlerinde haberinin olmasını istiyor. Yoksa gizlicede elcisini uyarabilirdi. İşte bu ayetten almamız gereken, buyuk dersler var. Ayette, Allah ın sana helal ettiğimi, neden haramlaştırıyorsun sozleri, sizce her şeyi cok net acıklamıyor mu?

Şimdide Allah ın helal ve haram konusunda verdiği hukumlere ve bizleri bu konuda ki uyarılarına bakalım.

Bakara 173:Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret olcusunu aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona gunah yoktur. Şuphesiz, Allah cok bağışlayandır, cok merhamet edendir.

Yukarıda ki ayette acıkca belirtilenlerin dışında, temiz olan her şeyin helal olduğunu siz bu ayetten anlamadınız mı?

Gunumuzde bizlere uzun bir liste verilir, helal ve haramları iceren. Hani bu liste neden Kur’an da yok diyenlere, işte kardeşimizin bana soyledikleri yıllardır topluma da soylendiğinden, hic kimse bu listenin nereden geldiğini de araştırmamıştır. Cunku her şey Kur’an da yoktur, mantığına inandırılmışız da ondan.

Kur’an da hic bahsi gecmeyen, haramlar listesi nereden bizlere sokulmuştur biliyor musunuz dostlar? Bugun Yahudilerin elindeki, tahrif edilmiş Tevrat ta yazıyor. Tek tırnak hayvanlar yenmez, cift tırnak olacak, yabani şu ya da bu hayvanlar yenmez, denizde şunlar yenir bunlar yenmez ve buna benzer uzun bir liste vardır. Hic birimiz sormuyoruz bile, neden Kur’an da yok tum bu haramlar listesi? Hani Kur’an dan sorumluyduk, hani Kur’an ın ipine sarılacaktık, hani biz Kur’an da hicbir eksik bırakmadık diyordu Rabbim. Ne oldu tum bu ayetlerin hukumleri. Yoksa bu ayetlere iman etmiyor muyuz?

Kimseye soramayız, cunku sorgulama yetkimiz, gucumuz elimizden alınmışta ondan. Sen duşunme, zaten anlayamazsın mantığını icimize sokanlar, bu işi cok iyi başarmışlar. Artık sorgulamayan, duşunmeyen bir toplum olmuşuz.

Kur’an indirilmeden once, nelerin haram olduğu konusunda detaylı bir bilgimiz yok elbette. Fakat Allah elcisine, o gunku ehli kitap toplumunu uyarmak adına, bakın nasıl bir ayet indiriyor.


Aliimran 50:'Benden onceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak uzere size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin.'


Demek ki daha once, bazı şeyler gecmiş topluma harammış. Ama Allah bu haramları kaldırmak icin ayetler indirdiğini, yani bundan sonra acıkladıklarımın dışında, haramlar yapmayın sakın kendinize diyor.

Şimdi hatırlatacağım ayet uzerinde, lutfen dikkatle duşunelim. Duşunme yetkisini başkalarına verenler duşunmeye bilir. Kendi sorunu.


Hakka 44–45–46: Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sozler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.

Ayetin guzelliğine bakar mısınız lutfen. Allah Kur’an dışından bazı sozleri, bunlarda Allah katındandır deseydi, onun canını alırdık diyor. Ama bu ve buna benzer onlarca ayetlere gozlerini yumanlar, hala peygamberimizin Kur’an da olmayan konularda hukum verebileceğine inanmakta ısrar edebiliyorlar. Sırf hurafe itikatlarından vazgecmemek adına.


Arkadaşımız bana verdiği cevaplarda, Allah sadece Kur’an demiyor, peygambere de itaati vurguluyor diyerek, ayetleri kendi itikatlarına delil aramaya devam ediyor. HÂlbuki Allah elcime uyun, ona uymak bana uymak gibidir derken, elcisinin bizleri yalnız ve yalnız Kur’an ile uyaracağını, onun dışına cıkmayacağını anlatıyordu bircok ayetinde. Kur’an ın dışına cıkamayacağını, onun dışından bazı sozleri bunlarda Allah katındandır demiş olsaydı, onun canını alırdık dediği ayetleri gormezden gelerek, kendi itikatlarına kelimelerin ardından delil arayanlara, ne soylesek anlamayacaklarını cok iyi biliyorum.

Bakın Rabbim bu ve buna benzer itikatların ardı sıra giderek, Allah ın Kur’an da hicbir delil indirmediği şeylerin ardına duşenlere ne soyluyor.


Enam 81: “Allah’ın size, hakkında hicbir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Oyle ise iki taraftan hangisi guvende olmaya daha lÂyıktır? Eğer biliyorsanız soyleyin.”

Bana Kur’an da her şey yazmaz diyen kardeşimizin, acaba bu ayetlerin ne soylediğinden haberi yok mu?

Allah size hakkında hicbir delil indirmediği şeyleri, bunlarda Allah katındandır diyenleri, adeta Allah ın yetkilerini edindikleri velilere nispet ettiklerinden, tum bu davranışlarından dolayı, Allaha ortak koşma olarak goruyor bunları yapanları. Elbette Rabbin hukmetmediklerini de, bunlar Allah katındandır diyenler, Allah ın hukumlerine ortak koştuklarını bilmelidir.

Ayetin sonunda, Rabbin sorusu duşundurucudur. Bakın ne soruyor aklını kullananlara. Oyleyse iki taraftan hangisi guvende olur?

Birincisi Allah ın hukumlerine iman edip, hurafe ve sanının ardı sıra gitmeyenler. Diğeri de Kur’an da Allah ın hicbir delil indirmediği halde, bunlarda Allah katındandır diyenlerin takip ettiği yol. Sizce hangi yol daha emin ve daha doğrudur? Rabbin ayetin sonunda, sorduğu gibi. EĞER BİLİYORSANIZ SOYLEYİN.

Kur’an bu konuda cok acık hukumler vermiş ve Allah ın Kur’an da hukum vermedikleri hicbir konuda, sorumlu olamayacağımızı ve yine haram ve helal konusunda da yetkinin yalnız Allah ta olduğunu, apacık bakın nasıl bildiriyor bizlere.


Maide Suresi 87: Ey iman sahipleri! Allah 'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve guzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.

Sur. 116. ayet; Yalan duzerek Allah'a iftira etmek icin, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan duzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.


Demek ki bu konuda, apacık hukum var. Bilgisizce emin olmadan, Allah ın acıkca haramdır demediklerine, haram deme yetkisi kimsede yok. Ayete dikkat ederseniz, Allah ın helal kıldığından bahsediyor. Demek ki yetki bizzat kendisinde. Bunun dışında şu ya da bu haramdır demek, Allaha iftira atmak olduğunu hatırlatıyor bizlere.

Aşağıdaki ayetlerde bu konuyu daha da pekiştiriyor ve bakın ne diyor.

Enam 140: Şu bir gercek ki, ilimsizlik yuzunden oz evlatlarını beyinsizce katledenlerle,Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar, gercekten husrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hicbir zaman doğruyu ve guzeli bulamazlar.


Enam 150: Şunu da soyle: "Allahşunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse, sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla ahrete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?

.
Yukarıdaki ayetleri apacık gordukleri halde, hala gozlerini yumarak, Kur’an dışından haramlar edinenlere, daha ne soylemek gerekir bilemiyorum. Allah ın Kur’an da haram demediklerine haramdır diyenler, Allaha iftira ettiklerini soyluyor. Sanırım birde, peygamberimize iftira atıldığını da hatırlatmalıyım. Bu insanların sapmış olduğunu, bu insanların doğruyu asla bulamayacaklarının, uyarısını da yapıyor Allah ayetinde.

Enam suresi 50. ayetinde ise, Rabbin haram demediklerine haram dır diyenlere acık tehditle, Allah şunu haram etmiştir diyenler, bunun şahitlerini getirsinler diyor. Eğer tum bunlara iman edip, Allah ın haram demediklerine, haramdır diye şahitlik yapanlarla birlikte olmayın diye ikaz ediyor bizleri.

Yunus 59. ayetinde de şukurler olsun Rabbim, bu konuya cok acık bir şekilde hukmunu veriyor ve bakın ne diyor, tekrar hatırlamakta yarar var.

(Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?)

Demek ki haram ve helal koyma yetkisi, yalnız Allah ın mış, ama ayetleri okuyup, duşunen mi var. Bunu yapanların, Allaha iftira attıklarını unutmamalıdırlar. Bunun cezasını tahmin bile etmek istemiyorum. Rabbim cumlemizi boyle buyuk bir hatadan korusun.

Bizler dine oyle hurafeler sokmuş ve buna yuzlerce yıldır inandırılmışız ki, adeta kangren olmuş icimizde. İnancımız Allah yolundan sapmış. Batıl doğru bilindiğinden, hakkın sozlerinin ustu ortulmuş. Yapılan yanlışları ortaya cıkarmaya calışanlar, ayetleri topluma hatırlatma cabasında olanlar ise, toplumda dışlanır olmuş. Sunnet İnkÂrcı damgasıyla suclanır olmuşlar.

HÂlbuki peygamberimiz soylemediği halde, bunlarda peygamberimizin sozleridir diyenlerin, cehennemdeki yerini hazırlasın diye uyaran peygamberimizin sozlerini, her nedense duymak istemiyorlar.

Allah yardımcımız olsun. Cok zor gunlerin icinde yaşıyoruz. Kur’an her konuda detaylı bilgi vermeyen kitap ilan edildiği icin, artık ona muracaat edende cok kucuk bir azınlık kaldı. Yani artık peygamberimizin soylediği gibi, Kur’an terk edildi.Onun icindir ki Allah ta bizleri cezalandırıyor, dualarımız karşılık bulmuyor.

Dilerim Kur’an ın kıymetini anlayan, ona gereken saygıyı gosteren, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GUMUŞTABAK
__________________